Pentagon'un merakla beklenen UFO raporuna dair bilinen her şey

Pentagon'un merakla beklenen UFO raporuna dair bilinen her şey
TT

Pentagon'un merakla beklenen UFO raporuna dair bilinen her şey

Pentagon'un merakla beklenen UFO raporuna dair bilinen her şey

ABD Savunma Bakanlığı, son günlerde dünya gündeminde büyük yer bulan UFO görüntüleriyle ilgili bir rapor hazırlığında.
ABD Kongresi'ne sunulması planlanan raporun, "tanımlanamayan uçan cisimler" anlamına gelen UFO'larla ilgili merak edilen sorulara yanıt olması umuluyor.
Bu ay içinde açıklanması beklenen rapor, beklentileri artırırken, UFO'ların gizemli dünyasını aydınlatamayacağını düşünenler de var.
İşte Pentagon'un UFO raporuna dair bilinen her şey:

Raporda neler yer alacak?
ABD'li yurttaşların çok büyük bir kısmı, yönetimin UFO'larla ilgili bilgileri sakladığından şüpheleniyor. Bu nedenle, gelecek raporun nihayet bu "sırların" bir kısmını açıklığa kavuşturacağına dair umutlar var.
Raporun Deniz İstihbarat Dairesi, FBI ve Tanımlanamayan Hava Olayları Görev Gücü tarafından toplanan UFO verilerinin ayrıntılı analizinin yer alması şart koşuldu.
Tanımlanamayan Hava Olayları Görev Gücü, Savunma Bakanlığı'nın geçen yaz "ABD ulusal güvenliğine tehdit oluşturabilecek UFO'ları tespit etmek, analiz etmek ve kataloglamak" için oluşturduğu bir program.
Rapor, ABD Donanması pilotları tarafından yapılan ve 2017'de New York Times'ın haberleştirdiği UFO gözlemleriyle ilgili ayrıntılı bilgiler verecek.
Söz konusu haberde donanma pilotlarının, kendi jetlerinin yapabileceğinden çok daha keskin manevralar yapan gizemli nesneler gördüğü bildirilmişti.
Raporun içeriğiyle ilgili daha fazla ayrıntı açıklanmıyor. Ancak mart ayında eski ulusal istihbarat direktörü John Ratcliffe, ​​"dünyanın her yerinden" gelen ihbarların açıklanacağını ve "kamuya duyurulandan çok daha fazlası olduğunu" söylemişti.
Ratcliffe, "Donanma veya Hava Kuvvetleri pilotlarının gördüğü, açıklanması zor eylemlerde bulunan, uydu görüntüleriyle yakalanan nesnelerden bahsediyoruz" demişti.
Ancak 3 Haziran'da New York Times, söz konusu rapor hakkında bilgi sahibi olduğu bildirilen üst düzey yetkililerden aldığı bazı bilgileri yayımlamıştı.
Haberde donanma pilotlarının gördüğü bu nesnelerin Dünya dışından geldiğine dair hiçbir kanıt bulamadığı aktarılmıştı. Yine de istihbarat yetkililerinin "bilim insanlarını ve orduyu şaşırtan olağandışı hareketleri hâlâ açıklayamadığı" ifade edilmişti.
Habere göre rapordaki tek kesin bulgu, bu gizemli cisimlerin ABD'ye ait olmadığı ve ABD'lilerce geliştirilmiş teknolojinin ürünü olmadığıydı. Bu da rapordan çok fazla beklentiye girilmemesi gerektiğini düşündürmüştü.

UFO'lar neden şimdi gündem oldu?
UFO'lar 1950'lerden beri ABD halkının gündeminde. Ancak son zamanlardaki bazı gelişmeler yetkilileri daha şeffaf davranmaları için zorlamaya başladı.
Aralık 2017'de New York Times, Savunma Bakanlığı'nın 2007'de kurduğu 22 milyon dolarlık bir araştırma programı başlattığını ortaya çıkarmıştı. Gelişmiş Havacılık Tehdit Tanımlama Programı (AATIP) isimli bu program, askerlerin UFO'larla karşılaşmalarını incelemek için tasarlanmıştı.
İşte bu haber, ülke çapında büyük infial yaratmıştı. Yine 2017'de New York Times, UFO karşılaşmalarını gösteren üç videoyu yayımlamıştı. AATIP, aslında 2012'de sona ermişti. Ancak 2020'de Tanımlanamayan Hava Olayları Görev Gücü kurulmuştu.
2019'da da medyaya bir dizi UFO videosu sızdırıldı. Yine 2020'de ABD Donanması, New York Times'ın yayımladığı ilk videoların doğru olduğunu açıkladı.
İşte bu gelişmeler, Pentagon'un ABD Kongresi'ne sunmak üzere ayrıntılı bir rapor hazırlama girişimiyle sonuçlandı.

Rapor ne zaman gelecek?
ABD Senatosu'nun istihbarat komitesinin başkanı Marco Rubio, Pentagon'dan UFO raporu sunmasını Aralık 2020'de istemişti.
Eski Başkan Trump'ın imzaladığı bir yasa, istihbarat yetkililerinin raporlarını 180 gün içinde sunmasını şart koşuyordu. Bu süre de 25 Haziran'a denk geliyor.
Ancak Washington Post'un bildirdiğine göre rapor zamanında gelmeyebilir.
Zira geçmişte de ABD yetkililerinden beklenen raporların gecikmeye uğradığı görülmüştü.
Independent Türkçe, CNET, Nymag, The New York Times, Washington Post



DNA analizi, Pompeii kurbanları hakkında bilinenleri baştan yazdı

"Altın Bilezik Evi" denen yerdeki 4 kişinin aile olmadığı tespit edildi (Pompeii Arkeoloji Parkı)
"Altın Bilezik Evi" denen yerdeki 4 kişinin aile olmadığı tespit edildi (Pompeii Arkeoloji Parkı)
TT

DNA analizi, Pompeii kurbanları hakkında bilinenleri baştan yazdı

"Altın Bilezik Evi" denen yerdeki 4 kişinin aile olmadığı tespit edildi (Pompeii Arkeoloji Parkı)
"Altın Bilezik Evi" denen yerdeki 4 kişinin aile olmadığı tespit edildi (Pompeii Arkeoloji Parkı)

Pompeii felaketinde ölen kişilerin DNA analizi, kimlikleri hakkında bilinenlerin yanlış olduğunu ortaya koydu. Bulgular, Roma İmparatorluğu'nun kozmopolit yapısını da gözler önüne seriyor.

MS 79'da Vezüv Yanardağı'nın patlamasıyla Antik Roma kenti Pompeii yerle bir olmuş ve binlerce kişi hayatını kaybetmişti. Facianın getirdiği kalın bir kül tabakası, pek çok kişinin öldüğü sıradaki halinin yüzlerce yıl boyunca korunmasını sağlamıştı. 

Yumuşak dokuları zaman içinde çürümüş ancak kül tabakasının altında vücut şeklinde oyuklar kalmıştı. Bilim insanları 1863'ten beri bu oyuklara alçı dökerek 104 Pompeii kurbanının kalıbını yaptı. 

Current Biology adlı hakemli hakemli dergide dün (7 Kasım) yayımlanan bir çalışmada araştırmacılar, bu kalıplardaki iskelet parçalarını inceledi.

14 kişinin DNA analizini yapmayı başaran ekip, bazı Pompeii kurbanlarıyla ilgili varsayımların hatalı olduğunu ortaya çıkardı. 

Örneğin bir evde altın bir bilezik takan bir kişinin kucağında bir çocuk olması, ikilinin anne-çocuk olduğu iddiasına yol açmıştı. Toplam 4 kişinin kalıntılarını içeren evin iki çocuklu bir aileye mezar olduğu öne sürülüyordu.

Ancak yeni çalışma 4 kişinin birbiriyle akrabalık bağı bulunmayan erkekler olduğunu gösterdi. 

Kentin başka bir yerinde sarılarak ölen iki kişinin de kız kardeşler veya anne-kız olduğu düşüncesi kabul görüyordu fakat bunlardan en az birinin erkek olduğu ortaya kondu. Ayrıca bu kişilerin anne tarafından da akraba olmadığı tespit edildi.

Bulgular, geleneksel varsayımlardan yola çıkarak geçmiş hakkında yargılarda bulunmanın yanlış sonuçlar verebileceğini gösteriyor.
Görsel kaldırıldı.Araştırmacılar sarılarak ölen iki kişinin sevgili veya üvey kardeş olabileceğini düşünüyor (Pompeii Arkeoloji Parkı)


Daha önce Pompeii kurbanları üzerine yapılan bir çalışmada yaşlı bir dilencinin aslında ergen bir çocuk olduğu, hamile olduğu düşünülen bir kadının da şişkinliğinin kıyafetlerden kaynaklandığı saptanmış ve bu kişinin cinsiyeti tespit edilememişti.

Bu çalışmada yer alan arkeolog Estelle Lazer, Washington Post'a yaptığı açıklamada "Önceki çalışmalar, ikinci derece kanıtlara ve yüzeysel incelemelere dayanarak kurbanlar hakkında gerçek yaşamları ve ölümleriyle çok az benzerlik taşıyan hikayeler geliştirmişti" diyerek ekliyor:

Bilim, kurbanların gerçek yaşamlarını ortaya çıkarmamıza olanak tanıyor; bu da onları hikaye anlatmak için sahne malzemesi olarak kullanmaktan çok daha saygılı bir yaklaşım.

Yeni çalışmanın ortak yazarı David Caramelli ise IFL Science'a "Geçmişte yaşamış kişileri analiz ettiğimizde sık sık 'utanç verici' durumlar keşfediyoruz" diyor. 

Caramelli yine de evdeki 4 kişinin aile olmamasına şaşırdığını ekliyor. 

Makalenin bir diğer yazarı Alissa Mittnik de en çok şaşırdığı bulgulardan birinin Pompeii halkının genetik çeşitliliği olduğunu ifade ediyor.

Mittnik, "Genom düzeyinde veri elde edebildiğimiz bazı kişiler, örneğin Ege veya Levant'tan gelen popülasyonlarla eşleşebilecek, Doğu Akdeniz benzeri bir genetik soya sahip" diyerek ekliyor: 

Dolayısıyla ya yeni göçmenler ya da bu bölgelerden gelen göçmenlerin torunları olabilirler.

Araştırmacı bu göçleri, kölelik ve ticaret ağlarına bağlıyor. İspanya'daki Valensiya Üniversitesi'nden, çalışmada yer almayan Gianni Gallello da incelenen kişiler arasında akrabalık bağı bulunmamasının, köle olmalarından kaynaklanabileceğini düşünüyor.


Independent Türkçe, IFL Science, New York Times, Washington Post, Current Biology