UBH’nin göreve başlamasının 100’üncü günü yaklaşırken Libyalılar arasında UBH ile ilgili görüş ayrılıkları ortaya çıktı

Siyasetçiler, Başbakan Dibeybe’nin krizleri çözmeye ve ülkenin tüm şehirleriyle ilgilenmeye odaklanmasını umuyorlar

Dibeybe’nin bu ayın başlarında Tunus’ta İspanya Başbakanı ile yaptığı görüşmeden bir kare (Reuters)
Dibeybe’nin bu ayın başlarında Tunus’ta İspanya Başbakanı ile yaptığı görüşmeden bir kare (Reuters)
TT

UBH’nin göreve başlamasının 100’üncü günü yaklaşırken Libyalılar arasında UBH ile ilgili görüş ayrılıkları ortaya çıktı

Dibeybe’nin bu ayın başlarında Tunus’ta İspanya Başbakanı ile yaptığı görüşmeden bir kare (Reuters)
Dibeybe’nin bu ayın başlarında Tunus’ta İspanya Başbakanı ile yaptığı görüşmeden bir kare (Reuters)

Libya Temsilciler Meclisi'nde (TM) 10 Mart’ta gerçekleşen güven oylamasında milletvekillerinin güvenini kazanmasından sonra ilk yüz gününü tamamlamak üzere olan Abdulhamid ed-Dibeybe başkanlığındaki Ulusal Birlik Hükümeti’nin (UBH) performansı konusunda Libyalılar arasında farklı görüşler söz konusu. Bazıları UBH’nin Libyalıların yaşadığı likidite veya elektrik kesintileri gibi krizleri hafifletemediğini düşünürken bazıları, on yıldır biriken krizlere elinden geldiğince çözüm bulabildiğini, ancak çatışma ve siyasi bölünmenin, yalnızca olumsuzlukların ön plana çıkmasına neden olduğunu savunuyorlar.
TM üyesi Ebu Bekir el-Gazali, Başbakan Dibeybe’nin Libya'nın batısındaki, özellikle de memleketi olan Misrata şehri ile ilgilendiğini ve Bingazi gibi büyük şehirleri ziyaret etmediği için ülkenin doğusunu ‘tamamen görmezden geldiğini’ öne sürdü. Gazali, ayrıca UBH’nin 20 Nisan'da TM’ye sunduğu bütçede Libya Ulusal Ordusu’na herhangi bir mali kaynak ayırmadığının görüldüğünü kaydetti. Şarku’l Avsat’a açıklamalarda bulunan Gazali, “Dibeybe, LUO’nun düzenlediği bir askeri geçit törenine katılmadı. Birkaç gün sonra, Batı'daki askeri oluşumların komutanlarının katılımıyla memleketi Misrata’daki askeri kolejin mezuniyet törenine katıldı. Dibeybe, askeri oluşumlara olan tüm kayırmacılığa rağmen, sahil yolunun açılması için onlara baskı yapmadı” şeklinde konuştu.
Gazali, Başbakan Dibeybe ve UBH bakanlarının çoğunun, uluslararası baskı ve yardım gerektiren ‘paralı askerler’ meselesi gibi temel sorunların yanı sıra yüksek suç oranı, vatandaşların günlük hayatta yaşadıkları krizler ve sıkıntıların azalmasına katkıda bulunamadıklarını söyledi.
TM üyesi Gazali’nin aksine, hükümetin bir siyasi kutuplaşma durumuna girmesinin performansının objektif bir şekilde değerlendirmesini zorlaştırdığını düşünen siyasetçi ve yazar Süleyman el-Beyudi, “Ancak UBH’nin hayat şartlarını iyileştirmeye çalıştığını söylemek doğru olur. UBH birçok olumlu sonuç üretti, ancak çatışma ve siyasi bölünme, olumsuzlukların ön plana çıkartarak bu olumlu sonuçların gösterilmesine izin vermiyor” ifadelerini kullandı.
UBH’nin bir önceki Ulusal Mutabakat Hükümeti’nin (UMH) yeni bir versiyonuna dönüşmesinden endişelerine değinen Beyudi, hükümetin, belli bir tarafın yanında yer aldığı ve diğer tarafları ötelediği yönündeki iddiaları reddetme konusundaki yetersiz kaldığını belirtti. Bir an evvel bu meseleyle ilgilenilmemesi halinde siyaset sahnesinde daha fazla karmaşıklığa yol açacağı konusunda uyaran Beyudi, Başbakan Dibeybe’den şimdiye kadar yapamadığı objektif bir açıklamayla tüm Libyalıları temsil etmeye başlamasını istedi. Beyudi, yurtdışı ziyaretlerini erteleyip, yurtiçinde çeşitli şehirlere ziyaretleri artırmanın, tüm tarafları temsil etme imkanı bulmanın yolu olabileceğini de sözlerine ekledi.
Şarku’l Avsat’a konuşan bir diğer TM üyesi Said Amgib ise UBH’nin son dönemdeki performansını ortanın altında olarak değerlendirdi. Ancak, uzun planlar ve büyük bütçeler ile meseleleri ele almaktan bahsedildiğinde, genel bütçenin onaylanamamasının buna bir bahane olabileceğini düşünen Amgib, “Seçimlere uygun bir zemin hazırlama ve başta ordu olmak üzere askeri kurumları birleştirme görevleri hükümete emanet edildi, ama hükümet bu görevleri yerine getiremedi. Başbakan'ın davranışları ve tutumları çoğunlukla onun, tüm Libya'nın sadece Trablus'un ve ülkenin batısının Başbakanı olduğunu söylüyor. Yurtdışına yaptığı çok sayıda ziyaret, vatandaşın sıkıntılarını dindirmeye yönelik değil, seçimlerin ertelenmesi ve iktidarda kalmasının sağlanmasını amaçlıyor” şeklinde konuştu.
Bingazi’deki Karyunis Üniversitesi Ekonomi Profesörü Atiye el-Fituri konuya ilişkin olarak Şarku’l Avsat’a yaptığı değerlendirmede, Başbakan Dibeybe’nin sunduğu ekonomi programının, vatandaşın hayat koşullarını iyileştirmeyi, nakit akışını ve enflasyon sorunlarını çözmeyi sağlayacak bir program olmadığını düşündüğünü söyledi. Prof. Fituri, “Dibeybe, yerinden edilmişlerin ve diğerlerinin geri dönüşü gibi yerine getiremeyeceği vaatlerde bulunmakla yetindi. Evet, likidite sorunu merkez bankasının sorumluluğunda ama herkesi endişelendiren bu sorunu çözmek için ya da Trablus ile Bingazi arasındaki bankacılık işlemlerini başlatmak için Dibeybe ile Merkez Bankası Başkanı arasında bir görüşme yapıldığına tanık olmadık” ifadelerini kullandı.
Ekonomi Profesörü Fituri sözlerini şöyle sürdürdü:
“Basında ve sosyal ağlarda Tunus Başbakanı Hişam el-Meşişi'nin Trablus'a yaptığı ziyaret sırasında Tunus’un Libya’ya büyük miktarda mali olanak sağladığına dair dolaşan güçlü söylentiler dolaşıyor. Ancak Maliye Bakanlığı veya Merkez Bankası, döviz rezervlerinden sorumlu olmalarına ve konunun önemine rağmen, bu söylentileri ne onaylayan ne reddeden herhangi bir açıklamada bulunmadılar. Aynı durum, Türkiye'nin Libya’ya mali kolaylıklar sağladığına dair haberler için de geçerli.”
Öte yandan sivil aktivist Abdulmumin Faysal er-Raki’i, krizlerin çözümünde somut bir gelişme olmaması nedeniyle, halkın hükümete olan güvenin önemli derecede azaldığını düşündüğünü söyledi. Raki’i, bazılarının, hayat şartların iyileştirileceğine dair vaatlerle ve büyük umutlarla başlayan ve vatandaşın yaşam standardıyla ilgili trajik sonuçlarla sona eren UMH senaryosunun tekrarlanmasından endişe duyduklarını belirtti.
Şarku’l Avsat’a konuşan Raki’i, “Devam eden, yeniden bölünme ve çatışmaya dönmemize yol açabilecek ekonomik, güvenlik, siyasi ve sosyal krizler çerçevesinde ve özellikle sosyal medyada karalama kampanyası yürütenlerin gölgesinde halk, Başbakan’a neredeyse, ‘Sizin desteğinizi Tunus'tan ve herhangi bir ekonomik forumda kaynak dağılımından daha fazla hak ediyoruz. Tüm imkanları seçimlerin yapılması için seferber etmenin daha iyi olduğunu söylüyorlar” şeklinde konuştu.
Raki’i son olarak şunları söyledi:
“Tüm olanlarla son dönemde Başbakan'ın himayesinde düşük gelirli aileleri desteklemek için başlatılan bir hayır girişimi olan Sosyal Dayanışma Fonu'nun hayata geçirilmesi arasında herhangi bir nesnellik yok.”

 


Gazze Şeridi'nin güneyinde çadırlar sular altında kaldı: İnsani kriz derinleşiyor

Gazze Şeridi'nin merkezindeki Deyr el-Belah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan geçici kampta zor şartlarda yaşıyorlar (AFP)
Gazze Şeridi'nin merkezindeki Deyr el-Belah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan geçici kampta zor şartlarda yaşıyorlar (AFP)
TT

Gazze Şeridi'nin güneyinde çadırlar sular altında kaldı: İnsani kriz derinleşiyor

Gazze Şeridi'nin merkezindeki Deyr el-Belah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan geçici kampta zor şartlarda yaşıyorlar (AFP)
Gazze Şeridi'nin merkezindeki Deyr el-Belah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan geçici kampta zor şartlarda yaşıyorlar (AFP)

Gazze Şeridi’nin güneyinde yer alan Han Yunus kentinin Mevasi bölgesinde, bugün (Salı) sabah saatlerinde etkili olan yoğun yağışlar sonucu çok sayıda sığınmacı çadırı sular altında kaldı.

d
Gazze Şeridi'nin merkezindeki Deyr el-Belah'ta yerinden edilmiş kişiler için kurulan geçici kampta, Filistinli çocuklar yağmurdan korunmaya çalışıyor (AFP)

Filistin Haber Ajansı WAFA bölgede çok sayıda çadırın yağmur suları nedeniyle zarar gördüğünü ve kullanılamaz hale geldiğini bildirdi. Kurtarma ekipleri su baskınından etkilenen çadır alanlarına müdahalelerini çeşitli noktalarda sürdürüyor.

csdfrg
Gazze Şeridi'nin merkezindeki Deyr el-Belah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan geçici kampta, yağmur sonrası eşyalarını düzenleyen Filistinli bir aile (AFP)

Gazze Şeridi genelinde şiddetli sağanak yağış ve fırtınalarla birlikte sığınmacı kamplarında ek olumsuzluklara yol açmaktadır.

Öte yandan, 15 Kasım’da meydana gelen yağışlar sırasında da binlerce çadırın su baskını nedeniyle zarar görmüştü.

sd
Filistinliler, sular altında kalan sokaklardan, eşek arabalarıyla geçiyor (DPA)

 


Trablus, sınırların güvenliğini sağlama ve eğitim konusunda Türkiye’nin uzmanlığından yararlanmayı düşünüyor

UBH İçişleri Bakanı İmad et-Trabelsi, pazartesi günü Libya'nın başkenti Trablus’ta Türk mevkidaşı Ali Yerlikaya'yı ağırlarken (İçişleri Bakanlığı)
UBH İçişleri Bakanı İmad et-Trabelsi, pazartesi günü Libya'nın başkenti Trablus’ta Türk mevkidaşı Ali Yerlikaya'yı ağırlarken (İçişleri Bakanlığı)
TT

Trablus, sınırların güvenliğini sağlama ve eğitim konusunda Türkiye’nin uzmanlığından yararlanmayı düşünüyor

UBH İçişleri Bakanı İmad et-Trabelsi, pazartesi günü Libya'nın başkenti Trablus’ta Türk mevkidaşı Ali Yerlikaya'yı ağırlarken (İçişleri Bakanlığı)
UBH İçişleri Bakanı İmad et-Trabelsi, pazartesi günü Libya'nın başkenti Trablus’ta Türk mevkidaşı Ali Yerlikaya'yı ağırlarken (İçişleri Bakanlığı)

Libya Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) İçişleri Bakanı İmad et-Trabelsi, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ile iki ülke arasındaki güvenlik iş birliğini güçlendirmenin yollarını görüştü.

Libya İçişleri Bakanlığı tarafından dün yapılan açıklamada, başkent Trablus'ta düzenlenen ve çok sayıda güvenlik yetkilisinin katıldığı toplantıda ‘karşılıklı çıkar alanlarında ortak koordinasyonun yönlerinin’ ele alındığını belirtildi. Açıklamada ayrıca toplantı sırasında ‘hedefli eğitim ve yeterlilik programları ile Libya İçişleri Bakanlığı personelinin yeteneklerinin geliştirilmesinin’ yanı sıra ‘düzensiz göçle mücadele, sınırların güvenliği ve Türkiye'nin uzmanlığından yararlanma ile ilgili konulara’ değinildiği belirtildi.

fvg
Dün başkent Trablus'ta Libya ve Türkiye heyetleri arasında yapılan toplantı (İçişleri Bakanlığı)

İçişleri Bakanı Yerlikaya’nın Trablus ziyareti, General Halife Hafter'in oğlu ve Libya Ulusal Ordusu (LUO) Genel Komutan Yardımcısı Orgeneral Saddam Hafter’in geçtiğimiz hafta sonu Türkiye'nin başkenti Ankara'da siyasi ve askeri düzeyde gerçekleştirdiği toplantıların ardından geldi.

Libya İçişleri Bakanı Trablusi, bakanlığının ‘ülkenin son yıllarda karşılaştığı zorluklara ve bunların güvenlik durumuna etkisine rağmen büyük çaba sarf ettiğini’ söyledi.

Gidişatı iyileştirmek için çalışmaların sürdüğünü ve bir dizi olumlu sonucun elde edildiğini vurgulayan Trablusi, bakanlığın, Avrupa Birliği (AB) ve Afrika ülkeleriyle doğrudan iletişim kanalları aracılığıyla yasadışı göç konusuna ‘özel önem’ verdiğini kaydetti.

Trablusi, Libya İçişleri Bakanlığı’nın güvenlik planının, sınırların güvenliğini sağlamaktan başlayarak, ardından çöl ve şehirlerin, son olarak da kıyıların güvenliğini sağlamayı içeren aşamalı bir yaklaşım benimsediğini, ayrıca göçmenler için gönüllü geri dönüş programını uyguladığını ve insan kaçakçılığına karışan organize suç çetelerini takip ettiğini de sözlerine ekledi.

Libya İçişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada Bakan Yerlikaya’nın Libya İçişleri Bakanlığı’nın çabalarını övdüğünü ve Türkiye’nin düzensiz göçle mücadeledeki deneyimini ve son yıllarda elde ettiği olumlu sonuçları paylaştığını aktardı. İçişleri Bakanlığı, bu toplantının, istikrarı artırmak ve güvenlik alanındaki kurumsal çalışmaların konsolidasyonunu desteklemek amacıyla dost ülkelerle etkili iş birliği olanakları oluşturma yönündeki devam eden çabaları çerçevesinde gerçekleştirildiğini belirtti.

Saddam Hafter, birkaç gün önce Ankara'da Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve Savunma Bakanı Yaşar Güler ile bir araya geldi.

LUO Genel Komutanlığı tarafından yapılan açıklamada, Ankara’daki görüşmelerde uluslararası sahnedeki son gelişmeler hakkında görüş alışverişinde bulunulduğu belirtilirken, “Savunma Bakanı Güler ile iki ülke arasındaki askeri iş birliğini güçlendirerek bölgedeki güvenlik sorunlarının çözümüne katkıda bulunacak ve güvenlik ve istikrar çabalarını destekleyecek yollar tartışıldı” denildi.

Öte yandan UBH Başbakanı Abdulhamid ed-Dibeybe ile İngiltere'nin Libya’daki yeni Büyükelçisi Martin Reynolds arasında yapılan toplantıda düzensiz göç konusu başlıca gündem maddesi oldu.

İngiltere’nin Libya (Trablus) Büyükelçiliği tarafından sosyal medya platformu X üzerinden görüşmeye ilişkin yapılan kısa açıklamada, Büyükelçi Reynolds'un Libya'daki diplomatik görevinde ilk kez görüşmesini Dibeybe ile gerçekleştirdiği ve ‘yapıcı bir toplantı’ olduğu belirtildi. Açıklamada ayrıca toplantıda düzensiz göç, güvenlik ve ekonomik büyüme alanlarında ortak önceliklerin ele alındığı belirtildi.


HDK, Sudan'da tek taraflı olarak üç aylık insani ateşkes ilan etti

Sudan ordusu ile HDK arasında devam eden çatışmalardan kaçarak kısa süre önce Faşir’den gelen ve Çad'ın doğusundaki bir kampta yerde oturan Sudanlı mülteciler, 23 Kasım 2025 (Reuters)
Sudan ordusu ile HDK arasında devam eden çatışmalardan kaçarak kısa süre önce Faşir’den gelen ve Çad'ın doğusundaki bir kampta yerde oturan Sudanlı mülteciler, 23 Kasım 2025 (Reuters)
TT

HDK, Sudan'da tek taraflı olarak üç aylık insani ateşkes ilan etti

Sudan ordusu ile HDK arasında devam eden çatışmalardan kaçarak kısa süre önce Faşir’den gelen ve Çad'ın doğusundaki bir kampta yerde oturan Sudanlı mülteciler, 23 Kasım 2025 (Reuters)
Sudan ordusu ile HDK arasında devam eden çatışmalardan kaçarak kısa süre önce Faşir’den gelen ve Çad'ın doğusundaki bir kampta yerde oturan Sudanlı mülteciler, 23 Kasım 2025 (Reuters)

Sudan’da Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) dün, Sudan Ordusu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan'ın uluslararası taraflarca sunulan ateşkes önerisini reddettiğini açıklamasının ardından, üç ay sürecek tek taraflı bir insani ateşkes ilan etti.

HDK Komutanı Muhammed Hamdan Dagalu, ses kaydı olarak yayınlanan konuşmasında şunları söyledi:

“Ulusal sorumluluğumuz ve başta ABD Başkanı Donald Trump'ın girişimi ve Uluslararası Dörtlü ülkelerinin (Mısır, Suudi Arabistan, BAE ve ABD) çabaları olmak üzere uluslararası çabalar doğrultusunda üç aylık bir süre için saldırıların durdurulmasını ve uluslararası bir izleme mekanizmasının oluşturulmasını içeren insani bir ateşkes ilan ediyoruz.”

Dagalu konuşmasına şöyle devam etti:

“Radikal İslamcı terörist hareket Müslüman Kardeşler (İhvan-ı Müslimin) ve Ulusal Kongre Partisi dışında herkesin katıldığı bir siyasi sürece bağlıyız. Zira bu gruplar halkımızın son otuz yılda çektiği tüm acılardan sorumlu.”

Sudan iç savaşının her iki tarafı da son iki yıl içinde, tüm ateşkes anlaşmalarını ihlal ederek müzakere çabalarının başarısızlıkla sonuçlanmasına neden oldu. Orgeneral Burhan daha önce geçiş dönemi veya Sudan'ın geleceği ile ilgili herhangi bir anlaşma yoluyla HDK'yı muhafaza edecek veya iktidar ortaklığına geri getirecek herhangi bir çözümü reddettiğini vurgulamıştı. Orgeneral Burhan, ABD'nin Afrika Kıdemli Danışmanı Massad Boulos'u HDK lehine önyargılı olduğu gerekçesiyle sert bir şekilde eleştirdi. Ayrıca, savaşı durdurmak için kendilerine sunulan ‘en kötü kart’ olarak gördüğü Uluslararası Dörtlü’nün girişimine olan güvensizliğini dile getiren Orgeneral Burhan, Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) Uluslararası Dörtlü’ye katılımını eleştirerek HDK'yı desteklemekle suçlarken, Suudi Arabistan'ın rolünü ve ABD Başkanı Donald Trump'ın girişimini övdü.

Orgeneral Burhan'ın açıklamaları, 12 Eylül'de açıklanan ve ABD, Suudi Arabistan, BAE ve Mısır'ın yer aldığı Uluslararası Dörtlü ülkelerinin girişimi etrafındaki tartışmaları yatıştırdı. En önemli özelliği üç aylık bir insani ateşkes olan girişim, Sudan'daki krizi çözmek için bir yol haritası içeriyor. Bunu, kalıcı bir ateşkes ve sivil bir hükümete giden kısa bir geçiş dönemi izliyor. Girişimde, askeri bir çözümün olmadığına ve savaş sonrası dönemde İslamcıların siyasi sahneden uzaklaştırılacağı vurgulanıyor.

Şiddet devam ediyor

HDK, 7 Kasım'da insani ateşkes önerisini kabul ettiğini açıkladı, ancak ertesi gün ordunun kontrolü altındaki Hartum ve Atbara'yı bombaladı. Bunu HDK üyelerinin ‘büyük kalabalıklar’ halinde Batı Kordofan'daki Babnusa şehrine ulaşarak oradaki ordu karargahını ele geçirmeye çalıştığı, ancak Güney Kordofan'daki Kadugli ve Dilling şehirlerini kuşatmaya devam ettiği yönünde bir açıklama izledi.

HDK kasım ayı ortalarında Sudan'ın kuzeyindeki Merowe Barajı'nı birkaç kez insansız hava araçları (İHA) ile hedef aldı ve şehirdeki ordu karargahını bombaladı.

Sudan ordusu 26 Ekim'de Sudan'ın batısını tamamen kontrol altına alan HDK’nın uzun süren kuşatmasının ardından Faşir’i kaybetti.

Çatışmalar Darfur bölgesinden, başkent Hartum’u batı Sudan'a bağlayan petrol zengini komşu eyalet Kordofan’a sıçradı.

Faşir'in HDK’nın kontrolüne geçmesinden bu yana, toplu katliamlar, etnik şiddet, kaçırma ve cinsel saldırıların yaşandığına dair haberler gelirken, insan hakları örgütleri HDK'nın kontrolündeki bölgelerde etnik katliamlar yaşandığını bildirdi.

Uluslararası Göç Örgütü'ne (IOM) göre geçtiğimiz ayın sonundan bu yana, Kuzey Kordofan'dan yaklaşık 40 bin yerinden edilmiş kişinin yanı sıra 100 binden fazla sivil Faşir'den komşu şehirlere kaçtı. ABD Başkanı Donald Trump geçtiğimiz hafta, Washington'da Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ile yaptığı görüşmede, Veliaht Prensin talebi üzerine Sudan'daki ‘zulmü’ sona erdirme niyetini açıkladı.

HDK ve BAE, Trump’ın açıklamasını memnuniyetle karşıladı ve Burhan, savaşı sona erdirmek için Washington ve Riyad ile iş birliği yapmaya hazır olduğunu teyit etti.

İki yıldan fazla süredir devam eden Sudan savaşında on binlerce kişi hayatını kaybetti ve yaklaşık 12 milyon kişi yerinden edildi, bu durum milyonlarca sivili tehdit eden ciddi bir açlık krizine yol açtı.