Irak Hizbullahı Suriye’de etkinliklerini arttırıyor

Irak Hizbullahı, Suriye'de ölen milislerinin anısına 2018'de Bağdat'ta yürürken (Getty)
Irak Hizbullahı, Suriye'de ölen milislerinin anısına 2018'de Bağdat'ta yürürken (Getty)
TT

Irak Hizbullahı Suriye’de etkinliklerini arttırıyor

Irak Hizbullahı, Suriye'de ölen milislerinin anısına 2018'de Bağdat'ta yürürken (Getty)
Irak Hizbullahı, Suriye'de ölen milislerinin anısına 2018'de Bağdat'ta yürürken (Getty)

Irak Hizbullahı, Suriye’deki uzantılarıyla koordineli olarak Rakka'nın doğusunda yeni bir kamp kurmaya başladı. İnşaatı yaklaşık bir ay sürmesi beklenen kampa tünel kazmak için ağır makinalar ve yüzden fazla işçi getirildi.
Muhalif Aynel Fırat haber ağının askeri bir kaynağa dayandırdığı habere göre, İran destekli Irak Hizbullahı örgütü son iki gün içerisinde Sabkha tepelerine yakın ez-Zeym Çiftliklerinde kamplar inşa etmeye başladı. Örgüt inşaat ve tünel kazma konusunda uzman yaklaşık 120 işçiyi de bölgeye taşındı. Kaynağa göre, Irak Hizbullahı’na mensup milisler, “Suriye rejiminin herhangi bir müdahalesi olmadan” bölgede hendek kazarak kamplarını ve karargahlarını genişletme çalışmalarını artırdı.
Irak Hizbullahı 2007 yılında o dönem İran Devrim Muhafızları Ordusu Kudüs Gücü Komutanı General Kasım Süleymani’nin yardımcısı olan Mehdi el-Mühendis tarafından kuruldu. İkili 2020 yılında suikasta uğradı. 140 bin mensubu olan Irak Hizbullahı, 2014 yılında İran tarafından Irak’ta DEAŞ’a karşı savaşmak bahanesiyle kuruldu. Irak Hizbullahı öte yandan Suriye’deki İran nüfuzunu sağlayan örgütlerden birine dönüştü.
Irak Hizbullahı’nın Suriye topraklarında iki ana karargahı bulunuyor; Birincisi Safyan bölgesinde, ikincisi ise Rakka'nın güneybatısındaki İnbaj'da. Örgütün bölgede herhangi bir askeri kontrol noktası ise bulunmuyor. Yerel kaynaklara göre, örgüt birkaç gün önce Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) kontrol ettiği bölgelerde temas hatları boyunca Safyan bölgesinde askeri tüneller ve hendekler kazmaya başladı. Irak Hizbullahı geçtiğimiz ay Rakka ve Deyr-i Zor arasındaki idari sınırın güneyine askeri takviye gönderdi.
Kaynaklar, İran Devrim Muhafızları Ordusu ve Nuceba Hareketi tarafından desteklenen Irak Hizbullahı’nın, yakın zamanda Suriye-Irak uluslararası karayolunun yakınında askeri karargah kurmasının ardından Deyr-i Zor’un batısında İran ve rejim tarafından kontrol edilen bölgelerdeki Tebni kasabasında yeni finans ve üyelik ofisi açtı. Deyr-i Zor’un batı kırsalında Midan Atik kasabasından et-Tabani çölüne kadar uzanan bölgelerde Nuceba Hareketi’nden Suriye yerel askeri kanadının kurulmasına hazırlık olarak 40 kişi görevlendirildi.
Nuceba Hareketi Sözcüsü Nasr eş-Şammari geçtiğimiz hafta, “İran'ın 2017'de kurduğu Golan Kurtuluş Tugayı’nın İsrail'in derinliklerine saldırmak için uygun silahlarla donatıldığını” iddia etti. Şammari, “Nuceba Tugayları’nın Suriye hükümetinin talebiyle savaşa girmeye hazır olduğunu” da bildirdi.
Buna karşılık medya kaynakları, Rakka'nın kuzeyindeki Ayn İsa bölgesinde SDG ile temas hatlarında bulunan rejim güçlerine ait 93. Tugay mensupları arasında bir gerginlik yaşandığını ve endişe halinin hakim olduğunu ve bu endişenin ağır askeri yaşam koşulları altında iki aydır üst üste maaş almadaki gecikmeden kaynaklandığı kaydedildi. Bu durum aylık 30 ila 40 dolar arasında maaş alan rejim askerlerinin, üyelerine 150 dolara kadar maaş ödeyen İran destekli milislere katılmalarının habercisi olabilir.



Tunus’ta adaletsizliğe karşı ve özgürlükler talebiyle protesto yürüyüşleri düzenlendi

Tunus’ta daha fazla özgürlük ve sosyal adalet talebiyle düzenlenen protesto gösterilerinden bir kare (Reuters)
Tunus’ta daha fazla özgürlük ve sosyal adalet talebiyle düzenlenen protesto gösterilerinden bir kare (Reuters)
TT

Tunus’ta adaletsizliğe karşı ve özgürlükler talebiyle protesto yürüyüşleri düzenlendi

Tunus’ta daha fazla özgürlük ve sosyal adalet talebiyle düzenlenen protesto gösterilerinden bir kare (Reuters)
Tunus’ta daha fazla özgürlük ve sosyal adalet talebiyle düzenlenen protesto gösterilerinden bir kare (Reuters)

Tunus’ta çoğunluğu gençlerden oluşan protestocular, sivil toplum örgütleri, aktivistler ve bağımsız siyasetçiler dün, ‘adaletsizliğe karşı’ ve özgürlük talepleriyle bir yürüyüşe katıldı. Yürüyüş, İnsan Hakları Meydanı’ndan başlayarak başkentin merkezindeki 5. Muhammed Caddesi’ni geçerek devam etti.

Protesto yürüyüşü, Tunus’un güneyindeki Gabes'te çevre kirliliğine karşı geniş kapsamlı protestoların, sektörel grevlerin ve ‘devlet güvenliğine karşı komplo kurmak’ suçlamasıyla hapiste tutulan politikacılar için uzaktan yapılan duruşmalara tepki olarak düzenlendi.

Bu durum, gazetecilerin yargılanması, sivil toplum kuruluşlarının ve basın kuruluşlarının faaliyetlerinin dondurulmasına ilişkin mahkeme kararları, vergi denetim kampanyası ve siyasi partilerin faaliyetlerinde önemli bir düşüşün yaşandığı bir dönemde ortaya çıktı.

Protesto yürüyüşü organizatörlerinden oluşan komisyonun sözcüsü gazetecilere yaptığı açıklamada, “Amacımız safları birleştirmek. Bildiğiniz gibi, bugün iklim zorlu. Adaletsizliği durdurmayı ve ülkenin uçuruma sürüklenmesini önlemeyi amaçlıyoruz” ifadelerini kullandı.

Protestolar sırasında göstericiler “Özgürlük, özgürlük, polis devleti bitti” ve “İş, özgürlük, ulusal onur” sloganları attılar. Göstericiler ayrıca üzerinde ‘Sadece adaletsizlik ve tehditleri bilen bir başkan! Halkın ve halkın isteklerinden uzaklaşan yolun nereye gidiyor?’ yazan büyük bir pankart açtılar.

Muhalefet kanadından Ulusal Kurtuluş Cephesi lideri Riyad Şuaybi, Alman Basın Ajansı DPA’ya yaptığı açıklamada, “Ulusal sahnede yaşanan çok yönlü siyasi, sosyal ve çevresel gelişmeler çerçevesinde, bu yürüyüş, beş yıldan fazla bir süredir durmuş olan demokrasi ve kalkınma sürecinin yeniden başlatılması hedefine ilişkin gerçek bir ulusal konsensüsü ifade ediyor” dedi.

Bu hareket, sokakta yetkililer ile Tunus'un en büyük sendikası olan Tunus Genel İşçi Sendikası (UGTT) da dahil olmak üzere çeşitli parti ve örgütlerden muhalefet kanadındaki gruplar arasındaki gerginliğin bir göstergesi olarak görülüyor.

Paris'te yaşayan Tunuslu muhalif siyasetçi ve Fransa'daki Tunuslular Demokratik Derneği Başkanı Tarık Tukabri, “Siyasi partilerin genel sekreterlerinin çoğu bugün hapiste. Siyasi görüşleri ne olursa olsun, kamu özgürlüklerini savunmak ve onların serbest bırakılmasını talep etmek önemli” ifadelerini kullandı. Tukabri, “Siyasi ve demokratik hayata dönmemiz, partilerin ve sivil toplumun rolünü yeniden tesis etmemiz ve uzaktan yargılamalara son vermemiz gerekiyor” diye ekledi.

2019 yılında iktidara gelen Cumhurbaşkanı Kays Said, muhaliflerini devleti içeriden parçalamaya çalışmakla, yabancı güçlerle bağlantıları olmakla ve devlet kurumlarında yaygın şekilde yolsuzluğa neden olmakla suçluyor.

Öte yandan Adalet Bakanı Leyla Ceffal, ifade özgürlüğüne karşı davalar veya kovuşturmalar ya da hapishanelerde muhaliflere işkence uygulandığı iddialarını reddediyor. Ancak Tunus İnsan Hakları Birliği ve Tunus Gazeteciler Sendikası gibi insan hakları örgütleri, kamusal özgürlüklerde ciddi bir gerileme olduğuna işaret ederken hapishanelerde tutuklu bulunan politikacıların sağlık durumunun kötüleştiğini vurguluyor.

Yetkililer, özgürlük kısıtlamalarını kaldırmak, kamu hizmetlerini ve yaşam koşullarını iyileştirmek ve artan fiyatlarla mücadele etmek konusunda çifte baskı altında bulunuyor.

Tukabri, yaptığı açıklamada ayrıca “Bu boşluk bir an önce kapatılmalı ve vatandaşların sağlık, çevre kirliliği, barınma ve diğer alanlardaki gerçek sorunlarına çözüm bulmaya özen gösterilmeli” diye vurguladı.


Sudan’da çatışmalar Kuzey Eyaleti’ne sıçradı

Sudan Ordusu Komutanı Abdulfettah el-Burhan (AFP)
Sudan Ordusu Komutanı Abdulfettah el-Burhan (AFP)
TT

Sudan’da çatışmalar Kuzey Eyaleti’ne sıçradı

Sudan Ordusu Komutanı Abdulfettah el-Burhan (AFP)
Sudan Ordusu Komutanı Abdulfettah el-Burhan (AFP)

Sudan’da Kordofan'ın kuzey bölgelerinde, özellikle stratejik öneme sahip Babnusa şehrinde şiddetli çatışmalar devam ederken çatışmalar Kuzey Eyaleti’ne de sıçradı. Kuzey Eyaleti’nin yönetim şehri Dongola, Sudan ordusu ile ‘Evlad Kamari’ adıyla bilinen yerel milisler arasında patlak veren ilk çatışmaya tanık oldu. Bu olay, yerel halk arasında terör ve korku dalgasına yol açarken, çok sayıda milis öldürüldü ve liderleri ağır yaralı halde hastaneye kaldırıldı.

Öte yandan Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), ABD Başkanı Donald Trump'ın Sudan'daki savaşı sona erdirme isteğini memnuniyetle karşıladı. Cumartesi günü, BAE Devlet Başkanı Diplomasi Danışmanı Enver Karkaş, ‘Sudan’daki kanlı iç savaşın acilen sona erdirilmesi ve acil ateşkes’ çağrısında bulundu.

Karkaş, sosyal medya platformu X hesabından yaptığı açıklamada, Sudan'ın birliğine vurgu yaparken Müslüman Kardeşler'in (İhvan-ı Müslimin) etkisinin geri dönüşünün ciddi endişe kaynağı olduğunu söyledi. Karkaş, Sudan’da çatışan her iki tarafta da ihlallere karışanların hesap vermesi gerektiğinin altını çizdi.


Irak’ta Koordinasyon Çerçevesi “başbakanın görevlerini” belirledi

KDP lideri Mesud Barzani ile Kanun Devleti Koalisyonu lideri Nuri el-Maliki dün Erbil'de bir araya geldi
KDP lideri Mesud Barzani ile Kanun Devleti Koalisyonu lideri Nuri el-Maliki dün Erbil'de bir araya geldi
TT

Irak’ta Koordinasyon Çerçevesi “başbakanın görevlerini” belirledi

KDP lideri Mesud Barzani ile Kanun Devleti Koalisyonu lideri Nuri el-Maliki dün Erbil'de bir araya geldi
KDP lideri Mesud Barzani ile Kanun Devleti Koalisyonu lideri Nuri el-Maliki dün Erbil'de bir araya geldi

Irak’ta Şii siyasi güçlerin ittifakı olan Koordinasyon Çerçevesi’nin başbakanlık için potansiyel adaylara ön koşullar getirmeyi kabul ettiği bildirildi.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre Koordinasyon Çerçevesi, Kanun Devleti Koalisyonu lideri Nuri el-Maliki’ye cumhurbaşkanlığı, başbakanlık ve meclis başkanlığı (üç başkanlık) makamlarına atanacak isimlerle ilgili müzakereleri yürütmek üzere ‘tam yetki’ verdi.

Kaynaklara göre başbakanlık adayı Sünni ve Kürt güçler tarafından kabul edilebilir olacak ve ne Washington’ın ne de Tahran'ın hassasiyetlerini tetikleyecek. Bu da onu uzlaşı adayı haline getirecek.

Kaynaklar, adayın kimliğinin, yürütme kararlarının parlamentoda çoğunluğu elinde bulunduran Şii güçlerde kalmasını sağlayan önceden belirlenmiş bir siyasi programı uyguladığı sürece Koordinasyon Çerçevesi için ‘artık bir önem teşkil etmediğini’ belirttiler.

Kaynaklar ayrıca Koordinasyon Çerçevesi komisyonunun, adaylardan Şii partilerle nüfuz mücadelesine girmemelerini ve mali kriz ile artan kamu borcunu çözmek için çalışmasını istediğini aktardı.