İranlı yetkili, uranyumun fazlasının Rusya'ya transferinden vazgeçilmesi talebinde bulundu

Meclis Ulusal Güvenlik ve Dış Politika Komisyonu Başkanı Mücteba Zünnur (IRNA)
Meclis Ulusal Güvenlik ve Dış Politika Komisyonu Başkanı Mücteba Zünnur (IRNA)
TT

İranlı yetkili, uranyumun fazlasının Rusya'ya transferinden vazgeçilmesi talebinde bulundu

Meclis Ulusal Güvenlik ve Dış Politika Komisyonu Başkanı Mücteba Zünnur (IRNA)
Meclis Ulusal Güvenlik ve Dış Politika Komisyonu Başkanı Mücteba Zünnur (IRNA)

Meclis Ulusal Güvenlik ve Dış Politika Komisyonu Başkanı Mücteba Zünnur, zenginleştirilmiş uranyum fazlasının Rusya'ya transferinden vazgeçilmesini, ülkesinin 2015 tarihli nükleer anlaşmanın yükümlülüklerine uymak için gelişmiş santrifüjleri bir kenara bırakmamasını talep etti.
IRNA haber ajansının bildirdiğine göre Zünnur, “Zenginleştirilmiş uranyum stoku fazlasını Rusya'ya transfer etmemek için ABD'nin nükleer anlaşmaya dönmesine bir şart koşmalıyız. ABD’nin anlaşmaya geri dönmesi ve daha derin bir kuyudan düşmemesi için şartlar ve güvenceler istemeliyiz. Nükleer anlaşmaya ve yaptırımların kaldırılmasına karşı çıkan muhafazakar bir yetkili tanımıyorum” dedi.
Aynı zamanda Washington'un nükleer anlaşmanın 36 ve 37. maddelerinde öngörülen, nükleer anlaşmanın Güvenlik Konseyi’ne iade edilmesine neden olan snapback mekanizmasını etkinleştirme gücü olduğu uyarısında bulundu. Zünnur, aynı zamanda şu ifadeleri kullandı:
“Geçmiş yıllardaki fırsatları kaçırmasaydık bu alanda güvenceler elde edebilirdik. Batılıları müzakere masasına daha hızlı itebilirdik. Anlaşmaya geri dönme koşullarından biri, zenginleştirilmiş uranyumun Rusya'ya gönderilmemesi olmalı. Uranyum, Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (UAEA) denetimine tabi bir şekilde İran'da kalabilir. Bir diğer şart da santrifüjlerin toplanmaması. Gaz pompalanmadan UAEA gözetiminde boş tutulabilir; her iki haftada bir denetlenebilir. Böylece diğer taraflar taahhütlerinden vazgeçtiği taktirde santrifüjleri hızlı bir şekilde çalıştırabiliriz.”
ABD’den İran'ın yaptırımlardan gördüğü tahminen bir milyar dolar değerindeki zararı karşılamasını talep eden Zünnur, “Bugün geçmişe göre daha ihtiyatlı ve duyarlıyız” dedi.
ABD ve İran, nükleer anlaşmayla karşılıklı geri dönüşün sağlanması ve ABD yaptırımlarının kaldırması yönünde nükleer anlaşma taraflarının da katılımıyla Avrupa Birliği (AB) sponsorluğunda dolaylı müzakereler yürütüyor.
Bu yöndeki beşinci tur müzakereler geçtiğimiz hafta sona ermişti. Avrupa’nın görüşmelerdeki koordinatörü Enrique Mora'nın açıkladığına göre önümüzdeki günlerde yapılacak altıncı turun son tur olması bekleniyor.
Natanz tesisinde yüzlerce IR2, IR4 ve IR6 santrifüjü çalıştıran İran, Fordo tesisindeki santrifüjlere yeniden uranyum gazı enjekte etmişti. Ancak Batılı ülkeler, nükleer anlaşmayı ihlal eden bu cihazların imha edilmesini istiyor. Diğer yandan İran parlamentosu buna karşı çıkarken İran hükümetinin bu yöndeki tutumu ise net değil.
UAEA, geçtiğimiz hafta yayınladığı raporunda Tahran'ın biriktirdiği düşük düzeyde zenginleştirilmiş uranyum stokuna, nükleer anlaşma kapsamında izin verilen sınırı en az 16 kat aştığına odaklanmıştı. Stok sınırı 300 kilogram iken 3 bin 241 kilogram stok yapıldığına işaret eden UAEA, bir önceki raporunda ise stokun 2 bin 967 kilogram olduğunu belirtmişti.
24 Mayıs'ta ajans, 20 seri veya farklı türde santrifüj setinin zenginleştirme yönünde santrifüjleri uranyum hekzaflorür (UF6) gazı ile beslendiğini doğrulamıştı. Üst düzey bir diplomat ise bu sayının tesiste meydana gelen patlamadan önce 35 ile 37 arasında olduğunu bildirdi.
2018'de Başkan Donald Trump yönetimi altında nükleer anlaşmadan çekilen Washington, Tahran'ı yeniden boğucu ekonomik yaptırımlara tabi tutmaya başlamıştı. Ardından 2019 yılında İran ise anlaşma kapsamında nükleer faaliyetlerine yönelik kısıtlamaları ihlal etmeye başlamıştı.
Bu yönde yüzde 60 oranında uranyum zenginleştiren İran, nükleer silah üretmek için gereken uranyuma doğru büyük bir adım atmış, yüzde 20’lik orana geçtiğimiz Ocak ayında ulaşmıştı. Nükleer anlaşma ise zenginleştirilmiş UF6 saflık oranını yüzde 3,67 olarak sınırlıyor.
UAEA, İran'ın bu seviyeye kadar zenginleştirilmiş 2,4 kilogram uranyum, yüzde 20’lere dek zenginleştirilmiş 62.8 kilogram uranyum ürettiğini tahmin ediyor.



Kaynaklar: Trump, Azerbaycan ve bazı Orta Asya ülkelerini İbrahim Anlaşmaları’na dahil etmek istiyor

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, 15 Eylül 2020'de Washington'da İbrahim Anlaşmaları’nın imzalanmasının ardından ABD Başkanı Donald Trump ile birlikte (Reuters)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, 15 Eylül 2020'de Washington'da İbrahim Anlaşmaları’nın imzalanmasının ardından ABD Başkanı Donald Trump ile birlikte (Reuters)
TT

Kaynaklar: Trump, Azerbaycan ve bazı Orta Asya ülkelerini İbrahim Anlaşmaları’na dahil etmek istiyor

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, 15 Eylül 2020'de Washington'da İbrahim Anlaşmaları’nın imzalanmasının ardından ABD Başkanı Donald Trump ile birlikte (Reuters)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, 15 Eylül 2020'de Washington'da İbrahim Anlaşmaları’nın imzalanmasının ardından ABD Başkanı Donald Trump ile birlikte (Reuters)

Reuters’a konuşan bilgi sahibi beş kaynak, ABD Başkanı Donald Trump yönetiminin, Azerbaycan ve Orta Asya'daki bazı müttefiklerini İbrahim Anlaşmaları’na dahil etme olasılığını aktif olarak müzakere ettiğini ve bununla mevcut İsrail ile ilişkileri güçlendirmeyi umduğunu bildirdi.

Trump'ın ilk başkanlık döneminde, 2020 ve 2021 yıllarında imzalanan İbrahim Anlaşmaları uyarınca, Müslüman çoğunluğa sahip dört ülke, ABD'nin arabuluculuğuyla İsrail ile diplomatik ilişkilerini normalleştirmeyi kabul etti.

Kimliklerinin açıklanmamasını isteyen kaynaklar, Azerbaycan ve bazı Orta Asya ülkelerinin İsrail ile zaten uzun süredir ilişki içinde olduğunu belirtti. Bu da, anlaşmaların bu ülkeleri de kapsayacak şekilde genişletilmesinin büyük ölçüde sembolik bir adım olacağı, ticaret ve askeri iş birliği gibi alanlarda ilişkilerin güçlendirilmesine odaklanılacağı anlamına geliyor.

Gazze Şeridi'nde artan vefat sayısı, bölgeye yardım girişinin engellenmesi ve İsrail'in askeri operasyonları nedeniyle bölgede yaşanan kıtlık, Arap öfkesini daha da artırdı. Bu durum, İbrahim Anlaşmaları’na daha fazla Müslüman çoğunluklu ülke ekleme çabalarının aksamasını beraberinde getirdi.

Gazze Şeridi’ndeki sağlık yetkilileri, Gazze savaşının on binlerce kadın ve çocuk dahil olmak üzere 60 binden fazla kişinin hayatına mal olduğunu ve bunun dünya çapında öfkeye yol açtığını belirtti. Kanada, Fransa ve Birleşik Krallık son zamanlarda bağımsız bir Filistin devletini tanıma niyetlerini açıkladı.

Üç kaynak, diğer bir ana anlaşmazlık noktasının Azerbaycan'ın komşusu Ermenistan ile olan çatışması olduğunu söyledi. Trump yönetimi, Kafkasya bölgesinde bulunan iki ülke arasındaki barış anlaşmasını İbrahim Anlaşmaları’na katılmak için ön koşul olarak görüyor.

Trump yönetimi yetkilileri, anlaşmaya katılabilecek birkaç ülkenin adını kamuoyuna açıklarken, kaynaklar Azerbaycan'a odaklanan görüşmelerin en organize ve ciddi olanlar arasında olduğunu belirtti. İki kaynak, birkaç ay hatta birkaç hafta içinde bir anlaşmaya varılabileceğini söyledi.

Trump'ın Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff, mart ayında Azerbaycan'ın başkenti Bakü'ye giderek Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile görüştü. Üç kaynak, Witkoff'un en önemli yardımcılarından biri olan Aryeh Lightstone'un bahar aylarında Aliyev ile bir araya gelerek İbrahim Anlaşmaları’nı görüştüğünü belirtti.

Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığına göre aynı kaynaklar, bu görüşmeler kapsamında Azerbaycanlı yetkililerin komşu Kazakistan da dahil olmak üzere Orta Asya ülkelerindeki muhataplarıyla temasa geçerek, İbrahim Anlaşmaları'nın kapsamının genişletilmesine ne kadar ilgi duyduklarını ölçtüler.

Kazakistan, Özbekistan, Türkmenistan, Tacikistan ve Kırgızistan'ı içeren Orta Asya'da diğer hangi ülkelerle iletişime geçildiği henüz belli değil.

ABD Dışişleri Bakanlığı, yorum istendiğinde belirli ülkelere değinmedi, ancak anlaşmaların kapsamının genişletilmesinin Trump'ın ana hedeflerinden biri olduğunu bildirdi. Bir ABD'li yetkili, “Daha fazla ülkeyi dahil etmek için çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.

Azerbaycan hükümeti ise yorum yapmaktan kaçındı. Beyaz Saray, İsrail Dışişleri Bakanlığı ve Kazakistan'ın Washington Büyükelçiliği de yorum taleplerine yanıt vermedi.