Salgının Afrika’da yayılmasına yönelik küresel endişeler: Yoksul ülkeler 2078’den önce nüfuslarını aşılayamayacak

Salgının Afrika’da yayılmasına yönelik küresel endişeler: Yoksul ülkeler 2078’den önce nüfuslarını aşılayamayacak
TT

Salgının Afrika’da yayılmasına yönelik küresel endişeler: Yoksul ülkeler 2078’den önce nüfuslarını aşılayamayacak

Salgının Afrika’da yayılmasına yönelik küresel endişeler: Yoksul ülkeler 2078’den önce nüfuslarını aşılayamayacak

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) Afrika Bölge Direktörü Dr. Matshidiso Moeti, Eylül ayı sonuna kadar sadece 7 Afrika ülkesinin nüfusunun yüzde 10’unu yeni tip koronavirüse (Kovid-19) karşı aşılayabileceğini bildirdi. Moeti, Kovid-19’a karşı savunmasız grupları aşılamak için acilen 225 milyon doz aşıya ihtiyaç duyulduğunu ve kıtadaki tüm ülkelerin sürü bağışıklığına ulaşmasının çok uzakta olduğunu belirtti.
Moeti dün (Pazar), bir grup uluslararası kuruluş ve sivil toplum kuruluşu tarafından düzenlenen ortak sempozyumda yaptığı konuşmada, Afrika kıtasına aşı sağlama ve dağıtma konusunda yardımın hızlandırılması için G7 ülkelerine çağrıda bulunarak şu ifadeleri kullandı:
“Bu, kıta için ölüm kalım meselesi. Bu yüzden, aşılarını paylaşabilecek ülkelerden bunu yapmalarını istiyoruz. Doğrulanan vaka sayısının 5 milyonu aştığı Afrika üçüncü bir salgın dalgasının eşiğinde bulunuyor ancak zayıf ve virüse karşı en savunmasız grupların çoğu hala aşı olmadı.”
Afrika Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi (Africa CDC) Direktörü Dr. John Nkengasong ise, Afrika kıtasındaki şu anki salgın durumunun büyük bir endişe ve hayal kırıklığı olduğunu belirtti. Yetkili, geçen ay yeni vaka sayısının yüzde 13 arttığını ve Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Kenya, Nijerya, Uganda ve Güney Afrika gibi büyük Afrika ülkelerindeki aşılama oranının hala toplam nüfusun yüzde 1’inden az olduğuna dikkati çekti.
WHO Afrika Bölge Ofisi, Hindistan’da ortaya çıkan Delta varyantının kıtadaki 13 ülkeye yayıldığını ve aşıların dağıtımının şu anki haliyle devam etmesi durumunda, büyük bir yayılmaya neden olma tehdidi oluşturduğunu belirtmişti.
Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) Aşı Bölümü Direktörü Celestine Traore şunları söyledi:
“Mevcut aşı miktarları, küresel ihtiyaçların karşılanması için yetersiz. Zengin ülkelerin aşıları tekeline alması, aşıları satın almak için kaynakları olmayan Afrika ülkelerinde durumu daha da kötü bir hale getiriyor. Soğutma cihazları, elektrik enerjisi, aşı dağıtım protokolleri ve eğitimli teknik personelin bulunmadığı zayıf sağlık sistemlerinden bahsetmiyorum bile. Bunların yanı sıra, bazı Afrika ülkelerinin, özellikle de şiddet eylemlerinin 5 milyondan fazla insanı yerinden ettiği Sahel bölgesinde emniyet sorunları da var.”
Africa CDC’den Bulaşıcı Hastalıklar Uzmanı Selim Abdulkerim, mevcut aşıların dünya nüfusunun yüzde 20’sinden fazlası için yeterli olmayacağını, Afrika’ya sağlanan miktarın yüzde 2’yi geçmemesi sebebiyle bunun büyük bir adaletsizlik olduğunu, Tanzanya, Eritre ve Burundi gibi ülkelerin henüz vatandaşlarına tek bir doz bile dağıtmadıklarını belirtti.

WHO Genel Direktörü’nden uyarı
WHO Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus dün G7 ülkelerine yaptığı son çağrıda, COVAX programının bu yılın sonuna kadar yoksul ülkelerin nüfusunun yüzde 20’sini aşılama hedefinin, özellikle Hindistan’ın COVAX’a sağlama taahhüdünde bulunduğu 190 milyon aşı dozunu, salgının son dalgası sebebiyle kendi nüfusuna dağıtmak zorunda kalması ile mevcut koşullarda bir hayal olduğunu belirtti.
WHO Genel Direktörü yine de zengin ülkelerin hızlı hareket etmesi ve aşıların daha adil bir şekilde dağıtılmasına yönelik verdikleri son vaatlerini yerine getirmeleri durumunda bu hedefe ulaşmanın hala mümkün olduğunu belirtiyor. Diğer yandan ABD Başkanı Joe Biden, G7 zirvesinin başlangıcında ülkesinin yoksul ülkelere yarım milyar doz aşı bağışlayacağını duyururken, İngiltere Başbakanı Boris Johnson, İngiltere’nin G7 tarafından vaat edilen bir milyar doz hedefine ulaşmak için yüz milyon doz bağışta bulunacağını açıkladığını hatırlatmak gerekiyor.
Uluslararası kuruluşlar G7 girişiminin doğru yönde atılmış önemli bir adım olduğunu belirtirken, Uluslararası Adalet Divanı bu durumu “denizde bir damla” olarak görüyor. Zira tahminlerine göre aşılama oranı aynı hızla devam ederse yoksul ülkeler 2078’den önce nüfuslarını aşılayamayacak. Bununla birlikte aşı dağıtımı konusundaki eşitsizlik Afrika kıtası içinde de söz konusu. Zira Fas, aldığı aşıların yüzde 99’unu dağıtmayı başarması ve 7 milyon kişinin tam doz aşı almasını sağlamasının ardından aşı programında gelişmiş ülkelere öncülük ediyor.
Diğer yandan, WHO bölge ofisi geçen ay Orta Afrika bölgesindeki yeni vakaların yüzde 116 arttığını açıklamıştı. UNICEF, Afrika ülkelerine yönelik aşı dağıtımındaki gecikmenin yalnızca sağlık alanında değil, eğitim, sanayi ve tarım sektörlerinde de yıkıcı etkileri olacağı ve kıtadaki kalkınma programlarının son 30 yılda elde ettiklerinin yok olmasına neden olabileceği konusunda uyarıyor.
Bulaşıcı Hastalıklar Uzmanı Selim Abdulkerim, Afrika’nın kaderine bırakılmasının sadece ahlaki bir mesele değil, tüm dünyayı tehdit eden bir tehlike olduğunu belirterek şunları söyledi:
“Bazen vicdan diye bir şeyin olmadığını düşünüyorum. Zira virüs dünya genelinde kontrol altına alınamazken, aşılar sadece zengin ülkelerde dağıtıldı. Kendimizi bazı bölgelerde geniş çapta yayılmış ve yoğun bir salgının yanı sıra bilinen tüm aşılara dirençli yeni mutasyonların ortaya çıkması tehlikesi ile karşı karşıya bulduk. Bu yüzden zengin ülkeleri bencillikleri ve kendi çıkarları için bile olsa Afrika’ya aşı teminin hızlandırılması gerektiğini düşünüyorum.”

 


İsrail anketi: Rehine anlaşmasının ardından Netanyahu'nun partisi Likud’un popülaritesi artıyor

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (AP)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (AP)
TT

İsrail anketi: Rehine anlaşmasının ardından Netanyahu'nun partisi Likud’un popülaritesi artıyor

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (AP)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (AP)

The Times of Israel'in İbranice kardeş sitesi Zman Yisrael tarafından yapılan bir anket, bugün seçimler yapılsa Başbakan Binyamin Netanyahu'nun Likud partisinin 34 sandalye kazanacağını gösteriyor. Bu, kalan rehinelerin serbest bırakılması ve Gazze'de ateşkesin sağlanmasının ardından başbakanın popülaritesinde önemli bir artış anlamına geliyor.

Bu, Likud'un 7 Ekim 2023'teki Hamas saldırısı ve Gazze'de savaşın patlak vermesinden bu yana herhangi bir seçim anketinde elde ettiği en iyi sonuç.

Buna karşılık, yaklaşan seçimlerde Netanyahu'nun başlıca rakibi olan eski Başbakan Naftali Bennett'in partisi, bugün seçimler yapılsa yalnızca 20 sandalye kazanabilecek.

Likud'un sandalye sayısındaki bu artış, koalisyon partilerinin yeni seçimde 59 sandalye kazanacağı anlamına geliyor; bu ise hükümet kurmak için gereken 60 sandalyelik çoğunluktan sadece bir sandalye eksik.

Bennett liderliğindeki Netanyahu karşıtı Siyonist blok 53 sandalye kazanırken, Hadash Arap Değişim Koalisyonu ve Arap çoğunluklu İslam Birlik Hareketi (Ra'am) toplam sekiz sandalye kazanıyor.

Zman Yisrael anketi, birçok partinin %3,25 barajının üzerinde, dört sandalye barajının civarında seyrettiğini ve bu durumun onları barajın altına düşme ve Knesset'e girme şanslarını tamamen kaybetme riskiyle karşı karşıya bıraktığını gösteriyor.

Avigdor Lieberman'ın Yisrael Beiteinu (İsrail Evimiz) partisi, 2026 seçimlerinde 10 sandalye ile Likud ve Bennett'in ardından Knesset'teki üçüncü büyük parti olacak. Ultra Ortodoks Şas partisi 9 sandalyeyle, ultra Ortodoks Birleşik Tevrat Yahudiliği partisi ise 7 sandalye ile onu takip ediyor.

Yair Lapid liderliğindeki merkezci Yesh Atid (Gelecek) Partisi ve Yair Golan liderliğindeki sol görüşlü Demokratlar Partisi yedişer sandalye alırken, Gadi Eisenkot liderliğindeki Yaşhar ve Itamar Ben-Gvir liderliğindeki Otzma Yehudit (Yahudi Gücü) beşer sandalye alacak.

Listenin en altında, Bezalel Smotrich liderliğindeki Dini Siyonizm ve Benny Gantz liderliğindeki Mavi ve Beyaz, Ra'am, Hadash-Ta'al partileri dörder sandalye ile yer alıyor.

Yoaz Hendel liderliğindeki "HaMeluimnikim" (Rezerv) partisi ile Filistin milliyetçisi "Balad" partisi ise seçim barajını geçemedi.


İsrail Dışişleri Bakanı: Refah sınır kapısının pazar günü açılması muhtemel

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar bir konferansta konuşuyor (Reuters)
İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar bir konferansta konuşuyor (Reuters)
TT

İsrail Dışişleri Bakanı: Refah sınır kapısının pazar günü açılması muhtemel

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar bir konferansta konuşuyor (Reuters)
İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar bir konferansta konuşuyor (Reuters)

İtalyan haber ajansı ANSA, İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar'ın dün yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi ile Mısır arasındaki Refah sınır kapısının pazar günü yeniden açılmasının muhtemel olduğunu söylediğini belirtti.

Saar, Napoli'de düzenlenen Akdeniz bölgesi konulu bir konferansta, "Gerekli tüm hazırlıkları yapıyoruz" dedi.

Sınır kapısının insani yardım veya bireysel geçişlere açık olup olmayacağı belirtilmedi.

İsrail, dün Gazze ile Mısır arasındaki Refah sınır kapısının yeniden açılma tarihini daha sonra belirleyeceğini ve insani yardım geçişine izin verilmeyeceğini duyurdu.

Topraklardaki Hükümet Faaliyetleri Koordinatörü (COGAT) yaptığı açıklamada, "Refah sınır kapısının sakinlerin geçişine açılacağı tarih, İsrail ve Mısır tarafının sınırı açmak için gerekli hazırlıkları tamamlamasının ardından daha sonra açıklanacaktır." ifadelerine yer verdi. Açıklamada, "İnsani yardımların Refah sınır kapısından geçmeyeceği vurgulanmalıdır. Bu hiçbir aşamada kararlaştırılmamıştır" denildi ve "yardımlar diğer sınır kapıları aracılığıyla Gazze Şeridi'ne girmeye devam etmektedir" ifadeleri kullanıldı.

Birleşmiş Milletler ve yardım kuruluşları, Hamas'ın 7 Ekim 2023'te Yahudi devletine saldırmasıyla başlayan iki yıllık savaşın ardından Gazze'nin ciddi bir insani krizle karşı karşıya kalması nedeniyle, geçişin yeniden açılması çağrısında bulundu.

 Birleşmiş Milletler, ağustos ayı sonunda Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerinde kıtlık ilan etti.


Şara hükümeti Moskova'da anlaşmalar imzalayacak

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Suriyeli mevkidaşı Ahmed el-Şara'yı Kremlin'de ağırladı (DPA)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Suriyeli mevkidaşı Ahmed el-Şara'yı Kremlin'de ağırladı (DPA)
TT

Şara hükümeti Moskova'da anlaşmalar imzalayacak

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Suriyeli mevkidaşı Ahmed el-Şara'yı Kremlin'de ağırladı (DPA)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Suriyeli mevkidaşı Ahmed el-Şara'yı Kremlin'de ağırladı (DPA)

Moskova'daki bilgili kaynaklar, Suriye Dışişleri Bakanı Esad eş-Şeybani ve Savunma Bakanı Murhaf Ebu Kasra'nın, Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'nın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile ilk görüşmesinin ardından çarşamba günü Rusya'dan ayrılmasının ardından, Rusya'nın başkentinde kaldıklarını bildirdi. Kaynaklar, Şarku'l Avsat'a "Rus tarafıyla anlaşmalar imzalanacağını" söyledi.

Cumhurbaşkanlığı görüşmesinde iki taraf, Rusya-Suriye ilişkilerinin normalleşmesi bağlamında küçük ama önemli bir adım olan Moskova ve Şam arasındaki uçuşların yeniden başlatılması konusunda anlaştı.

Moskova, iki cumhurbaşkanının askeri üslerin geleceğini görüştüğünü duyurdu, ancak daha fazla ayrıntı vermedi. Ancak Suriyeli kaynaklar, Hmeymim hava üssünün ortak yönetimini ve Lazkiye havalimanının yeniden açılmasını düzenleyen bir ön anlaşmadan bahsetti. Fakat bu ayrıntılar dün Rus tarafınca doğrulanmadı.