Katar'ın başkenti Doha dün İsrail'in Hamas’ın önde gelen liderlerini hedef alan hava saldırısı düzenlemesiyle dramatik bir gelişmeye tanık oldu. Bu operasyon, geniş kapsamlı bölgesel ve uluslararası yansımaları nedeniyle son yılların en tehlikeli operasyonu olarak nitelendirildi. Saat 14:15'te başkent Doha'nın Katara semtinde meydana gelen patlamaların görüntüleri yayıldı ve konu netleşene kadar çeşitli spekülasyonlar yapıldı. Katar medyası, İsrail'in hava saldırısının, ABD Başkanı Donald Trump'ın ateşkes önerisini tartışan Hamas liderlerinin Doha'daki toplantısını hedef aldığını bildirdi. İlk haberlerde, hareketin en önde gelen liderlerinden Halil el-Hayye'nin saldırıda öldürüldüğü belirtilirken, İsrail ordusu ve Şin-Bet, saldırının Hamas'ın üst düzey liderlerini hedef aldığını doğruladı.
Saatler geçtikçe, operasyonda hedef alınan isimler, Halil el-Hayye, Zahir Cebbarin, Halid Meşal ve Nizar Avadallah olarak açıklandı. Hareket içindeki kaynaklar da el-Hayye'nin oğlu ile ofis müdürünün hayatını kaybettiğini doğruladı. Öte yandan Hamas kaynakları, Doha'daki müzakere heyetinin bombalamadan sağ kurtulduğunu, ancak iki liderinin yaralandığını belirtti.
Planlama ve uygulama
İsrail Ordu Radyosu, operasyonun aylarca planlandığını ve Tel Aviv'in liderlerin Türkiye'den Doha'ya dönmesini beklediğini açıkladı. Şarku’l Avsat’ın İsrail Kanal 12 televizyonundan aktardığına göre, karar Kudüs ve Gazze'deki kanlı saldırıların ardından alındı ve Başbakan Binyamin Netanyahu ile Savunma Bakanı Yisrael Katz güvenlik servislerinin başkanlarıyla anlaşarak operasyona ‘yeşil ışık’ yaktı. Netanyahu'nun ofisi, saldırının ‘tamamen bağımsız’ olarak gerçekleştirildiğini doğruladı.
ABD'nin tutumu
Amerikalı kaynaklar Axios'a, Trump yönetiminin füzeler havadayken saldırıdan haberdar olduğunu ve İsrail'in saldırı gerçekleştirilmeden kısa bir süre önce Beyaz Saray'ı bilgilendirdiğini söyledi. Buna rağmen Washington operasyonu engellemek için müdahale etmedi. Bu arada İsrailli-Amerikalı arabulucu Gershon Baskin, X platformu üzerinden Trump'a ‘ABD'nin itibarını kurtarmak için savaşı derhal sona erdirme’ çağrısında bulundu.
Bölgesel ve uluslararası tutumlar
Saldırı, Arap ve uluslararası kamuoyunda geniş çapta kınamaya yol açtı. Suudi Arabistan, saldırıyı ‘suç eylemi ve açık bir ihlal’ olarak nitelendirdi; tüm imkanlarını Katar'ın hizmetine sunmaya hazır olduğunu açıkladı. Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman, Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamad Al Sani ile temasa geçerek tam desteğini yineledi.
Ürdün Kralı 2. Abdullah, Katar Emiri ile yaptığı telefon görüşmesinde, Doha'nın güvenliğini ve egemenliğini zedeleyen her türlü eylemi reddettiğini vurguladı. Mısır ise bu adımın, ‘tehlikeli bir emsal ve kabul edilemez bir gelişme’ olduğu konusunda uyarıda bulundu. Cezayir, Irak, Türkiye, İran ve Kuveyt'ten yapılan açıklamalarda saldırı ‘uluslararası hukukun ihlali’ olarak nitelendirilirken, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres saldırıyı kınadı.
Çin'in Katar Büyükelçiliği vatandaşlarına yönelik güvenlik talimatları yayınlarken, Papa Leo ‘tüm durumu son derece tehlikeli’ olarak değerlendirdi.
Sahadaki yansımaları
Hamas kaynakları, bombalamanın lider Halil el-Hayye'nin evine odaklandığını, İsmail Heniyye'nin hayattayken kullandığı başka bir evin de kısmen hedef alındığını açıkladı. Kaynaklar, bazı liderlerin hayatta kalmasının nedeninin toplantı yerinin niteliği olduğunu öne sürdü.
Öte yandan İsrail Ordu Radyosu, medyada yayınlanan patlama ve hedef alınan karargâh görüntülerinin ardından, saldırıya 15 savaş uçağının katıldığını doğruladı.
Operasyonun boyutları
İsrail, Hamas liderlerini hedef almasını, onların 7 Ekim 2023 katliamının ‘beyinleri’ olduklarını ve Kudüs'teki son saldırı da dahil olmak üzere İsrail'e karşı kanlı operasyonlar planlamaya devam ettiklerini söyleyerek haklı çıkarmaya çalıştı.
Ancak, operasyonun Katar'ın egemenliğine açık bir ihlal ve tüm Körfez'in güvenliğine bir tehdit oluşturduğu yönündeki suçlamalar arasında, bölgenin daha geniş bir çatışmaya sürüklenebileceği korkusu bölgesel ve uluslararası tepkilere yansıdı. Doha operasyonu, çatışmanın Gazze Şeridi sınırlarını aşarak bir Körfez başkentine ulaşmasıyla bölgedeki dengeleri yeniden şekillendirdi. Bu durumun siyasi ve güvenlik açısından yansımaları olacağına işaret edildi.
İsrail, Hamas'a kararlı bir darbe indirdiğine inanırken, uluslararası tepkiler 9 Eylül 2025'in ardından farklı bir tablo ortaya çıkacağını gösteriyor.