BBC, muhabirlerini tehdit eden İran’ı Birleşmiş Milletler’e şikayet etti

BBC, muhabirlerini tehdit eden İran’ı Birleşmiş Milletler’e şikayet etti
TT

BBC, muhabirlerini tehdit eden İran’ı Birleşmiş Milletler’e şikayet etti

BBC, muhabirlerini tehdit eden İran’ı Birleşmiş Milletler’e şikayet etti

BBC, İranlı yetkililer tarafından BBC Farsça servisinde çalışanlara uygulanan baskıyla ilgili Birleşmiş Milletler’e (BM) şikayette bulundu.
İngiltere merkezli yayın kuruluşu BBC tarafından yapılan şikayette, İran istihbarat görevlilerinin Londra’da çalışan Farsça servisi çalışanlarını kaçırarak İran’a götürme tehdidinde bulundukları da ifade edildi.
BBC, personelinin güvenliği konusunda daha önce de BM’ye şikayette bulunmuştu. İran ise bu iddiaları reddetmiş ve BBC Farsça servisini hükümetin devrilmesini teşvik etmek için yalan haberler yaymakla suçlamıştı.
İnternet, televizyon ve radyo üzerinden yayın yapan BBC Farsça İran’da yasaklandı. İranlı yetkililer daha önce BBC yayınları ile ilişkili oldukları suçlamasıyla bazı insanları gözaltına aldı.
BBC Farsça Servisi’nde çalışan 102 kişinin katılımıyla Mart 2020’de yapılan bir ankette, 71 kişi İran hükümetinin tacizine uğradığını bildirdi.
Ankete katılan BBC çalışanlarının üçte biri, İran’da yaşayan ailelerinin İranlı yetkililer tarafından taciz edildiğini veya sorguya çağrıldığını ortaya koydu.
Çalışanların yarısından fazlası ise, BBC’deki işlerini bırakmaları için kendilerini baskı altında hissettiklerini söyledi.
BBC, bu konudaki endişeleri ifade edebilmek amacıyla, BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği tarafından (UNHCR) düzenlenen toplantının oturum aralarında video konferans aracılığıyla bir toplantı düzenledi.
BBC Farsça biriminden gazeteciler, bu toplantıda yaşadıkları baskıları anlattı.
BBC, İran’ın Farsça yayınlarında çalışanlara yönelik baskısının, 2009 yılında tartışmalı başkanlık seçimlerinden sonra başladığını bildirdi.
Hatta o zamandan bu yana, çalışanlarının taciz ve ölüm tehditlerine maruz kaldığını, bunun da bazı durumlarda İngiliz polisinden koruma istediklerini vurguladı.
İran yargısı, 2017’de BBC Farsça servisinde çalışanların ülkedeki tüm mal varlıklarının dondurulması yönünde bir karar almıştı.
2018’de ise, eski ve mevcut kurum çalışanı olan 152 kişiyi ulusal güvenliğe karşı kumpas kurma ile suçlayarak, haklarında ceza soruşturmaları başlatmıştı.



Mücteba Hamaney gerçekten babasının yerine mi hazırlanıyor?

Helikopterin düşüşünün kaza olmadığını düşünenlerin aklındaki olası faillerden biri de Mücteba Hamaney (AP/Arşiv)
Helikopterin düşüşünün kaza olmadığını düşünenlerin aklındaki olası faillerden biri de Mücteba Hamaney (AP/Arşiv)
TT

Mücteba Hamaney gerçekten babasının yerine mi hazırlanıyor?

Helikopterin düşüşünün kaza olmadığını düşünenlerin aklındaki olası faillerden biri de Mücteba Hamaney (AP/Arşiv)
Helikopterin düşüşünün kaza olmadığını düşünenlerin aklındaki olası faillerden biri de Mücteba Hamaney (AP/Arşiv)

İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi'nin ölümüyle birlikte ülkenin yönetimine dair sorular ortaya atılırken en çok zikredilen isimlerden biri de Yüce Lider'in oğlu Mücteba Hamaney oldu. 

Hiçbir resmi rolü bulunmasa da ülkenin en etkili figürlerinden biri gibi görülen Hamaney, pek çok İranlı için gizemini koruyor. Zira kendisi ne kamuoyunda sıklıkla görülüyor ne de konuşma yapıyor. 

ABD'nin Wall Street Journal (WSJ) gazetesi, 85 yaşındaki Ayetullah Ali Hamaney'in 54 yaşındaki oğlunu mercek altına aldı.

Mücteba Hamaney'in, kendi kişisel gücü olmadığı ve itaatkar bir tavır gösterdiği söylenen Reisi'nin döneminde istihbarat ve güvenlik yapılarındaki nüfuzunu artırdığını bildirdi. 

İran Yüce Liderliği için Reisi'nin hazırlandığının düşünüldüğü ancak helikopterin düşmesiyle birlikte bu konudaki soru işaretlerinin arttığı aktarıldı. 

WSJ'nin konuştuğu uzmanlara göre Mücteba Hamaney'in, babasının yerine geçme ihtimali düşük ve spot ışıklarının altından kaçınarak daha da güç kazanması bekleniyor.

Alman Uluslararası Politika ve Güvenlik Politikaları Enstitüsü'nde çalışan İran uzmanı Hamidreza Azizi şöyle düşünüyor:

Son 20 yıldır işler, Mücteba ve etrafındaki şebekenin kontrolünde. Şimdi Hamaney için asıl mesele, Reisi'yle aynı özelliklere sahip birini bulmak. Böylece Mücteba toplumun gözünün önünde olmadan gücünü koruyup artırabilir.

Mücteba Hamaney'in haziran sonunda düzenlenmesi planlanan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de önemli bir rol oynaması bekleniyor. 

İran'ın geçici cumhurbaşkanı Muhammed Muhbir'in de Mücteba Hamaney'e sadık bir isim olduğuna işaret ediliyor. 68 yaşındaki Muhbir seçimlere kadar tüm meselelerde belirleyici olacak üç kişilik bir konseyin parçası.

Yüce Lider'e bağlı, milyar dolarlık yatırım fonu Setad'ın başkanlığını neredeyse 15 yıl boyunca yürüttü. 

Haberde 1969'da Meşhad'da doğan Mücteba Hamaney'in geçmişine de değinildi. Yüce Lider'in sitesine göre, Şah Rıza Pehlevi döneminde evlerine düzenlenen baskınlardan birinde babasının dövüldüğünü gördü. 

1979'de devrimden sonra Tahran'a taşınan ailenin babası hızla yükselirken oğlu da 1980-1988'de Irak'la yürütülen savaşta cepheye gitti. 

Daha sonra Devrim Muhafızları'nda önemli görevlere gelecek kişilerle burada tanışan Mücteba'nın nüfuzu özellikle 2000'lerin ortalarında geniş çaplı olarak konuşulmaya başladı. 

Değişimciler, 2005 ve 2009'da Mahmud Ahmedinecad'ın kendilerine karşı kazandığı zaferlerin Mücteba Hamaney tarafından ayarlandığını öne sürdü.

ABD, 2019'da Devrim Muhafızları ve Besic milisleriyle "babasının istikrarı bozan bölgesel hırslarını ve ülke içindeki baskıya dair hedeflerini ilerletmeye" çalıştığı gerekçesiyle onu yaptırım listesine aldı. 

2022'de Mehsa Emini'nin gözaltında ölmesinin ardından ülke çapında patlak veren gösterilerde nefret objesi oldu. Ev hapsinde tutulan eski cumhurbaşkanı adayı Mir Hüseyin Musevi, Yüce Lider'e seslenerek o pozisyona oğlunu hazırladığı haberlerini yalanlamasını istedi. Ancak yanıt gelmedi. 

Ali Hamaney hakkında kitap yazan ABD ve İran yurttaşı Mehdi Khalaji bütün bunlara rağmen söylentilere karşı çıkıyor:

Mücteba'nın yeni Yüce Lider olma arzusuna dair fikirler tamamıyla bir mit. Tarihsel deneyime dayanarak Hamaney'in ne kendi oğlunu ne de başkasını işaret edeceğini sanmıyorum.

İslam Cumhuriyeti'ni kuran Ruhullah Humeyni ve yerine geçen Ali Hamaney'in Yüce Liderlik pozisyonunun babadan oğula geçmesine karşı çıkmasını İslam'a aykırı görmesi de Khalaji'nin tahminlerini güçlendiriyor. 

Mücteba Hamaney'in yönetim deneyimi ve dini yeterliliği de bu göreve uygun görülmüyor.

Tennessee Üniversitesi'nden Saeid Golkar şöyle diyor:

Önemli kararların alındığı yerlerde onlarca yıldır tecrübe edinen Mücteba Hamaney'in rejimdeki bağlantıları eşsiz. Ancak onun atanması monarşiyi geri getirerek Hamaney'in mirasını lekeler.

Bazı uzmanlar da Ahmed Humeyni'nin Mücteba Hamaney'den de güçlü görüldüğünü ancak babasının 1989'da ölmesiyle birlikte işlerin değiştiğini bildiriyor. Hamaney ve dönemin cumhurbaşkanı Ekber Haşimi Rafsancani'yle sorunlar yaşayan Ahmed Humeyni, 1995'te henüz 45 yaşındayken hayatını yitirmişti. Kalp krizinin ölüme neden olduğu bildirilmişti.

Independent Türkçe, WSJ, BBC Türkçe