Irak’ta Haşdi Şabi komutanının serbest bırakılmasında uzlaşıya varılırken istihbarat subayına düzenlenen suikast kartların yeniden karılmasına neden oldu

Irak güvenlik birimlerinde üst düzey subaylara suikast düzenlenebileceğine dair korku ve öfke hakim

Başbakan Mustafa el-Kazımi, hükümetinin Irak'taki savaş hayaletini ortadan kaldırmayı başardığını vurguladı (AFP)
Başbakan Mustafa el-Kazımi, hükümetinin Irak'taki savaş hayaletini ortadan kaldırmayı başardığını vurguladı (AFP)
TT

Irak’ta Haşdi Şabi komutanının serbest bırakılmasında uzlaşıya varılırken istihbarat subayına düzenlenen suikast kartların yeniden karılmasına neden oldu

Başbakan Mustafa el-Kazımi, hükümetinin Irak'taki savaş hayaletini ortadan kaldırmayı başardığını vurguladı (AFP)
Başbakan Mustafa el-Kazımi, hükümetinin Irak'taki savaş hayaletini ortadan kaldırmayı başardığını vurguladı (AFP)

Şarku’l Avsat’a konuşan üst düzey kaynaklar, Irak hükümeti ve silahlı grupların, Haşdi Şabi Güçleri’nde üst düzey bir komutanın tutuklanması ve gerginliğin durması karşılığında serbest bırakılması konusunda anlaşmaya vardıklarını doğruladılar. Öte yandan geçtiğimiz Pazartesi günü Bağdat'ta üst düzey bir istihbarat subayına suikast düzenlenmesi, kartların yeniden karılmasına neden olurken olayın güvenlik birimleri arasında bir tasfiye savaşı başlatabileceği düşünülüyor.
Haşdi Şabi Genel Merkezi'ne yakın kaynaklar, Irak yargısının Haşdi Şabi Enbar Operasyonlar Komutanı Kasım Muslih'i delil yetersizliğinden serbest bıraktığını söylediler. Ancak Şarku’l Avsat’a konuşan bir hükümet yetkilisi, Muslih’in serbest bırakıldığını yalanlamadan mahkemenin henüz kararını vermediğini, birkaç gün içinde kesin kararın verilebileceğini belirtti.
Ne hükümet ne de yargı, Muslih’in serbest bırakılması hakkında resmi bir açıklama yapmazken Haşdi Şabi platformları daha önce olduğu gibi Muslih'in resimlerini yayınlamaya devam etti.
Iraklı liderlerden birinin siyasi danışmanı Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada, Herkes iki taraf arasında açık bir savaşın başlayabileceğini düşünüyor" ifadelerini kullandı. Danışman, bazı siyasi liderlerin krizi Muslih'in tutuklandığı ve gerilimin angajman kurallarıyla hesaplandığı an öncesine geri getirmek için çabaladıklarına işaret etti.
Şarku’l Avsat’a konuşan kaynaklar, danışmanın İran'ın bir an önce sakinleşilmesi talebiyle harekete geçmesinin ardından iki taraf arasında siyasi bir çözüme ulaşılmasından bahsettiğini söylediler. Kaynaklar, anlaşmanın Haşdi Şabi’nin saraylara ve hükümet tesislerine saldırmayı tamamen durdurmasını, Kazımi’nin ise önde gelen Şii liderleri hedef almaktan kaçınmasını öngördüğünü belirttiler. Bu spekülasyonlar sırasında, silahlı gruplar tarafından finanse edilen haber ajansları ve sosyal medya hesapları, aktif bir şekilde son dakika haberlerini ve Muslih'in serbest bırakılması haberlerinin resimlerini yayınladılar.
Haşdi Şabi, ilk kez resmi açıklama yapılmadan kamuoyunu ve haber akışını kontrol etmiyordu. Daha önce de benzer durumlar yaşanmıştı. Irak'ta çatışan taraflar Kazımi hükümeti ve silahlı gruplar arasındaki bu tür spekülasyonlar kendi iradelerini dayatma konusundaki rekabetin boyutunu yansıtıyordu. Hükümet Haşdi Şabi’yi kendisine sadık olmaya zorlamaya çalışırken, gruplar, bunun aksini kanıtlamak için ellerinden geleni yapıyorlar.
Muslih'in tutuklanması, silahlı adamların Yeşil Bölge'ye saldırmasıyla söz konusu rekabeti doruğa çıkardı. Sahadaki kaynaklar, çoğu ağır silahlarla donatılmış bu adamların o gün Başbakan Kazımi'nin evine ulaştığını söylediler.
Kaynaklar, Kazımi hükümetini destekleyen siyasi güçlerin, ‘ülkedeki istikrarsız durumdan derin endişe duydukları için anlaşmaya ikna olduklarını’ ancak silahlı grupların liderleriyle yapılan görüşmeler sırasında İranlılara, “Eğer Kazımi’ye karşıysanız, silahlı gruplar olarak sizi temsil eden, uluslararası toplum ve Arap ülkeleri ile bağ kuran bir alternatif sunmalısınız”  şeklinde bir mesaj gönderildiğini kaydettiler.
İranlıların mesajı anladıklarını söyleyen kaynaklar, Kazımi ile ateşkese varmak için en azından şimdilik güvenli bir formüle ulaştıklarını ifade ettiler. Fakat 7 Haziran sabahı, kimliği belirsiz kişilerin Irak istihbarat servisinde üst düzey bir subayı vurarak öldürmeleri henüz sağlanan ateşkesin çökmesine neden oldu.
Suikasta kurban giden Irak Ulusal İstihbarat Servisinde görevli Albay Nibras Ferman, istihbaratın DEAŞ hücrelerine sızmasına katkıda bulunmasının yanı sıra 2017'de Bağdat'ta kaçırılan 3 Lübnanlının serbest bırakılmasında da önemli rol oynamıştı.
Üst düzey bir güvenlik yetkilisi, Albay Nibras'ın geçtiğimiz aylarda para kaçakçılığına karıştıkları için siyasi ve idari yetkilileri tutuklayan Yolsuzlukla Mücadele Komitesi'nin en önemli kaynaklarından biri olduğu yorumunda bulundu. Yetkili, “Albay’ın suikastına ilişkin hükümet tarafından yürütülen soruşturma devam ediyor” diye ekledi.
Öte yandan güvenlik birimlerinde suikasttan sorumlu taraf açıklanıncaya kadar, Muslih'in tutuklanmasının yankılarının üst düzey subayların hedef alındığı bir tasfiye savaşının başlatabileceğine dair korku ve öfke hakim. Zira ateşkesin sadece gruplardan biriyle yapılmış olabileceği, diğer grupların ise Muslih’in serbest bırakılmasına rağmen karşılık vermek istiyor olabilecekleri düşünülüyor.
Silahlı gruplar, Haşdi Şabi çatısı altında bu konuda bazı fikir birlikleri olsa da, mevcut krizin sunduğu tüm fırsatlardan yararlanmaya çalışıyorlar.
Diğer yandan Haşdi Şabi grupları, Irak’taki Şiilerin en büyük dini mercisi Ali es-​Sistani’nin verdiği DEAŞ’a karşı savaşma fetvasının yıl dönümü münasebetiyle bu ayın ortalarında Bağdat'ta bir askeri geçit töreni düzenlemeye hazırlanıyor. Güvenlik servislerinden kaynaklara göre, geçit törenine İran tarafından geliştirilen Rus zırhlı araçları ve tanklarının eşlik ettiği 70. Haşdi Şabi Tugayı katılacak. Aynı zamanda Haşdi Şabi Enbar Operasyonlar Komutanı Muslih’in geçit töreninden önce serbest bırakılması, Haşdi Şabi için hükümete kaşı kazanılmış siyasi bir zafere dönüşecek.
Sahadaki gelişmelere gelince, hükümet ve Haşdi Şabi tarafından askeri kurumlar, iki taraf arasındaki gergin atmosferden etkilenen geçit töreninde güvenliği sağlamaya çalışıyorlar. Güvenlik birimlerinden kaynaklar, tarafların Başbakan Mustafa el-Kazımi, Haşdi Şabi Başkanı Falih el-Feyyad ve Haşdi Şabi Genelkurmay Başkanı Abdulaziz el-Muhammedavi’nin (Ebu Fedek) oturacağı tribün dahil olmak üzere protokolle ilgili bir uzlaşıya varıldığını aktardılar.
Iraklı üst düzey bir subay, protokolün nasıl olacağı üzerinde anlaşmaya varılmasına rağmen, Muslih krizi ve Yeşil Bölge baskının yarattığı gergin atmosferin, bazı genel detaylar paylaşılsa da devlet kurumları ve Haşdi Şabi’nin üzerinde birlikte çalışmadıkları için geçit töreninin güvenliğine ilişkin plana yansıdığını söyledi.



Lübnan Ordusu: Güneyde bir UNIFIL devriyesine saldıran altı kişi yakalandı

Birleşmiş Milletler barış gücü güçleri, Marjeyoun'un Bouayda bölgesinde UNIFIL gücüne ait araçlarla devriye geziyor (AFP)
Birleşmiş Milletler barış gücü güçleri, Marjeyoun'un Bouayda bölgesinde UNIFIL gücüne ait araçlarla devriye geziyor (AFP)
TT

Lübnan Ordusu: Güneyde bir UNIFIL devriyesine saldıran altı kişi yakalandı

Birleşmiş Milletler barış gücü güçleri, Marjeyoun'un Bouayda bölgesinde UNIFIL gücüne ait araçlarla devriye geziyor (AFP)
Birleşmiş Milletler barış gücü güçleri, Marjeyoun'un Bouayda bölgesinde UNIFIL gücüne ait araçlarla devriye geziyor (AFP)

Lübnan Ordusu bugün, Lübnan'ın güneyindeki el-Tayri-Bint Cebeli yolunda Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü'ne (UNIFIL) ait bir devriyeye saldıran altı kişinin yakalandığını duyurdu.

Ordu "X" platformunda yayınlanan bir açıklamasında, UNIFIL gücüne yönelik saldırıda bir UNIFIL aracının hasar gördüğünü, ancak personel arasında herhangi bir yaralanma bildirilmediğini ifade etti.

Ordu, UNIFIL'e yönelik herhangi bir saldırının ciddiyetini vurgulayarak, olaya karışanların cezalandırılmasında hiçbir hoşgörü ve müsamaha gösterilmeyeceğini belirtti.

Ayrıca, UNIFIL'in Litani Nehri'nin güneyinde bulunan bölgedeki temel rolünü, ordu ile yakın koordinasyonunu ve istikrarın yeniden sağlanmasına aktif katkısını vurguladı.

UNIFIL dün yaptığı açıklamada, Güney Lübnan'daki devriyelerinden birine ateş açıldığını, ancak herhangi bir yaralanma bildirilmediğini duyurdu.

Bint Cubeyl yakınlarında devriye gezen üç motosikletli altı kişinin barış gücüne yaklaştığını ve içlerinden birinin aracın arkasına yaklaşık üç el ateş ettiğini açıkladı. Olayda yaralanan olmadı.


Arap ve İslam dünyası, İsrail'in Gazzelileri Mısır'a sürme niyetinden endişe duyuyor

Mısır ile Filistin toprakları arasındaki Refah sınır kapısı (Arşiv- Reuters)
Mısır ile Filistin toprakları arasındaki Refah sınır kapısı (Arşiv- Reuters)
TT

Arap ve İslam dünyası, İsrail'in Gazzelileri Mısır'a sürme niyetinden endişe duyuyor

Mısır ile Filistin toprakları arasındaki Refah sınır kapısı (Arşiv- Reuters)
Mısır ile Filistin toprakları arasındaki Refah sınır kapısı (Arşiv- Reuters)

Suudi Arabistan, Mısır, Ürdün, Birleşik Arap Emirlikleri, Endonezya, Pakistan, Türkiye ve Katar, İsrail'in Gazze Şeridi sakinlerinin Mısır'a geçişine olanak sağlamak için Refah sınır kapısını tek yönlü açacağı yönündeki açıklamalarından derin endişe duyduklarını belirtti.

Sekiz ülkenin dışişleri bakanları yaptıkları açıklamada, Filistin halkını topraklarından çıkarma girişimlerini tamamen reddettiklerini vurgulayarak, ABD Başkanı Donald Trump'ın Refah sınır kapısının her iki yönde de açılması, bölge sakinlerine hareket özgürlüğünün garanti altına alınması, Gazze Şeridi halkından hiçbirinin ayrılmaya zorlanmaması, aksine topraklarında kalmaları ve vatanlarının inşasına katılmaları için uygun koşulların yaratılması, istikrarın yeniden sağlanması ve insani koşulların iyileştirilmesine yönelik bütünleşik bir vizyonun oluşturulması planına tam bağlılık gösterilmesi gerektiğini vurguladı.

Bakanlar, Başkan Trump'ın bölgede barışı sağlama konusundaki kararlılığına ilişkin takdirlerini yineleyerek, güvenlik ve barışın sağlanması ve bölgesel istikrarın temellerinin sağlamlaştırılması amacıyla, planının tüm yönleriyle, gecikme veya aksama olmaksızın uygulanmasının önemini vurguladılar.

Ateşkesin tam olarak sağlanması, sivillerin çektiği acılara son verilmesi, Gazze'ye insani yardımların kısıtlama veya engel olmaksızın ulaştırılmasının sağlanması, iyileştirme ve yeniden yapılanma çalışmalarına erken başlanması ve Filistin Yönetimi'nin sektördeki sorumluluklarını yeniden üstlenmesi için gerekli koşulların oluşturulması ve böylece bölgede yeni bir güvenlik ve istikrar aşamasının başlatılması gerektiğini vurguladılar.

Bakanlar, ülkelerinin, Güvenlik Konseyi'nin 2803 sayılı Kararı ve ilgili tüm Konsey kararlarının tam olarak uygulanmasını sağlamak ve uluslararası hukuk kararları ve iki devletli çözüm ilkesi uyarınca adil, kapsamlı ve sürdürülebilir bir barışa ulaşmak için elverişli bir ortam sağlamak amacıyla Amerika ve tüm ilgili bölgesel ve uluslararası taraflarla çalışmaya ve eşgüdüm sağlamaya hazır olduğunu teyit ettiler. Bu, işgal altındaki Gazze ve Batı Şeria toprakları da dahil olmak üzere 4 Haziran 1967 sınırlarında, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasıyla sonuçlanacaktır.


Katar: Gazze savaşını sona erdirme müzakereleri kritik bir aşamada

Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman el Sani, 23. Doha Forumu'nun ilk gününde konuşuyor (Reuters)
Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman el Sani, 23. Doha Forumu'nun ilk gününde konuşuyor (Reuters)
TT

Katar: Gazze savaşını sona erdirme müzakereleri kritik bir aşamada

Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman el Sani, 23. Doha Forumu'nun ilk gününde konuşuyor (Reuters)
Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman el Sani, 23. Doha Forumu'nun ilk gününde konuşuyor (Reuters)

Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman el Sani bugün yaptığı açıklamada, Gazze savaşıyla ilgili müzakerelerin kritik bir aşamada olduğunu açıkladı.

Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığına göre Katar'daki Doha Forumu'nda düzenlenen bir panelde konuşan el Sani, arabulucuların ateşkesin bir sonraki aşamasına geçmek için birlikte çalıştıklarını ifade etti.

Başbakan, Gazze'de ateşkesin, İsrail'in Gazze Şeridi'nden tamamen çekilmesi olmadan tamamlanmayacağını açıkladı.

"Şu anda kritik bir noktadayız... Ateşkes olduğunu düşünemeyiz; ateşkes ancak İsrail'in tamamen çekilmesi ve Gazze'ye istikrarın geri dönmesiyle tamamlanır" ifadelerini kullandı.

Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Gazze'ye istikrar gücü kurulmasına ilişkin müzakerelerin sürdüğünü, gücün yetki ve angajman kurallarının da ele alındığını açıkladı.

Katar'daki Doha Forumu'nda konuşan Fidan, gücün temel amacının sınır boyunca İsrailliler ve Filistinliler arasında ayrım yapmak olduğunu belirtti.

Bugün Gazze'nin kuzeyinde, İsrail İHA'sının hedef alması sonucu bir Filistinli hayatını kaybetti, üç kişi de yaralandı. Filistin Bilgi Merkezi yerel kaynaklara dayanarak, "Gazze'nin kuzeyindeki el Atatra kavşağında İsrail'e ait bir İHA tarafından hedef alınanlardan bir şehit ve üç yaralının eş Şifa Hastanesi'ne getirildiğini" bildirdi.

Merkezden yapılan açıklamada, "10 Ekim'de ateşkes anlaşmasının başlamasından bu yana çoğunluğu çocuk, kadın ve yaşlılardan oluşan 369 vatandaşımız hayatını kaybetti, 920'den fazla kişi de yaralandı" denildi.