Irak’ta 123 kişilik toplu mezar bulundu

Kurbanlar, DEAŞ tarafından Musul’daki Badoş hapishanesinin kontrolünün ele geçirilmesinin ardından öldürüldü.

Irak Sağlık Bakanlığı'ndan bir ekip dün Musul’daki Badoş hapishane katliamının kurbanlarının kalıntılarını kaldırdı. (Reuters)
Irak Sağlık Bakanlığı'ndan bir ekip dün Musul’daki Badoş hapishane katliamının kurbanlarının kalıntılarını kaldırdı. (Reuters)
TT

Irak’ta 123 kişilik toplu mezar bulundu

Irak Sağlık Bakanlığı'ndan bir ekip dün Musul’daki Badoş hapishane katliamının kurbanlarının kalıntılarını kaldırdı. (Reuters)
Irak Sağlık Bakanlığı'ndan bir ekip dün Musul’daki Badoş hapishane katliamının kurbanlarının kalıntılarını kaldırdı. (Reuters)

Irak’ta yetkililer tarafından dün yapılan açıklamada, DEAŞ terör örgütünün gerçekleştirdiği katliamda hayatını kaybeden 123 kişinin cesedine ait DNA örneklerinin, akıbetlerinden halen habersiz olan yakınlarıyla eşleştirilmek üzere kaldırıldığı bildirildi.
Bağdat ve diğer illerde, 2014-2017 yılları arasında Irak'ın üçte birini kontrol eden terör örgütünün en ağır suçlarından biri olan Baduş Cezaevi katliamının kurbanlarının ailelerinden haftalardır kan örnekleri alıyor.
Haziran 2014'te ülkenin kuzeybatısını ele geçiren örgüt, Badoş Cezaevi’nde gözaltına alınan, çoğu Şii olan yaklaşık 600 erkek mahkumu tırlarla bir vadiye taşıyarak öldürdü. Irak makamları, Mart 2017'de örgütün yenilgiye uğratılmasından yaklaşık üç buçuk yıl sonrasına kadar cesetlerin kalıntılarına ulaşamadılar.
Birleşmiş Milletler'e (BM) göre Irak'ta soykırım yapmaktan sorumlu olan ve uluslararası hukuka göre en ciddi suçlardan birini işleyen DEAŞ, geride 12 bin kadar kurbanın bulunduğu 200'e yakın toplu mezar bıraktı.
Musul Valisi Necim el-Cubburi, AFP’ye yaptığı açıklamada, “Kayıp çocuklarının akıbetinden haber bekleyen binlerce aile var" dedi.
AFP, Bağdat'taki adli tıp merkezinde, oğlu Muhannad Badoş'a nakledilmeden önce 2005 yılında Amerikalılar tarafından tutuklanan Abbas Muhammed ile görüştü. Muhammed yaptığı açıklamada, "Oğlumun ölüp ölmediğini bilmeden geçen 17 yıldan sonra beni teselli edecek bir cevaba ihtiyacım var" dedi.
Saddam Hüseyin döneminden kalma toplu mezarları da ortaya çıkaran Irak hükümeti, yıllardır ülkede yaşanan şiddetin kurbanlarının kimliklerini tespit etmek için çalışıyor. Kurbanların kemiklerinden veya dişlerinden alınan DNA örnekleri, akrabalarından alınan kan örnekleriyle eşleştiriliyor.
Adli tıp uzmanlarına göre yıllardır yağmura, yangına ve diğer etkenlere maruz kalan kalıntılardan DNA izleri bulmak oldukça zor. Badoş Şehitler Vakfı'ndan Salih Ahmed, dün yaptığı açıklamada çalışma koşullarının çok zor olduğunu belirtti. Bölgede çalışan yaklaşık 30 çalışanın arasında bulunan Ahmed, “Kalıntıların korunma olasılığını azaltan yüksek sıcaklıklarda çalışıyoruz. Ayrıca diğerleriyle birleşmiş cesetlerin yanı sıra, yılanlar ve akrepler var" dedi.



İsrail, Gazze’deki kafeyi 230 kiloluk bombalarla vurdu

İsrail ordusu, Filistinlilerin sıkça kullandığı deniz kenarındaki kafeyi harabeye çevirdi (AFP)
İsrail ordusu, Filistinlilerin sıkça kullandığı deniz kenarındaki kafeyi harabeye çevirdi (AFP)
TT

İsrail, Gazze’deki kafeyi 230 kiloluk bombalarla vurdu

İsrail ordusu, Filistinlilerin sıkça kullandığı deniz kenarındaki kafeyi harabeye çevirdi (AFP)
İsrail ordusu, Filistinlilerin sıkça kullandığı deniz kenarındaki kafeyi harabeye çevirdi (AFP)

İsrail, Gazze’de internete erişim sağlayan kafeye düzenlediği saldırıda 230 kilogramlık bombalar kullandı.

Guardian’ın haberinde, İsrail ordusunun pazartesi günü düzenlediği saldırıda Amerikan yapımı MK-82 bombalarından kullandığı yazılıyor. Bu bombalar büyük bir krater oluşturuyor ve şarapnelin geniş bir alana yayılmasına yol açıyor.

El Beka adlı kafeye yapılan saldırıda en az 41 Filistinli öldürülmüş, 75 kişi yaralanmıştı. Hayatını kaybedenler arasında 4, 12 ve 14 yaşlarındaki çocuklar da vardı.

Gazetenin bombanın parçalarına dair elde ettiği fotoğrafları inceleyen uzmanlar, sivillerin böyle bir mühimmatla kasten vurulmasının savaş suçu teşkil edebileceğine dikkat çekiyor.

Kopenhag Üniversitesi'nde uluslararası hukuk alanında çalışan Marc Schack şunları söylüyor:

Bu tür bir mühimmatın kullanımını gerekçelendirmek neredeyse imkansız. Eğer 20, 30, 40 ya da daha fazla sivil kayıptan bahsediyorsanız, bu genellikle çok büyük öneme sahip bir hedef olmalıdır. Afganistan ve Irak'taki koalisyon güçleri açısından çok üst düzey bir hedef için kabul edilen rakam 30'dan az sivilin öldürülmesiydi, o zaman da istisnai koşullar söz konusuydu.

Diğer yandan saldırının ardından İsrail Savunma Kuvvetleri’nden (IDF) yapılan açıklamada “asla sivillerin hedef alınmadığı” ileri sürüldü. Ayrıca saldırıdan önce sivil kaybın azaltılması için adımlar atıldığı savunuldu. Analistler, İsrail ordusunun drone’larla kafe etrafındaki sivilleri görmesine rağmen saldırı düzenlediğini söylüyor.

Filistinli bir aile tarafından 40 yıl önce kurulan kafe, hızlı internet bağlantısıyla öğrenciler, gazeteciler ve uzaktan çalışanların sık uğradığı bir mekandı.

İsrail ordusu Gazze’yi her gün bombalarken bölgede ateşkes sağlanması için yürütülen çalışmalar da hızlandı.

İsrail medyasındaki haberlerde, Başbakan Binyamin Netanyahu’nun 7 Temmuz’da yapacağı ABD ziyareti öncesinde ateşkes anlaşmasının imzalanmasının hedeflendiği yazılıyor.

Ayrıca ABD Başkanı Donald Trump’ın İsrail tarafından kabul edildiğini savunduğu 60 günlük ateşkes teklifine Hamas’ın da sıcak baktığı ileri sürülüyor. Anlaşmaya dair detaylar resmi kanallardan paylaşılmadı. Ancak haberlerde Hamas’tan kalan 50 rehinenin tamamını serbest bırakmasının isteneceği aktarılıyor.

Hamas’ın buna yanıtını cuma akşamına kadar arabuluculara sunması bekleniyor. Filistinli örgütün, Gazze’ye yardım girişine izin verilmesi ve İsrail ordusunun bölgedeki işgalini sonlandırması taleplerinden geri adım atmayacağı belirtiliyor. Anlaşma kapsamında IDF’nin Gazze’deki bazı bölgelerden çekilebileceği savunuluyor.

Independent Türkçe, Guardian, Times of Israel, Haaretz