Tunus’ta Nahda Hareketi Cumhurbaşkanı’nı Anayasayı ihlal etmekle suçluyor

Tunus Başbakanı Hişam el Meşişi. (Reuters)
Tunus Başbakanı Hişam el Meşişi. (Reuters)
TT

Tunus’ta Nahda Hareketi Cumhurbaşkanı’nı Anayasayı ihlal etmekle suçluyor

Tunus Başbakanı Hişam el Meşişi. (Reuters)
Tunus Başbakanı Hişam el Meşişi. (Reuters)

Nahda Hareketi Yürütme Ofisi, Anayasa Mahkemesi yasasının Cumhurbaşkanı Kays Said tarafından onaylanmamış olmasının, anayasayı çiğneme, anayasal organların inşasının tamamlanmasını engelleme, demokratik deneyimi tehdit etme ve parlamentonun yasama işlerinin gecikmesine neden olduğunu söyledi.
Kaynaklar, Tunusluların bölünmüşlüğün sona ermesini beklediği ve herkesin ciddi ve sorumlu bir diyalog yoluyla ülkeyi krizden çıkaracak bir yol haritası üzerinde anlaşma sağladığı bir dönemde, bu durumun, siyasi krizi artırarak, sağlık, ekonomik ve sosyal krizi derinleştirmekle tehdit ettiğini belirtti.
Cumhurbaşkanı Kays Said’in parlamentonun kabul ettiği Anayasa Mahkemesi yasasını onaylamayı reddetmesi Meşişi ile aralarındaki gerilimi daha artırıyor.
Bu bağlamda eski cumhurbaşkanı Munsif Merzuki, Tunus’taki mevcut siyasi gerçekliği eleştirdi. Merzuki, söz konusu siyaseti, uygulandığı tüm sektörlerde çözülme, dağılma ve çürüme sürecindeki iktidar paylaşımı çerçevesinde absürt bir mücadele olarak değerlendirdi. Ayrıca, “Bu absürt mücadelede yargı bağımsızlığının yanı sıra, yolsuzlukla mücadelenin ciddiyeti, anayasaya saygı, devletin prestiji ile kurumların ve parlamentonun itibarını korumanın ciddiyetini kaybettim” ifadelerini kullandı.

Raşid Gannuşi şahsına yönelik tehdit olduğunu açıkladı
Nahda Hareketi Genel Başkanı ve Tunus Meclis Başkanı Raşid Gannuşi‘nin İçişleri Bakanlığı’ndan şahsına yönelik ciddi bir tehdit olduğuna dair resmi bir bildirim aldığını ve kendisine yönelik suikast girişimi planlandığını açıklaması, tehdidin arkasında olabilecek siyasi partiler hakkında birçok soruya neden oldu. Söz konusu tehdit Tunus’taki 3 liderin siyasi krize çözüm bulma noktasında diyalog masasına oturmayı kabul etmemesi sebebiyle, devlet kurumlarının aylardır içinde bulunduğu siyasi açmazla ilgili.
Nahda Hareketi Başkanı Gannuşi’nin danışmanı Riyad eş-Şuaybi, İçişleri Bakanlığından yetkililerin Gannuşi’yi söz konusu tehditten haberdar etmek için özel olarak parlamento binasına gittiklerini söyledi.
Ayrıca Gannuşi’nin 2011’den bu yana Tunus’taki demokratik geçişin en önemli sembolü olarak kabul edilmesinden dolayı, demokrasiyi engellemek ve başarısızlığa uğratmak isteyen kimseler tarafından sürekli bu tür tehditlere maruz kaldığına işaret etti.
Şuaybi sözlerine şöyle devam etti:
“Bu tehditlerin arkasında kimin olduğunu tahmin etmek zor değil. Tunus halkının diktatörlükten kurtulmasını istemeyen ve demokratik deneyimi yok etmek isteyen herkes ister içeriden ister dışarıdan olsun şüphesiz bu suikast planının bir parçasıdır.”
Öte yandan Şuaybi söz konusu planın arkasındaki büyük hedefin, bu sembolik ve siyasi ağırlığı ortadan kaldırarak, ülkeyi bir şiddet ve kaos ortamına sürüklemek olduğunu vurguladı.
Birkaç Tunuslu siyasi parti Gannuşi’nin Meclis Başkanlığı görevini yapmasını istemiyor ve 2019 seçimlerinden sonra başlayan başkanlık döneminin anayasal kurumları idare etmede başarısız olduğunu düşünüyor. Bu başarısızlığın, parlamentonun genel oturumları sırasında kaydedilen siyasi rekabetlerin boyutundan ve hali hazırda Tunus siyasi sahnesindeki birçok anlaşmazlıktan kaynaklandığı düşünülüyor.



İsrail, Gazze’deki kafeyi 230 kiloluk bombalarla vurdu

İsrail ordusu, Filistinlilerin sıkça kullandığı deniz kenarındaki kafeyi harabeye çevirdi (AFP)
İsrail ordusu, Filistinlilerin sıkça kullandığı deniz kenarındaki kafeyi harabeye çevirdi (AFP)
TT

İsrail, Gazze’deki kafeyi 230 kiloluk bombalarla vurdu

İsrail ordusu, Filistinlilerin sıkça kullandığı deniz kenarındaki kafeyi harabeye çevirdi (AFP)
İsrail ordusu, Filistinlilerin sıkça kullandığı deniz kenarındaki kafeyi harabeye çevirdi (AFP)

İsrail, Gazze’de internete erişim sağlayan kafeye düzenlediği saldırıda 230 kilogramlık bombalar kullandı.

Guardian’ın haberinde, İsrail ordusunun pazartesi günü düzenlediği saldırıda Amerikan yapımı MK-82 bombalarından kullandığı yazılıyor. Bu bombalar büyük bir krater oluşturuyor ve şarapnelin geniş bir alana yayılmasına yol açıyor.

El Beka adlı kafeye yapılan saldırıda en az 41 Filistinli öldürülmüş, 75 kişi yaralanmıştı. Hayatını kaybedenler arasında 4, 12 ve 14 yaşlarındaki çocuklar da vardı.

Gazetenin bombanın parçalarına dair elde ettiği fotoğrafları inceleyen uzmanlar, sivillerin böyle bir mühimmatla kasten vurulmasının savaş suçu teşkil edebileceğine dikkat çekiyor.

Kopenhag Üniversitesi'nde uluslararası hukuk alanında çalışan Marc Schack şunları söylüyor:

Bu tür bir mühimmatın kullanımını gerekçelendirmek neredeyse imkansız. Eğer 20, 30, 40 ya da daha fazla sivil kayıptan bahsediyorsanız, bu genellikle çok büyük öneme sahip bir hedef olmalıdır. Afganistan ve Irak'taki koalisyon güçleri açısından çok üst düzey bir hedef için kabul edilen rakam 30'dan az sivilin öldürülmesiydi, o zaman da istisnai koşullar söz konusuydu.

Diğer yandan saldırının ardından İsrail Savunma Kuvvetleri’nden (IDF) yapılan açıklamada “asla sivillerin hedef alınmadığı” ileri sürüldü. Ayrıca saldırıdan önce sivil kaybın azaltılması için adımlar atıldığı savunuldu. Analistler, İsrail ordusunun drone’larla kafe etrafındaki sivilleri görmesine rağmen saldırı düzenlediğini söylüyor.

Filistinli bir aile tarafından 40 yıl önce kurulan kafe, hızlı internet bağlantısıyla öğrenciler, gazeteciler ve uzaktan çalışanların sık uğradığı bir mekandı.

İsrail ordusu Gazze’yi her gün bombalarken bölgede ateşkes sağlanması için yürütülen çalışmalar da hızlandı.

İsrail medyasındaki haberlerde, Başbakan Binyamin Netanyahu’nun 7 Temmuz’da yapacağı ABD ziyareti öncesinde ateşkes anlaşmasının imzalanmasının hedeflendiği yazılıyor.

Ayrıca ABD Başkanı Donald Trump’ın İsrail tarafından kabul edildiğini savunduğu 60 günlük ateşkes teklifine Hamas’ın da sıcak baktığı ileri sürülüyor. Anlaşmaya dair detaylar resmi kanallardan paylaşılmadı. Ancak haberlerde Hamas’tan kalan 50 rehinenin tamamını serbest bırakmasının isteneceği aktarılıyor.

Hamas’ın buna yanıtını cuma akşamına kadar arabuluculara sunması bekleniyor. Filistinli örgütün, Gazze’ye yardım girişine izin verilmesi ve İsrail ordusunun bölgedeki işgalini sonlandırması taleplerinden geri adım atmayacağı belirtiliyor. Anlaşma kapsamında IDF’nin Gazze’deki bazı bölgelerden çekilebileceği savunuluyor.

Independent Türkçe, Guardian, Times of Israel, Haaretz