Biden, Avrupa’da Obama’nın hatalarını tekrarlar mı?

ABD Başkanı’nın, diğer başkentleri görmezden gelip Berlin ve Brüksel’e odaklanması ölümcül bir hata olabilir.

Eski Trump yönetimi yetkilileri, Biden yönetiminin ABD ve Rusya zirvesinden birkaç gün önce Ukrayna’ya askeri yardım paketi sağlama kararını eleştirdi (APF)
Eski Trump yönetimi yetkilileri, Biden yönetiminin ABD ve Rusya zirvesinden birkaç gün önce Ukrayna’ya askeri yardım paketi sağlama kararını eleştirdi (APF)
TT

Biden, Avrupa’da Obama’nın hatalarını tekrarlar mı?

Eski Trump yönetimi yetkilileri, Biden yönetiminin ABD ve Rusya zirvesinden birkaç gün önce Ukrayna’ya askeri yardım paketi sağlama kararını eleştirdi (APF)
Eski Trump yönetimi yetkilileri, Biden yönetiminin ABD ve Rusya zirvesinden birkaç gün önce Ukrayna’ya askeri yardım paketi sağlama kararını eleştirdi (APF)

Tarık eş-Şami
Rusya ve Çin karşısında transatlantik ortaklığının canlandırılmasının bir sonucu olarak ABD Başkanı Joe Biden’a, Avrupa’ya yaptığı ilk yurtdışı gezisi dönüşünde bir dizi olumlu tepki dalgası eşlik etti. Bununla birlikte özellikle de Almanya’nın Avrupa’nın en güçlü ekonomi lokomotifi olduğu göz önüne alındığında, dış stratejisini yalnızca iki başkente, yani Berlin ve Avrupa Birliği’nin (AB) de başkenti Brüksel’e odaklayan Biden, daha az etkili başkentleri göz ardı etti. Bu durum sonrasında Joe Biden, eski Demokra Başkan Barack Obama’nın Avrupa’ya yönelik yaklaşımından farklı bir yaklaşım benimseyip benimsemeyeceğine dair soru işaretleriyle karşı karşıya. Peki Biden, aynı hatalar yapacak mı yoksa, özellikle de bazı Avrupa ülkeleri bu politikanın yansımalarından şikâyet etmeye başlayınca çok geç olmadan bu hataları onaracak mı?

Başarılı bir ziyaret… Ama
ABD Başkanı’nın Avrupa ziyareti, eski ABD Başkanı Donald Trump yönetimini dört yıllık disiplinsiz dış politikasının ardından iki taraf arasındaki uyumu göstermeye başladı. Bunun yanı sıra, ABD ve AB’nin karşı karşıya olduğu uzun vadeli küresel zorluklardan bazılarını ele almak üzere ortak bir yol tanımlama açısından genel olarak başarılı oldu. Avrupalılar, ABD’nin geleneksel rolüne dönmesiyle rahat bir nefes aldı. Bununla birlikte bazı ülkelere hala kızgınlık duygusu hâkim. Bu duygu, Polonya Dışişleri Bakanı Zbigniew Rau’nun ifadelerinde de açıkça görüldü. Rau, gazetecilere yaptığı bir açıklamada, ABD’lilerin Varşova’da ortaklarıyla istişareleri görmezden gelmesi sonrasında ABD- Polonya ilişkilerinin iyi olmadığını ifade etti. Öyle ki Biden, Varşova ve Washington’un projeyi durdurmak için yıllarca birlikte mücadele etmesine rağmen, Rusya’dan Almanya’ya uzanan ‘Nord Stream 2’ gaz boru hattı üzerindeki yaptırımları kaldırma kararı aldı.
Görünen o ki Polonya gibi bazı Avrupa ülkeleri, kendilerini dışlanmış gibi hissediyor. ABD ile ilişkileri, eski Başkan Obama yönetiminde yıllarca ihmal edildikten sonra Trump döneminde önemli ölçüde iyileşmişti. Bu nedenle bazı gözlemciler, Biden’in şu anda ‘Almanya ve AB’ye liderlik edilen Brüksel’ ile ‘ABD’nin Obama yıllarında görmezden geldiği stratejik açıdan önemli diğer Avrupalı ​​müttefikler arasında’ ayrım yapma hatasını tekrarlama riskiyle karşı karşıya olduğuna inanıyor.

Polonya ve Ukrayna
Polonya’nın coğrafyası, ülkeyi ABD-Rusya ilişkilerindeki değişikliklere duyarlı hale getirirken sorun, Polonya’nın direncini artırıyor. Bu durum, Nord Stream 2 gaz boru hattına yaptırım uygulamama kararı ile (ABD yönetiminin NATO ile Ukrayna arasında bir düzenlenmesini engellemek üzere müdahalesinin yanı sıra) Biden’in Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’le görüşmesi arasında bağlantı kuran Polonya Dışişleri Bakanı’nın açıklamalarıyla açıkça ifade ediliyor. Hiç şüphe yok ki bu adımlar, Biden’in, ‘yönetiminin son yılında Trump’ın Polonya’ya ABD kuvvetleri gönderme kararını’ tersine çevireceğinden korkan Polonyalıları alarma geçirmek için yeterli.
Eski Trump yönetimi yetkilileri, Biden yönetiminin Biden- Putin görüşmesinden birkaç gün önce ‘Pentagon’dan Ukrayna’ya askeri yardım paketi sağlama’ kararını eleştiriyor. Ancak paket, ‘Javelin’ tanksavar füzelerini bilinmeyen bir şekilde göz ardı ediyor. Bunlar, Demokratların Rusya Devlet Başkanı Putin’e karşı koymaya istekli olduğunun kanıtı olarak Trump’tan Ukrayna’ya sağlamasını istediği silahlar olarak biliniyor.

Orta Avrupa ülkeleri
Ancak Polonya, Biden’in Avrupa ile ilişkilerinde Berlin, Brüksel ve Paris’e odaklanarak, kendisini göz ardı ettiğini düşünen tek ülke değil. Orta Avrupa’nın çoğu, Obama yıllarında bir geçiş bölgesi olarak kabul edilmişti. Şu an Biden yönetimi, bu duruma geri dönme riski alıyor. Eski ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, Fransa’ya 34 kez ziyarette bulunurken, Slovakya, Romanya, Macaristan ve Çek Cumhuriyeti’ni ziyaret etmemişti. İranlılar ve Ruslarla görüşmek için Viyana’yı 11 kez ziyaret etmesine rağmen, Avusturya’ya hiçbir zaman resmi bir ziyaret gerçekleştirmemişti.
Cumhuriyetçiler ve Trump yönetimi, bu eğilimi Avusturya ve Vişegrad Grubu ülkelerine (Çek Cumhuriyeti, Macaristan, Polonya ve Slovakya) büyük önem veren eski Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun ziyaretleriyle karşılaştırıyor. Çinli ve Rus yetkililer, ülkelerinin bu ülkelerdeki etkisini geliştirmek için söz konusu grupla özel bir önemle iş yapıyor.
Orta Avrupa ülkeleri, Trump döneminde ABD’nin kendileriyle ilişkilerini ve çıkarlarını güçlendirmesinin, Biden yıllarında Washington ile ilişkilerdeki olumlu yolun devamlılığını engelleyebileceğinden korkuyor. Trump yönetimi, bu ülkelerdeki yatırımlarını desteklemiş, Çin ve Rusya yatırımlarına alternatif oluşturmak için girişimlerde bulunmuştu. Ayrıca Pompeo da AB’nin 27 üye devletinden biri hariç tümü tarafından imzalanan, Çin telekomünikasyon şirketi ‘Huawei’ ile mücadele etmek için ‘Temiz Ağ’ girişimini başlatmıştı. Aynı şekilde Avusturya ve diğer Orta Avrupa ülkeleriyle derinleşen ilişkiler, Balkanlar ve başka yerlerde ABD hedeflerine ulaşmak için bu ülkelerin desteklerini kazanmaya da yardımcı olmuştu.

Kıbrıs ve Yunanistan
Çok sayıda cumhuriyetçi lider, Biden’in yaklaşımının, örneğin Yunanistan ve Kıbrıs’a ulaşmak için Orta Avrupa’nın ötesine geçebileceğine inanıyor. Yetmişli yılların ortalarından bu yana, hangi parti olursa olsun, birbirlerini takip eden ABD yönetimleri, Türkiye’yi kızdırma endişesiyle bu iki ülke ile ilişkilerini derinleştirmekten kaçındılar. Bu durum, Trump’ın Doğu Akdeniz’deki stratejisiyle açık şekilde değişti ve ABD, Yunanistan ile savunma ilişkilerini güçlendirmeye yöneldi. Ayrıca Kıbrıs’a güvenlik yardımı yasağına son verdi.

İspanya, Portekiz ve Norveç
Aynısı, farklı bir yolla da olsa diğer ülkeler için de geçerli. Trump döneminde ABD, İspanya ve Portekiz ile ticari teşvik diplomasisini yoğunlaştırdı. Söz konusu her iki ülke, Portekiz ile ticareti yüzde 40’a çıkaran yoğun ABD ticaret teşvik diplomasisine tanık oldu. Nihayetinde bu çabalar, bu iki ülkenin, Huawei’nin 5G (5. Nesil Mobil Telekomünikasyon Hizmeti) ağları için bir altyapı inşa etme planlarını reddetmesiyle sonuçlandı. Norveç’e gelinde, AB’ye üye olmasa da stratejik açıdan önemli bir ülke. ABD ile olan savunma ilişkileri, Trump yönetiminin Rusya ve Çin’in Kuzey Kutbu’nu işgal etme girişimlerini engelleme çabalarının bir parçası olarak önemli ölçüde genişledi.

İngiltere… Soru işareti
Belki de en büyük soru işareti, ABD’nin İngiltere ile ilişkileri ve bunun hâlâ Başkan Biden yönetimi açısından bir öncelik olup olmadığıyla ilgili. Obama’nın İngiltere’nin AB’nden ayrılmasına sıkı şekilde muhalif olduğu iyi biliniyor. Önerilerine karşı çıktığında Obama, İngiltere’yi ticaret görüşmeleri listesinde son sıraya koymuştu. Trump ise tamamen farklı bir tavır takınarak, ikili bir serbest ticaret anlaşması müzakerelerini başlattı. İngiltere ve AB’ye, Brexit (İngiltere’nin AB’den ayrılması) müzakerelerinin sonucu ne olursa olsun özel ilişkinin bir öncelik olarak kalacağını söyledi.
Biden, Avrupa turunun başında İngiltere’ye ulaştığında iki ülke arasındaki özel ilişkinin öncelik olduğundan söz etse de iki taraf arasındaki ticaret anlaşmaları hala belirsiz. Taraflar arasındaki ticaret anlaşması müzakereleri ertelendi. Aynı zamanda ABD yönetimi, bu ülkelerin ABD teknoloji şirketlerine bağlı sosyal paylaşım sitelerine dijital hizmet vergileri uygulaması sonrasında İngiltere, İspanya, İtalya, Türkiye ve Hindistan’a sanal hizmet vergisi getirebileceğini duyurdu.
ABD yönetimi, İngiltere’nin Kuzey İrlanda’nın gelecekteki statüsü hususunda AB ile olan anlaşmazlığına dair tarafsız olduğunu açıkladı. İngiltere hükümeti ise Biden yönetiminin, Londra’ya Brüksel’den daha fazla baskı yapma eğiliminde olduğunu belirtti.

Merkez ve taraflar
Biden yönetimi, Berlin, Brüksel ve Paris’te Avrupa’nın kalbi ile ilişkilerini pekiştirmeye ve sağlamlaştırmaya önem verse de Çin ve Rusya’nın ticari ve stratejik başarılar elde ettiği Avrupa’nın bazı bölgelerinde nüfuz için rekabet etme ihtiyacı nedeniyle tarafları da görmezden gelmemek zorunda. Zira büyük güçlerin rekabetinde ana arena olan bölgeler ihmal edilirken, sadece Avrupa’nın merkeziyle ilişkilere odaklanmak büyük bir hata. Aynı şekilde bu yaklaşım, ters tepecek ve ABD’nin ulusal çıkarlarına uzun vadeli zararlar verecek.
Bununla birlikte Biden’ın ziyaretinin, geride hala yarım kalmış bir iş bıraktığına dair bir his var. Avrupalılar, bazı tartışmalı konularda anlaşmaya vararak mevcut ticaret anlaşmazlıklarından meyve almayı umuyordu. Ancak yalnızca Avrupa merkezli ‘Airbus’ ve ABD merkezli ‘Boeing’ arasındaki anlaşmazlığın askıya alınmasına karar verildi.
Ancak nihayetinde fırsatın kaçırıldığı hissi tamamen kaybolmadı. Aktif iş birliği ve pratikte Washington ile iş birliğinin ne anlama geldiğinin net bir şekilde anlaşılması için hala bahisler mevcut. Atlantik’teki iyi niyet, iki taraf arasındaki kafa karışıklığı ve olası çekişmelerden etkilenme riskiyle de karşı karşıya kalacak.

*Bu makale Şarku'l Avsat tarafından Independent Arabia'dan çevrilmiştir.

 


Avrupa Konseyi Başkanı, İrlanda'daki insansız hava aracı uçuşlarının arkasında Moskova'nın olduğunu iddia etti

Avrupa Konseyi Başkanı Antonio Costa (AFP)
Avrupa Konseyi Başkanı Antonio Costa (AFP)
TT

Avrupa Konseyi Başkanı, İrlanda'daki insansız hava aracı uçuşlarının arkasında Moskova'nın olduğunu iddia etti

Avrupa Konseyi Başkanı Antonio Costa (AFP)
Avrupa Konseyi Başkanı Antonio Costa (AFP)

Avrupa Konseyi Başkanı António Costa, dün yaptığı açıklamada, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy'nin aralık ayındaki resmi ziyareti için İrlanda'ya gelen uçağında görülen insansız hava araçlarının arkasında Rusya'nın olduğunu iddia etti.

Şarku'l Avsat'ın AFP'den aktardığına göre Costa, İrlanda Başbakanı Micheál Martin ile düzenlediği ortak basın toplantısında şunları söyledi: "Ne yazık ki, geçen hafta Dublin'de yaşananlar, Rusya'nın Avrupa topraklarındaki saldırı ve tehditlerinin bir başka örneğidir."

Martin bu görüşü destekleyerek, Rus büyükelçisinin ülkesinin olaya karışmadığı yönündeki inkârını reddetti.

Irish Times, Rus büyükelçiliğinden yapılan bir açıklamayı aktararak, olayı Rusya'nın müdahalesi olarak gösterme girişimlerini kesin bir dille reddettiğini ve bu tür iddialar için hiçbir dayanak olmadığını belirtti.

İrlanda Başbakanı şunları söyledi: “Rus büyükelçisiyle aynı fikirde değilim. Aynı büyükelçinin 2022'de Rusya'nın Ukrayna'yı işgal etme niyetinde olmadığını bize temin ettiğini hatırlatmak isterim ve olayların nasıl sonuçlandığını gördük.”

Martin sözlerine şöyle devam etti: “Antonio'nun da söylediği gibi, insansız hava aracı olayı, diğer Avrupa ülkelerinde meydana gelen benzer olaylar dizisinin bir parçasıdır diye düşünüyorum.”

İrlanda polisi cuma günü insansız hava aracı saldırısıyla ilgili soruşturma başlattığını duyurdu.

Olayı ilk duyuran İrlanda'nın günlük gazetesi The Journal, olayın 1 Aralık'ta yerel saatle 23:00 civarında, Zelenskiy'nin uçağı Dublin Havalimanı'na iniş yapmak üzereyken meydana geldiğini belirtti.

Ziyaret nedeniyle oluşturulan uçuşa yasak bölgeye, planlanan uçuş rotalarını izleyen birkaç insansız hava aracı girdi; uçak ise planlanandan biraz daha erken gelmişti.

Son haftalarda Avrupa'daki hassas tesisler üzerinde insansız hava aracı uçuşları birkaç kez rapor edildi ve politikacılar bu operasyonların arkasında Rusya'nın olduğunu iddia etti.


Trump, Ukrayna'da yeni seçimler yapılması çağrısında bulundu

Trump, Avrupalı ​​liderlerle birlikte 18 Ağustos'ta Beyaz Saray'da Ukrayna savaşı hakkında görüştü (Arşiv-Reuters)
Trump, Avrupalı ​​liderlerle birlikte 18 Ağustos'ta Beyaz Saray'da Ukrayna savaşı hakkında görüştü (Arşiv-Reuters)
TT

Trump, Ukrayna'da yeni seçimler yapılması çağrısında bulundu

Trump, Avrupalı ​​liderlerle birlikte 18 Ağustos'ta Beyaz Saray'da Ukrayna savaşı hakkında görüştü (Arşiv-Reuters)
Trump, Avrupalı ​​liderlerle birlikte 18 Ağustos'ta Beyaz Saray'da Ukrayna savaşı hakkında görüştü (Arşiv-Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump, Ukrayna'da yeni seçimler yapılması çağrısında bulundu ve Avrupa'yı Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşı sona erdirmemekle suçladı. Dün Politico'ya verdiği röportajda Trump, "Seçimlerin zamanı geldiğini düşünüyorum" diyerek Kiev'i seçimlerden kaçınmak için "savaşı kullanmakla" suçladı.

Trump, pazar günü Ukrayna Devlet Başkanı hakkında yaptığı eleştirileri tekrarlayarak, Ukrayna Devlet Başkanı'nın Ukrayna'daki savaşı sona erdirme planını okumadığını iddia etti. ABD Başkanı sözlerine şöyle devam etti: "Birçok insan ölüyor. Bu yüzden, okuması gerçekten iyi olurdu." Trump ayrıca Rusya'nın askeri olarak "üstün" olduğunu ve rakibinden "çok daha büyük" olduğunu da öne sürdü.

Trump ayrıca Avrupa'ya sert bir saldırı başlatarak, Avrupa'yı "zayıf insanlar" tarafından yönetilen "yozlaşmış" ülkeler grubu olarak nitelendirdi.


Trump, Zelenskiy'ye ABD'nin barış teklifine günler içinde yanıt vermesi için süre verdi

ABD Başkanı Donald Trump, Lahey'deki NATO zirvesi kapsamında Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ile bir araya geldi (DPA)
ABD Başkanı Donald Trump, Lahey'deki NATO zirvesi kapsamında Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ile bir araya geldi (DPA)
TT

Trump, Zelenskiy'ye ABD'nin barış teklifine günler içinde yanıt vermesi için süre verdi

ABD Başkanı Donald Trump, Lahey'deki NATO zirvesi kapsamında Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ile bir araya geldi (DPA)
ABD Başkanı Donald Trump, Lahey'deki NATO zirvesi kapsamında Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ile bir araya geldi (DPA)

Financial Times dün, ABD Başkanı Donald Trump'ın Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy'ye, ABD'nin belirsiz güvenlik garantileri karşılığında Ukrayna'nın topraklarından vazgeçmesini öngören barış teklifine yanıt vermesi için günler verdiğini bildirdi.

Gazete, bilgilendirilmiş kaynaklara atıfta bulunarak, Ukrayna Cumhurbaşkanı'nın cumartesi günü Trump'ın özel temsilcisi Steve Witkoff ve ABD Başkanı'nın damadı Jared Kushner ile yaptığı iki saatlik telefon görüşmesinde, hızlı bir karar vermesi için baskı gördüğünü Avrupalı ​​mevkidaşlarına söylediğini belirtti.

Bilgilendirilmiş bir kaynak, Trump'ın "Noel'e kadar" bir anlaşmaya varmayı umduğunu söyledi.

Yetkililer, Zelenskiy'nin Amerikalı elçilere, Washington'ın önerisine yanıt vermeden önce diğer Avrupalı ​​müttefiklerle görüşmek için zamana ihtiyacı olduğunu söylediğini bildirdi. Kiev, ABD'nin Avrupa'nın onayını almadan ilerlemesi durumunda, Batı birliğinin zayıflayabileceğinden endişe ediyor.

Dün Politico'da yayınlanan bir röportajda ABD Başkanı, Avrupa'ya saldırdı ve onu "zayıf insanlar" tarafından yönetilen "yozlaşmış" uluslar grubu olarak tanımladı.

Trump, geleneksel ABD müttefiklerini küçümseyerek, göçü kontrol altına alamamak ve Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşı sona erdirememekle suçladı. Ayrıca, kıta için kendi vizyonuyla örtüşen Avrupalı ​​siyasi adayları destekleyeceğine dair imada bulundu.

Trump, Rusya ve Ukrayna arasındaki çatışmayla ilgili olarak Avrupalılara hiçbir güvence vermedi, bunun yerine Rusya'nın açıkça daha güçlü bir konumda olduğunu belirtti. Ülkesinde yolsuzluk skandalıyla karşı karşıya olan Ukrayna cumhurbaşkanına yönelik bir başka meydan okumada Trump, Ukrayna'nın yeni seçimler yapması çağrısını yineledi.