ABD tarafı Biden-Putin zirvesini ‘verimli’ olarak nitelendirdi

Rusta Devlet Başkanı Putin ve ABD Başkanı Biden, önceki gün Cenevre'de bir araya gelmişti (AP)
Rusta Devlet Başkanı Putin ve ABD Başkanı Biden, önceki gün Cenevre'de bir araya gelmişti (AP)
TT

ABD tarafı Biden-Putin zirvesini ‘verimli’ olarak nitelendirdi

Rusta Devlet Başkanı Putin ve ABD Başkanı Biden, önceki gün Cenevre'de bir araya gelmişti (AP)
Rusta Devlet Başkanı Putin ve ABD Başkanı Biden, önceki gün Cenevre'de bir araya gelmişti (AP)

ABD Başkanı Joe Biden yönetimindeki üst düzey bir yetkili, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yapılan zirvenin ‘az sayıda’ bir alanda ‘verimli bir harekete’ tanık olduğunu açıkladı. Yetkili, birkaç konuda önemli farklılıklar olduğunu da belirtti. Sonuçları görmek için biraz zamana ihtiyaç olduğunu söyleyen yetkili, “Suriye’de, Washington ve Moskova arasındaki herhangi bir iş birliğini, ‘Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) gelecek ay milyonlarca Suriyeliye Türkiye sınırından insani yardım gönderme sürecini uzatma önceliği’ ile ilişkilendiren samimiyet testi yakındır” dedi. ABD Dışişleri Bakanlığı Siyasi İşlerden Sorumlu Müsteşarı Victoria Nuland ve Ulusal Güvenlik Konseyi üyesi Eric Green, zirvenin sonuçları hakkında NATO üyelerine ve Avrupa Birliği’ne bilgi vermek üzere Brüksel’e uçtu. Sonuçlar hakkında Japon ve Ukraynalı yetkililere de bilgi verileceği ifade edildi. Bu bağlamda üst düzey yetkili, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yapılan zirvenin, yüz yüze diplomasinin bir alternatifi olmadığını gösterdiğini ifade etti. İki lider arasındaki görüşmeyi ‘doğrudan, yapıcı, tartışmasız ve oldukça gerçekçi’ olarak nitelendiren yetkili, “Anlaşmazlıkları netleştirmede fayda sağladı. Ancak aynı zamanda gerçekten iş birliği yapabileceğimiz alanlar olup olmadığını da keşfetmemizde yardımcı oldu” dedi. Yetkili, sonuçların ‘çıkarları geliştirecek iş birliği alanlarını belirlemek’ de dahil olmak üzere, Biden’in Putin ile yaptığı görüşme için belirlediği hedeflerle uyumlu olduğunu söyledi. Yetkili ayrıca, Rus Devlet Başkanı’na ABD'nin ‘bu çıkarlar tehdit edildiğinde’ yanıt vereceği uyarısı yaptığını açıkladı.
İsmini açıklamak istemeyen yetkili, zirvenin, başta mevcut anlaşmaların kapsamadığı alanlarda silah kontrolünün yanı sıra stratejik istikrar hususunda bir süreç başlatılması olmak üzere birkaç alanda verimli bir harekete olanak tanıdığını söyledi. Diplomatik misyonları sürdürürken karşılaşılan zorlukların üstesinden gelmek için ABD Büyükelçisi John Sullivan’ı Moskova’ya ve Rusya Büyükelçisi Anatoly Antonov’u Washington’a gönderme anlaşmasına dikkati çeken yetkili, en önemli anlaşmanın da özellikle de kritik alt yapıyla ilgili durumlar söz konusuyken, iki ülkenin uzmanları arasında siber güvenlik konularındaki istişare olduğunu vurguladı. Yetkili, Başkan Biden’ın Putin’e ‘hedef dışı ve yıkıcı önlemlerden uzak olması gereken’ 16 çeşit altyapı listesi verdiğini söyledi. Bu alanların, devlet sırrı olmadığını, ‘kimya, iletişim, kritik üretim, barajlar, savunma sanayi üssü, acil servisler, enerji, finansal hizmetler ve gıda sektörleri gibi’ ABD ulusunun yaşamı açısından önemli olduğunu vurguladı. Yetkiliye göre Washington, Moskova’nın ‘yakın zamanda ABD’nin doğu kıyısındaki akaryakıt arzı kesintiye uğrayan Colonial Pipeline boru hattına yönelik saldırının’ sorumlularına karşı harekete geçip geçmeyeceğini görmek istiyor. Bu bağlamda yetkili, “Biden saldırıyı Rusya’ya değil, orada yaşayan suçlulara atfetti’ dedi.
Yetkiliye göre zirvede, ‘özellikle de Afganistan ve Suriye’de, birlikte çalışmanın yollarını bulma olasılığı’ başta olmak üzere ABD ve Rusya çıkarlarının ‘örtüştüğü’ bir dizi bölgesel mesele de ele alındı. Yetkili ayrıca, Türkiye - Suriye sınırındaki Bab el-Hava kapısından insani yardım göndermek için BM’ye verilen görevi ‘uzatma ya da uzatmama’ hususunda yaklaşık bir ay sonra BMGK’da bir testin gerçekleşeceğine dikkati çekti. Biden’ın Putin’den sınırlar aracılığıyla Suriye’ye yardım gönderme amaçlı BM faaliyetini sürdürme ve hatta genişletme konusunda herhangi bir taahhüt alıp almadığı sorusuna yanıt olarak ise, “Hayır, bir taahhüt yok. Ancak bunun bizim için büyük önem taşıdığını açıkça belirttik. Suriye konusunda daha fazla iş birliği olursa, her şeyden önce insani geçişlere ilişkin bir uzatma görmeliyiz” ifadelerini kullandı.
İki başkan, ‘Kapsamlı Ortak Eylem Planı’, yani İran’la nükleer anlaşma ile uyumluluğa geri dönmek için mevcut çabaları ele aldı. Görüşme, iklim ve Kovid-19 ile ilgili iş birliği alanlarını da kapsarken, ABD’li yetkili de “Uluslararası toplumun, virüsün yayılmasına ilişkin gerçeklere ulaşmaya ihtiyacı var” dedi. Yetkili, zirvede iki ülke arasında bir ‘barışçıl işbirliği bölgesi’ olarak Kuzey Kutbu’nu korumanın öneminin ele alındığını da vurguladı.



Ukrayna’da Pokrovsk krizi: Askerler geri çekilecek mi direnecek mi?

Bir yıldan uzun süredir devam eden çatışmalar Pokrovsk adeta hayalet şehire dönüştü (Reuters)
Bir yıldan uzun süredir devam eden çatışmalar Pokrovsk adeta hayalet şehire dönüştü (Reuters)
TT

Ukrayna’da Pokrovsk krizi: Askerler geri çekilecek mi direnecek mi?

Bir yıldan uzun süredir devam eden çatışmalar Pokrovsk adeta hayalet şehire dönüştü (Reuters)
Bir yıldan uzun süredir devam eden çatışmalar Pokrovsk adeta hayalet şehire dönüştü (Reuters)

Rus askerleri, Ukrayna'nın doğusundaki stratejik Pokrovsk şehrinde ilerlemeye devam ediyor. 

New York Times'ın haberinde, bir yıldan fazla süren çatışmaların ardından şehrin büyük ölçüde enkaza dönüştüğü, savaş öncesi 60 bin olan nüfusun 1300'ün altına indiği belirtiliyor. 

Şehri savunan Ukraynalı askerler yoğun çatışmaların yaşandığını bildiriyor. Ukrayna lideri Volodimir Zelenski, pazartesi günkü açıklamasında şehirdeki durumun zor olduğunu kabul etmiş ancak direnişin sürdüğünü söylemişti. 

Kremlin şehrin kuşatıldığını öne sürerken Kiev yönetimiyse iddiaları reddetmişti. 

NYT'nin aktardığına göre Rus birlikleri şehir merkezine yakın bazı noktaları ele geçirdi. Rus ordusu Mayıs 2023'te yoğun çatışmaların ardından Bahmut'un kontrolünü sağlamıştı. Haberde, Pokrovsk'un düşmesi halinde Rus ordusunun Bahmut'un ardından bölgedeki en büyük şehri ele geçireceğine dikkat çekiliyor. 

Rus ordusu, Donetsk bölgesinde Pokrovsk'u ele geçirdikten sonra kalan iki büyük şehir Sloviansk ve Kramatorsk'a daha fazla yaklaşmış olacak. 

Ayrıca Rusya lideri Vladimir Putin'in "savaş alanında ilerleme kaydedildiğine" dair anlatısının kuvvetleneceğine dikkat çekiliyor. Moskova'nın Washington'ın ateşkes çağrılarını görmezden geldiği ve Kiev üzerindeki baskıyı artırmak istediği belirtiliyor. 

Wall Street Journal da Ukrayna birliklerinin sayıca dezavantajlı konumda kaldığını, Rus ordusuna ait drone'ların hava hakimiyetini sürdürdüğünü aktarıyor. 

Analizde, Pokrovsk cephesinde her iki tarafın da rakibi yıpratma stratejisi izlediğine işaret ediliyor. 

Ukrayna birliklerinin Pokrovsk'tan çekilmesi halinde, yakındaki Mironhrad kentinin de Rusların eline geçeceği ifade ediliyor. Zelenski'nin geri çekilme emri verip vermeyeceğiyse henüz belli değil.

Ukrayna ordusuna bağlı 68. Tugay'dan bir subay, şehirden çekilme zamanının geldiğini savunuyor:

Verdiğimiz kayıplar buna değmez. Bunlar manasız kayıplar. Çok sayıda takviye kuvvet gelse bile şehri geri alamayız.

Independent Türkçe, New York Times, Wall Street Journal


ABD, askeri yığınağı artırıyor: Savaş uçakları gönderildi

ABD ordusu, Ghostrider uçaklarından Porto Riko'ya da konuşlandırmıştı (Reuters)
ABD ordusu, Ghostrider uçaklarından Porto Riko'ya da konuşlandırmıştı (Reuters)
TT

ABD, askeri yığınağı artırıyor: Savaş uçakları gönderildi

ABD ordusu, Ghostrider uçaklarından Porto Riko'ya da konuşlandırmıştı (Reuters)
ABD ordusu, Ghostrider uçaklarından Porto Riko'ya da konuşlandırmıştı (Reuters)

Venezuela'ya askeri operasyon düzenlenme ihtimali dünya kamuoyunda konuşulurken ABD'nin El Salvador'a savaş uçakları gönderdiği ortaya çıktı. 

New York Times'ın (NYT) incelediği uydu görüntüleri ve uçak takip verilerine göre ABD ordusuna ait en az üç savaş uçağı, El Salvador'un başkenti San Salvador'daki uluslararası havalimanına konuşlandırıldı.  

Havalimanında AC-130J Ghostrider saldırı uçağı, P-8 Poseidon keşif ve istihbarat uçağı ve C-40 Clipper saldırı jeti yer alıyor. Haberde, çeşitli özelliklere sahip uçakların ekim ortasından beri havalimanında bulunduğu aktarılıyor. 

Kargo ve yolcu taşımak için kullanılan Boeing 737'nin askeri versiyonu olan C-40 Clipper hakkında çok az bilgi bulunduğu, aracın saldırı uçaklarıyla birlikte konuşlandırılmasının "epey sıradışı olduğu" yazılıyor.

P-8A'nın istihbarat toplama ve keşif özelliklerine ek olarak torpido ve gemisavar füzeleri ateşleyebildiği belirtiliyor. 

AC-130J Ghostrider'ın da füze ve makineli tüfeklerle donatıldığı, karada veya denizdeki hedefleri imha etmek için tasarlandığı ifade ediliyor. Bu uçağın ABD Hava Kuvvetleri Özel Harekat Komutanlığı tarafından hassas görevlerde kullanıldığı aktarılıyor. 

Haberde, uçakların ABD ordusunun Karayipler ve Pasifik'teki askeri yığınağının bir parçası olduğu ifade ediliyor. 

Kimliğinin paylaşılmaması şartıyla NYT'ye konuşan iki askeri yetkili, uçakların bölgedeki "uyuşturucuyla mücadele" operasyonları kapsamında konuşlandırıldığını doğruluyor. 

ABD ordusu, El Salvador'daki uluslararası havalimanı arazisinde Cooperative Security Location Comalapa adlı bir askeri karargaha sahip. Uçakların da uyuşturucuyla mücadele operasyonları için 2000'de kurulan bu karargaha gönderildiği aktarılıyor. 

ABD Başkanı Donald Trump, uyuşturucu kaçakçılığını durdurma gerekçesiyle Latin Amerika'ya askeri yığınak talimatı vermişti. Eylülün başından bu yana bölgede en az 17 operasyon düzenleyen Amerikan ordusu, uyuşturucu kaçakçılığına karıştığını iddia ettiği 69'dan fazla kişiyi öldürdü. 

NYT'nin aktardığına göre bu operasyon kapsamında ilk kez ABD ordusuna ait uçaklar başka bir ülkeye konuşlandırıldı.

Karayipler ve Pasifik'teki askeri yığınak Venezuela yönetimini hedef alıyor. Trump, Venezuela lideri Nicolas Maduro'nun uyuşturucu kaçakçılığından sorumlu olduğunu savunmuş, CIA'e ülkede operasyon talimatı verdiğini duyurmuştu. Washington, Maduro'nun başındaki para ödülünü de 50 milyon dolara çıkarmıştı.

Venezuela lideriyse ABD'nin Karayipler bölgesindeki askeri hareketliliğine ilişkin "Dünyanın en büyük petrol rezervine sahip olduğumuz için bizi hedef alıyorlar" demişti.

Independent Türkçe, New York Times, Economist


Çin füze üretimini iki katına çıkardı: Silahlanma maratonuna hazırlanıyorlar

Şi Cinping, ÇHKO Roket Kuvvetleri'ne ait bir üssü geçen sene ziyaret etmişti (Xinhua)
Şi Cinping, ÇHKO Roket Kuvvetleri'ne ait bir üssü geçen sene ziyaret etmişti (Xinhua)
TT

Çin füze üretimini iki katına çıkardı: Silahlanma maratonuna hazırlanıyorlar

Şi Cinping, ÇHKO Roket Kuvvetleri'ne ait bir üssü geçen sene ziyaret etmişti (Xinhua)
Şi Cinping, ÇHKO Roket Kuvvetleri'ne ait bir üssü geçen sene ziyaret etmişti (Xinhua)

Çin'in füze üretim tesislerinde yoğun hareketlilik yaşandığı bildiriliyor. 

Amerikan medya kuruluşu CNN'in incelediği uydu görüntülerine göre Çin, 2020'den bu yana füze üretimiyle bağlantılı tesislerini büyük ölçüde genişletti. 

Çin'in füze üretimiyle ilişkili 136 tesisin yüzde 60'ından fazlasının geliştirildiği aktarılıyor. 

Aralarında fabrika, araştırma üsleri ve test merkezlerinin yer aldığı bu tesislerin toplamda 2 milyon metrekarelik inşaat alanıyla genişletildiği belirtiliyor. Bazı tesislerde yeni kuleler ve sığınaklar inşa edildiği de yazılıyor. 

ABD merkezli düşünce kuruluşu Pasifik Forumu'ndan William Alberque şunları söylüyor: 

Burada Çin'in kendisini küresel bir süper güç olarak konumlandırdığını görüyoruz. Yeni bir silahlanma yarışının ilk aşamalarındayız. Çin şimdiden depara geçti ve maratona hazırlanıyor.

Haberde, 2012'de göreve başlayan Çin lideri Şi Cinping'in, Çin Halk Kurtuluş Ordusu'nu (ÇHKO) "dünya standartlarında" bir savaş gücü haline getirme hedefiyle büyük yatırımlar yaptığına dikkat çekiliyor. 

ÇHKO Roket Kuvvetleri'ne ait tesislerin de genişletildiğine işaret ediliyor. Çin'in nükleer başlıkları, stratejik ve taktik füzeleri Roket Kuvvetleri'ne bağlı geliştiriliyor. Bu birim, sesten 5 kat daha hızlı gidebilen ve seyir halindeyken şekil değiştirdiği öne sürülen bir füze de tasarlamıştı.

CNN'in konuştuğu uzmanlar, yeni tesis ve füzelerin Çin'in olası Tayvan işgalinde önemli rol oynayabileceğini söylüyor.

Böyle bir senaryoda füzelerin, ABD Donanması'nı bölgeden uzak tutma stratejisinin merkezinde yer alacağı ifade ediliyor. Bu sayede ABD'nin Tayvan'a yardımının engellenmesi amaçlanıyor. 

ABD merkezli araştırma ve analiz kuruluşu CNA'dan Decker Eveleth, Pekin yönetiminin "Tayvan'ın işgali için gerekli koşulları oluşturmak istediğini" öne sürüyor. 

Pekin yönetimi bu yıl savunma bütçesini yüzde 7,2 artırmıştı. Böylelikle askeri harcamalarda üst üste 4 yıl boyunca yüzde 7'nin üzerine artışa gidilmişti. Ancak bazı uzmanlar, gerçek oranların resmi rakamlardan çok daha yüksek olabileceğini savunuyor.

Diğer yandan Çin'in füze üretiminin, Rusya'nın 2022'de başlattığı Ukrayna işgalini takip eden iki yılda neredeyse iki katına çıktığına dikkat çekiliyor. Alberque, "Çin, Ukrayna'da olup biten çok yakından takip ediyor" diyor. 

Pentagon ve Çin Savunma Bakanlığı, CNN'in yorum taleplerine yanıt vermedi. 

Independent Türkçe, CNN, SCMP