12 yılın ardından Netanyahu'nun mirası: "İsrail hiç bu kadar bölünmemişti"

AFP
AFP
TT

12 yılın ardından Netanyahu'nun mirası: "İsrail hiç bu kadar bölünmemişti"

AFP
AFP

İsrail'de koalisyon hükümetinin dün parlamentoda güvenoyu almasıyla Binyamin Netanyahu'nun 12 yıllık iktidarı sona erdi.
The Washington Post gazetesi, İsrail'in en uzun süre başbakanlık koltuğunda oturan lideri olan Netanyahu'nun bir yandan ülkeyi dönüştürürken bir yandan da daha önce görülmemiş düzeyde böldüğünü yazdı.
İsrail'in onlarca yıllık barış ve güvenlik politikasına yeniden yön veren ve ekonomiyi yeniden şekillendiren Netanyahu'nun ülkenin en etkili liderlerinden biri olduğunu belirten gazete, yazıda şu ifadelere yer verdi:
“Bibi olarak tanınan Neyanyahu, destekçilerine göre ardında gelişen bir ekonomi, yeni tesis edilmiş uluslararası saygınlık, Filistinli militanların otobüsleri bombalamadığı bir 10 yıl bıraktı. Karşıtlarına göreyse ülkeyi daha bölünmüş, daha az eşitlikçi ve Filistinlilerle barışa büyük oranda kayıtsız hale getirdi.”
Netanyahu'nun görevdeki son günlerinde Kudüs'teki başbakanlık konutu önünde düzenlenen protestolara katılan 68 yaşındaki Sylvia Strumpfman, "İsrail hiç bu kadar bölünmüş bir ülke değildi. Netanyahu'nun değiştirdiği şeyleri yeniden inşa etmek yıllar alacak" dedi.

"Siyasi stratejisi halkın öfkesini canlı tutmaya dayanıyordu"
Gazete, Netanyahu'nun ülkede bıraktığı en büyük izin sol ve sağ, dinciler ve sekülerler, Araplar ve Yahudiler arasında büyüyen uçurum olduğunu belirtti. Haberde, İsrailli siyasetçinin 2009'da başbakanlık koltuğuna oturduktan sonra Filistin sorununu çözmek yerine tavizsiz bir tutum benimsediği ve daha çok İran'dan gelen tehditler gibi konulara odaklandığı yorumu yer aldı.
Kudüs merkezli köşe yazarı Anshel Pfeffer, Netanyahu'nun ülkeyi en fazla dönüştüren liderlerden biri olduğunu söyleyerek "Siyasi stratejisi tümüyle halkın öfkesini canlı tutmaya dayanıyordu" diye konuştu. Pfeffer, önceki İsrail liderlerinin İsrail-Filistin sorununu çözmeye çalıştığını, Netanyahu'nunsa bu konuyu gündemden çıkarmayı başardığını kaydetti.  
Haberde, Netanyahu döneminde yasadışı Yahudi yerleşimlerinin sayısında çarpıcı bir artış olduğu, işgal altındaki topraklarda yaşayan Yahudilerin sayısının yüzde 50 artarak 450 bine ulaştığı vurgulandı.
The Washington Post, Netanyahu döneminde İsrail'in Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn, Fas ve Sudan gibi Arap ülkeleriyle ilişkileri normalleştirme yönünde anlaşma sağladığına ancak Ürdün'le ilişkilerin gerildiğine dikkat çekti. Haberde, eski ABD Başkanı Barack Obama döneminde ABD ve İsrail arasında gerilen ilişkilerin Donald Trump döneminde düzeldiği, öte yandan Netanyahu'nun son yıllarda Avrupa'dan uzaklaştığı ve Joe Biden yönetimiyle ilişkilerin de soğuk başladığı kaydedildi.
MIT'de işletme okuyan Netanyahu, başbakanlığı döneminde özelleştirme programına ağırlık vererek kamu fonlarını ve yatırımlarını azaltmıştı. The Washington Post, bu dönemde yoksul İsraillilerin oranının yüzde 21'e yükseldiğine dikkat çekti.
Gazete ayrıca 2019'da rüşvet, yolsuzluk ve görevi kötüye kullanma suçlamasıyla hakkında dava açılan Netanyahu'nun kendini korumaya almak için yargının bağımsızlığına gölge düşürdüğü eleştirilerine de yer verdi.
Independent Türkçe, The Washington Post



Pentagon, ABD ordusunda radikal değişikliklere hazırlanıyor

Kaynakları Avrupa ve Ortadoğu'dan Latin Amerika'ya aktarmayı planlayan Washington, son dönemde Karayipler'deki askeri yığınağını büyütüyor (Reuters)
Kaynakları Avrupa ve Ortadoğu'dan Latin Amerika'ya aktarmayı planlayan Washington, son dönemde Karayipler'deki askeri yığınağını büyütüyor (Reuters)
TT

Pentagon, ABD ordusunda radikal değişikliklere hazırlanıyor

Kaynakları Avrupa ve Ortadoğu'dan Latin Amerika'ya aktarmayı planlayan Washington, son dönemde Karayipler'deki askeri yığınağını büyütüyor (Reuters)
Kaynakları Avrupa ve Ortadoğu'dan Latin Amerika'ya aktarmayı planlayan Washington, son dönemde Karayipler'deki askeri yığınağını büyütüyor (Reuters)

Önceki haftalarda ABD'nin yayımladığı yeni ulusal güvenlik stratejisi, Avrupa'nın tepkisini çekerken Pentagon da bu çerçeveyle uyumlu değişiklikler yapmayı planlıyor.

Washington Post'un kaynaklarına dayandırdığı habere göre, ABD Savunma Bakanlığı'nın üst düzeylerdeki yetkilileri, ordunun büyük karargahlarından bazılarında küçülmeye gitmeyi ve generaller arasındaki güç dengesini değiştirmeyi planlıyor. 

Savunma Bakanı Pete Hegseth'e önümüzdeki günlerde Genelkurmay Başkanı Dan Caine tarafından sunulması beklenen planlar, 4 yıldızlı generallerin sayısının azaltılmasını öngörüyor.

Merkez Komutanlığı, Avrupa Komutanlığı ve Afrika Komutanlığı'nın ana karargahlarının küçültülmesi ve üçünün birlikte ABD Uluslararası Komutanlığı adını taşıyacak yeni bir çatının altına taşınması gündemde. 

Kuzey Komutanlığı ve Güney Komutanlığı'nın da yeni kurulacak ABD Amerika Komutanlığı bünyesinde birleştirilmesi düşünülüyor.

Arktika'dan sorumlu bir birimin daha kurularak Amerika Komutanlığı'na bağlanması ele alınsa da sonrasında vazgeçilmiş. 

Hint-Pasifik Komutanlığı, Stratejik Komutanlığı, Ulaştırma Komutanlığı, Özel Operasyonlar Komutanlığı, Uzay Komutanlığı ve Siber Komutanlığı'nın görevlerini sürdürmesi bekleniyor.

Bunlardan son üçünün kurulması düşünülen ABD Küresel Komutanlığı çatısına alınması da değerlendirilmiş. 

Amerikan gazetesinin kaynakları bu hamlelerin, ABD'nin gücünü Ortadoğu ve Avrupa yerine Batı Yarımküre'ye yönlendirmesi ve küresel dünya düzeninin koruyuculuğu görevini bırakması düşüncesiyle uyumlu olduğuna dikkat çekiyor. 

Planların onaylanması halinde, ABD ordusunda on yıllardır görülen en kapsamlı yapısal değişiklikler gerçekleşecek. 

Değişimi savunanlar, çok genişleyen ve yavaşlayan komuta yapısının düzeltilmeye çalışıldığını öne sürüyor. 

Ancak sızan detaylar herkesi mutlu etmedi. Barack Obama döneminin Savunma Bakanı Chuck Hagel, bölgesel komutanlıkların kapatılmasının ordunun krizleri öngörüp yönetme kapasitesini azaltabileceğini vurguluyor.

Hagel kurulan ilişki ağları ve edinilen uzmanlıkların bir kenara atılmasının Washington'ın o bölgelerdeki gücünü zayıflatabileceği kanısında. 

Hegseth'in ekibi tarafından Washington Post'a iletilen açıklamada iddialara dair yorum yapılmayacağı ve Pentagon içinde herhangi bir fikir ayrılığının olmadığı ifade edildi. 

Bu değişikliklerin gerçekleşebilmesi için hem Hegseth hem de ABD Başkanı Donald Trump'ın onayını alması gerekiyor. 

Independent Türkçe, Washington Post, Moneycontrol


Netanyahu’dan Batılı hükümetlere çağrı: Antisemitizmle mücadelede daha fazla çaba gösterilmeli

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (EPA)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (EPA)
TT

Netanyahu’dan Batılı hükümetlere çağrı: Antisemitizmle mücadelede daha fazla çaba gösterilmeli

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (EPA)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (EPA)

Avustralya’nın Sidney kentindeki Bondi Plajı’nda, Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında 15 kişinin hayatını kaybettiği terör saldırısından üç gün sonra İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Batılı hükümetlere Yahudi toplulukların korunması ve antisemitizmle mücadele için daha fazla çaba gösterme çağrısında bulundu.

Netanyahu, ofisi tarafından yayımlanan kısa bir video mesajda, “Batılı hükümetleri antisemitizmle mücadele için gerekli adımları atmaya ve dünyanın dört bir yanındaki Yahudi topluluklara güvenlik ve koruma sağlamaya çağırıyorum” dedi.

Netanyahu, “Uyarılarımıza kulak vermeleri gerekirdi. Derhal harekete geçilmesini talep ediyorum” ifadelerini kullandı.


Kremlin, Noel ateşkesini Ukrayna ile yapılacak barış anlaşmasına bağlıyor

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov (AFP)
Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov (AFP)
TT

Kremlin, Noel ateşkesini Ukrayna ile yapılacak barış anlaşmasına bağlıyor

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov (AFP)
Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov (AFP)

Kremlin bugün yaptığı açıklamada, Ukrayna’nın önerdiği Noel ateşkesinin bir barış anlaşmasına varılıp varılamayacağına bağlı olacağını belirtti. Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, konuya ilişkin olarak, “Şu anda soru, ABD Başkanı Donald Trump’ın da söylediği gibi bir anlaşmaya varıp varamayacağımızdır” dedi.

Peskov, Ukrayna’nın ‘kısa vadeli ve sürdürülemez çözümlere’ odaklanması durumunda Rusya’nın bu ateşkese katılmasının söz konusu olmadığını ifade etti. Peskov, “Biz barış istiyoruz, Ukrayna’ya nefes alma ve savaşa devam hazırlığı yapma fırsatı tanıyan bir ateşkes değil… Bu savaşı sona erdirmek, hedeflerimizi gerçekleştirmek, çıkarlarımızı güvence altına almak ve gelecekte Avrupa’da barışı sağlamak istiyoruz. İşte buna odaklanıyoruz” ifadelerini kullandı.

Peskov ayrıca, Moskova’nın henüz ABD ve Avrupa yetkililerinin Ukrayna’ya sunduğu NATO benzeri güvenlik garantilerine ilişkin detayları görmediğini söyledi.

Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy ise dün yaptığı açıklamada, özellikle enerji altyapısına yönelik saldırıların Noel döneminde durdurulmasını öngören ateşkes fikrini desteklediklerini bildirdi.

Diğer yandan Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Sergey Ryabkov bugün yaptığı açıklamada, Ukrayna savaşıyla ilgili görüşmelerde toprakla ilgili herhangi bir taviz vermeyeceklerini belirtti. Şarku’l Avsat’ın Rusya’nın resmi haber ajansı TASS’tan aktardığına göre Ryabkov, Donbas, Kırım ve Moskova’nın Novorossiya olarak adlandırdığı bölgelerden söz etti.

Ryabkov ayrıca, Moskova’nın henüz ABD, Ukrayna ve Avrupa Birliği’nin (AB) Berlin’de vardığı anlaşmalardan haberdar olmadığını ifade etti.

Almanya’nın başkenti Berlin’de dün, 10 Avrupa ülkesinin liderleri ve AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, ABD ve Ukrayna arasındaki görüşmeleri desteklemek amacıyla bir araya geldi.