Hamaney, ‘infazlarıyla övünen’ Ejei’yi yargının başına atadı

İran rejiminin lideri “Rehber” Ali Hamaney, radikal yargıç Gulamhüseyin Muhsin Ejei’yi, seçimleri 5 Ağustos’ta Cumhurbaşkanlığı yemini etmesi beklenen İbrahim Reisi’nin halefi olarak Yargı Erki Başkanı olarak atadı.

İran rejiminin lideri “Rehber” Ali Hamaney’in dün Yargı Erki Başkanı Muhsin Ejei’yi olarak atamasının ardından (Ayetullah Ali Hamaney’in resmi web sayfası)
İran rejiminin lideri “Rehber” Ali Hamaney’in dün Yargı Erki Başkanı Muhsin Ejei’yi olarak atamasının ardından (Ayetullah Ali Hamaney’in resmi web sayfası)
TT

Hamaney, ‘infazlarıyla övünen’ Ejei’yi yargının başına atadı

İran rejiminin lideri “Rehber” Ali Hamaney’in dün Yargı Erki Başkanı Muhsin Ejei’yi olarak atamasının ardından (Ayetullah Ali Hamaney’in resmi web sayfası)
İran rejiminin lideri “Rehber” Ali Hamaney’in dün Yargı Erki Başkanı Muhsin Ejei’yi olarak atamasının ardından (Ayetullah Ali Hamaney’in resmi web sayfası)

İran rejiminin lideri “Rehber” Ali Hamaney, radikal yargıç Gulamhüseyin Muhsin Ejei’yi, seçimleri 5 Ağustos’ta Cumhurbaşkanlığı yemini etmesi beklenen İbrahim Reisi’nin halefi olarak Yargı Erki Başkanı olarak atadı.
Ejei’nin ataması, Reisi’nin cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki zaferinden 12 gün sonra Hamaney’e bir mektup göndermesinden sonraki gün gerçekleştirildi. İran medyası Reisi’nin yeni yargı erki başkanının belirlenmesini ancak ‘hükümetin zeminini, istikrarını ve kuruluşuna’ hazırlık olarak Cumhurbaşkanı olarak görevini devralana kadar mevcut görevinde devam etme izni istediğini bildirdi. Reisi, Yargı Erki Başkanlığındaki görevine devam ederken yeni hükümeti kurmak için istişarelerine devam ediyor. İlk kez bir Yargı Erki Başkanı, istifasını sunmadan cumhurbaşkanlığı seçimlerine aday oldu.
Reisi’nin seçimdeki zaferi Hamaney’i yargının başına kim atayacağı konusunda sorulara neden oldu. Yargıda çeşitli görevlerde bulunması nedeniyle Ejei’nin adı önerildi. Yıllarca Yargı Erki Başkan Yardımcısı ve Sözcüsü olan Ejei, Ahmedinejad’ın ilk hükümetinde Güvenlik Bakanı olarak görev yaptı.
Hamaney, geçtiğimiz Pazar günü Reisi liderliğindeki bir grup üst düzey yargı yetkilisiyle bir araya geldi. Hamaney’in ofisinde Ejei’nin sandalyesinin Reisi’nin sandalyesi ile aynı hizaya yerleştirilmesi dikkat çekti. Analistler bunu Ejei’nin Yargı Erki Başkanı olma şansının yüksekliğine işaret ettiğini söylemişti.
Ejei, Yargı Erki Başkanı olarak görevlendirilmeden birkaç gün önce kendine bir Instagram hesabı açtı. Bu adım da sosyal platformlar ve Facebook gibi mesajlaşma servislerini kullanması yasaklandığı iddialarına rağmen başkanlık görevini alacağına bir işaret olarak kabul edildi.
Muhsin Ejei, ayrıca İran’daki Düzenin Maslahatını Teşhis Konseyi üyesidir. Velayet-i Fakih’in kabulünden sonra yargının yeniden yapılandırılmasından bu yana atanan 7’inci Yargı Erki Başkanı olması bekleniyor. Yargı Erki Başkanı’nın görev süresinin beş yıl olduğu biliniyor.
Hamaney tarafından dün yayınlanan kararnamede Reisi’ye yeniden övgüde bulundu. Yargı Erki Başkanı olarak atanmasından iki yıl sonra ‘onurlu’ bir sicile sahip olduğu ifade edildi.  Atama kararnamesinde Hamaney, yeni Yargı Erki Başkanı’na altı temel görev verdi. Bu görevlerin, ‘yöntem değiştirme yaklaşımına devam edilmesi, yargıda mevcut bulunan değişim belgesinin uygulanması, yargıda liyakat sahibi isimlerin görevlendirilmesi, modern teknolojinin geliştirilmesi, hizmetlerin kolaylaştırılması, dürüst yargıçları ödüllendirme ve suistimallerle karalı bir şekilde mücadele edilmesi ve halk tabanı ile iletişim içinde olunması olduğu bildirildi.
Şarku’l Avsat’ın Reuters’dan aktardığı habere göre Ejei, yaptığı açıklamada, adaletin yayılması, kamu haklarının korunması, meşru özgürlüklerin güvence altına alınması, yasaların doğru uygulanmasının denetlenmesi, suçun önlenmesi ve yolsuzlukla kararlı mücadele vurgusu yaptı.
Öte yandan görev süresi sona eren Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, yayınladığı tebrik mesajında yeni Yargı Erki Başkanı’na ‘sosyal adaleti herhangi bir parti ve hizip meselesinden uzaklaştırma, kamu ve vatandaşlık haklarını sağlamaya dikkat etme çağrısında bulundu.
Nispeten ılımlı olan Cumhurbaşkanı, mesajının bir bölümünde Ejei’nin atanmasının önemini açıklarken bir ‘komplo teorisine’ başvurdu. Bu atamasının İslam Devrimi’nin İkinci Adımı’nın başında geldiğini ve her gün yeni boyutlar kazanan ekonomik ve psikolojik savaş ve kibirli güçlerle yüzleşmek açısından hassas koşullar altında gerçekleştirildiğini söyledi.
Devrimin İkinci Adımı, Velayet-i Fakih rejiminin 40’ıncı yılının sonunda İran Dini Lideri Ali Hamaney tarafından açıklanan siyasi bir program. İktidarın ideolojik yönelimleri bağlamında geliyor. İran rejiminin bölgesel genişlemesini ve rejimin konsolidasyonu üzerinde duruyor.
Rehber Hamaney’in Ejei’yi atama kararı, İran’ın Reisi’nin seçilmesiyle ilgili olarak Batılı hak örgütleri ve uluslararası kuruluşlardan eleştirilerle karşı karşıya olduğu bir dönemde verildi. Reisi, yargıda görev yaptığı süre boyunca çok sayıda ihlal gerçekleştirmiş olmakla suçlanıyor. Reisi ise iddiaları reddederek herhangi bir ihlalin söz konusu olmadığını söylüyor.
Öte yandan Reisi eski yardımcısı Ejei’ye bir tebrik mesajı göndererek kurulacak hükümetin yargı ile işbirliği içinde olmasını dilediğini ifade etti. Genelkurmay Başkanı Muhammed Bakıri, Meclis Başkanı Muhammed Bakır Kalibaf ve Düzenin Maslahatını Teşhis Konseyi Sadık Laricani de benzer tebrik mesajları yayınladı.
Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Konseyi İran Özel Raportörü Cavid Rahman, 1988 yılında devletin emri ile gerçekleştirilen binlerce idam ve o dönemde Başsavcı Yardımcısı olarak görev yapan Reisi’nin rolü hakkında bağımsız bir soruşturma yürütülmesi konusunda çağrıda bulundu. Bu hafta Reuters’e konuşan BM yetkilisi, “Raporlarımda belirttiğim gibi, ülkede hem günümüzde hem de geçmişte ağır insan hakları ihlalleri konusunda yaygın ve sistematik bir cezasızlık var” şeklinde konuştu. 2017 seçimleri sırasında Ejei, o sırada cumhurbaşkanlığı adayları arasındaki üçüncü televizyon tartışmasında Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani rakibi olan Reisi’ye  “İnsanlar sadece infaz ve hapis cezası konusunda iyi olan insanları istemiyorlar” ifadeleriyle  sözlü saldırıda bulunduktan sonra infazları gerçekleştirmekle övünmüştü. Ejei, Ruhani’ye “Suçlularla mücadele ettiğimiz ve edeceğimiz için gurur duyuyoruz” ifadeleriyle yanıt vermişti.
İran, insan hakları siciline yönelik eleştirileri defalarca reddedip yargı sisteminin bağımsız olduğunu ve siyasi çıkarlardan etkilenmediğini savunuyor. İnsan hakları savunucuları Uluslararası Af Örgütü (Amnesty) ve İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) geçtiğimiz ay, Reisi'nin seçilmesinin insan haklarına bir darbe indirdiğini söyleyip 1988 infazlarındaki rolü nedeniyle onun soruşturulmasını talep ettiler.
İranlı avukat Ali Müçtehidzade, resmi açıklamadan önce Twitter'da paylaştığı bir tweette şu uyarıda bulundu: “Güzelleme yapmadan, Ejei'nin yargının başkanlığına gelmesinin, geriye dönmek ve Reisi’nin düzeltmeye çalıştığı şeyi buharlaştırmak anlamına geldiğini söylemeliyim. Eğer atama haberi doğruysa sivil toplum faaliyetinin bedeli çok yüksek olacaktır. (2009 protestolarındaki Tahran Savcısı) Said Murtazavi’nin dönüşünü beklememiz gerekecek.



Hüseyin Emir Abdullahiyan: Süleymani'nin dostu, İsrail'in düşmanı

Merhum İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, arka planda Kasım Süleymani (AFP)
TT

Hüseyin Emir Abdullahiyan: Süleymani'nin dostu, İsrail'in düşmanı

Merhum İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, arka planda Kasım Süleymani (AFP)

İran'ın kuzeybatısında pazartesi günü meydana gelen helikopter kazasında Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ile birlikte hayatını kaybettiği açıklanan İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, Tahran'ın İsrail ve Batı karşıtı politikalarının ateşli bir savunucusuydu.

Reisi, 60 yaşındaki Abdullahiyan’ı Ağustos 2021'de atadı.

2013'ten 2021'e kadar bu görevi yürüten Muhammed Cevad Zarif'in yerine geçmek gibi zor bir görevi vardı; Zarif, önde gelen aktif bir diplomat, akıcı bir İngilizce konuşan, uluslararası çevrelerde tanınan bir yüz ve İran'ın dış politikasını yöneten deneyimli bir isimdi.

İran devlet televizyonu Emir Abdullahiyan'ı, Tahran tarafından yönetilen ve Lübnan Hizbullah'ı, Filistinli Hamas ile İslami Cihad hareketleri ve Iraklı silahlı gruplar gibi İran'ın ezeli düşmanı İsrail karşıtı grupların yer aldığı "Direniş Ekseni'nden üst düzey bir diplomat" olarak tanıttı.

Emir Abdullahiyan atandığı gün yaptığı açıklamada, bu grupların "İran'ın müttefikleri" olduğunu ve "onları güçlendirmenin hükümetin gündeminde olduğunu" söyledi.

Kapsamlı geziler

Ekim 2023'te İsrail ile Hamas arasında Gazze'de savaşın başlamasından beri bölgeye yaptığı ziyaretleri yoğunlaştırdı. Tahran, İsrail'e karşı Filistin hareketini ve savaşın çıkmasına yol açan 7 Ekim 2023 operasyonuna desteğini gizlemedi, ancak aynı zamanda bu operasyonun içinde yer almadığını da vurguladı.

Emir Abdullahiyan, Kasım Süleymani'nin izinden gidiyor gibi görünüyordu (Getty)Emir Abdullahiyan, Kasım Süleymani'nin izinden gidiyor gibi görünüyordu (Getty)

Geçtiğimiz nisan ayında, Tahran'ın Yahudi devletini sorumlu tuttuğu ve Şam'daki İran konsolosluk binasını yerle bir eden hava saldırısına karşılık olarak, İran'ın İsrail'e 300'den fazla insansız hava aracı ve füzeyle gerçekleştirdiği benzeri görülmemiş saldırıyı savundu.

İran'ın tepkisinin "meşru savunma ve uluslararası hukuk çerçevesinde" gerçekleştirildiğini söyledi.

Emir Abdullahiyan daha sonra İsrail'in İran'ın orta kesimindeki İsfahan eyaletine bir misilleme amaçlı saldırı düzenlediğine dair haberleri "çocuk oyuncağı" diyerek küçümsedi.

İzolasyonun Azaltılması

Mesleki kariyeri boyunca Devrim Muhafızları ile olan yakın ilişkileriyle tanınan Emir Abdullahiyan, Devrim Muhafızları'nın dış operasyonlarından sorumlu olan Kudüs Gücü'nün komutanı ve 2020 yılında Irak'ın başkentinde bir ABD saldırısı sonucu öldürülen Tümgeneral Kasım Süleymani'ye yakındı.

Emir Abdullahiyan kariyeri boyunca Devrim Muhafızları'na yakınlığıyla biliniyordu. Abdullahiyan, Devrim Muhafızları'nın dış operasyonlarından sorumlu Kudüs Gücü'nün komutanı olan ve 2020 yılında Irak'ın başkentinde bir ABD saldırısı sonucu öldürülen Tümgeneral Kasım Süleymani'ye yakındı.

Emir Abdullahiyan, üç yıl boyunca İran'ın uluslararası sahnedeki izolasyonunu azaltmak ve ABD yaptırımlarının ülkesinin ekonomisi üzerindeki etkisini azaltmak için çalıştı.

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre Çin'in himayesindeki bir anlaşma çerçevesinde Mart 2023'te Suudi Arabistan ile uzlaşmaya varılmasına yol açan süreçte kilit bir figür olmasa da İran'ın Arap komşularıyla ilişkilerin geliştirilmesinde rol oynadı.

1964 yılında Tahran'ın doğusundaki Damgan şehrinde doğan Abdullahiyan, 1991 yılında Tahran Üniversitesi'nde Uluslararası İlişkiler Bölümü'nden mezun oldu.

1997-2001 yılları arasında Irak'ta ve 2007-2010 yılları arasında ise Bahreyn'de görev yaptı.

2011'den bu yana Arap ve Afrika İşlerinden Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı olarak görev yaptı. Bu görevinde, Ali Ekber Salihi (Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad'ın ikinci hükümetinde) ve Zarif (Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'nin ilk hükümetinde) gibi iki farklı bakanla çalıştı.

Merhum İran Dışişleri Bakanı, Devrim Muhafızları'na yakınlığıyla biliniyordu (Sosyal paylaşım siteleri) Merhum İran Dışişleri Bakanı, Devrim Muhafızları'na yakınlığıyla biliniyordu (Sosyal paylaşım siteleri)

Ancak 2016 yılında Zarif onu görevden aldı. Bu hareket muhafazakârlar tarafından, Ruhani ve bakanına yönelik büyük eleştiriler yapılmasına neden oldu.

ISNA'ya göre daha sonra Umman Büyükelçiliği görevini reddetti ve 2021 yılında Dışişleri Bakanlığı'na gelmeden önce, Meclis Başkanı'nın uluslararası işlerden sorumlu özel yardımcısı olarak çalışmaya başladı.

Emir Abdullahiyan, uluslararası yaptırımların kaldırılması karşılığında Tahran'ın nükleer faaliyetlerini kısıtlayan 2015 anlaşmasının çökmesinin ardından, Washington'un 2018'de eski Başkan Donald Trump tarafından anlaşmadan çekilmesi sonrasında, İran'ın nükleer programına ilişkin müzakerelerin yeniden başlatılması çabalarına dahil oldu.