Silahları teslim etmeyi kabul etmeyen Dera semalarında savaş uçakları güç gösterisi yapıyor

Kişisel silahlarının teslim etmesi istenen Dera el-Beled’deki bir duvarda yer alan “Torunlar, atalarının mirasını terk etmeyecek” yazısı. (Şarku’l Avsat)
Kişisel silahlarının teslim etmesi istenen Dera el-Beled’deki bir duvarda yer alan “Torunlar, atalarının mirasını terk etmeyecek” yazısı. (Şarku’l Avsat)
TT

Silahları teslim etmeyi kabul etmeyen Dera semalarında savaş uçakları güç gösterisi yapıyor

Kişisel silahlarının teslim etmesi istenen Dera el-Beled’deki bir duvarda yer alan “Torunlar, atalarının mirasını terk etmeyecek” yazısı. (Şarku’l Avsat)
Kişisel silahlarının teslim etmesi istenen Dera el-Beled’deki bir duvarda yer alan “Torunlar, atalarının mirasını terk etmeyecek” yazısı. (Şarku’l Avsat)

Dera el-Beled dün Ömer Camii meydanında oturma eylemine tanık oldu. Eylemciler, yeni görevlendirilen Rus General’in hafif silahları teslim etmelerini isteyerek, kendi deyimleriyle Dera el-Beled’e uyguladığı ‘kışkırtıcı operasyona’ karşı çıktı.  Söz konusu talebin kabul edilmemesinin ardından savaş uçakları halka gözdağı vermek ve askeri gerilimi artırmak için Dera şehri semalarında devriyeye başladı.
Dera el-Beled’e giden tüm yolları kapatan Suriye rejim güçleri, Dera el-Mahatta ile Dera el-Beled’i birbirine bağlayan, Hava İstihbarat Birimi içinden geçen tek bir yol bıraktı. Bir Rus generalin iki gün önce Dera el-Beled’deki Merkez Komisyonu’ndan şehirde halen mevcut olan hafif silahların teslim edilmesini istemesi üzerine toprak bariyerler yükseltildi. Merkez Komisyonu’na yakın bir kaynak Şarku'l Avsat'a verdiği demeçte, Suriye rejiminin seferberlik ve tehdit yoluyla şehre baskı uygulayabileceğini veya askeri eylemleri kışkırtabileceğini aktardı. Ancak Merkez Komisyonu, silahların teslim edilmemesi üzerine askeri operasyon gerçekleştirileceğinden haberdar edilmedi.
Merkez Müzakere Komisyonu dün Rus tarafını ve Suriye rejimi güvenlik komitesini Dera el-Beled şehrinden bireysel silahların geri çekilmesi talebinin kabul edilmediği konusunda bilgilendirdi. Rus tarafı bu talebi iki gün önce şehir merkezinde düzenlediği bir toplantıda sunmuştu.
Kaynağın ifade ettiğine göre Dera şehrine yeni atanan Rus General, güvenlik servislerine bağlı askeri oluşumların el-Menşiyye ve Sicne mahallesinde, eski Dera gümrüğünde konuşlandıkları noktalardan çıkartılması ve komitelerin de silahları geri çekmesi karşılığında Dera el-Beled şehrinde bulunan hafif ölçekteki bireysel silahın teslim edilmesini istedi. Rusya'nın bu talebinin rejimin Dera’da Güvenlik Komisyonu’ndan sorumlu yetkili Tümgeneral Hüssam Luka tarafından teşvik edildiği kaydedildi.
Kaynağın bildirdiğine göre söz konusu talebi reddeden Merkez Komisyonu, Dera el-Beled şehrinin ağır ve orta silahları teslim ederek bireysel silahları elinde tutmasını, devlet kurumları ve sivil polisin Suriye rejimine bağlı başka hiçbir güvenlik gücü olmadan şehre girmesini öngören 2018 tarihli uzlaşı anlaşması şartlarının uygulanmasını talep etti. Söz konusu kaynak açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Uzlaşı anlaşmasının ardından güvenlik servisleri Dera el-Beled şehrinin bir dizi sakinini kendi güçleri kapsamında silahlandırdı. Dera el-Beled’deki mahalle ve bölgelere yayılan bu yerel gruplar, muhalefette eski liderler ve üyelerine suikastta bulunma suçlaması da dahil olmak üzere halka karşı eylemlerde bulunmakla suçlandı. Bu gruplar aleyhinde defalarca şikayette bulunulması ardından Dera’daki Merkez Komite, Rus tarafıyla yaptığı toplantılarda söz konusu grupların ortadan kaldırılmasını, silahlarının geri alınmasını ve Dera el-Beled şehrinden sürülmelerini talep etti. Merkez Komitesi’nin Rus talebini şehrin aşiretleri ve ileri gelenlerine iletmesi üzerine halk, Rus talebine karşı çıkarak durumu kınadı. Zira Dera, 2018 tarihli Güney Suriye'deki uzlaşı anlaşması bölgelerine girmesinden bu yana disiplinsiz silahlı gruplar ve muhalif gruplardan arınmış haldeydi. Dera el-Beled’de bir grup gencin elindeki silahlar, kişisel korunma için kullanılıyordu ve hafif ölçekteydi. Silahlar, ciddi güvensizlik ortamının bulunduğu Dera’da savaşçıların ve eski muhalefet simgelerinin hedef alındığı, neredeyse günlük olarak gerçekleşen suikast, cinayet ve adam kaçırma vakalarının yaşandığı bu dönemde iade edilemez. Dera el-Beled’de geri kalan gençlerden çoğunun uzlaşı anlaşmasını kabul etmeden önce daha önce muhalif gruplarda çalıştığı biliniyor. Dera el-Beled’deki bireysel silah sorununa çözüm talep etmeye devam eden rejim, Merkez Komisyonu’nun Suriye rejimine bağlı grupların Dera el-Beled’i terk etmesi talebini şehre baskı yapmak için kullanmaya çalışıyor.”
Güvenlik servislerine bağlı söz konusu gruplar, uzlaşı anlaşmasının ardından Suriye rejim güçlerine katılan eski muhalif lider el-Kasam lakaplı Mustafa Kasım el-Musaleme liderliğindeki Askeri Güvenlik Servisi için çalışan bir grup tarafından temsil ediliyor. Menşiyye mahallesi ve eski Dera gümrüğü, söz konusu grubun aynı zamanda Askeri Güvenlik’e bağlı el-Av lakaplı Şadi Bicbuc grubunun ve Dera el- Mahatta’da Dördüncü Tümen Komutanı Ebu Turki lakaplı Muhammed el-Musaleme liderliğindeki grubun merkezi sayılıyor.
Dera el-Beled şehrinden aktivist Osman el-Musaleme, Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte Rus tarafının gerçekleri incelemesi, güvenlik servisleri tarafından işe alınan grupların eylemlerini ve konuşlandıkları noktaları görmek için Dera el-Beled’i ziyaret etmesi gerektiğini vurguladığı açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Dera el-Beled şehri, atalardan miras kalan hafif silahlara sahip bir aşiret niteliğinde. Bu silahlar 2011 yılında Suriye'de olaylar patlak vermeden önce kontrol altındaydı. Dera'da uzlaşı anlaşmasının başlangıcından bu yana halkın tutukluların serbest bırakılması, akıbetlerinin netleştirilmesi, güvenlik kıskacının ortadan kaldırılması, bölgedeki hayati ve ekonomik şartların iyileştirilmesi yönündeki taleplerinin göz ardı edilmesiyle, 2018'de uzlaşı anlaşması yapıldığında tüm bunlara söz veren Suriye rejimi ve Rus cani ile halk arasındaki güven azaldı. Anlaşma ardından yalnızca bazı tutuklular serbest bırakıldı. Bölgede kademeli bir şekilde uygulanan güvenlik kıskacı sonradan kaldırıldı. Bölgedeki hayat şartları ve ekonomik koşullar geriledi.”
Dera el-Beled, Güney Suriye'deki büyük askeri harekatın ardından 2018'de Rus tarafıyla uzlaşı anlaşmasına tabi olan bölgelere alındı. Anlaşma kapsamında, uzlaşıya karşı çıkanların bölgeden Kuzey Suriye yönüne çekilmesi öngörülmüştü. Suriye muhalefetinin simgesi sayılan Dera el-Beled, 18 Mart 2011'de Suriye rejimine karşı barışçıl halk hareketinin başladığı ilk şehirdi.



Libya'nın yerel seçim haritasını askeri ve aşiret bağlılıkları ‘kontrol ediyor’

 Geçtiğimiz kasım ayında yapılan belediye seçimlerinin ilk turunda seçim merkezinde oyunu kullanan bir Libya vatandaşı (Libya Yüksek Seçim Komisyonu)
Geçtiğimiz kasım ayında yapılan belediye seçimlerinin ilk turunda seçim merkezinde oyunu kullanan bir Libya vatandaşı (Libya Yüksek Seçim Komisyonu)
TT

Libya'nın yerel seçim haritasını askeri ve aşiret bağlılıkları ‘kontrol ediyor’

 Geçtiğimiz kasım ayında yapılan belediye seçimlerinin ilk turunda seçim merkezinde oyunu kullanan bir Libya vatandaşı (Libya Yüksek Seçim Komisyonu)
Geçtiğimiz kasım ayında yapılan belediye seçimlerinin ilk turunda seçim merkezinde oyunu kullanan bir Libya vatandaşı (Libya Yüksek Seçim Komisyonu)

Askeri, siyasi ve aşiret bağlılıkları, tarihi henüz belirlenmemiş olan Libya genelindeki yerel seçimlerin ikinci turu için seçim manzarasının ‘büyük bir bölümünü’ kontrol ediyor.

Aktivistlere ve siyasi analistlere göre bu bağlılıklar ‘askeri oluşumların’ etkisinden Libya Ulusal Ordusu'na (LUO) ve Libyalı aşiretlere kadar uzanıyor. El-Aziziye’deki Evlad Salih aşiretinden bir milisin ‘barış’ listesinden aday olmak isteyenleri tehdit ettiği ve onları askeri karargahlarda alıkoyduğu yönündeki suçlamalarının ardından başkent Trablus'ta bu harita açıkça görüldü.

Tehditler ve gözdağı

İsmini vermek istemeyen bir kaynak ve bir sivil aktivist, Şarku’l Avsat'a bu olayın bazı detaylarını açıklayarak, ‘bir akademisyen ve bir adayın ekibinden bir kişinin, bir belediye başkanından seçimlerden çekilmeleri için doğrudan tehdit ve gözdağı aldıklarını’ belirtti.

El-Aziziye'de Evlad Salih aşireti üyeleri tarafından düzenlenen bir protestodan (videodan alınan ekran görüntüsü)El-Aziziye'de Evlad Salih aşireti üyeleri tarafından düzenlenen bir protestodan (videodan alınan ekran görüntüsü)

İki kaynağın ifadeleri, bu yerel yetkilinin nüfuzunu Milis 55 Komutanı Beşir ed-Davi ile olan ilişkisinden aldığı ve diğer adayları, güvenlik ve kötüleşen hizmet koşullarından mustarip bir şehirde toplumsal barış endişesiyle seçimlere katılmaktan kaçınmaya zorladığı konusunda örtüşüyor.

Belediyeye bağlı sosyal medya platformları, yerel yetkilinin aşiret aktörleriyle yaptığı toplantıların fotoğraflarını ve video kayıtlarını yayınlayarak yaklaşan seçim turunda kendisine bağlılığını gösterdi. En önemlisi de bu yerel yetkilinin 3 Şubat'ta Cefara Emniyet Müdürü Tümgeneral Abdunnasır et-Tayef'in evinde Milis 55 Komutanı ile bir araya gelmesi oldu.

Geçtiğimiz kasım ayında yapılan belediye seçimlerinin ilk turunda seçim merkezinde oyunu kullanan bir Libya vatandaşı (Libya Yüksek Seçim Komisyonu)Geçtiğimiz kasım ayında yapılan belediye seçimlerinin ilk turunda seçim merkezinde oyunu kullanan bir Libya vatandaşı (Libya Yüksek Seçim Komisyonu)

Sosyal medyada dolaşan bu suçlamalara yerel yetkililerden ya da ed-Davi'den resmi bir yanıt gelmezken, Şarku’l Avsat'ın konuştuğu Libyalı aktivistler Trablus'ta aday olmak isteyen vatandaşlara yönelik ‘ihlaller ve baskılar’ olduğunu söyledikleri bir liste hazırlamakla meşguldü.

Aralarında Trablus'un da bulunduğu 63 belediyede yapılan yerel seçimlerin ikinci turu, Libya Yüksek Seçim Komisyonu tarafından açıklanan takvime göre, geçen hafta sonunda tamamlandı.

Seçim dürüstlüğünün ciddiyeti

Şarku’l Avsat'a bir açıklama yapan siyasi aktivist Muhammed Kaşut, ‘adaylara sandık yoluyla belediyelerine hizmet etmeleri için baskı yapıldığı’ yönündeki haberlerin ortasında ‘seçim dürüstlüğünden’ bahsetmenin ciddiyetini sorguladı.

Libyalı siyasi analist Muhammed Amtarid'e göre, bu belediyelerin küçüklüğü ve seçmenleri üzerindeki sınırlı siyasi ve askeri etkileri göz önüne alındığında, nüfuz yarışının geçtiğimiz ekim ayında yapılan belediye seçimlerinin ilk turunda ortaya çıkmadığını belirtmek gerekli.

ABD Libya Özel Temsilcisi Richard Norland, Libya Yüksek Seçim Komisyonu Başkanı ile daha önce yaptığı bir görüşmede. (UNSMIL)ABD Libya Özel Temsilcisi Richard Norland, Libya Yüksek Seçim Komisyonu Başkanı ile daha önce yaptığı bir görüşmede. (UNSMIL)

Belediye seçimlerindeki sadakat ve tehdit tartışmalarının başkent Trablus'un diğer bölgelerinde de tekrarlanması muhtemel görünüyor. Milislerin etkisi üç ana bölgede artıyor: İstikrarı Destekleme Gücü Komutanı Abdulgani el-Kikli'nin etki alanına giren Ebu Selim bölgesi, Özel Caydırıcı Güç Komutanı Abdurrauf Kara'nın kontrolü altındaki Suk el-Cuma bölgesi, Tümgeneral Mahmud Hamza'nın komuta ettiği 444. Tugay’ın bulunduğu Ayn Zara.

Aktivist Muhammed Kaşut'a göre bu durum, ‘her partinin bir sonraki siyasi aşamaya hazırlık olarak belediyeleri kontrol etme ve bu belediyelerdeki sözleşme ve projelerden mali olarak yararlanma arzusunun pratik bir tercümesi.’

Komisyon tarafından yayınlanan karara göre ikinci aşama seçimleri 41'i batı bölgesinde, 13'ü doğu bölgesinde ve 9'u güney bölgesinde olmak üzere 63 belediyede yapılacak.

Hammad hükümetinin kontrolü

Libya'nın doğusunda da durumlar iyi değil. Libya Güvenlik ve Askeri Araştırmalar Merkezi Direktörü Eşref Bufarda'ya göre Libya Temsilciler Meclisi (TM) tarafından atanan hükümetin kontrolü seçim sahnesinde açıkça görünüyor. Bufarda, sonuçların LUO Genel Komutanlığı’nın isteklerine aykırı olması halinde askeri liderlerden oluşan yönlendirme konseylerinin atanmasını da göz ardı etmedi.

Hammad hükümeti daha önce de geçtiğimiz ocak ayında Sirte'nin doğusundaki Harava belediyesinin seçilmiş konseyini, Libya'nın batısındaki Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) önünde yasal yemin etmesinin ardından askıya almıştı.

Libyalıları belediye seçimlerine yoğun bir şekilde katılmaya teşvik etmek için yürütülen kampanyadan (Şarku’l Avsat)Libyalıları belediye seçimlerine yoğun bir şekilde katılmaya teşvik etmek için yürütülen kampanyadan (Şarku’l Avsat)

Libya'da Mart 2022’den bu yana iki hükümet iktidar mücadelesi veriyor. Bu hükümetlerden biri, başkent Trablus merkezli, Abdulhamid Dibeybe’nin başbakanı olduğu UBH. Diğeri ise Usame Hammad’ın başbakanı olduğu ve TM tarafından desteklenen, merkezi Libya'nın doğusunda bulunan Libya İstikrar Hükümeti (LİH).

Libyalı siyasi analist Amtarid'e göre buna paralel olarak aşiret bileşenlerinin Libya'nın doğusundaki belediye seçimlerinde önemli bir varlık göstermesi bekleniyor. Listeleri şehirli ve Bedevi kabileler arasında değişen Bingazi'nin özgünlüğüne işaret eden Amtarid, bu durumun Derne için de geçerli olduğunu, Tobruk ve el-Beyda gibi şehirlerde ise bazı kabilelerin hâkim olduğunu söyledi.

Tobruk kentindeki eş-Şifa ve Daru's Selam gibi seçim listelerinde yer alan isimler, Beyt Meryem kabilesi üyelerinin el-Katan kabilesi ile tarihi rekabeti ışığında bu ay bir toplantı sırasında gerçekleştirdikleri seçim istişarelerine paralel olarak ortaya çıkmaya başladı.

Şarku’l Avsat'a konuşan ve ismini vermek istemeyen bir sivil aktiviste göre, gözlemciler Libya'nın doğusunda ilk turda yaşanan ve aşiret gerilimleri olarak tanımlanan olayların tekrarlanmasından korkuyor. Örneğin Ecdebiye kenti, ez-Zaviye aşiretine bağlı bir listenin el-Meğaribe aşiretine bağlı başka bir listeye karşı kazanmasının ardından gerginliğe sahne oldu. Sivil aktivist, ilk listenin LUO’dan açık destek aldığına dikkat çekti.

Libya Yüksek Seçim Komisyonu verilerine göre, 16 Kasım'da 58 belediyede yapılan ilk tur seçimlerine, toplam seçmen sayısının yüzde 74'ü gibi yüksek bir katılım gerçekleşti.

Libya'nın güneyinde, LUO'nun güvenlik kontrolüne rağmen, özellikle Evlad Süleyman, et-Tabu ve el-Makarha arasındaki aşiret çatışmaları seçim sahnesine yansıyabilir. Bu bağlamda Libyalı analist Muhammed Amtarid, “Her kabilenin belirli bölgelerde etkisi var ve bazıları belediyeyi kontrol etmek için varlıklarını zorla dayatıyor” dedi.

Eşref Bufarda'ya göre, belediye seçimlerindeki sadakat haritasının bir başka tarafında, eski rejimin destekçileri en önde gelen menfaatçiler gibi görünüyor. Şarku’l Avsat'a konuşan Bufarda, belediye seçimlerinin Seyfulislam'ın destekçileri için altın bir fırsat olduğunu söyledi. Bufarda, “Öyle ki bu seçimler onların siyasi hayata ve devlet sistemine geri dönmelerini ve Şubat Devrimi'nden 14 yıldan fazla bir süre sonra Libyalılarla doğrudan iletişim kurabilmelerini sağlıyor” ifadelerini kullandı.

Libyalı siyasi analist Muhammed Mahfuz, ‘yasadışı atama ve tayinlerden bahsetmek yerine’ partilerin belediyelere siyasi katılım konusuna ilgi göstermesini önemli bir başarı olarak nitelendirdi ve bunu ‘krizin çözüm aracı olarak sandığa olan inancın devam ettiğinin’ bir kanıtı olarak değerlendirdi.