Harvard Üniversitesi’nden Dr. Onur Dağlıyan: Işıkla kontrol edilen hücreler ve proteinler geleceğin tedavi yöntemlerinden biri olabilir

Harvard Üniversitesi’nden Dr. Onur Dağlıyan: Işıkla kontrol edilen hücreler ve proteinler geleceğin tedavi yöntemlerinden biri olabilir
TT

Harvard Üniversitesi’nden Dr. Onur Dağlıyan: Işıkla kontrol edilen hücreler ve proteinler geleceğin tedavi yöntemlerinden biri olabilir

Harvard Üniversitesi’nden Dr. Onur Dağlıyan: Işıkla kontrol edilen hücreler ve proteinler geleceğin tedavi yöntemlerinden biri olabilir

Proteinler hayatın yapı taşlarıdır. Vücudumuzda bulunan hücrelerin içindeki birçok fonksiyon proteinler tarafından gerçekleştirilir. Doğada her şey dengede olduğu gibi, proteinler de hücre içinde aktif ya da pasif durumda bulunup gerçekleştirdikleri biyolojik fonksiyonları kontrol altına almış olurlar. Birçok hastalıkta proteinlerin bu aktivite geçişlerinde problem olduğundan, proteinlerin hücre içindeki bu özelliklerini anlamak gelecekte birçok hastalığın tedavisine yardımcı olabilir.
Harvard Üniversitesi’nden Dr. Onur Dağlıyan, proteinlerin bu aktivite geçişlerini ışıkla kontrol edilmesini sağlayan teknolojiler üzerine çalışıyor. Dr. Dağlıyan’ın Science Dergisi’nde[1] yayınlanan yöntemlerinden biri, kötü huylu kanser hücrelerinin vücutta diğer organlara yayılmasına sebep olan proteinlerin nasıl çalıştığına ışık tutuyor.
Yaklaşık 15 sene önce bilim insanları alglerden klonladıkları mavi ışığa duyarlı Channelrhodopsin adlı proteini sinek ve fare beyinlerine göndererek, beyindeki sinir hücrelerini ışıkla kontrol etmeyi başardılar. Stanford Üniversitesi’nden Dr. Karl Deisseroth liderliğindeki grup, dikkatle seçilmiş birkaç nörondaki elektriksel aktiviteyi kontrol etmek için optogenetik adını verdikleri bir teknoloji kullandı. Önce bu nöronları ışığa duyarlı olacak şekilde tasarladılar. Daha sonra, implant edilmiş optik fiberleri kullanarak, duyguları işlemeyle ilgili bir beyin bölgesi olan amigdaladaki belirli bir sinir yoluna mavi ışık yaktılar.[2] Anksiyeteyi tedavi etmek için bir seçenek olarak fareler üzerinde bu yöntem kullanılıyor. Optogenetik adı verilen bu yöntem genetik görme, işitme bozukluklarına, depresyon, Parkinson ve Alzheimer gibi birçok hastalığın tedavisinde kullanılabilir.

 “Bir proteini ışıkla açıp kapatıp ileride kanser, otoimmün ve diyabet gibi hastalıklarda tedavi amaçlı kullanabiliriz”
“Optogenetikle sinir hücrelerinin kontrolü sinir biliminde bir devrim yarattı” diyen Dağlıyan, “Beynimizdeki sinir devreleri davranışlarımızdan, hafızaya ve öğrenmeye, organlarımızın isleyişlerinin kontrolüne kadar birçok önemli fonksiyonu kontrol eden yapılar. Birçok psikiyatrik, psikolojik, bilişsel ve beyin gelişimi hastalıklarında bu devrelerin yanlış çalıştığı biliniyor ve bu devrelere doğru şekilde müdahale ile bu hastalıkların tedavisi bir gün mümkün olabilir. Işığa duyarlı Channelrhodopsin gibi iyon kanal proteinleri ile sinir hücrelerindeki iyon akışını kontrol edip, belli sinir hücrelerinin istenilen zamanda ışıkla açılıp kapatılmasını kontrol edebilmek artık mümkün. Ama benim ilgilendiğim büyük soru bu yöntemi kanal proteinlerinden başka proteinlere uygulayıp hücrelerin başka fonksiyonlarını da kontrol edebilir miyiz? Bunu başarabilirsek sadece fonksiyonu tam bilinmeyen bir proteini ışıkla açıp kapatıp hücredeki rolünü öğrenmenin dışında, ileride sinir hastalıkları dışındaki diğer hastalıklarda mesela kanser, oto-immun ve diyabet gibi hastalıklarda da tedavi amaçlı kullanabiliriz. Ayrıca bunların yanında mikroorganizma mühendisliği, akıllı tarım, akıllı biyosensörler ve sentetik biyoloji gibi birçok alanda büyük etkisi olacağını düşünüyorum” diyor.  
Bilimsel araştırmaları Science, Nature Communications[3], PNAS, gibi dünya çapında en önemli dergilerde yayınlandı.
Koç Üniversitesi Kimya ve Biyoloji Mühendisliği bölümünde lisans ve yüksek lisans eğitimini alan Dr. Onur Dağlıyan, ilaç dizaynı ve yapay zeka gibi konularda çalıştı. Kuzey Karolina Üniversitesi’nde doktorasını tamamlayan Dağlıyan, burada protein mühendisliği teknolojileri, hücre biyolojisi ve görüntüleme gibi konular üzerine odaklandı.  Doktora sonrası çalışmalarını Harvard Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin Sinir Biyolojisi Fakültesi’nde sürdüren Dr. Dağlıyan, otizm ve zeka geriliğine sebep olan bir gen mutasyonunun mekanistik olarak bunu nasıl yaptığını araştırıyor. Farelerde bu geni silip embriyo ve bebek farelerde beyin gelişiminin nasıl bozulduğunu araştıran Dağlıyan, ayrıca doktora sırasında geliştirdiği teknolojileri “beyin sorularına nasıl uygulanabileceği” üzerine platformlar geliştiriyor.  Dr. Onur Dağlıyan’ın yaptığı bilimsel araştırmalar Science, Nature Communications[4], PNAS, ACS Synthetic Biology, Nature Protocols, Nature Methods gibi dünya çapında en önemli dergilerde yayınlandı.

“Memeli hücrelerinin içindeki birçok proteini ışıkla kontrol altına almak mümkün”
Proteinleri hücre içerisinde ışıkla kontrol ederek, mekanizmalarını daha iyi anlamak için çalışan Dağlıyan, “Her proteinin kendine özgü üç boyutlu bir yapısı var ve bu onun fonksiyonunu belirleyen önemli bir özellik. Bu üç boyutlu yapı onu hücre içinde diğer proteinlerle nasıl iletişime geçeceğini, sinyalleme mekanizmalarını, hangi biyokimyasal reaksiyonu gerçekleştireceğini belirliyor.  Mesela bir protein hücre içinde başka bir moleküle bağlanırken, iki lego parçasının birbirine geçmesi gibi proteinin doğru geometrik şekilde olması gerekir. Tabii proteinler lego parçaları gibi statik değil, birçok şekle girebilir. Hücreler bazı proteinlerin bu bağlanmalarını, yani, onların fonksiyonlarını kontrol edebilmek için proteinler üzerinde bazı biyokimyasal reaksiyonlar gerçekleştirir. Bu aktivite kontrolünü bazı bitkilerde bulunan mavi ışığa duyarlı bir proteini (LOV2) kullanarak gerçekleştirdik. LOV2 proteini mavi ışığı absorbe ettiği zaman yapısını değiştirebiliyor. Biz de LOV2 proteinini kontrol altına almak istediğimiz proteine “takarak” bir nevi hedef proteine ışık düğmesi bağlar gibi memeli hücresinin içinde proteini ışıkla kontrol altına almış olduk. Böylece memeli hücrelerinde bu şekilde modifiye edilmiş proteinleri hücrelerin üzerine yansıttığımız ışıkla açıp kapatabilmiş olduk. Işık kullanmanın avantajı hızlı olması. Işığın protein üzerindeki yarattığı yapısal değişiklik milisaniyenin altında ve ayrıca spesifik olarak hücrenin herhangi bir noktasına gönderilebilmesi mümkün” şeklinde konuşuyor.   

“Proteinlerin mekanizmasını çözmek, hastalıkların tedavi şekillerini değiştirebilir”
“Bu teknolojiyi kullanarak böylece çalışılmak istenilen proteini ışıkla açıp kapatarak hücre içinde özellikle hücre hareketi gibi dinamik olaylar sırasında ne yaptığını anlamaya başlamış olduk” diyen Dağlıyan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bunlardan bir tanesi metastatik kanserlerde fazlasıyla aktif olan Src kinase proteini. En ölümcül kanserlerin hastaya çok ağır tahribatlar vermesinin ana sebebi, kanser hücrelerinin bir tümörden başka organlara gitmesi ve o organda da tümör başlatması, bir başka deyişle metastaz. Pankreas, akciğer, bağırsak ve bazı göğüs kanseri türleri en ölümcül metastatik kanserlere örnek. Bu kanserlerde Src proteinin fazlasıyla aktif olduğu biliniyordu ama metastaza nasıl sebep olduğu bilinmiyordu. Biz de hareket eden hücrelerde geliştirdiğimiz bu teknolojiyle Src proteinini ışıkla açıp kapatarak hücreleri nasıl hareket ettirdiğini anlamış olduk. Bu teknoloji var olan diğer gen silme (knock-out) ya da RNA sessizleştirme (knock-down) teknikleriyle mümkün değildi, bu yüzden geliştirdiğimiz teknoloji bu bilinmeyene kelimenin tam anlamıyla ışık tutmuş oldu.”

“Metastaz kanser ölümlerinin ana sebebi ama hala agresif kanser hücrelerinin etkili bir şekilde yayılmasını gerçekleştiren proteinlerin hücrede nasıl çalıştığını tam anlamış değiliz”
Dağlıyan, çalışmalarında hücre hareketine odaklanma sebebini işe şöyle özetliyor: “Hücre hareketi hayatın en önemli parçası. Hücreler farklı seviyelerde hareket edebilirler. Birçok hücrenin bir araya gelip dokuları ve organları oluşturması gerekir, bu da hücrelerin doğru zamanda doğru yere gitmesini gerektirir. Başka bir örnekle anlatırsam, vücudumuza giren bir patojeni yakalayan bağışıklık hücreleri, patojeni yakalayabilmesi için çok etkili bir şekilde hareket etmesi gerekir. Yine benzer bağışıklık hücrelerinin vücutta kanser hücreleri daha oluşmaya başlamadan onları bulup tespit edip etkisiz hale getirmesi gerekir ve bu da doğru zamanda doğru yere hareket etmesiyle mümkün. Bunlar dışında kanser hücreleri de bulundukları tümör ortamından başka organlara yayılması yani metastaz denilen süreçle gerçekleşiyor. Metastaz kanser ölümlerinin ana sebebi ama hala agresif kanser hücrelerinin etkili bir şekilde yayılmasını gerçekleştiren proteinlerin hücrede nasıl çalıştığını tam anlamış değiliz. Bu hareketlerin moleküler mekanizmalarını anlayabilirsek, bunların metastaz yapmasını da engelleyebiliriz. Hücre hareketi ayrıca beyin gelişimi, öğrenme ve hafıza konularında da çok önemli.”

“Proteinleri kontrol altına almak immünoterapi yan etkilerini azaltabilir.”
Işık ile proteinlerin kontrolünün dışında bir molekül ile kontrol altına alacak yeni bir teknoloji daha geliştiren[5] Dağlıyan, “Benzer bir strateji ama bu defa ışığa duyarlı bir protein yerine dizayn ettiğim protein ufak bir moleküle duyarlı, böylece proteini ufak bir molekülle kontrol altına alabiliyoruz. İleride proteinleri kontrol altına alabilmek, yani deney yapan kişinin açıp kapatabilmesi birçok heyecan verici uygulamaları da beraberinde getirecek. Mesela immünoterapi alanında yenilikler olacak. Son zamanlarda immünoterapi alanındaki gelişmeler çok umut verici. Bu tarz kanser terapisinde bağışıklık hücrelerinin laboratuvarda güçlendirilip kanser hastasına yollanarak tümör hücrelerinin öldürülmesi hedef alınıyor. Ama bazı hastalarda bu modifiye edilmiş bağışıklık hücreleri aşırı aktif olduğundan birçok yan etkiye, inflamasyon, hatta ölümcül reaksiyonlara sebep oluyor. Bu kanser öldüren hücreleri içindeki bir proteini kontrol ederek dizginleyebildiğinizi düşünün. Yani bu modifiye bağışıklık hücrelerini işini bitirdiğinde yani kanser hücrelerini öldürdüğünde dışardan yollayacağınız bir molekülle kontrol altına alıp tüm bu yan etkilerden kurtulmanız mümkün” diye konuşuyor.
Independent Türkçe



İngiltere, suçluları takip etmek için yüz tanıma teknolojisinin kullanımını artırıyor

Big Brother Watch, yüz tanıma teknolojisinin kullanımının artırılmasını ciddi bir gizlilik ihlali olarak nitelendirdi (Arşiv)
Big Brother Watch, yüz tanıma teknolojisinin kullanımının artırılmasını ciddi bir gizlilik ihlali olarak nitelendirdi (Arşiv)
TT

İngiltere, suçluları takip etmek için yüz tanıma teknolojisinin kullanımını artırıyor

Big Brother Watch, yüz tanıma teknolojisinin kullanımının artırılmasını ciddi bir gizlilik ihlali olarak nitelendirdi (Arşiv)
Big Brother Watch, yüz tanıma teknolojisinin kullanımının artırılmasını ciddi bir gizlilik ihlali olarak nitelendirdi (Arşiv)

İngiltere hükümeti tarafından bugün yapılan bir açıklamada, polislerin suçluları yakalamak için yüz tanıma teknolojisinin kullanımını artıracağını duyururken bu teknolojinin kullanımını denetlemek üzere yeni bir kurum kurulmasını önerdi.

Bu teknoloji, son iki yılda yüz tanıma teknolojisini kullanarak tecavüz, aile içi şiddet ve şiddet suçları dahil olmak üzere bin 300 tutuklama gerçekleştiren Metropolitan Polisi tarafından halihazırda kullanılıyor.

Ancak, İngiltere merkezli sivil özgürlükler örgütü Big Brother Watch, yüz tanıma teknolojisinin kullanımının artırılmasının ciddi bir mahremiyet ihlali olduğunu belirtti.

Avrupa'daki yasaların halkı toplu yüz tanıma gözetiminden koruduğunu söyleyen Big Brother Watch’a göre ancak İngiltere, demokratik dünyadan ayrı bir ülke ve burada halk artık bu kameralar tarafından izleniyor ve neredeyse her gün şüpheli muamelesi görüyor.

Metropolitan Polisi, futbol maçları gibi büyük etkinliklerde, izleme listesindeki kişileri tespit etmek için canlı yüz tanıma teknolojisini halihazırda kullanıyor.

Polis Bakanı Sarah Jones yaptığı açıklamada, yüz tanıma teknolojisinin DNA eşleştirmesinden bu yana suçluları yakalamaya yardımcı olan en büyük atılım olduğunu söyledi.

Jones, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu teknoloji, sokaklarımızdan binlerce tehlikeli suçluyu uzaklaştırmaya yardımcı oldu ve polisin güvenliğimizi sağlamasına destek olmak için muazzam bir potansiyele sahip.”

Hükümet, teknolojinin faydalarını ve gizlilik koruması da dahil olmak üzere halkın güvenliğini sağlamak için gerekli önlemleri incelemek üzere on haftalık bir danışma süreci başlatacağını açıklarken polisin yüz tanıma ve benzeri teknolojileri kullanımını denetlemek ve düzenlemek için tek bir kurum oluşturulmasını önerdi.


SpaceX daha fazla fırlatma için gereken izinleri aldı

Uluslararası Uzay İstasyonu'na malzeme taşıma görevini üstlenen bir SpaceX Falcon 9 roketi, 14 Eylül'de Florida'nın Cape Canaveral bölgesindeki Cape Canaveral Uzay Kuvvetleri Üssü'nün 40 numaralı kompleksinden fırlatılıyor (AP)
Uluslararası Uzay İstasyonu'na malzeme taşıma görevini üstlenen bir SpaceX Falcon 9 roketi, 14 Eylül'de Florida'nın Cape Canaveral bölgesindeki Cape Canaveral Uzay Kuvvetleri Üssü'nün 40 numaralı kompleksinden fırlatılıyor (AP)
TT

SpaceX daha fazla fırlatma için gereken izinleri aldı

Uluslararası Uzay İstasyonu'na malzeme taşıma görevini üstlenen bir SpaceX Falcon 9 roketi, 14 Eylül'de Florida'nın Cape Canaveral bölgesindeki Cape Canaveral Uzay Kuvvetleri Üssü'nün 40 numaralı kompleksinden fırlatılıyor (AP)
Uluslararası Uzay İstasyonu'na malzeme taşıma görevini üstlenen bir SpaceX Falcon 9 roketi, 14 Eylül'de Florida'nın Cape Canaveral bölgesindeki Cape Canaveral Uzay Kuvvetleri Üssü'nün 40 numaralı kompleksinden fırlatılıyor (AP)

SpaceX, sahada yapılan çevresel incelemenin ardından, şirketin gelecekteki operasyonlarında kullanılmak üzere tarihi Cape Canaveral Uzay Kuvvetleri Üssü (CCSFS) fırlatma rampasını yeniden geliştirmek için ABD Hava Kuvvetleri Bakanlığı'ndan onay aldı.

Askeri yetkililer 20 Kasım'da SpaceX'e, şirketin Starship uzay aracının inşası, fırlatma öncesi faaliyetleri ve uçuşları için Uzay Fırlatma Kompleksi 37'yi kullanma yetkisi verdi. Florida Today'in haberine göre Federal Havacılık İdaresi (FAA) sahanın analizini ve anlaşmayı tamamladıktan sonra bu karar, yılda 76 fırlatma ve 152 inişe olanak sağlayacak.

SpaceX Fırlatma Başkan Yardımcısı Kiko Dontchev pazartesi günü yaptığı sosyal medya paylaşımında, "SLC-37'yi Starship'le hayata döndürmekten dolayı çok heyecanlıyız!!! Hadi gidelimmmmmmm" dedi.

SpaceX, Starship fırlatmaları için "Uzay Fırlatma Kompleksi 37'yi geliştirme" planları kapsamında inşaatın halihazırda başladığını sosyal medyadan bildirdi. 

Şirket, "Dünyanın önde gelen uzay limanı gelişmeyi sürdürerek havalimanı benzeri operasyonlara olanak sağlarken, Florida'daki üç fırlatma rampasıyla Starship, Amerika'nın ulusal güvenliğini ve Artemis hedeflerini desteklemeye hazır olacak" ifadelerini kullandı.

ABD Hava Kuvvetleri'ne (USAF) göre SpaceX'in kompleksteki faaliyetleri ulusal güvenlik ihtiyaçlarına ve hedeflerine odaklanacak.

USAF kararıyla ilgili kayıtlarda şu ifadelere yer verildi:

 CCSFS'deki Starship-Super Heavy Operasyonları; [Savaş Bakanlığı] için görev açısından temel işlevleri temin edecek, Uzay Kuvvetleri'nin mevcut ve gelecek görevlerindeki ihtiyaçlarını karşılamasını sağlayacak ve fırlatma gereksinimlerindeki öngörülen hızlı artışı karşılamak için gereken sivil fırlatma kabiliyetlerini destekleyecek.

FAA'in yakın tarihli bir tahminine göre gelecek 10 yıl içinde uzay fırlatmalarında önemli bir artış yaşanacak.. 2025'te 183 operasyon gerçekleşti. Kurum, 2034'te yaklaşık 566 operasyon olacağını tahmin ediyor. Rapora göre bu operasyonlar uydu montaj ve bakım görevlerini, Mars keşiflerini ve uzay turizmini içerecek.

thy
SpaceX'in Teksas'taki Starbase tesisinde Starship fırlatmaya hazırlanıyor (SpaceX)

SpaceX, 2025'teki 103. yörünge roket fırlatışını salı günü Cape Canaveral'dan gerçekleştirdi. Bu operasyonda, yeni Starlink uydularını konuşlandırmak üzere yörüngeye bir Falcon 9 roketi gönderildi. Fırlatma bugün TSİ 01.18'de gerçekleşti.

Cape Canaveral'a gelen değişikliklere ek olarak yakındaki Kennedy Uzay Merkezi de SpaceX'in yeniden kullanılabilir, ağır yük uzay aracı Starship için bir fırlatma kompleksi inşa ediyor.

Space Launch Delta 45 komutanı Albay Brian Chatman, Florida Today'e yaptığı açıklamada, "Starship'in gelecek yılın başlarında veya ortalarında [Kennedy Uzay Merkezi'ne] fırlatma için varmasını bekliyoruz. Ve o zaman aracı destekleyecek menzile sahip olacağız" dedi.

Independent Türkçe


Çin'den Matematik Olimpiyatları'nda altın madalya alan ücretsiz yapay zeka

1 Eylül 2025'te Almanya'nın batısındaki Frankfurt am Main kentinde bir dizüstü bilgisayar ekranındaki DeepSeek AI logosu görülüyor (Kirill Kudryavtsev/AFP)
1 Eylül 2025'te Almanya'nın batısındaki Frankfurt am Main kentinde bir dizüstü bilgisayar ekranındaki DeepSeek AI logosu görülüyor (Kirill Kudryavtsev/AFP)
TT

Çin'den Matematik Olimpiyatları'nda altın madalya alan ücretsiz yapay zeka

1 Eylül 2025'te Almanya'nın batısındaki Frankfurt am Main kentinde bir dizüstü bilgisayar ekranındaki DeepSeek AI logosu görülüyor (Kirill Kudryavtsev/AFP)
1 Eylül 2025'te Almanya'nın batısındaki Frankfurt am Main kentinde bir dizüstü bilgisayar ekranındaki DeepSeek AI logosu görülüyor (Kirill Kudryavtsev/AFP)

Çin merkezli girişim DeepSeek, prestijli Uluslararası Matematik Olimpiyatları'nda (IMO) altın madalya kazanabilecek ilk açık yapay zeka modelini piyasaya sürdü.

Sadece basit cevaplar üretmek yerine muhakeme yeteneklerini gösteren Math-V2 modeli bu yılki IMO'da, insan katılımcıların yalnızca yüzde 8'inin erişebildiği bir başarıya imza atarak altın seviye puanına ulaştı.

DeepSeek modeli artık Hugging Face ve GitHub geliştirici platformlarında halkın kullanımına sunarak herkesin aracı ücretsiz bir şekilde çalıştırmasına veya değiştirmesine olanak sağladı.

Hugging Face'in kurucu ortağı ve CEO'su Clement Delangue, "Dünyanın en iyi matematikçilerinden birinin beynine ücretsiz sahip olduğunuzu ve onu araştırma amacıyla keşfettiğinizi, ince ayar yaptığınızı, optimize ettiğinizi ve kendi donanımınızda çalıştırdığınızı hayal edin" diyor.

Hiçbir sınırlama, zayıflatma [gücü azaltma], onu geri çekebilecek hiçbir şirket veya hükümet yok. Bu, kelimenin tam anlamıyla yapay zeka ve bilginin en iyi şekilde demokratikleşmesi.

Google DeepMind ve ChatGPT'nin yaratıcısı OpenAI'ın geliştirdiği modeller yıllık IMO'da altın seviyesinde performans gösterdi ancak iki şirket de modelleri açık kaynak olarak paylaşmadı.

DeepMind'ın modeli halihazırda premium Ultra paketi abonelerinin erişimine açıkken, OpenAI henüz kendi modelini kamuoyuna açık olarak çıkarmadı.

Şirketinin araştırmacılarına göre DeepSeek'in modeli, "kendini doğrulama" yeteneğini kanıtlayarak çözümleri bilinmeyen matematiksel problemleri çözmeyi başardı.

Araştırmacılar, bunun mevcut yapay zeka sistemlerindeki önemli bir darboğazı aşmayı sağladığını çünkü bu sistemlerin, genellikle kolayca doğrulanabilen çözümleri olan görevlerde iyileşme eğilimi gösterdiğini söylüyor.

DeepSeek, bu yılın başlarında piyasaya sürdüğü büyük dil modelinin (BDM), OpenAI'ın ChatGPT'si gibi rakiplerinden çok daha düşük bir maliyetle geliştirildiği iddialarıyla manşetlere çıkmıştı.

Hızla ABD'de en çok indirilen ücretsiz uygulama haline gelmesiyle ABD Başkanı Donald Trump modeli, teknoloji sektörü için bir "uyandırma çağrısı" diye tanımlamıştı.

Çin'de geliştirilen yapay zeka teknolojilerinin kullanımıyla ilgili veri güvenliği endişeleri nedeniyle birçok eyalet, uygulamayı devlet cihazlarında halihazırda yasakladı.

Ayrıca İtalyan düzenleyiciler de DeepSeek'in ana şirketlerinin olası veri ihlallerini gerekçe göstererek ülke çapında bir yasaklama emri vermişti. Bu şirketlerin, modelin GDPR (Avrupa Birliği Genel Veri Koruma Tüzüğü) veri koruma yasalarına uygunluğunu kanıtlaması gerekiyor.

Independent Türkçe