Putin ve ABD Başkanları... 20 yıllık gergin ilişkiler

Putin’in eski ABD başkanları George W. Bush, Bill Clinton, Donald Trump ve Barack Obama ile görüşmeleri (AFP)
Putin’in eski ABD başkanları George W. Bush, Bill Clinton, Donald Trump ve Barack Obama ile görüşmeleri (AFP)
TT

Putin ve ABD Başkanları... 20 yıllık gergin ilişkiler

Putin’in eski ABD başkanları George W. Bush, Bill Clinton, Donald Trump ve Barack Obama ile görüşmeleri (AFP)
Putin’in eski ABD başkanları George W. Bush, Bill Clinton, Donald Trump ve Barack Obama ile görüşmeleri (AFP)

ABD Başkanı Joe Biden ile yarın (16 Haziran Çarşamba) ilk kez görüşecek olan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 1999 sonunda iktidara geldiğinden bu yana görüştüğü beş ABD başkanıyla gergin ilişkiler kurdu.
Fransız Haber Ajansı’na (AFP) göre Joe Biden, Ocak ayında Beyaz Saray’da göreve başladığından beri Rus mevkidaşına dair oldukça sert.

NATO’nun doğuya doğru genişleme planlarına rağmen Boris Yeltsin ve ABD’li mevkidaşı Bill Clinton arasındaki ilişkiler iyi olsa bile Kosova Savaşı, Soğuk Savaş sonrasında kurulan ilişkileri bozdu.
Yeltsin, 31 Aralık 1999’da istifa ettikten sonra Washington, halefi Vladimir Putin’e şüpheyle yaklaştı. ABD Dışişleri Bakanı Madeleine Albright, 2 Ocak’ta Putin’in ‘zor ve oldukça kararlı bir adam’ olduğunu belirtti. Albright, “Eylemlerini çok dikkatli izlememiz gerekecek” dedi.
Haziran 2000’deki ilk Clinton-Putin zirvesinde ABD Başkanı, ‘özgürlükleri ve hukukun üstünlüğünü koruyarak, müreffeh ve güçlü bir Rusya’ inşa etme yeteneğine sahip Devlet Başkanına açıkça övgüde bulundu.

16 Haziran 2001’deki ilk görüşmelerinin sonunda George W. Bush ise, Rusya Devlet Başkanının gözlerinin içine baktığını ve ‘ruhunu anlayabildiğini’ söyledi. Bush ayrıca, “Ülkesine derinden bağlı bir adam. Onu büyük bir lider olarak görüyorum” dedi.
11 Eylül 2001 saldırılarından sonra ikinci Çeçen savaşını başlatan Vladimir Putin, Başkan Bush’a ‘teröre karşı savaşta’ dayanışmasını dile getirdi.

Ancak bu ateşkes uzun sürmedi. Aralık 2001 itibariyle Washington, Doğu Avrupa’da bir füzesavar kalkanı kurmak için 1972’de imzalanan Anti Balistik Füze (ABM) Anlaşması’ndan çekildi. Adım, Moskova tarafından kınandı.
2003’te Moskova, ABD’nin Irak işgalini ve bir yıl sonra da Washington’un Ukrayna’daki ‘Turuncu Devrim’e etkisini kınadı.
2009’da Başkan Barack Obama, ‘ilişkileri yeniden canlandırma’ ilkesini ortaya koydu. Bir yıl öncesinde Putin, başbakan oldu ve sırdaşı Dmitri Medvedev devlet başkanlığını üstlendi.
Başkan Obama, Temmuz 2009’da Rusya’ya yaptığı ilk ziyaret öncesinde Putin’in ‘işleri yönetmede bir yandan eski yolu, diğer yandan yeni yolu benimsediğini’ ifade etti.
Moskova’da ise “Benim için önemli olan, meslektaşım ile doğrudan çalışmaktır” dedi.

2010’da yeni bir nükleer silahsızlanma anlaşmasının imzalanması olmak üzere bazı başarılara rağmen iki ülke arasındaki bir takım girişimler başarısızlıkla sonuçlandı. Rusya, Ağustos 2013’te Edward Snowden’a sığınma hakkı verdi. Birkaç gün sonra Obama, ‘Soğuk Savaş zihniyetine’ geri döndüğü için üzüntüsünü dile getirerek, Putin ile yapacağı zirveyi iptal etti.
Rusya’nın Kırım’ı ilhak etmesi ve Moskova üzerine ekonomik yaptırımlar uygulanmasıyla patlak veren 2014 Ukrayna krizi ve ardından Rusya’nın 2015’te Suriye’ye müdahalesi ikili ilişkileri daha da gerginleştirdi.
ABD Başkanı Donald Trump ise Rusya ile iyi ilişkilere geri dönme sözü verdi.

İktidara gelmesinden sonra Trump’ın görev süresi, Rusya’nın ABD seçimlerine müdahale suçlamalarıyla gölgelendi. Putin ile Temmuz 2018’de düzenlediği basın toplantısında Trump, Rusya Devlet Başkanının açıklamalarına FBI sonuçlarından daha fazla itimat ettiğini söyledi.
Trump, “Başkan Putin, biraz önce Rusya’nın bununla ilgisi olmadığını söyledi” dedi.
Eylül 2020’de seçim kampanyası konuşmasında ise “Putin’i gerçekten seviyorum ve o da beni seviyor. Çok iyi anlaşıyoruz” ifadelerini kullandı.

 


Hamas içinde 7 Ekim saldırısı ve bunun yansımaları konusunda yaşanan “açık” anlaşmazlıklar

Hamas Siyasi Büro Üyesi Musa Ebu Merzuk (Reuters)
Hamas Siyasi Büro Üyesi Musa Ebu Merzuk (Reuters)
TT

Hamas içinde 7 Ekim saldırısı ve bunun yansımaları konusunda yaşanan “açık” anlaşmazlıklar

Hamas Siyasi Büro Üyesi Musa Ebu Merzuk (Reuters)
Hamas Siyasi Büro Üyesi Musa Ebu Merzuk (Reuters)

Amerikan gazetesi New York Times (NYT), Hamas Uluslararası İlişkiler Ofisi Başkanı Musa Ebu Merzuk’un cuma günü telefonla verdiği demeçte, Gazze Şeridi’nde yaratacağı yıkımı bilseydi 7 Ekim 2023'te İsrail'e yönelik böyle bir saldırıyı desteklemeyeceğini ve Hamas içinde Gazze'deki silahlarının geleceğini müzakere etme niyeti olduğunu söylediğini aktardı.

Hamas Hareketi tarafından yapılan açıklamada ise Ebu Merzuk'un sözleri reddedilirken Hamas’ın direnişin silahlarının meşru olduğundan emin olduğunu ve Filistin topraklarında işgal devam ettiği sürece bu konunun tartışmaya kapalı olduğu belirtildi. Hamas, Ebu Merzuk'un açıklamalarının hareketin tutumunu temsil etmediğini vurguladı.

Hamas liderleri, İsrail’in Gazze Şeridi’nde on binlerce Filistinlinin ölümüne ve bölgenin harabeye dönmesine neden olan yıkıcı saldırısını tetiklemesine rağmen aylarca 7 Ekim’deki saldırı kararını savundu.

İsrail'e karşı ‘zafer’ ilan eden Hamas’ta bazı üst düzey isimler, gelecekte daha fazla 7 Ekim tarzı saldırı düzenleneceğini söyledi.

Ancak Hamas'ın üst düzey yetkililerinden Musa Ebu Merzuk, yaklaşık iki milyon kişiyi yerinden eden, gıda ve sağlık alanlarında ciddi sıkıntılara yol açan bir insani krize neden olan saldırıya ilişkin çekincelerini açıkça dile getirdi.

scdvfgb
Hamas Siyasi Büro Üyesi Musa Ebu Merzuk (Arşiv-Reuters)

Ebu Merzuk NYT’ye yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi’nde yol açacağı yıkımı bilseydi saldırıyı desteklemeyeceğini söylerken eğer sonuçlarını bilmeydi saldırıyı desteklemesinin ‘imkansız’ olacağını da sözlerine ekledi.

Saldırıya ilişkin özel planlardan haberdar olmadığını belirten Ebu Merzuk, ancak kendisinin ve Hamas’ın diğer siyasi liderlerinin İsrail'e askeri olarak saldırma yönündeki genel stratejiyi desteklediklerini belirterek “Yaşananların olması tahmin edilseydi 7 Ekim olmazdı” dedi.

Ayrıca Hamas içinde Gazze'deki silahların geleceğinin müzakere edilmesi konusunda bir isteklilik olduğunu da bildirdi. Bu konu İsrail'le müzakerelerde tartışma konusu olmuş ve diğer Hamas yetkilileri tarafından reddedilmişti.

Hamas’ın diğer liderlerinin Ebu Merzuk'un saldırıya ilişkin görüşlerini ne ölçüde paylaştığı ya da bu açıklamaların İsrail ile müzakereleri etkileme yahut Hamas liderleri üzerinde baskı kurma çabası olup olmadığı bilinmiyor.

dc
Cumartesi günü Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta İsrailli rehineleri Kızılhaç temsilcilerine teslim etmeye hazırlanan Hamas üyeleri (Reuters)

Hamas’ın diğer liderleri, özellikle de İran ve Hizbullah ile yakın bağları olanlar, daha katı bir çizgi izleme eğilimindeydi.

Bu açıklamalar, Hamas yetkilileri arasında 7 Ekim saldırısı ve sonuçları konusunda görüş ayrılıkları olduğunu ve saldırının kendilerine olağanüstü acılar yaşattığını söyleyen Gazze'deki Filistinlilerin hayal kırıklığının Hamas içinde bir etkisi olduğunu gösterdi.

Ebu Merzuk'un yorumları, Hizbullah'ın merhum lideri Hasan Nasrallah'ın 2006 yılında İsrail ile Hizbullah arasında yaşanan savaşın ardından yaptığı açıklamaları hatırlattı.

O savaştaki yıkımın boyutu Nasrallah'ı, bu kadar güçlü bir tepkiye yol açacağını bilseydi Hizbullah’ın o dönemde bu kadar çok İsrail askerini yakalayıp öldürmeyeceğini itiraf etmeye itti.

Hamas'ın İsrail'e karşı savaşta hayatta kalmasının başlı başına ‘bir zafer’ olduğunu söyleyen Ebu Merzuk, Hamas'ı eski ağır siklet boks şampiyonu Mike Tyson ile dövüşen sıradan bir insana benzeterek “Eğer eğitimsiz bir acemi Tyson'ın yumruklarından kurtulursa, insanlar onun zafer elde ettiğini söyleyecektir” ifadelerini kullandı.

Özellikle İsrail'in Gazze'ye verdiği zararın boyutu göz önünde bulundurulduğunda Hamas'ın kazandığını iddia etmenin kabul edilemez olduğunu belirtti.

İsrail ile ilgili olarak ise Ebu Merzuk, “Kendine hakim olamayan ve her şeyden intikam alan bir taraftan bahsediyoruz. Bu hiçbir koşulda bir zafer değildir” diye konuştu.

Ayrıca Hamas liderliği içinde, diğer Hamas yetkililerinin sınır dışı olduğunu söylediği çetrefilli bir konu olan, Hamas’ın Gazze'deki silahlı unsurlarının geleceğini müzakere etmeye açık olduğunu belirten Ebu Merzuk, bu konuyla ilgili bir soruya “Biz her konuyu konuşmaya hazırız. Masaya yatırılan her konu hakkında konuşmamız gerekir” yanıtını verdi.

Ebu Merzuk'un açıklamaları, bu ayın ortalarında Doha'da düzenlenen bir konferansta ‘direniş silahlarının’ tartışmaya açık olmadığını söyleyerek uzlaşmayı dışlamış görünen bir başka Hamas Hareketi Siyasi Büro Üyesi Usame el-Hamdan’ın açıklamalarıyla çelişiyor gibi görünüyor.

Ebu Merzuk, Hamdan'ın sözleri sorulduğunda hiçbir liderin gündemi tek başına belirleyemeyeceğini söyledi.

Ebu Merzuk, Hamas'ın silahlarını uluslararası denetim altındaki tesislerde depolaması, tünel ağını ve roket cephaneliğini yeniden inşa etmekten vazgeçmeyi kabul etmesi ya da üye toplamayı durdurması gibi Hamas'ın silahları konusundaki olası uzlaşmalarla ilgili özel soruları yanıtlamaktan kaçındı.

İsrail’in, hapishanelerindeki binlerce Filistinliyi serbest bırakması, savaşı sona erdirmesi ve Gazze'den çekilmesi halinde Hamas'ın da tüm rehineleri aynı anda serbest bırakmaya açık olduğunu söyleyen Ebu Merzuk, “Kapsamlı bir anlaşmaya hazırız” dedi.

xscdvfgt
İsrail Başbakanı Netanyahu ülkesinin Hamas'a karşı mücadeleye devam etmeye hazır olduğunu söyledi (AFP)

NYT’nin Ebu Merzuk’un açıklamalarını yayınlamasının ardından Hamas tarafından yapılan açıklamada, direniş silahının meşru bir silah olduğu ve Filistin topraklarında işgal devam ettiği sürece bu konunun tartışmaya kapalı olduğu belirtildi. Açıklamada, Dr. Musa Ebu Merzuk'un açıklamalarının Hamas'ın tutumunu temsil etmediği ifade edildi.

Hamas Hareketi Sözcüsü Hazım Kasım, Gazze Şeridi'nin yıkımının nedeninin işgalci İsrail’in bölge halklarına karşı yürüttüğü tüm savaşlardaki saldırgan ve yıkıcı tutumu olduğunu, yıkıcı politikasını şimdi de Batı Şeria'da uyguladığını söyledi. Kasım, Dr. Musa Ebu Merzuk'un açıklamalarıyla ilgili değerlendirmesinde bu açıklamaların ‘Hamas'ın tutumunu temsil etmediğini’ söyledi.

Kasım, açıklamasında şunları söyledi:

“Her türlü direniş, kurtuluşa ve geri dönüşe kadar halkımızın meşru hakkı olmaya devam edecektir. 7 Ekim destanı, işgal altındaki tüm halkların tarihinde bir kilometre taşı ve Filistin ulusal mücadelesinin seyrinde stratejik bir dönüm noktası olarak kalacaktır.”

Rusya haber ajansı Sputnik'e konuşan bir Hamas kaynağı, Hamas'ın işgal devam ettiği sürece direnmeye devam edeceğini söyledi. Musa Ebu Merzuk’un açıklamalarının yanlış olduğunu ve Hamas içinde 7 Ekim'e ilişkin net tutumlar bulunduğunu belirten kaynak, “Hamas'ın silahları konusu tartışmaya kapalı” diye vurguladı.