Nike kaş yaparken göz çıkardı: Yunan mitolojisi göndermeli yeni ayakkabılar tepki topladı

Ağırlıklı olarak beyaz rengin kullanıldığı ayakkabılar, eski Yunan'da giyilen "kiton" adlı tuniklere bir gönderme yapıyor (Nike)
Ağırlıklı olarak beyaz rengin kullanıldığı ayakkabılar, eski Yunan'da giyilen "kiton" adlı tuniklere bir gönderme yapıyor (Nike)
TT

Nike kaş yaparken göz çıkardı: Yunan mitolojisi göndermeli yeni ayakkabılar tepki topladı

Ağırlıklı olarak beyaz rengin kullanıldığı ayakkabılar, eski Yunan'da giyilen "kiton" adlı tuniklere bir gönderme yapıyor (Nike)
Ağırlıklı olarak beyaz rengin kullanıldığı ayakkabılar, eski Yunan'da giyilen "kiton" adlı tuniklere bir gönderme yapıyor (Nike)

Dünyaca ünlü spor ayakkabı ve aksesuarı üreticisi Nike, yeni ayakkabılarında Yunanları kızdıran bir yazım hatası yaptı.
Marka, adını Yunan mitolojisindeki zafer tanrıçası Nike'den alıyor. Eski Yunancada "nikē" kelimesi  "zafer" anlamına geliyor. Tanrıça, genelde heykellerde kanatları açık şekilde resmedilmiş ve yıllardır markanın amblemine de esin kaynağı olmuştu.
ABD'li şirket, bu mitolojik esin kaynağına bir saygı duruşu olarak "Zaferin Kanatlı Tanrıçası" adını verdiği Air Force 1 Low modeli yeni bir spor ayakkabı piyasaya sürdü.
Fakat markanın yeni ürünü Yunan müşterilerden tepki topladı.
Ayakkabının sol çiftinin arkasında "Nike Air" yazısını yerleştirmek isteyen marka, "Nike" kelimesini doğrudan Yunan alfabesindeki harfleri kullanarak "ΠΙΚΣ" şeklinde yazınca ortaya anlamsız bir kelime çıktı.
Yunan alfabesinde Nike'nin doğru yazımı "Νίκη" şeklinde. Şirketin ürününde yazdığı "ΠΙΚΣ" kelimesiyse "PIKS" diye okunuyor.
Kimileri markanın bunu pazarlama amacıyla yaptığını düşünürken, kimisi de şirketin ciddi bir hata yaptığını söyledi.
Nike'den henüz bir açıklama gelmedi fakat sosyal medyada kullanıcılar ABD'li şirkete tepki gösterdi.
Angie Xidias adlı bir vatandaş, internette ayakkabıların piyasadan çekilmesi için imza kampanyası başlattı.
Kampanya metninde şu ifadelere yer verildi: 
"Nike'nin Air Force 1 "Zafer Tanrıçası" adlı ürününü piyasadan toplatmasını talep ediyoruz. Nike, Yunan tanrıçası Nike'nin adını yazarken Yunan alfabesini yanlış kullandı. Şu anda ayakkabılarda Nike değil Piks yazıyor; bu bir kültürel temellük. Nike'den tanrıça Nike'nin adını yazarken Yunan alfabesini doğru şekilde kullanarak Yunan kültürü ve tarihine saygı duymasını ve bunları korumasını istiyoruz."
Henüz piyasaya sürülmeyen ayakkabıların 130 dolar civarı (yaklaşık bin 100 TL) bir fiyattan satılacağı düşünülüyor.
Independent Türkçe, Greek Reporter, Greek Herald



Bilinç, beynin neresinde? Öne çıkan iki teori de sınavı geçemedi

Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
TT

Bilinç, beynin neresinde? Öne çıkan iki teori de sınavı geçemedi

Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)

Bilincin beynin hangi bölümünde olduğunu araştıran bilim insanları ilginç sonuçlara ulaştı. 

Kişinin kendisini, etrafını, deneyimlerini, duygularını anlamasını sağlayan bilinç, insan varlığının temel bileşenlerinden biri. 

Bilim insanları uzun zamandır bilincin beynin hangi bölümünde, nasıl meydana geldiğini anlamaya çalışıyor. Pek çok fikir ortaya atılırken halihazırda 30'a yakın teori olduğu tahmin ediliyor. 

Bunlar arasında en çok öne çıkan ikisiyse Küresel Çalışma Alanı Teorisi (GWT) ve Bütünleşik Bilgi Teorisi (IIT). Bunlardan ilki bilincin, beynin ön kısmında olduğunu ve buradaki kilit bölgeler duyusal bilgileri tüm beyne yaydığında bilinçli deneyimin ortaya çıktığını savunuyor. 

IIT ise beyindeki bilginin son derece entegre ve bütünleşik olduğunu ve bu şekilde bilinçli bir deneyimin mümkün olduğunu öne sürüyor.

Önde gelen hakemli dergi Nature'da 1 Mayıs Perşembe günü yayımlanan çalışmada bilim insanları, bu iki teoriyi test ederek hangisinin geçerli olduğunu bulmaya çalıştı. Bulgular, ikisinin de yetersiz olduğuna işaret ediyor. 

Max Planck Enstitüsü'nden Dr. Lucia Melloni ve ekip arkadaşları, ABD, Avrupa ve Çin'deki 12 laboratuvarda 256 kişiye çeşitli görüntüleri izleterek beyinlerindeki elektrik ve manyetik aktiviteyi ve kan akışını ölçtü. 

Katılımcıların bilinçli farkındalığını ölçmek için onlara çeşitli yüzler, nesneler ve semboller gösterildi. Katılımcılar ekranda belirli görüntüler belirdiğinde bir düğmeye bastı. Ekip katılımcıların beynini üç farklı yöntem kullanarak izledi.

Bulgular bilincin, beynin düşünmeyle ilişkili ön kısmından ziyade, görme ve işitmeyle bağlantılı duyusal bölgeleri içeren arka kortekste ortaya çıktığına işaret ediyor. 

Çalışma, beynin arka kısmındaki nöronlarla öndeki bölgeler arasındaki önemli bağlantılar saptasa da bilincin ana merkezinin arka kortekste olduğu fikrini destekliyor.

Araştırmada ayrıca IIT'nin öne sürdüğü gibi bilincin, beynin çeşitli bölümlerinin etkileşimi ve işbirliğiyle oluştuğunu destekleyen güçlü kanıtlar da bulunmadı. 

Makalenin başyazarlarından Christof Koch, "Burada kanıtlar kesinlikle arka korteks lehine. Bilinçli deneyimle ilgili bilgiler ön loblarda ya yoktu ya da arka kortekse kıyasla çok daha zayıftı" diyerek ekliyor: 

Bu durum, ön lobların zeka, yargılama, muhakemede kritik önem taşımasına karşın görme, bilinçli görsel algılama gibi konularda kritik bir rol oynamadığı fikrini destekliyor.

Araştırmacılar yeni çalışmanın komadaki veya bitkisel hayattaki hastalar açısından da önem taşıdığını ifade ediyor.  

Bu durumdaki hastalar birkaç gün boyunca yanıt vermediği zaman genellikle bilinçlerini kaybettikleri varsayılarak yaşam destek ünitesiyle bağları kesiliyor. Ancak geçen yıl yayımlanan bir çalışmada tepkisiz hastaların yaklaşık 4'te birinin bilinci olabileceği tespit edilmişti.

Bu araştırmaya gönderme yapan Koch "Bilincin beyindeki temelini bilmek, sinyal vermeden 'orada olmanın' bu gizli biçimini daha iyi saptamamızı sağlar" diyor. 

Independent Türkçe, Reuters, New York Times, SciTechDaily, Nature