Bakan Elvan: Piyasa ekonomisinden sapmayız, rekabetin dışında davranamayız

Fotoğraf: Twitter
Fotoğraf: Twitter
TT

Bakan Elvan: Piyasa ekonomisinden sapmayız, rekabetin dışında davranamayız

Fotoğraf: Twitter
Fotoğraf: Twitter

Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, hükümetin ekonomi politikalarına, enflasyonla mücadeleye ilişkin açıklamalarda bulundu.
Dünya gazetesinden Hakan Güldağ'a konuşan Elvan, Fiyat İstikrarı Komitesi'nin enflasyonla mücadelede yapısal problemlerin çözümünde ihtiyaç duyulan koordinasyonu sağlayacağını ifade etti.
Lütfi Elvan, şunları söyledi:
"Fiyat İstikrarı Komitesi konusunda doğru bilgilendirme çok önemli. Fiyat İstikrar Komitesi, kesinlikle fiyat kontrolü ile ilgili bir komite değildir. Burada amacımız, bulmakta sıkıntı yaşanabilecek ürünlerde; mesela camda, mesela MDF’de karşılaştığımız problemleri çözmek.
Pandemiyle birlikte, hızla değişen bir dönemden geçiyoruz, ani çıkan arz sıkıntılarına zamanlı bir şekilde müdahale etmek zorundayız. Farklı kurumlarımızın da farklı görevleri söz konusu. Bizim buradaki hedefimiz karşılaşabileceğimiz ani gelişmelere karşı hızlı ve etkin bir koordinasyonu sağlamak."
Rekabetten ve liberal ekonomiden yana olduklarını kaydeden Elvan, "Fiyatlar, arz ve talebe göre piyasada belirlenir. Eğer bir firma, hakim durumunu kötüye kullanırsa da burada gereğini yapacak kurum bellidir. O da Rekabet Kurumu’dur. Biz piyasaya müdahale ile daha kötü bozulmalar olacağını biliyoruz. Bunu hiçbir zaman istemeyiz. Fiyat İstikrar Komitesi 5 ay önce konuştuğumuz bir konu. Gıda dışı alanlardaki yapısal problemelerde ani karar alabilen başka bir merci yok. Bizim burada fiyat kontrolü gibi bir amacımız kesinlikle yok. Ortodoks politikalardan vazgeçmemiz, ekonominin gerçekleriyle uyumsuz başka patikalara yönelmemiz asla mümkün değil. Biz piyasa ekonomisinden asla sapmayız. Rekabetin dışında davranamayız, davranmayız" ifadelerini kullandı.
Independent Türkçe



İş stresi alkol tüketimini artırıyor: Çalışanların yüzde 64'ü etkileniyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

İş stresi alkol tüketimini artırıyor: Çalışanların yüzde 64'ü etkileniyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Yeni bir araştırmaya göre çalışanların neredeyse üçte ikisi iş kaynaklı stres veya baskılar nedeniyle daha fazla alkol tüketiyor.

Alcohol Change UK'in 2 bin çalışanla yaptığı ankete göre, Birleşik Krallık'ta çalışanların yüzde 64'ü işle ilgili nedenlerden dolayı alkol kullandığını bildirdi. Son 12 ayda artan tüketimin arkasında iş stresi, baskı ve kaygı var.

Her 10 kişiden 4'ü işle ilgili kaygılar nedeniyle alkol tüketimini artırdığını söylerken, katılımcıların yüzde 38'i iş stresiyle başa çıkmak için daha fazla içtiğini belirtti.

Üçte birinden fazlası işyerindeki baskı veya son teslim tarihleri nedeniyle daha fazla içki içerken, yüzde 29'u iş güvensizliği nedeniyle alkol tüketiminin arttığını söyledi.

Alcohol Change UK araştırma grubunun danışmanlık ve eğitim müdürü Jane Gardiner şunları söyledi:

Yaptığımız işler son derece çeşitli olsa da bu araştırma geçen yıl birçoğumuzun işle ilgili stres, kaygı, baskı ve iş güvensizliğini yönetmek amacıyla daha fazla alkol aldığını gösteriyor. Ancak alkol, yetersiz uykudan akşamdan kalmalığa, yüksek tansiyondan depresyona kadar birçok sağlık sorununa yol açarak genel sağlığımıza ve refahımıza ciddi zararlar verebilir. Bazıları için kısa süreli bir rahatlama sağlasa da zaman içinde stres, kaygı ve baskı duygularını daha da kötüleştirmesi ve istesek bile kurtulması zor bir kendi kendini tedavi etme döngüsüne yol açması daha olası.

Alkol Farkındalık Haftası'nın başlangıcı münasebetiyle yayımlanan araştırma, çalışanların işyerinde alkol konusunda önleyici eylem ve eğitim taleplerini ortaya koydu.

Bu yılın teması "Alkol ve iş", çalışma ortamlarının ve baskıların içki içme şeklimizi nasıl etkileyebileceğine ve nasıl daha sağlıklı, daha kapsayıcı işyeri kültürleri oluşturabileceğimize odaklanıyor.

Ankete katılan her 10 çalışandan 8'inden fazlası, işverenlerin işyerinde alkol konusunu ele almada bazı sorumlulukları olduğuna inanıyor. Ancak üçte birinden fazlası işyerinde alkol yerine ruh sağlığı hakkında konuşurken kendini daha rahat hissettiğini söyledi.

Gardiner sözlerini şöyle sürdürdü:

Son yıllarda işyerlerinde ruh sağlığı alanında görülen ilerlemenin bir yansıması olarak, konuşmaları teşvik etmek, şefkat ve desteği artırıp damgalanmayı azaltmak için, çalışanlardan alkol farkındalığı ve eğitimi konusunda bu kadar güçlü bir iştah görmek çok cesaret verici. Olumlu olan şu ki, çalışanlar alkolle ilgili sorunlarda reaktif müdahale yerine önleyici ve proaktif yaklaşımın daha etkili olduğunu kabul ediyor gibi görünüyor. İşte bu tür bir destek, alkolü tabu olmaktan çıkarmaya başlayacak, içki içme alışkanlıklarımızın genel sağlığımız ve refahımız üzerindeki etkisine dair farkındalık yaratacak ve önlenebilir alkol zararlarını daha meydana gelmeden önleyecek.

Independent Türkçe