ABD ordusu, Katar’daki 3 üssü kapattı

Lockheed C-130 Hercules tipi nakliye uçağı, 13 Şubat 2021’de Katar’daki El-Udeyd Hava Üssü’ndeki piste inerken (Centcom)
Lockheed C-130 Hercules tipi nakliye uçağı, 13 Şubat 2021’de Katar’daki El-Udeyd Hava Üssü’ndeki piste inerken (Centcom)
TT

ABD ordusu, Katar’daki 3 üssü kapattı

Lockheed C-130 Hercules tipi nakliye uçağı, 13 Şubat 2021’de Katar’daki El-Udeyd Hava Üssü’ndeki piste inerken (Centcom)
Lockheed C-130 Hercules tipi nakliye uçağı, 13 Şubat 2021’de Katar’daki El-Udeyd Hava Üssü’ndeki piste inerken (Centcom)

Amerikan ordusunun resmi yayın organı "Stars and  Stripes’e göre, ABD ordusu Katar’da silah depolamak için kullanılan 3 askeri üssü kapatarak, buradaki ekipman ve askerleri Ürdün’e nakletti.
Analistler, bu adımın ABD’nin İran ile anlaşma koşullarını iyileştirdiğini ve ordunun bölgedeki değişen önceliklerini yansıttığını düşünüyor.
ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), ABD ordusunun geçen ay içerisinde tankları, zırhlı araçları, helikopterleri barındıran Sayliyah-Main Askeri Kampı ve mühimmat tedarik noktası Falcon’u kapatarak Ürdün’e taşıdığını açıkladı.
Söz konusu açıklamaya göre, Sayliyah-Main Askeri Kampı, 200 bin askere dört günlük bir tatil imkanı veren Dinlenme ve İyileşme Geçiş Programı’nı içermesinin yanı sıra tanklar, zırhlı personel taşıyıcılar ve çeşitli ekipmanların bulunduğu 27 depo ile Ortadoğu’daki ABD askeri malzemeleri için bir ileri karakol görevi gördü.
Pentagon, üç üsten gelen ikmal malzemeleri ve orada konuşlanmış destek misyonunun artık Ürdün’deki Bölge Destek Grubu’nun bir parçası olduğunu da bildirdi.
Uzmanlar, üslerin kapatılması ve misyonun Ürdün’e taşınmasının, İran destekli milislerin Körfez bölgesinde füze saldırısı riskini azaltarak İran ile olası çatışmalarda ABD’ye fayda sağlayabileceğini söyledi.
Uzmanlara göre, ABD askerlerinin de konuşlu olduğu Ayn el-Esed Hava Üssü’ne geçen yıl düzenlenen ve 100’den fazla kişinin yaralanmasına neden olan saldırı gibi ABD kuvvetlerine yönelik füze saldırısı tehdidi, Tahran'ın müzakere stratejisinde önemli bir araç.
Bu nedenle, nükleer anlaşmaya dönmek için Viyana’da İranlılarla müzakere eden ABD Başkanı Joe Biden’ın yönetimi Tahran’ı bu karttan mahrum etmek istiyor.
Pentagon, ayrıca geçtiğimiz ay bir kısmı bakıma gönderilen, bir kısmı da yeni bölgelere yeniden konuşlandırılan Patriot füzesavar bataryaları ve Bölge Yüksek İrtifa Alan Savunması Sistemi’ni (THAAD) ekipleriyle birlikte Körfez’den çektiğini doğruladı.
Pentagon, bu adımın bölgedeki güvenlik tehdidi seviyesinin önemli ölçüde azalması ve bölgedeki müttefiklerinin füze ve drone saldırıları tehdidine karşı daha güçlü hale gelmesinden sonra atıldığını vurguladı.
 



“Kibir ve doğuştan gelen körlük”... Bağımsız soruşturma 7 Ekim'deki başarısızlıklardan Netanyahu'yu sorumlu tutuyor

 İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
TT

“Kibir ve doğuştan gelen körlük”... Bağımsız soruşturma 7 Ekim'deki başarısızlıklardan Netanyahu'yu sorumlu tutuyor

 İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)

Bağımsız bir soruşturma komisyonu tarafından hazırlanan ağır bir raporda, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ciddi şekilde suçlandı. Komisyon, Netanyahu'nun İsrail'in ulusal güvenlik karar alma sürecini baltalamaktan birinci derecede sorumlu olduğu ve bunun da 7 Ekim 2023'te Hamas tarafından başlatılan saldırıya yanıt verilememesine yol açtığı sonucuna vardı.

Şarku’l Avsat’ın Times of Israel'den aktardığı habere göre, salı günü yayınlanan raporda, Netanyahu yönetimindeki İsrail'in siyasi liderliğinin, siyasi ve askeri aygıtlar arasında derin bir bölünmeye neden olduğu ve ülkeyi ani ve yıkıcı bir saldırıya karşı hazırlıksız bıraktığı kaydedildi.

Netanyahu'nun resmi bir soruşturma komitesi kurmayı reddetmesinin ardından bu yaz kurulan komite, Netanyahu hükümetinin İsrail Ordusu ve Şin Bet gibi güvenlik servisleriyle birlikte İsrail vatandaşlarını korumak olan temel görevinde başarısız olduğunu doğruladı.

Aralarında eski güvenlik yetkilileri ve siyasetçilerin de bulunduğu 120 kadar tanıkla yapılan görüşmeler de dahil olmak üzere kapsamlı araştırmalar yürüten komite üyeleri, başbakanın güvenlikle ilgili karar alma mekanizmasının hükümet içinde merkezileştirilmesine katkıda bulunduğunu, bunun da güvenlik tehditleri hakkında ciddi müzakereler yapılmasını engellediğini teyit etti.

Raporda, Netanyahu hükümetinin Hamas'ı desteklemeye devam etmesine yardımcı olan faktörler arasında “kibir ve doğuştan gelen körlük” olduğu belirtiliyor. Raporda ayrıca Netanyahu'nun kabinesindeki bakanlar da eleştirilerek, 7 Ekim'deki büyük güvenlik başarısızlığına yol açan hükümet sisteminin çöküşünden sorumlu olarak nitelendirildiler.

Raporun temel eleştirilerinden biri de İsrail ordusunun Gazze sınırındaki varlığının azaltılarak askerlerin yeterli destek ve koordinasyondan yoksun bırakılmasıydı. Komite, saldırı planları önceden bilinmesine rağmen ordunun Hamas'ın geniş çaplı işgaline karşı tamamen hazırlıksız olduğunu kaydetti.

Raporda ayrıca, ordunun yaklaşan tehditlere karşı hazırlıklarının azaltılmasında ve doğrudan tehditlerle başa çıkmada başarısız olduğu kanıtlanan “küçük ve akıllı ordu” stratejisinin benimsenmesinde rol oynayan önceki güvenlik hizmetleri başkanları da sert bir şekilde eleştirildi.