Suudi Arabistan’da yaşlıların yüzde 98’i aşılandı

Suudi Arabistan’da koronavirüse karşı aşılamaya vatandaşlardan ve sakinlerden geniş çapta katılım (SPA)
Suudi Arabistan’da koronavirüse karşı aşılamaya vatandaşlardan ve sakinlerden geniş çapta katılım (SPA)
TT

Suudi Arabistan’da yaşlıların yüzde 98’i aşılandı

Suudi Arabistan’da koronavirüse karşı aşılamaya vatandaşlardan ve sakinlerden geniş çapta katılım (SPA)
Suudi Arabistan’da koronavirüse karşı aşılamaya vatandaşlardan ve sakinlerden geniş çapta katılım (SPA)

Suudi Arabistan Sağlık Bakanlığı, yaşlılar (65 yaş ve üstü) arasında yeni tip koronavirüse (Kovid-19) karşı aşılama oranının en az bir dozda yüzde 98’e ulaştığını, ülkede uygulanan aşı dozu miktarının 16 milyonu aştığını açıkladı.
Bakanlık, aşılama için ulusal kampanyanın başlatılmasından bu yana, öncelikli gruplar arasına yaşlıları almış, kayıt, randevu ve bekleme olmaksızın 75 yaş ve üzeri tüm vatandaş ve sakinlere hızlı aşılama imkanının sağlandığı öncelik hizmetini başlatmıştı. Sağlık Bakanlığı aynı zamanda, Krallık’ta onaylanan aşıların etkili ve güvenli olduğunu vurgulayarak, aşı olmak için Sehhaty uygulaması üzerinden kayıt yaptırma çağrısında bulunmuştu.
Günlük vakalarla ilgili olarak Bakanlık, son 24 saat içerisinde bin 309 kişide daha koronavirüs tespit edildiğini ve ülkedeki toplam vaka sayısının 470 bin 723’e ulaştığını bildirildi. Ülkedeki aktif vaka sayısının bin 533’ü ağır hasta olmak üzere 10 bin 879’a çıktığı belirtildi.
Bakanlığa göre, bin 22’si son bir günde olmak üzere şu ana kadar 452 bin 209 kişi iyileşirken, son 24 saatte 14 kişinin hayatını kaybetmesiyle toplam can kaybı 7 bin 635’e yükseldi.
Diğer yandan, Suudi Arabistan İslami İşler, Davet ve Rehberlik Bakanlığı, cemaat arasında koronavirüse yakalanan kişilerin olmasının ardından 4 bölgede geçici olarak kapatılan 8 caminin açıldığını duyurdu. Toplamda 131 günde, halkın sağlığının korunması kapsamında geçici olarak kapatılmasının ardından yapılan sterilizasyon işlemleri ile açılan cami sayısı bin 596’ya yükseldi.
Kuveyt hükümeti, yurt dışına seyahat edebilecek vatandaşları, ülkede onaylanan aşının iki dozunu olan kişilerle sınırlandırılması kararı aldı. Hükümet aynı zamanda, önümüzdeki Ağustos ayının ilk gününden itibaren iki doz aşı olan yabancıların ülkeye giriş yapmasına izin verdi.
Hükümet İletişim Merkezi Başkanı ve Hükümet Sözcüsü Tarık el-Muzrim dün (Perşembe) Bakanlar Kurulu’nun vatandaşlar için yurtdışına seyahatleri ve Kuveytli olmayan kişilerin ülkeye girişlerinin yanı sıra aşı olan kişilerin ticari komplekslere, restoranlara, kafelere, sağlık kulüplerine ve salonlara girmesine izin verilmesiyle ilgili olarak bir dizi karar aldığını söyledi.
Muzrim, Kuveyt Bakanlar Kurulu’nun olağanüstü toplantısının ardından düzenlediği basın toplantısında, Bakanlar Kurulu’nun vatandaşların ülkede onaylanan aşıdan iki doz aşı olunmaması durumunda ülke dışına seyahatlerine izin verilmemesi kararı aldığını da sözlerine ekledi.
Aşıya tabi olmayan yaş grupları, sağlık koşulları nedeniyle aşı olamayacaklarına yönelik Sağlık Bakanlığı onaylı belge almış vatandaşlar ve Bakanlık’tan onaylı belgesi olan hamileler bu karardan hariç tutuldu. Muzrim, bu kararın 1 Ağustos itibariyle yürürlüğe gireceğini belirtti.
Kuveyt hükümeti ayrıca onaylanan ve Pfizer, AstraZeneca ve Moderna şirketleri tarafından üretilen iki doz aşı veya Johnson&Johnson aşısının dozunu olmaları şartıyla Kuveytli olmayanların ülkeye girişine izin verme kararı aldı. Karar 1 Ağustos itibari ile yürürlüğe girecek, koronavirüs ile enfekte olmadıklarının anlaşılması için ülkeye gelen yolcuların varıştan 72 saat önce PCR testi yaptırması, varıştan sonra 7 günlük ev karantinasında ikinci PCR testinin yaptırılması şart koşuluyor. Karantina döneminde virüs bulaşmadığını doğrulayan bir PCR sonucunun alınması halinde karantinanın bu süreden önce sonlandırılabileceği de belirtildi.
Aşı olan ve aşıdan muaf grupların restoran ve kafelere (Aşı olmayanların sadece siparişlerini teslim almalarına izin veriliyor), spor kulüplerine, salonlara ve alanı 6 bin metrekareyi aşan alışveriş merkezlerine girmesine izin verildi. Muzrim, bu kararın 27 Haziran Pazar gününden itibaren geçerli olacağını açıkladı.



Cidde'de Filistin'i destekleme ve İsrail'in tek taraflı adımlarını reddetme konusunda uluslararası mutabakat sağlandı

Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
TT

Cidde'de Filistin'i destekleme ve İsrail'in tek taraflı adımlarını reddetme konusunda uluslararası mutabakat sağlandı

Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)

Suudi Arabistan’ın Cidde kentinde, işgal altında bulunan Filistin’deki gelişmelere ilişkin düzenlenen istişare toplantısının ardından ortak bir bildiri yayımlandı. Toplantıya, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Sekreterliği, Arap Birliği ve Afrika Birliği (AfB) Komisyonu’ndan üst düzey heyetler katıldı. Toplantının, Filistin meselesinin seyri ile bölgesel ve uluslararası yansımaları konusunda üç kuruluş arasındaki siyasi eşgüdümün arttığını ortaya koyduğu belirtildi.

Bildiride, ABD Başkanı tarafından açıklanan ve Ekim 2025’te Mısır’ın Şarm eş-Şeyh kentinde Mısır-ABD himayesinde, Katar ve Türkiye’nin katılımıyla düzenlenen Uluslararası Barış Zirvesi’nde imzalanan barış planının, kan dökülmesinin durdurulması, insani yardımların engelsiz şekilde ulaştırılması, İsrail işgal güçlerinin çekilmesi ve normal hayata dönüş için gerekli koşulların hazırlanması açısından temel bir çıkış noktası olduğu vurgulandı. Planın, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nin 2803 sayılı kararıyla kabul edildiği ve geri dönülmez biçimde ‘iki devletli çözüm’ yolunun açılmasını hedeflediği kaydedildi.

Bu çerçevede üç kuruluş, Gazze Şeridi’nde ya da Batı Şeria’da Filistin halkının zorla yerinden edilmesini hedefleyen her türlü girişim ve planı kesin bir dille reddettiklerini belirtti. Bildiride, bu tür adımların savaş suçu ve uluslararası insancıl hukukun açık ihlali olduğu, ayrıca bölgesel ve uluslararası barış ve güvenliğe doğrudan tehdit teşkil ettiği ifade edildi. İsrail’in Refah Sınır Kapısı’nın tek yönlü açılmasına ilişkin açıklamaları da sert şekilde kınanarak, Gazze Şeridi’ni yaşanamaz bir bölge haline getirmeyi amaçlayan politikaların sonuçlarına karşı uyarıda bulunuldu.

Ortak bildiride, İsrail makamlarının Gazze Şeridi’ne uyguladığı kuşatma ve sistematik aç bırakma politikası kınandı. İsrail’in Refah Sınır Kapısı ile tüm kara ve deniz geçişlerini kalıcı ve güvenli şekilde açmaya zorlanması, insani yardımların herhangi bir kısıtlama olmaksızın ulaştırılmasına izin verilmesi çağrısı yapıldı. Ayrıca Doğu Kudüs dahil Batı Şeria’da yerleşim faaliyetlerinin genişletilmesi, keyfi tutuklamalar, ilhak planları, sözde İsrail egemenliğinin dayatılması, şehir ve mülteci kamplarına baskınlar, altyapının tahrip edilmesi ve nüfusun zorla yerinden edilmesi gibi uygulamaların tehlikesine dikkat çekildi.

Bildiride, tüm İsrail yerleşimlerinin hukuka aykırı olduğu vurgulanarak, bunların dağıtılması ve boşaltılması gerektiği ifade edildi. İşgal güçlerinin koruması altında artan aşırı yerleşimci şiddetine karşı uyarıda bulunulurken, uluslararası topluma bu suçların faillerinin uluslararası ceza hukuku çerçevesinde hesap vermesini sağlama ve BM Güvenlik Konseyi’nin 904 sayılı kararı uyarınca yerleşimcilerin silahsızlandırılmasını hayata geçirme çağrısı yapıldı.

Bildiride, Kudüs’e ilişkin olarak İsrail’in işgal altındaki kentte siyasi, coğrafi ve demografik yapıyı değiştirmeyi amaçlayan tüm uygulamaları reddedildi. Açıklamada, başta Mescid-i Aksa olmak üzere İslam ve Hristiyan kutsal mekânlarının tarihî ve hukuki statüsünün korunmasının zorunlu olduğu vurgulandı.

Ortak bildiride ayrıca, işgal hapishanelerindeki Filistinli mahkûmlara yönelik zorla kaybetme, işkence, infaz ve kötü muamele dahil ağır ihlaller kınandı. Aşırı sağcı İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir’in, tutuklu lider Mervan Bergusi’nin hücresini basarak hayatını tehdit ettiğine dikkat çekilerek, mahkûmların akıbetinin ortaya çıkarılması, korunmalarının sağlanması ve serbest bırakılmaları için uluslararası baskı çağrısı yapıldı.

Üç kuruluş, uluslararası toplumu İsrail’i tüm ihlallerinden dolayı hesap vermeye zorlayacak somut adımlar atmaya ve cezasızlık politikasına son vermeye davet etti. Bu çerçevede, başta Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) ve Uluslararası Adalet Divanı (UAD) olmak üzere ulusal, bölgesel ve uluslararası yargı mecralarının devreye sokulması gerektiği vurgulandı. Açıklamada, Filistin halkı için uluslararası korumanın sağlanmasının zorunlu olduğu ifade edildi. Bildiride ayrıca, Filistin Kurtuluş Örgütü’nün (FKÖ) Filistin halkının tek meşru temsilcisi olduğu teyit edilerek, Filistin hükümetinin Gazze Şeridi dahil tüm işgal altındaki Filistin topraklarında sorumluluklarını tam olarak üstlenmesinin desteklenmesi talep edildi.

Bildiride, Suudi Arabistan’ın Eylül 2025’te BM Genel Kurulu’nun 80’inci oturumunda açıkladığı Filistin Yönetimi’nin mali sürdürülebilirliğine yönelik acil koalisyon girişimi memnuniyetle karşılandı. Tüm ülkelere bu girişime katılma ve Filistin hükümetine mali destek sağlama çağrısı yapıldı. Ayrıca, 12 Eylül 2025’te BM Genel Kurulu’nda kabul edilen ve Filistin meselesinin barışçıl çözümü ile iki devletli çözümün uygulanmasına ilişkin konferansın sonuçlarını onaylayan karar da olumlu karşılandı. Söz konusu konferansın, Suudi Arabistan ve Fransa’nın eş başkanlığında New York’ta düzenlendiği hatırlatıldı.

Açıklamada, UAD’ın İsrail’in işgal altında bulunan Filistin topraklarındaki yükümlülüklerine ilişkin danışma görüşü takdir edilirken, Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı’nın (UNRWA) görev süresinin üç yıl uzatılması kararı memnuniyetle karşılandı. Ajansa siyasi, hukuki ve mali desteğin sürdürülmesinin gerekliliği vurgulanarak, rolünü veya yetkisini zayıflatmayı hedefleyen girişimler reddedildi.

Bildirinin sonunda, Eylül 2025’te Filistin devletini tanıyan ülkelerin tutumları takdir edilirken, diğer ülkelere de Filistin devletini tanımaları ve BM’de tam üyeliğini desteklemeleri çağrısı yapıldı. Bunun, iki devletli çözümün hayata geçirilmesinin temel unsurlarından biri olduğu belirtildi. Açıklamada, bölgede adil ve kalıcı barışın ancak İsrail işgalinin sona erdirilmesi, 4 Haziran 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız ve egemen Filistin devletinin uluslararası meşruiyet kararları ve Arap Barış Girişimi doğrultusunda kurulmasıyla mümkün olacağı vurgulandı.


Suudi Arabistan'ın Tuwaiq projesi kapsamındaki ilk savaş gemisi denize indirildi

Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
TT

Suudi Arabistan'ın Tuwaiq projesi kapsamındaki ilk savaş gemisi denize indirildi

Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)

ABD'nin Wisconsin eyaletinde düzenlenen özel bir törenle, Tuwaiq projesi kapsamında üretilecek dört Suudi savaş gemisinden ilki olan "Majesteleri Kral Saud" gemisi denize indirildi.

Gemi, Suudi Arabistan Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanı Korgeneral Muhammed El-Garibi tarafından, Suudi Arabistan ve Amerikan tarafından çok sayıda üst düzey subay ve yetkilinin katılımıyla denize indirildi.

Korgeneral el-Garibi, genel olarak silahlı kuvvetlerin ve özellikle deniz kuvvetlerinin Suudi liderliğinden aldığı sınırsız desteğin, modernizasyon ve kalkınmada önemli ilerlemeler kaydedilmesine katkıda bulunduğunu vurguladı. Tuwaiq projesinin, Suudi Arabistan'ın en son askeri teknolojilere dayanan, modern ve profesyonel bir deniz kuvveti oluşturma taahhüdünü ve personelinin ileri eğitim ve nitelik programlarını somutlaştırdığını ifade etti.


Suudi Arabistan Veliaht Prensi Burhan ile görüştü

Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
TT

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Burhan ile görüştü

Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman, dün Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan ve beraberindeki heyetle bir araya geldi.

Görüşmede, Sudan'daki son gelişmeler, bunların sonuçları, güvenlik ve istikrarın sağlanması için gösterilen çabalar gözden geçirildi.