Tarlasını sürerken firavunun dikili taşını buldu

İsmailiye kenti yakınlarındaki bir çiftçinin tarlasında 15 satırlık hiyeroglif yer alıyor (Mısır Eski Eserler Bakanlığı)
İsmailiye kenti yakınlarındaki bir çiftçinin tarlasında 15 satırlık hiyeroglif yer alıyor (Mısır Eski Eserler Bakanlığı)
TT

Tarlasını sürerken firavunun dikili taşını buldu

İsmailiye kenti yakınlarındaki bir çiftçinin tarlasında 15 satırlık hiyeroglif yer alıyor (Mısır Eski Eserler Bakanlığı)
İsmailiye kenti yakınlarındaki bir çiftçinin tarlasında 15 satırlık hiyeroglif yer alıyor (Mısır Eski Eserler Bakanlığı)

Mısır Eski Eserler Bakanlığı’nın açıklamasına göre İsmailiye kenti yakınlarında yaşayan bir çiftçi, M.Ö. 589’dan M.Ö. 570’e kadar hüküm süren Firavun Hofra (Apries) tarafından dikilmiş 2 bin 600 yıllık bir dikili taş keşfetti.
Çiftçi, Kahire'nin yaklaşık 62 mil (100 kilometre) kuzeydoğusunda, arazisini ekime hazırlamak için sürerken kumtaşından oluşan eski bir taş levha buldu.
Bakanlık açıklamasına göre çiftçi, keşfin ardından yetkililerle temasa geçti. Levha, 230 santimetre uzunluğunda, 103 santimetre genişliğinde ve 45 santimetre kalınlığındaydı.
Levhanın tepesinde Firavun Hofra’nın bir kabartmasının ve Güneş şeklinde bir oymanın yer aldığı ifade edildi. Bunların altında ise 15 satırlık bir hiyeroglif yer alıyor.
Hiyeroglifin tercümesi için çalışmalar sürüyor. Eski Eserler Yüksek Konseyi Genel Sekreteri Mostafa Waziri, dikilitaşın Hofra’nın Mısır'ın doğusunda giriştiği bir askeri harekatla ilgili göründüğünü bildirdi.
Antik Yunan tarihçisi Herodot, Hofra’nın Fenikelilere karşı kaybettiği bir savaşta birçok Mısırlı askerin ölümüne neden olduğunu ve Mısır'da bir iç savaşa yol açtığını, bunun sonucunda tahttan indirilip öldürüldüğünü iddia etmişti.
Hiyeroglifin tercümesinin bu iddiaların doğruluğuna ışık tutabileceği düşünülüyor.
Independent Türkçe, Livescience



Dinozorlar Çağı'ndaki kuşların Arktika'da yuva yaptığı ortaya çıktı

Araştırmacılar 73 milyon yıl önceki Prince Creek ekosisteminin, yaz mevsiminde yaklaşık 6 ay boyunca kesintisiz gün ışığına maruz kaldığını düşünüyor (Gabriel Ugueto)
Araştırmacılar 73 milyon yıl önceki Prince Creek ekosisteminin, yaz mevsiminde yaklaşık 6 ay boyunca kesintisiz gün ışığına maruz kaldığını düşünüyor (Gabriel Ugueto)
TT

Dinozorlar Çağı'ndaki kuşların Arktika'da yuva yaptığı ortaya çıktı

Araştırmacılar 73 milyon yıl önceki Prince Creek ekosisteminin, yaz mevsiminde yaklaşık 6 ay boyunca kesintisiz gün ışığına maruz kaldığını düşünüyor (Gabriel Ugueto)
Araştırmacılar 73 milyon yıl önceki Prince Creek ekosisteminin, yaz mevsiminde yaklaşık 6 ay boyunca kesintisiz gün ışığına maruz kaldığını düşünüyor (Gabriel Ugueto)

Bilim insanları, kuşların kutup bölgelerine en azından 73 milyon yıldır yuva yaptığını keşfetti. 

Günümüzde Arktika'da yuva yapan 200'den fazla kuş türü var. Bilim insanları bu hayvanların ekosistemin önemli üyeleri olduğunu, polenleşme ve tohum dağılımı gibi temel görevlere katkı sağladığını söylüyor.

Daha önce yapılan araştırmalarda bu davranışın yeni olmadığı görülmüştü. Princeton Üniversitesi'nden Lauren Wilson "Kutup bölgelerinde yuva yapmaya dair en eski kanıt, Antarktika'nın Eosen dönemine ait yaklaşık 46,5 milyon yıl önce yaşamış bir penguen kolonisiydi" diyor.

Wilson liderliğindeki ekibin yeni araştırmasıysa bu tarihi yaklaşık 25 milyon yıl daha geriye çekti. 

Bilim insanları Alaska'nın kuzeyindeki Prince Creek formasyonunda yaptıkları kazılarda aralarında embriyo ve yavru kalıntıları da olan 50'den fazla kuş fosili ortaya çıkardı. Çoğunun boyu 2 milimetreden daha kısa olan bu fosiller, kuşların kutup bölgelerinde yuva yaptığına dair en eski kanıtı sunuyor. 

Bulguları hakemli dergi Science'ta yayımlanan çalışmanın ortak yazarı Patrick Druckenmiller, "Bu yeni fosiller, kuşların evrimi hakkındaki bilgilerimizde önemli bir boşluğu dolduruyor" diyerek ekliyor:

Bu çalışmadan önce, birkaç ayak izi dışında Alaska'da kuş fosilleri bulunmamıştı.

Araştırmacılar yaklaşık 73 milyon yıl önce Arktika'da yuva yapan bu kuşların en azından üç ayrı gruptan geldiğini saptadı. Fosillerin bir kısmı martıya benzeyen Ichthyornithes ve dalgıç kuşuna benzeyen Hesperornithes gruplarına aitti. Artık soyu tükenen bu gruplar dişli kuşları içeriyordu.

Ancak kalıntıların çoğu ördeklere benzeyen dişsiz kuşlara aitti. Araştırmacılar dişsizliğin, bugün yaşayan bütün kuşları içeren grubun belirleyici özelliği olduğunu ifade ediyor. Bu nedenle bulgular, milyonlarca yıl önce Arktika'da yuva yapan kuşların, modern kuşların yakın akrabaları olduğuna işaret ediyor.

Ekip, bölgenin o dönemde bugüne kıyasla daha sıcak olduğunu ve muhtemelen 6 ay boyunca kesintisiz gün ışığı aldığını söylüyor. Ancak bu durum kuşların dondurucu soğuklara maruz kalmadıkları anlamına gelmiyor.

Druckenmiller "Kışlar bugünkü kadar sert olmasa da yıl boyunca burada yaşayan hayvanlar dondurucu soğuklara, ara sıra yağan kara ve yaklaşık 4 ay süren kış karanlığına katlanmak zorundaydı" diye açıklıyor.

Ancak bölgede o zaman yuva yapan kuşların tek sorunu sıcaklıklar değildi. Araştırmacılar bazılarının uzunluğu 5 metreye ve ağırlığı 2 tona çıkan yaklaşık 12-13 dinozor türüyle beraber yaşadıklarını söylüyor. 

Druckenmiller, Troodon gibi etçil dinozorların, "bu sevimli küçük kuşları akşam yemeğinde seve seve yiyeceğini" söylüyor. 

Edinburgh Üniversitesi'nden paleontolog Steve Brusatte, yer almadığı çalışmanın bulgularını şöyle değerlendiriyor:

Bu fosiller, kuşların onlarca milyon yıl önce bu yüksek enlemlerdeki toplulukların ayrılmaz bir parçası olduğunu ve bu toplulukların modern zamanlardaki ekolojik bir yenilik değil, Dünya tarihinin uzun vadeli bir normu olduğunu gösteriyor.

Independent Türkçe, Guardian, Live Science, Science