Berlin’deki Libya görüşmeleri başlıyor

Blinken, paralı askerlerin ayrılması gerektiğini savunurken Rusya ise siyasi sürece destek vurgusu yapıyor.

Berlin/Ragide Behnam – Washington/Ali Barada – Londra/Şarku’l Avsat
Berlin/Ragide Behnam – Washington/Ali Barada – Londra/Şarku’l Avsat
TT

Berlin’deki Libya görüşmeleri başlıyor

Berlin/Ragide Behnam – Washington/Ali Barada – Londra/Şarku’l Avsat
Berlin/Ragide Behnam – Washington/Ali Barada – Londra/Şarku’l Avsat

Alman hükümeti, Berlin’deki ilk Libya Konferansı’ndan yaklaşık bir buçuk yıl sonra bugün Libya geçiş hükümetinin ilk kez katılacağı ikinci Libya Konferansı’na ev sahipliği yapıyor. Çatışmaya dahil olan taraflar arasında paralı askerlerin ve yabancı savaşçıların geri çekilmesi yönünde devam eden hazırlıklar ve bu yılın sonuna kadar genel seçimlerin yapılması yönünde hem yerel hem de uluslararası düzeyde nihai anlaşmalar sağlanması bekleniyor.
Berlin’deki yetkililerin aktardığı bilgilere göre konferans, yeni kurulan Libya geçiş hükümetine uluslararası destek sağlama ve ABD de dahil olmak üzere Batı ülkelerinin bu yıl aralık ayında düzenlenecek  genel seçimlere bağlılığı vurgulama amacı taşıyor.
Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre çatışmanın sonlanması sürecinde tarafsızlığını kaybetmekten korkan Almanya, konferansta ‘belirli bir ülkenin’, özellikle Türkiye'nin rolüne odaklanılmamasını istiyor. Yabancı savaşçıları Libya'dan çıkarma yönünde de ‘adım adım’ yaklaşımını benimseyecek olan Almanya, Trablus'taki Serrac hükümetinin yanında savaşmak için Suriye'den gelen ‘paralı askerlerin’ Türkiye'nin de yardımıyla ülkeden çıkarılmasını önermesi bekleniyor. Almanya, Serrac hükümetinin talebi üzerine meşru bir şekilde ülkede var olduğunun altını çizen Ankara'nın Libya'daki konumu ve ‘özel durumunu’ ‘anladığını’ belirtiyor.
Almanya durumun Libya'daki koşullar ile coğrafi ve tarihsel açıdan yaşanan karmaşıklık nedeniyle kabul ediyor. Almanya’nın bakış açısından Türk tarafı, NATO'daki müttefiklerinin güvenini sarsmamak için esneklik göstermesi gerektiğini çok iyi anlıyor. Berlin, Türkiye'nin çekilme çağrısının tarafsız bir arabulucu olarak kendisine olan güveni sarsabileceği görüşünde. Nitekim söz konusu ikinci konferansın sihirli çözümler getirmeyeceğinin farkında olan Alman hükümeti, bu konferansı ilkinde sağlanan demokratik süreci tamamlama yolunun başlangıcı olarak görüyor.
Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre Berlin’deki 2. Libya Konferansı, savaşçılarını geri çekme ve müdahalelerini durdurma konusunda iş birliği yapmayı reddeden ülkelere yaptırım uygulama tehdidi taşımayacak. Almanya, bu tür bir yaptırım tehdidinin esas olarak barış sürecine öncülük eden Birleşmiş Milletler'in (BM) görevlerinden biri olduğu görüşünde.
Berlin, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’ın konferansta bulunmasının, Biden hükümetinin Washington’ın uluslararası çoğulculuğa olan bağlılığına geri döndüğüne dair önemli bir mesaj taşıdığı düşüncesinde. Bu aynı zamanda Washington'ın bölgede kendisine yakın çatışmalarda Avrupa’nın öncü rolünü desteklediğine de kanıt teşkil ediyor.
BM, konferansın Libya'daki mevcut durumun değerlendirilmesi ve 24 Aralık'taki genel seçimlere hazırlık yolunda Libyalılara destek sağlanması yönünde herkes için önemli bir fırsat teşkil ettiğini bildirdi. ABD'​nin Libya Büyükelçisi Richard Norland, Blinken'ın konferanstaki görüşmelerinin seçimlerin anayasal ve yasal bir temele oturtulması da dahil olmak üzere seçimlerin zamanında yapılması için yakında atılması gereken adımlara ivme kazandıracağını söyledi. Ayrıca konferansta yabancı savaşçıların Libya'dan ayrılmasının vurgulanacağını vurguladı.
Norland sözlerine şöyle devam etti:
“Yabancı güçler henüz Libya’dan ayrılmadı. Temel duruşumuz, bu hedefte ilerleme kaydetmek için seçimlerin bitmesini beklemememiz gerektiği yönünde. Berlin’deki konferansa katılanlar, silahlı ve terörist grupların istikrarı bozan eylemlerini de tartışacak. DEAŞ’ın Libya’daki son saldırıları da buna dahil.”
Libya geçiş hükümeti Berlin’de Dışişleri Bakanı Necla Menguş başkanlığındaki heyetle temsil edilecek. Yolculuğu öncesinde açıklamalarda bulunan Menguş, tüm yabancı militanların tercih veya ayrım gözetmeksizin sınır dışı edilmesine odaklanılacağını vurgulamıştı.
BM Genel Sekreter Sözcüsü Stephane Dujarric, konferans öncesinde yaptığı açıklamada BM Siyasi İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Rosemary DiCarlo’nun konferansa gidecek uluslararası heyeti Genel Sekreter Antonio Guterres adına yöneteceğini, Guterres’in de katılımcılara online bağlantı aracılığıyla sesleneceğini söylemişti. Ayrıca BM himayesinde Libya Siyasi Diyalog Forumu tarafından geliştirilen yol haritasının uygulanmasındaki zorlukların ele alınacağı toplantının Ocak 2020'deki ilk Berlin Konferansı’ndan bu yana siyasi, güvenlik, ekonomik, insani ve insan hakları alanlarında kaydedilen ilerlemeyi değerlendirmeyi amaçladığını kaydetti.
Twitter hesabından açıklamada bulunan DiCarlo şu ifadeleri kullandı:
“Silah ambargosuna saygı gösterilmesi, paralı askerlerin geri çekilmesi, siyasi yol haritasının izlenmesi ve seçimler için ateşkes anlaşmasında ilerleme sağlanması için çalışacağız.”
Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Sergey Verşinin ise Rusya'nın, Berlin’deki konferansta mevcut anlaşmaları onaylayacağını ve siyasi çözüm sürecinin ilerlemesini destekleyeceğini söyledi. Rus haber ajansı Sputnik’in haberine göre “Almanlar, Türkler ve Mısırlılar olmak üzere konferanstaki ana katılımcılarla bir araya geliyorum” ifadelerini kullanan Verşinin, görüşmelerin mevcut anlaşmalara dayalı kararları desteklemesinin yanı sıra Libya'daki siyasi sürecin egemenliğine ve bütünlüğüne bağlı olarak ilerlemeyeceği beklentisinde bulundu.
Bugünkü zirvenin barış sürecine yeni bir ivme kazandırabileceğini söyleyen Libya'daki Uluslararası Kriz Grubu uzmanlarından Claudia Gazini de “Libya parlamentosu ve yürütme organı süreci tek başına yönetemedi. Nitekim son zamanlarda Libya'daki rakip gruplar arasındaki gerilim daha da arttı” ifadelerini kullandı.
Gazzini’nin ifade ettiğine göre en acil sorunlardan biri, Libyalıların parlamento ve muhtemelen yeni bir başkan seçmek için oy kullanacağı önümüzdeki aralık ayında yapılması planlanan seçimler yönünde yasal bir temel bulunmaması. Diğer yandan ülkede tek bir ulusal ordu yerine halen birçok milis bulunuyor.
Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri ve Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt da Libya Konferansı’na katılmak üzere dün Almanya'ya gitti. Bakan Şukri, Kahire'de Libya Dışişleri Bakanı ile yaptığı son görüşmede, ülke kurumlarını harekete geçirmeye destek verecek olan söz konusu konferansın Libya hükümetinin girişimini uygulama ve ülkede istikrarı sağlama yönünde bir fırsat olduğunu vurgulamıştı.
Ebu Gayt’ın konferansa birliğin Genel Sekreter Yardımcısı Hüsam Zeki başkanlığındaki heyet ile katıldığı bilgisi verildi.



İsrail, Hizbullah'ın teknik yetkililerinin peşine düştü

 Güney Lübnan'daki el-Gaziye'de İsrail saldırısında hedef alınan araç (NNA)
Güney Lübnan'daki el-Gaziye'de İsrail saldırısında hedef alınan araç (NNA)
TT

İsrail, Hizbullah'ın teknik yetkililerinin peşine düştü

 Güney Lübnan'daki el-Gaziye'de İsrail saldırısında hedef alınan araç (NNA)
Güney Lübnan'daki el-Gaziye'de İsrail saldırısında hedef alınan araç (NNA)

İsrail daha önce güvenlik yetkililerini hedef aldıktan sonra şimdi de Hizbullah'ın teknik yetkililerinin peşine düştü. Son olarak ‘Lübnan’da ve özellikle Güney Litani bölgesinde Hizbullah iletişim ekipmanlarının konuşlandırılmasından sorumlu’ olduğunu söylediği bir kişiyi Sayda yakınlarındaki el-Gaziye bölgesinde aracını hedef alarak öldürdü. İsrail saldırısı sonucu araç tamamen yandı.

Lübnan-İsrail sınırına yaklaşık 50 kilometre mesafede bulunan el-Gaziye'nin hedef alınması, yolun kapanması nedeniyle güneyi kısa süreliğine izole etti. Bölge son savaş sırasında da birkaç kez vurulmuştu.

Lübnan Sağlık Bakanlığı, ‘İsrail ordusunun Sayda-el-Gaziye yolunda bir araca düzenlediği saldırıda bir kişinin şehit olduğunu’ ve İsrail saldırılarında ölenlerin sayısının son bir hafta içinde altıya yükseldiğini bildirdi.

Öte yandan İsrail ordusu, ‘hava kuvvetlerine ait bir uçağın Sayda bölgesinde bir araca hassas mühimmatla saldırdığını ve Hizbullah mensubu Muhammed Cafer Menah Esad Abdullah’ın öldürüldüğünü’ açıkladı. İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee X platformundaki hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda, “Öldürülen Hizbullah mensubu, İsrail devletine karşı terörist faaliyetlerde bulunuyordu ve Lübnan bölgesinde, özellikle de Güney Litani bölgesinde Hizbullah iletişim cihazlarının konuşlandırılmasından sorumluydu” ifadesini kullandı. Adraee, Hizbullah mensubunun son dönemdeki faaliyetlerini ‘İsrail ile Lübnan arasındaki anlaşmaların ihlali ve İsrail devleti ile vatandaşlarına yönelik bir tehdit’ olarak değerlendirdi.

İsrail ordusu üç gün önce ‘Hizbullah'ın özel operasyonlar sistemindeki bir hücrenin’ komutanını ortadan kaldırdığını açıkladı.

Bu olay, İsrail bombardımanının güneydeki prefabrik evleri hedef almaya devam ettiği bir döneme denk geldi. Şarku’l Avsat’ın Lübnan Ulusal Haber Ajansı'ndan (NNA) aktardığına göre, bir insansız hava aracı (İHA) perşembe gecesi hedef aldığı Lübnan'ın güneyindeki Muhaybib'deki prefabrik odaları tekrar hedef aldı. Genel olarak güney hava sahası İsrail savaş uçaklarının yoğun alçak irtifa uçuşlarına tanık oluyor.

İsrail ordusu Hizbullah'ı bölgedeki altyapısını rehabilite etmek için sivil tesisleri kullanmaya çalışmakla suçluyor. İsrail Ordu Sözcüsü geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada, Hizbullah'ın sivil altyapıyı istismar ettiğini ve Lübnanlıları canlı kalkan olarak kullandığını belirterek, İsrail ordusunun Hizbullah'ın yeteneklerini yeniden inşa etme ya da sivil örtü altında askeri olarak konumlanma girişimlerine karşı harekete geçeceğini vurguladı.

İsrail, Lübnan'ın güneyindeki sınır bölgesinde prefabrik evleri, sağlık merkezlerini, kasabalarına yerleşmeye çalışan bölge sakinlerini ve İsrail'in topçu ateşi ve bombardıman operasyonları sonucu bölgede oluşan enkazı kaldırmak için çalışan sivil araçları ve buldozerleri hedef almak da dâhil olmak üzere dört kısıtlama getirdi.

Hizbullah ile İsrail arasında geçtiğimiz kasım ayında ateşkes sağlanmasıyla sonuçlanan anlaşma, ordu ve Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Görev Gücü’nün (UNIFIL) İsrail sınırı yakınlarındaki konuşlanmalarını güçlendirmesi karşılığında Hizbullah savaşçılarının Güney Lübnan'daki Litani Nehri'nin güneyindeki bölgeden çekilmesini ve buradaki askeri yapılarının dağıtılmasını öngörüyordu. Lübnan, uluslararası toplumu, İsrail'e saldırılarını durdurması ve anlaşma uyarınca 18 Şubat'ta sona eren sürenin ardından kuvvetlerini bulundurduğu beş ‘stratejik’ tepeden çekmesi için baskı yapmaya çağırıyor.