İran'ın yeni Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi kimdir?

İbrahim Reisi, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde oyunu kullandıktan sonra basın mensuplarını selamladı (EPA)
İbrahim Reisi, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde oyunu kullandıktan sonra basın mensuplarını selamladı (EPA)
TT

İran'ın yeni Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi kimdir?

İbrahim Reisi, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde oyunu kullandıktan sonra basın mensuplarını selamladı (EPA)
İbrahim Reisi, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde oyunu kullandıktan sonra basın mensuplarını selamladı (EPA)

İran'da resmi olmayan seçim sonuçlarına göre muhafazakar aday ve eski Yargı Erki Başkanı İbrahim Reisi ülkenin 8. Cumhurbaşkanı oldu. Peki, İbrahim Reisi kimdir?
1960 yılında Meşhed (kuzeydoğu) şehrinde doğdu. Erken yaşta kamu görevine başladı. Henüz yirmi yaşındayken Tahran yakınlarındaki Kerec şehrine savcı olarak atandı. İran yargısının çatısı altında yaklaşık otuz yıl geçiren Reisi, 1989-1994 tarihleri arasında Tahran savcısı, 1994-2004 tarihleri arasında başsavcı ve 2004-2014 tarihleri arasında da Yargıtay Birinci Hakimi olarak görev yaptı.
2016 yılında İran dini lideri Ayetullah Ali Hamaney tarafından ülkenin en büyük vakfı olan Astan-ı Kuds-i Razavi'nin başına getirilen Reisi, 2019 yılında Yargı Erki Başkanı oldu. Göreve geldiği gibi hükümet yetkilileri ve önde gelen iş adamlarına karşı yolsuzluk davaları açmasıyla dikkat çekti.
İran’ın çiçeği burnunda Cumhurbaşkanı, Tahran'daki Şehit Beheşti Üniversitesi'nde eğitim bilimleri profesörü olan Cemile Alem el-Huda ile evli ve yüksek lisans mezunu iki kız çocuğu babası.
2019 yılından bu yana yargının başında olan Reisi (60 yaşında), katı yollarla da olsa "kamu düzeninin" savunucusu olarak görülüyor.
İki dönem Uzmanlar Meclisi üyeliğine seçilen Reisi, 2017 yılında cumhurbaşkanlığı seçimlerinde rakibi Hasan Ruhani karşısında kaybetti.
Reisi bu seçimlerde de geçen seçimlerde olduğu gibi marjinal sınıfları savunmak ve yolsuzlukla mücadele etmek vaatleriyle hareket etti.
İran medyasının bir kısmı, onu önümüzdeki Temmuz ayında 82 yaşına girecek olan İran Dini Lideri Ayetullah Ali Hamaney'in halefi olarak görüyor.
Reisi, bu seçim kampanyası sırasında "ifade özgürlüğünü, tüm İran vatandaşlarının temel haklarını ve şeffaflığı" savunma sözü verdi.



Sudan, İran’ın Kızıldeniz’de deniz üssü kurma talebini reddetti

İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)
İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)
TT

Sudan, İran’ın Kızıldeniz’de deniz üssü kurma talebini reddetti

İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)
İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)

Sudanlı üst düzey istihbarat yetkilisi Ahmed Hasan Muhammed, ülkesinin İran’ın Kızıldeniz kıyısında bir deniz üssü kurma talebini reddettiğini söyledi.

İran’ın bu talebi kabul edilseydi, söz konusu üs, Tahran’ın dünyanın en yoğun nakliye hatlarından birinde deniz trafiğini izlemesine olanak tanıyacaktı.

Şarku’l Avsat’ın Wall Street Journal gazetesinden aktardığına göre Muhammed konuya ilişkin açıklamasında şunları söyledi;

“İran, Sudan ordusuna isyancılara karşı mücadelede kullanılmak üzere silahlı insansız hava araçları (SİHA) sağladı. Tahran, üssü inşa etme izni karşılığında, Sudan’a helikopter taşıyan bir savaş gemisi de dahil olmak üzere gelişmiş silahlar teklif etti. İranlılar üssü istihbarat toplamak için kullanmak istediklerini söyledi. Oraya savaş gemileri de yerleştirmek istediler. Ancak Hartum, İran’ın bu teklifini reddetti.”

Muhammed gazeteye yaptığı açıklamada, “Sudan İran’dan SİHA satın aldı. Çünkü insan kaybını azaltmak ve uluslararası insancıl hukuka saygı göstermek için daha isabetli silahlara ihtiyacımız vardı” diye ekledi.

Kızıldeniz’deki bir deniz üssü, Yemen’deki Husilerin ticari gemilere saldırı başlatmasına yardımcı olurken, Tahran’ın dünyanın en yoğun nakliye hatlarından biri üzerindeki hakimiyetini artırmasına olanak tanıyabilir.

İran destekli Husiler, Kızıldeniz’deki saldırıları Gazze’de savaşan İsrail ve müttefiklerini cezalandırma amacıyla gerçekleştirdiklerini ifade ediyor.

sddeb
Yemen televizyonu tarafından yayınlanan bir görüntüde, Husi saldırısından sonra batan bir İngiliz kargo gemisi görülüyor (EPA)

Sudan’ın, devrilen eski Devlet Başkanı Ömer El Beşir döneminde, İran ve Filistin’deki müttefiki Hamas ile yakın ilişkileri vardı.

Beşir'in 2019 darbesiyle devrilmesinin ardından, ülkenin askeri cuntasının başı olan Orgeneral Abdulfettah el Burhan, uluslararası yaptırımları sona erdirmek amacıyla ABD ile yakınlaşma başlattı.

Ayrıca İsrail ile ilişkileri normalleştirmek için harekete geçti.

İran’ın deniz üssünü inşa etme talebi, bölge ülkelerinin Sudan’da 10 aydır devam eden iç savaştan faydalanarak, Ortadoğu ile Sahra Altı Afrika ülkeleri arasında stratejik bir kavşak noktası olan ülkede yer edinmeye çalıştıklarını gösteriyor.

Burhan liderliğindeki Sudan ordusu, Nisan ortasından bu yana Orgeneral Muhamed Hamdan Daklu (Hamideti) liderliğindeki paramiliter Hızlı Destek Kuvvetleri ile savaşıyor.

Çatışma on binlerce insanın ölümüne, milyonlarca Sudanlının yerinden edilmesine ve dünyanın en kötü insani krizlerinden birine neden oldu.

Çatışmaları takip eden bölge yetkilileri ve analistlere göre, Sudan’ın İran’dan aldığı SİHA’lar, Hızlı Destek Kuvvetleri nedeniyle ordunun uğradığı kayıpların ardından, Burhan’ın bir miktar başarı elde etmesine yardımcı oldu.

Son haftalarda hükümet, Hartum ve Omdurman’daki önemli bölgelerin kontrolünü yeniden ele geçirdi.

ABD Başkanı Joe Biden yönetimi, hem Sudan ordusunu, hem de Hızlı Destek Kuvvetleri’ni savaş suçu işlemekle suçladı.

Washington ayrıca Hızlı Destek Kuvvetleri’ni, Sudan’ın batısındaki Darfur bölgesinde cinayet, tecavüz ve etnik temizlik de dahil olmak üzere insanlığa karşı suçlar işlemekle itham etti.

Birleşmiş Milletler (BM) yetkilileri, Sudan ordusunu, sivillerin yerleşimleri havadan hedef almak ve Sudanlı sivilleri çaresizce ihtiyaç duydukları insani yardımdan mahrum bırakmakla eleştirdi.

BM kuruluşları ayrıca Hızlı Destek Kuvvetleri’ni, Darfur’da etnik amaçlı saldırılar da dahil olmak üzere zulüm yapmakla suçladı.

Çatışmanın tarafları olan Sudan ordusu ve Hızlı Destek Kuvvetleri, ABD ve BM’nin suçlamalarını reddetti.

ABD Şubat ayında yaptığı açıklamada, İran’ın Sudan ordusuna silah sevkiyatıyla ilgili endişelerini dile getirdi.

ABD’nin Hartum Büyükelçisi John Godfrey, İran’ın Hartum’a yardım ettiğine ilişkin haberlerin ‘son derece rahatsız edici’ olduğunu söyledi.