İran Kudüs Gücü Komutanı Kaani Irak’taki gerginliği azaltmak için Bağdat’ta

İran, daha büyük ölümcül güce sahip küçük seçkin gruplara güveniyor

Kaani (AFP)
Kaani (AFP)
TT

İran Kudüs Gücü Komutanı Kaani Irak’taki gerginliği azaltmak için Bağdat’ta

Kaani (AFP)
Kaani (AFP)

İran Kudüs Gücü Komutanı İsmail Kaani’nin Irak’taki saldırı ve şiddet olaylarını kontrol altına almak ve İran’a bağlı silahlı grupların etkinliklerinin artışını engellemek için Bağdat'ı ziyaret ettiği bildirildi.
Öte yandan Kaani’nin ziyareti, Çarşamba gecesi iki askeri üssün füze saldırılarıyla hedef alınmasını engellemedi.
Güvenlik kaynakları, Bağdat Havalimanı yakınlarındaki ABD ordusuna ait Victoria Askeri üssünün füzelerle hedef aldığını bildirdi.
Irak Güvenlik Medya Birimi, bu olaydan dakikalar önce yasadışı bir grubun Balad Hava Üssü'nü üç füzeyle hedef aldığını, ancak olayın insani veya maddi kayıplara neden olmadığını kaydetti.
Bu saldırılar, General Kaani'nin üst düzey toplantılar yaptığı sırada meydana geldi. Toplantıda gündemin üst sıralarında Bağdat'taki hükümet yetkilileri ile grup liderleri arasındaki tansiyonu düşürme konusu yer aldı.
Sükuneti sağlama mesajlarıyla eş zamanlı gerçekleşen saldırılar, İran'ın Irak stratejisine dair daha detaylı bir tablo sunuyor. Bu da Irak'taki yabancı güçlerin varlığının Irak'taki iç çatışmadan tamamen ayrı olduğunu ve ABD'nin Kaani'nin mesajları kapsamında olmadığını gösteriyor.
Iraklı kaynaklar, Kaani'nin toplantılarından birinde hazır bulunan Şarku'l Avsat'a yaptıkları açıklamada, Kudüs Gücü Komutanı’nın Iraklı liderlerle yaptığı görüşmelerde ABD ile olan çatışmanın gündeme gelmediğini belirterek, Irak dosyası ve Haşdi Şabi üyesi Muslih’in tutuklanmasının etkileri konusunun Kaani'nin ziyaretinin odak noktası olduğunu aktardı.
Buna göre Tahran'ın bölgedeki ana dosyalar ile Başkan Joe Biden'ın yeni yönetiminin nabzının yoklandığı bazı manevralar dışında Kasım Süleymani'nin öldürülmesinden bu yana süren ABD ile çatışması durumunu ayırma politikasından stratejik olarak çıkar sağladığı düşünülüyor.
Irak Haşdi Şabi liderlerine göre Irak'taki yabancı güçler üzerindeki baskıyı artırmanın temel amacı, Tahran'dan Şam'a ve Beyrut'a kadar olan etki merkezleri arasındaki kilit bağlantı bölgeleri üzerinde tam kontrol sağlamak.
Bu fikir, İran'ın ABD'ye karşı düşmanca davranışlarını değiştirdiği ve daha büyük ölümcül güce sahip küçük seçkin gruplara dayanarak silahlı grupları kullanma yöntemlerini geliştirdiği bilgisi ile destekleniyor.
Geçtiğimiz birkaç ay içinde bu küçük ve güçlü grupların özellikleri, gelişmiş hedefleme doğruluğuna sahip insansız hava araçlarına sahip olmalarıyla öne çıkarken, Haşdi Şabi içindeki unsurlar, grupların Husi yönteminin bir simülasyonunu benimsediğini belirtti.
Ancak isminin açıklanmasını istemeyen Haşdi Şabi lideri, değişken bölgesel koşulların bazen Başbakan Mustafa el-Kazimi ve Amerikalılarla aynı anda ateşkes veya bazı durumlarda sadece biriyle ateşkes gerektirdiğine dikkati çekti.
Şii çevrelerde aktif olan politikacılarla sık sık yapılan diyaloglara göre, Amerikalılar ve İranlılar arasında Viyana'daki nükleer dosya üzerinde yapılan müzakereler, bölgesel politikaların formüle edilmesinde halen kilit bir faktör olarak görülüyor.
Ancak diğer hipotezler, İran yanlısı Şii kurumlarla kesişen silahlı gruplardan sızanlara göre Kazımi veya ABD ile olsun Irak'taki herhangi bir İran ateşkesindeki standartların dengesizliğini açıklıyor.
Görünüşe göre İran kurumları arasındaki kesişmeler defalarca çatışmalı ateşkes ve saldırılar ile sonuçlandı. Siyasi danışmanlar aylardır İran Lideri Ali Hamaney'in ofisinden sadece aşırılık yanlısı gruplara gerektiğinde saldırılar düzenlemesine yönelik çıkan bireysel İran emirlerinden bahsetti. 
Ancak Şarku'l Avsat'a konuşan Haşdi Şabi lideri, aralarındaki çalışma yöntemi farkını inkar etmeyerek, İran Devrim Muhafızları veya İstihbarat Teşkilatı arasında İran operasyonlarına ilişkin koordinasyon olmadığı fikrini reddetti. Lider açıklamasında, “İran politikası doğaçlama çalışmıyor” dedi.



Sudan, İran’ın Kızıldeniz’de deniz üssü kurma talebini reddetti

İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)
İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)
TT

Sudan, İran’ın Kızıldeniz’de deniz üssü kurma talebini reddetti

İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)
İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)

Sudanlı üst düzey istihbarat yetkilisi Ahmed Hasan Muhammed, ülkesinin İran’ın Kızıldeniz kıyısında bir deniz üssü kurma talebini reddettiğini söyledi.

İran’ın bu talebi kabul edilseydi, söz konusu üs, Tahran’ın dünyanın en yoğun nakliye hatlarından birinde deniz trafiğini izlemesine olanak tanıyacaktı.

Şarku’l Avsat’ın Wall Street Journal gazetesinden aktardığına göre Muhammed konuya ilişkin açıklamasında şunları söyledi;

“İran, Sudan ordusuna isyancılara karşı mücadelede kullanılmak üzere silahlı insansız hava araçları (SİHA) sağladı. Tahran, üssü inşa etme izni karşılığında, Sudan’a helikopter taşıyan bir savaş gemisi de dahil olmak üzere gelişmiş silahlar teklif etti. İranlılar üssü istihbarat toplamak için kullanmak istediklerini söyledi. Oraya savaş gemileri de yerleştirmek istediler. Ancak Hartum, İran’ın bu teklifini reddetti.”

Muhammed gazeteye yaptığı açıklamada, “Sudan İran’dan SİHA satın aldı. Çünkü insan kaybını azaltmak ve uluslararası insancıl hukuka saygı göstermek için daha isabetli silahlara ihtiyacımız vardı” diye ekledi.

Kızıldeniz’deki bir deniz üssü, Yemen’deki Husilerin ticari gemilere saldırı başlatmasına yardımcı olurken, Tahran’ın dünyanın en yoğun nakliye hatlarından biri üzerindeki hakimiyetini artırmasına olanak tanıyabilir.

İran destekli Husiler, Kızıldeniz’deki saldırıları Gazze’de savaşan İsrail ve müttefiklerini cezalandırma amacıyla gerçekleştirdiklerini ifade ediyor.

sddeb
Yemen televizyonu tarafından yayınlanan bir görüntüde, Husi saldırısından sonra batan bir İngiliz kargo gemisi görülüyor (EPA)

Sudan’ın, devrilen eski Devlet Başkanı Ömer El Beşir döneminde, İran ve Filistin’deki müttefiki Hamas ile yakın ilişkileri vardı.

Beşir'in 2019 darbesiyle devrilmesinin ardından, ülkenin askeri cuntasının başı olan Orgeneral Abdulfettah el Burhan, uluslararası yaptırımları sona erdirmek amacıyla ABD ile yakınlaşma başlattı.

Ayrıca İsrail ile ilişkileri normalleştirmek için harekete geçti.

İran’ın deniz üssünü inşa etme talebi, bölge ülkelerinin Sudan’da 10 aydır devam eden iç savaştan faydalanarak, Ortadoğu ile Sahra Altı Afrika ülkeleri arasında stratejik bir kavşak noktası olan ülkede yer edinmeye çalıştıklarını gösteriyor.

Burhan liderliğindeki Sudan ordusu, Nisan ortasından bu yana Orgeneral Muhamed Hamdan Daklu (Hamideti) liderliğindeki paramiliter Hızlı Destek Kuvvetleri ile savaşıyor.

Çatışma on binlerce insanın ölümüne, milyonlarca Sudanlının yerinden edilmesine ve dünyanın en kötü insani krizlerinden birine neden oldu.

Çatışmaları takip eden bölge yetkilileri ve analistlere göre, Sudan’ın İran’dan aldığı SİHA’lar, Hızlı Destek Kuvvetleri nedeniyle ordunun uğradığı kayıpların ardından, Burhan’ın bir miktar başarı elde etmesine yardımcı oldu.

Son haftalarda hükümet, Hartum ve Omdurman’daki önemli bölgelerin kontrolünü yeniden ele geçirdi.

ABD Başkanı Joe Biden yönetimi, hem Sudan ordusunu, hem de Hızlı Destek Kuvvetleri’ni savaş suçu işlemekle suçladı.

Washington ayrıca Hızlı Destek Kuvvetleri’ni, Sudan’ın batısındaki Darfur bölgesinde cinayet, tecavüz ve etnik temizlik de dahil olmak üzere insanlığa karşı suçlar işlemekle itham etti.

Birleşmiş Milletler (BM) yetkilileri, Sudan ordusunu, sivillerin yerleşimleri havadan hedef almak ve Sudanlı sivilleri çaresizce ihtiyaç duydukları insani yardımdan mahrum bırakmakla eleştirdi.

BM kuruluşları ayrıca Hızlı Destek Kuvvetleri’ni, Darfur’da etnik amaçlı saldırılar da dahil olmak üzere zulüm yapmakla suçladı.

Çatışmanın tarafları olan Sudan ordusu ve Hızlı Destek Kuvvetleri, ABD ve BM’nin suçlamalarını reddetti.

ABD Şubat ayında yaptığı açıklamada, İran’ın Sudan ordusuna silah sevkiyatıyla ilgili endişelerini dile getirdi.

ABD’nin Hartum Büyükelçisi John Godfrey, İran’ın Hartum’a yardım ettiğine ilişkin haberlerin ‘son derece rahatsız edici’ olduğunu söyledi.