Ruhani’den yetkililere cumhurbaşkanı adaylarına yönelik eleştirilere yanıt verme çağrısı

İran hükümeti, üçüncü münazarada yöneltilen suçlamalara karşı çıktı.

İran cumhurbaşkanı adayları geçen cumartesi günü devlet televizyonunda üçüncü ve son münazara için bir araya geldiler. (AP)
İran cumhurbaşkanı adayları geçen cumartesi günü devlet televizyonunda üçüncü ve son münazara için bir araya geldiler. (AP)
TT

Ruhani’den yetkililere cumhurbaşkanı adaylarına yönelik eleştirilere yanıt verme çağrısı

İran cumhurbaşkanı adayları geçen cumartesi günü devlet televizyonunda üçüncü ve son münazara için bir araya geldiler. (AP)
İran cumhurbaşkanı adayları geçen cumartesi günü devlet televizyonunda üçüncü ve son münazara için bir araya geldiler. (AP)

İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, cumhurbaşkanlığı için yarışan adaylar arasındaki son televizyon münazarasından bir gün sonra, hükümete yönelik eleştirilere ‘cesur bir biçimde’ yanıt verme sözü verdi. Ruhani, yönetiminin benzin zammı ve Kasım 2019 protestolarını bastırma kararının sorumluluğunu taşımadığını savundu.
Yedi aday üç münazara boyunca bir sonraki hükümet için somut çözümler ve planlar sunmadılar, mevcut krizler ve otoritenin karşı karşıya olduğu zorluklar hakkında keskin suçlamalar ve eleştirilerde bulundular. Münazaralarda kötüleşen yaşam koşulları, nükleer anlaşmanın geleceği, dış politika ve devlet kurumlarında yolsuzluğun yayılması hakimdi.
Muhafazakâr adaylar, geçen cumartesi günü düzenlenen üçüncü münazarada benzin fiyatlarını yüzde 300’e artırma kararında Ruhani hükümetinin rolüne dikkat çektiler. Yargı Erki Başkanı İbrahim Reisi, Ruhani’yi suçladığı konuşmasında “Benzin pahalılığında hükümet bir karar verdi. Sorumlu tutulması gereken Sayın Ruhani’dir” dedi. Aday Ali Rıza Zakani de Hemmati’nin Eylül 2019’da gönderdiği ve Ruhani’yi benzin fiyatlarını artırmaya çağırdığı mektuba atıf yaptı.
Aynı şekilde aday Muhsin Mehr Alizade de rakibi İbrahim Reisi’yi benzin protestolarında tutuklular için genel af çıkarmaya çağırdı. “Protestolarda tutuklanan kişi sayısı bilinmiyor. Aileleri endişeli ve bu günlerde insanlara iyi davranan Sayın Reisi sözlerini eylemle kanıtlamak zorunda” ifadesini kullandı. Reisi de söz konusu çağrıya verdiği cevapta kişi sayısını belirtmeden tutukluların isim listesini genel af çıkarmak için Dini Lider Ali Hamaney’e sunduğunu söyledi. “Dış taraflarla bağlantısı olanlar veya özel durumu bulunanlar dışındaki tüm tutukluları affettik” dedi.
Düzenin Maslahatını Teşhis Konseyi Genel Sekreteri olan cumhurbaşkanı adaylarından Muhsin Rızai ise üç münazara sırasında da ABD’nin nükleer anlaşmadan çekilmesinden birkaç ay önce, para biriminin değer kaybetmesine neden olan enflasyon dalgalarına atıfta bulundu. Hükümeti ekonomiyi yönetmek için elini insanların cebine koymakla suçladı. Rızai, durumun benzin protestolarından yaklaşık iki yıl önce, 7 Aralık 2017’de kötüleşen yaşam koşullarına karşı gösterilerin patlak vermesine katkıda bulunduğunu hatırlattı.
Aynı şekilde eski Merkez Bankası Başkanı Abdunnasır Hemati de konuşmasında Ruhani’nin performansına karşı sert ifadeler kullanırken “İnsanlar üzülürken cumhurbaşkanı gülmemeli. Kendisi benzin fiyatlarının yükseldiğini ertesi sabah öğrendiğini söylüyor” dedi. Mevcut durumu ‘hükümetin ekonomik ekibindeki koordinasyon eksikliği’ olarak nitelendiren Hemmati, “Sayın Ruhani dış ilişkilerde iyi bir başkandı ancak ekonomik savaş döneminde yolunu bulamadı” ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, benzin protestolarının patlak vermesinin ardından yaptığı ilk açıklamada, perşembe gününe denk gelen 14 Kasım 2019’un son saatlerinde kararın uygulanma tarihini bildiğini yalanladı. “Ben de sizin gibi kararın uygulandığını cuma sabahı öğrendim. İçişleri Bakanlığı’ndan bana haber vermeden kararı uygulamasını istedim” ifadelerini kullandı.
İran hükümetinden yapılan açıklamada benzin zammı kararı ve bunun yansımaları hususunda bazı adaylardan gelen ‘haksız’ suçlamalar eleştirildi.  Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Benzindeki fiyat düzenlemesi, üç makamın (parlamento, yargı ve hükümet) başkanlarının imzasını taşıyan ve Dini Lider Ali Hamaney tarafından onaylanan ulusal ve egemen bir karardı.”
Açıklamada, benzin zammı kararını eleştirenler ‘Trump’ın komplosuna karşı iki projesinin muhalifi’ olarak nitelendirilirken ’60 milyon kişi için geçim yardımı projesine’ ve ‘benzin ihracat projesine’ atıf yapıldı. Hükümet, protestoların ardından benzin zammı kararına desteğini açıklayan Hamaney’in ilk tavrına dikkati çekerek bunun ‘komployu boşa çıkarttığını’ vurguladı.
Hükümet, protestoların patlak vermesinden bir gün sonra, Hamaney’in müdahalesinden ve karara desteğinden önce parlamenterlerin hükümetin kararını bozmak için harekete geçtiğini bildirdi.
Hükümetten yapılan açıklamada adaylara ‘ahlaki ve yasal yükümlülükler çerçevesinde çalışma’ ve ‘suçlama, yalan söyleme eylemlerinden kaçınma’ çağrısı yapıldı. İlgili merciiler, iktidar kurumlarında uzlaşıyı bozan unsurların rolünün dikkate alınması gerektiği belirtilerek söz konusu unsurlar da ‘kamuoyunu kışkırtmak’ ve ‘halk protestolarının patlak vermesine neden olmak’ ile suçlandı.
Reisi’nin kampanya ofisi, hükümetin açıklamasına yanıt olarak benzin zammı kararının üç yetkilinin başkanları arasında Ekonomik Koordinasyon Komitesi’nde alındığını reddeden bir bildiri yayınladı. Bildiride şu ifadelere yer verildi:
“Hükümet, benzin zammı, zamanlaması ve uygulama yöntemi hususunda bir karar aldı ve bunu Koordinasyon Komitesi toplantılarından birinde bildirdi.”
Bildiriye göre kararın zamanlaması veya uygulama yolu değil, benzin fiyatındaki artıştan kaynak harcama yöntemi onaylandı. Bildiride ayrıca Reisi’nin ‘hükümetin projesi hakkında bilgilendirildikten sonra projenin uygulanmasından üç gün önce resmi bir protestoda bulunduğu ve sonuçları konusunda cumhurbaşkanını uyardığı’ vurgulandı.
İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Genel Sekreteri Ali Şemhani geçen mart ayında, kararın niteliğini savunmasına rağmen benzin protestolarının ‘kötü yönetim ve zayıf koordinasyondan’ kaynaklandığını söyledi. 
Ahvaz şehrinde 15 Kasım akşamı başlayan benzin protestoları, saatler içerisinde başta başkent Tahran olmak üzere ülke geneline yayıldı. Protestoların ikinci gününde yetkililer elektriği kesti.
Reuters 23 Aralık 2019’da üç İranlı yetkiliden alıntı yaptığı haberinde Hamaney’in güvenlik servislerini ve hükümette üst düzey yetkilileri bir araya topladığını ve ‘protestolara son verme’ emri verdiğini duyurdu. Reuters’a göre Dini Lider, “İslam Cumhuriyeti tehlikede. Buna bir son vermek için ne gerekiyorsa yapın. Bu benim size emrimdir” dedi. Kaynaklar da iki haftadan az süren protestolar sırasında yaklaşık bin 500 kişinin öldürüldüğünü aktardı. Ölenler arasında 17 gencin, yaklaşık 400 kadının, güvenlik güçleri unsurlarının ve polislerin olduğu belirtildi. Uluslararası Af Örgütü, güvenlik güçleri tarafından vurulan veya gözaltında tutulan İranlı protestoculardan 304’ünün öldüğünün belgelendiğini aktardı.
Söz konusu dönemden bu yana ölü sayısı hakkında resmi bir istatistik yayınlanmadı. Ancak İran İçişleri Bakanı Abdurrıza Rahmanı Fazli, geçen yılın haziran ayı başlarında yaptığı açıklamada yaklaşık 230 kişinin öldüğünü bildirdi.

Ruhani’den seçim çağrısı
Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, 13 Haziran’da yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Herkesi seçimlere katılmaya davet ederken oyları ve başarıları küçümsememeliyiz. Bu, tüm yetkililerin düşmanların azami baskı uyguladığı ve ekonomik savaşın dayatıldığı bir dönemde büyük başarıları hatırlatacakları vatansever bir görevdir.”
Ruhani ayrıca hükümetteki yetkilileri ‘direniş siciliyle övünmeye’ çağırdı.
Hükümetinin şeffaflığa dayandığını ve yönetim döneminde halkla açık ve net konuştuğunu söyleyen Hasan Ruhani, “Yanlış ve asılsız suçlamaların cevapsız kalmasına izin vermemeliyiz” dedi.
İran Dini Lideri’nin ofisine yakın Kayhan gazetesi, 13 Haziran’daki manşetinde hükümet adaylarının ‘tartışma yeteneklerini ve ahlaklarını’ kaybettiğini yazdı. Abdunnasır Hemmati ve Muhsin Mehr Alizade’ye atıfta bulunulurken, söz konusu iki aday ‘yalan söylemekle ve rakiplerinin kışkırtmakla’ suçlandı. Reformist gazete ‘Arman Meli’ ise ‘adayların, halkın temel talebi olan referandumu ele almaya hazır olmadan, halkın endişelerini temel aldıklarını’ belirtti.
Reformist gazete ‘Aftab’ da bunların ‘normal münazaralar’ olduğunu yazarken “Görünüşe göre bu tartışma, adayların oy oranlarını önemli ölçüde değiştirmeyi başaramadı” ifadelerine yer verdi. Hükümetin sözcüsü konumunda ‘İran gazetesi’ ise münazarayı ‘hükümetin nasıl yönetildiğine dair sıcak bir tartışma’ olarak nitelendirdi.
İran medyası, seçimlere katılımı ‘herkesin görevi" olarak nitelendirilen fetvayla ilgili olarak, Hamaney’in internet sitesinden bir fotoğraf yayınladı. Resmi ‘IRNA’ ajansı da Nuri Hamdani’den aktardığı bir haberde katılımın “meşru” ve “rasyonel” bir görev olduğunu vurguladı.
Diğer yandan Ali Hamaney’in ofisi, İran Dini Lideri’nin cumhurbaşkanlığı seçim kampanyasının son gününde İranlılara hitap etmek için çarşamba günü televizyon üzerinden bir konuşma yapacağını duyurdu.
Reformist olan eski Cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi de reformist partileri ‘seçimlerdeki sorumluluklarını belirlemeye ve sorumluluklarına göre hareket etmeye’ çağırdı.
Hatemi, İslami Gençlik Partisi Konferansı’na gönderdiği bir mektupta, ‘İran toplumunun kendi kaderini tayin etme sürecine katılmak için canlılığa, umuda ve özleme ihtiyacı olduğu bir dönemdeki soğuk ve kasvetli atmosfere’ dikkat çekti. Tüm siyasi oluşumların, partilerin, akımların ve sivil toplumun ‘hassas koşullarda vatanına ve halka karşı sorumluluklarını’ belirlemelerini ve ‘sorumluluğu başarıyla yerine getirmelerini’ umduğunu dile getirdi.
Resmi IRNA haber ajansı, Hatemi’nin mesajının reformistlere yönelik ‘seçimlere katılma çağrısı’ anlamına geldiğini vurguladı.
Hatemi’nin tavrı, reformist lider Mir Hüseyin Musevi’nin seçimlerde ‘aşağılanmadan’ bıkmış olanlarla dayanışmasını ifade eden açıklamasının ertesi günü gelişti.
Hükümet merkezli ‘İspa’ merkezinden yapılan son anket, seçimlere katılacaklarını söyleyenlerin yüzde 31,5’inin henüz oy vereceği adaya karar vermediğini gözler önüne serdi.



Mücteba Hamaney gerçekten babasının yerine mi hazırlanıyor?

Helikopterin düşüşünün kaza olmadığını düşünenlerin aklındaki olası faillerden biri de Mücteba Hamaney (AP/Arşiv)
Helikopterin düşüşünün kaza olmadığını düşünenlerin aklındaki olası faillerden biri de Mücteba Hamaney (AP/Arşiv)
TT

Mücteba Hamaney gerçekten babasının yerine mi hazırlanıyor?

Helikopterin düşüşünün kaza olmadığını düşünenlerin aklındaki olası faillerden biri de Mücteba Hamaney (AP/Arşiv)
Helikopterin düşüşünün kaza olmadığını düşünenlerin aklındaki olası faillerden biri de Mücteba Hamaney (AP/Arşiv)

İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi'nin ölümüyle birlikte ülkenin yönetimine dair sorular ortaya atılırken en çok zikredilen isimlerden biri de Yüce Lider'in oğlu Mücteba Hamaney oldu. 

Hiçbir resmi rolü bulunmasa da ülkenin en etkili figürlerinden biri gibi görülen Hamaney, pek çok İranlı için gizemini koruyor. Zira kendisi ne kamuoyunda sıklıkla görülüyor ne de konuşma yapıyor. 

ABD'nin Wall Street Journal (WSJ) gazetesi, 85 yaşındaki Ayetullah Ali Hamaney'in 54 yaşındaki oğlunu mercek altına aldı.

Mücteba Hamaney'in, kendi kişisel gücü olmadığı ve itaatkar bir tavır gösterdiği söylenen Reisi'nin döneminde istihbarat ve güvenlik yapılarındaki nüfuzunu artırdığını bildirdi. 

İran Yüce Liderliği için Reisi'nin hazırlandığının düşünüldüğü ancak helikopterin düşmesiyle birlikte bu konudaki soru işaretlerinin arttığı aktarıldı. 

WSJ'nin konuştuğu uzmanlara göre Mücteba Hamaney'in, babasının yerine geçme ihtimali düşük ve spot ışıklarının altından kaçınarak daha da güç kazanması bekleniyor.

Alman Uluslararası Politika ve Güvenlik Politikaları Enstitüsü'nde çalışan İran uzmanı Hamidreza Azizi şöyle düşünüyor:

Son 20 yıldır işler, Mücteba ve etrafındaki şebekenin kontrolünde. Şimdi Hamaney için asıl mesele, Reisi'yle aynı özelliklere sahip birini bulmak. Böylece Mücteba toplumun gözünün önünde olmadan gücünü koruyup artırabilir.

Mücteba Hamaney'in haziran sonunda düzenlenmesi planlanan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de önemli bir rol oynaması bekleniyor. 

İran'ın geçici cumhurbaşkanı Muhammed Muhbir'in de Mücteba Hamaney'e sadık bir isim olduğuna işaret ediliyor. 68 yaşındaki Muhbir seçimlere kadar tüm meselelerde belirleyici olacak üç kişilik bir konseyin parçası.

Yüce Lider'e bağlı, milyar dolarlık yatırım fonu Setad'ın başkanlığını neredeyse 15 yıl boyunca yürüttü. 

Haberde 1969'da Meşhad'da doğan Mücteba Hamaney'in geçmişine de değinildi. Yüce Lider'in sitesine göre, Şah Rıza Pehlevi döneminde evlerine düzenlenen baskınlardan birinde babasının dövüldüğünü gördü. 

1979'de devrimden sonra Tahran'a taşınan ailenin babası hızla yükselirken oğlu da 1980-1988'de Irak'la yürütülen savaşta cepheye gitti. 

Daha sonra Devrim Muhafızları'nda önemli görevlere gelecek kişilerle burada tanışan Mücteba'nın nüfuzu özellikle 2000'lerin ortalarında geniş çaplı olarak konuşulmaya başladı. 

Değişimciler, 2005 ve 2009'da Mahmud Ahmedinecad'ın kendilerine karşı kazandığı zaferlerin Mücteba Hamaney tarafından ayarlandığını öne sürdü.

ABD, 2019'da Devrim Muhafızları ve Besic milisleriyle "babasının istikrarı bozan bölgesel hırslarını ve ülke içindeki baskıya dair hedeflerini ilerletmeye" çalıştığı gerekçesiyle onu yaptırım listesine aldı. 

2022'de Mehsa Emini'nin gözaltında ölmesinin ardından ülke çapında patlak veren gösterilerde nefret objesi oldu. Ev hapsinde tutulan eski cumhurbaşkanı adayı Mir Hüseyin Musevi, Yüce Lider'e seslenerek o pozisyona oğlunu hazırladığı haberlerini yalanlamasını istedi. Ancak yanıt gelmedi. 

Ali Hamaney hakkında kitap yazan ABD ve İran yurttaşı Mehdi Khalaji bütün bunlara rağmen söylentilere karşı çıkıyor:

Mücteba'nın yeni Yüce Lider olma arzusuna dair fikirler tamamıyla bir mit. Tarihsel deneyime dayanarak Hamaney'in ne kendi oğlunu ne de başkasını işaret edeceğini sanmıyorum.

İslam Cumhuriyeti'ni kuran Ruhullah Humeyni ve yerine geçen Ali Hamaney'in Yüce Liderlik pozisyonunun babadan oğula geçmesine karşı çıkmasını İslam'a aykırı görmesi de Khalaji'nin tahminlerini güçlendiriyor. 

Mücteba Hamaney'in yönetim deneyimi ve dini yeterliliği de bu göreve uygun görülmüyor.

Tennessee Üniversitesi'nden Saeid Golkar şöyle diyor:

Önemli kararların alındığı yerlerde onlarca yıldır tecrübe edinen Mücteba Hamaney'in rejimdeki bağlantıları eşsiz. Ancak onun atanması monarşiyi geri getirerek Hamaney'in mirasını lekeler.

Bazı uzmanlar da Ahmed Humeyni'nin Mücteba Hamaney'den de güçlü görüldüğünü ancak babasının 1989'da ölmesiyle birlikte işlerin değiştiğini bildiriyor. Hamaney ve dönemin cumhurbaşkanı Ekber Haşimi Rafsancani'yle sorunlar yaşayan Ahmed Humeyni, 1995'te henüz 45 yaşındayken hayatını yitirmişti. Kalp krizinin ölüme neden olduğu bildirilmişti.

Independent Türkçe, WSJ, BBC Türkçe