Nijerya’da silahlı unsurlar yatılı bir okuldan 150 öğrenciyi kaçırdı

5 Temmuz’da gerçekleşen adam kaçırma olayının ardından Kaduna bölgesindeki yatılı okulun dışında güvenlik alarmı verildi (Getty)
5 Temmuz’da gerçekleşen adam kaçırma olayının ardından Kaduna bölgesindeki yatılı okulun dışında güvenlik alarmı verildi (Getty)
TT

Nijerya’da silahlı unsurlar yatılı bir okuldan 150 öğrenciyi kaçırdı

5 Temmuz’da gerçekleşen adam kaçırma olayının ardından Kaduna bölgesindeki yatılı okulun dışında güvenlik alarmı verildi (Getty)
5 Temmuz’da gerçekleşen adam kaçırma olayının ardından Kaduna bölgesindeki yatılı okulun dışında güvenlik alarmı verildi (Getty)

Nijerya’nın kuzeybatısındaki Kaduna eyaletinde silahlı unsurların bir okula yaptığı baskında 150 çocuk kaçırıldı. Polis, silahlı unsurların Kaduna’nın güneyinde Bethel Baptist Lisesi’ne gece saatlerinde saldırı düzenlediğini ve etrafa rastgele şekilde ateş açtığını söyledi.
Polis tarafından yayınlanan bir bildiride, silahlıların okuldaki güvenlik görevlilerini etkisiz hale getirdiği ve öğrenci yurduna baskın düzenlediği belirtilirken, çok sayıda kişiyi kaçırıp ormana götürdükleri ifade edildi. Açıklamada, biri öğretmen olmak üzere 26 kişinin kurtarıldığı aktarıldı. Okul müdürü John Hayab, Reuters’a yaptığı açıklamada yaklaşık 25 öğrencinin kaçmayı başardığını, ancak öğrencilerin geri kalanının hala kayıp olduğunu söyledi. 17 yaşındaki oğlunun kaçmayı başardığını söyleyen Hayab, yatılı okulda sınava girmek üzere yaklaşık 180 öğrencinin bulunduğunu aktardı. Militanlar, başta Kaduna olmak üzere Nijerya’nın kuzeybatısında fidye için öğrencileri kaçırdı.
Militanlar, geçen yıl Aralık ayından bu yana okullardan yaklaşık bin kişiyi kaçırdı ve bunlardan 150’si hala kayıp. Pazar sabahı erken saatlerde silahlı kişiler, Kaduna’nın kuzeyindeki bir hastaneden bir yaşında bir bebek de dahil olmak üzere 6 kişiyi kaçırdı. Nijerya’da okullardan adam kaçırma eylemlerini ilk olarak Batı Afrika’daki Boko Haram ve DEAŞ gerçekleştirirken, gündemleri henüz belli olmayan diğer gruplar da bu yönteme başvurmaya başladı.
Okul, ilk olarak 1991 yılında Baptist Kilisesi tarafından Kaduna’nın başkenti Chikun bölgesindeki Marmara köyünde kuruldu. Pazartesi günkü saldırı, geçen Arlık ayından bu yana Kaduna’da gerçekleşen dördüncü toplu adam kaçırma olayıydı. O aydan bu yana Nijerya’nın farklı eyaletlerinden yaklaşık bin öğrenci kaçırıldı. Birçoğu yerel yetkililerle yapılan görüşmelerden sonra serbest bırakılırken, bazıları hala alıkoyuluyor. Bu çerçevede polis ve hastane yetkilileri, silahlı unsurların Nijerya’nın kuzeybatısındaki bir hastane personel yurdundan bir hemşirenin 1 yaşındaki bebeği de dahil olmak üzere 8 kişiyi kaçırdığını açıkladı. Ayrıca yakınlardaki bir polis karakoluna da silahlılar tarafından saldırı düzenlendi. Kaduna eyaleti, militanlar tarafından fidye için gerçekleştirilen bir adam kaçırma dalgasına tanık oluyor. Hastane sözcüsü Meryem Abdurrazıki Reuters’a yaptığı açıklamada, geçen pazar günü sabahın erken saatlerinden meydana gelen saldırını yaklaşık bir saat sürdüğünü belirtti. Biri 1 yaşındaki çocuğuyla birlikte 2 hemşire, 1 laboratuvar teknisyeni, 1 güvenlik görevlisi ve 1 çalışan olmak üzere 6 kişinin kaçırıldığı aktarıldı. Polis, 8 rehine olduğunu söyledi. Meryem, “Şu ana kadar fidye talep edilmedi. Olaydan bu yana kaçıranlardan haber almadık” dedi.
Askeri kuruluştan yapılan açıklamaya göre geçen pazar günü Mali’de, ülkenin kuzeydoğusunda Moritanya ile sınıra yakın bir bölgeye bir terör saldırısı sonrasında en az 4 asker öldü. Sosyal medya organları tarafından yapılan açıklamada, Mali silahlı kuvvetlerinin bir idari bir biriminin, yerel saatle 10.35 sularında kimliği henüz belirlenemeyen silahlı bir terörist grup tarafından saldırıya uğradığı belirtildi. Aktarılana göre söz konusu birim, saldırıya güçlü şekilde yanıt verdi.

Mali’de bir terör saldırısında en az 4 asker öldü
Mali, kuzeydeki ayrılıkçı ve cihatçı grupların 2012 yılında başlattığı isyanlarından bu yana derin bir kargaşa içinde. İsyan, uluslararası toplumun Bamako’ya verdiği desteğe ve uluslararası, Afrika ve Fransız güçlerinin gerçekleştirdiği müdahaleye rağmen binlerce sivilin ve askerin ölümüyle sonuçlandı. Ayrılıkçılar, 2015 yılında bir barış anlaşması imzaladılar. Ancak Mali, şiddet ve yasadışı insan ticareti ağlarının yayılması ve şiddetin komşu Burkina Faso ve Nijer’e yayılmasıyla birlikte El-Kaide ve DEAŞ ile bağlantılı grupların baskısı altında. Cuma günü Fransa, Mali’de bir yıldan kısa bir süre içinde gerçekleşen ikinci darbenin ardından geçen Mayıs ayında ikili iş birliğini askıya aldı ve Mali askeri güçleriyle ortak operasyonlara yeniden başlayacağını duyurdu. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, geçtiğimiz günlerde ülkesinin Afrika Sahel bölgesindeki taahhütlerini kademeli olarak hafifletme niyetini açıkladı. Ancak Fransa Savunma Bakanı Florence Parly, cuma günü yaptığı açıklamada, bu ‘dönüşümün’, kıyıyı terk etmek anlamına gelmediğini ve Fransa’nın bölgedeki ‘terörle mücadele operasyonlarını azaltma’ yolunda ilerlemediğini açıkladı.



Ürdün İhvan'ı feshederek faaliyetlerini yasakladı

Ürdünlüler 2016 yılında kapatılan İhvan'ın Amman ofisinin ana girişi önünde (AFP)
Ürdünlüler 2016 yılında kapatılan İhvan'ın Amman ofisinin ana girişi önünde (AFP)
TT

Ürdün İhvan'ı feshederek faaliyetlerini yasakladı

Ürdünlüler 2016 yılında kapatılan İhvan'ın Amman ofisinin ana girişi önünde (AFP)
Ürdünlüler 2016 yılında kapatılan İhvan'ın Amman ofisinin ana girişi önünde (AFP)

Ürdün İçişleri Bakanı Mazen el-Faraya bugün (Çarşamba) yaptığı açıklamada Müslüman Kardeşler'in tüm faaliyetlerinin yasaklandığını ve yasadışı bir örgüt ilan edildiğini duyurdu.

Bakan Faraya bugün Amman'da düzenlediği basın toplantısında yetkililerin İhvan'ın tüm faaliyetlerini yasaklamaya ve onunla bağlantılı her türlü faaliyeti kanun hükümlerini ihlal eden bir eylem olarak değerlendirmeye karar verdiğini belirterek İhvan'ın taşınır ve taşınmaz mallarına el koymakla görevli fesih komitesinin çalışmalarını hızlandıracağını ifade etti.

Ürdün İçişleri Bakanı İhvan'a üye olmanın ve fikirlerini desteklemenin artık yasak olduğunu vurgulayarak, başka partilerle işbirliği içinde olsalar dahi Krallık genelinde İhvan tarafından kullanılan tüm ofis ve merkezlerin kapatılmasına karar verildiğini teyit etti.

Bakan Faraya örgütle temasa geçilmemesi konusunda uyarıda bulunarak siyasi güçlerin, medya kuruluşlarının, sosyal medya kullanıcılarının ve derneklerin İhvan'la ilgili herhangi bir yayın yapmasının yasaklanmasına karar verildiğini açıkladı.

frgthy
Ürdün İhvanı ve siyasi kolu İslami Eylem Cephesi'nin (IAF) Amman'daki genel merkezlerinin 2011 tarihli bir fotoğrafı (AFP)

Şarku'l Avsat'a konuşan üst düzey Ürdünlü kaynaklar, 2020 yılında mahkemenin Müslüman Kardeşler'in ülkedeki izinsiz faaliyetlerini sonlandıran kararını “ etkin hale getirmek ” için bugün bir hükümet bildirisi yayınlanacağını söyledi.

Kaynaklara göre, Ürdün'de Müslüman Kardeşler'in feshedilmesi kararının ardından alınacak resmi tedbirler arasında grubun ana merkezlerdeki ve vilayetlerdeki merkezlerinin kapatılması, grubun adını ve logosunu taşıyan tabelaların kaldırılması ve mülklerine el konulması yer alıyor.

Ürdün'ün kararı, Hamas'ın medyada “kaos hücreleri” olarak bilinen ve Ürdün makamlarının geçen hafta 16 kişiyi “ulusal güvenliği sarsmayı, kaos yaratmayı ve Krallık içinde mali sabotaj yapmayı amaçlayan planlara” katılmakla suçladığı davadaki sanıkların serbest bırakılması çağrısından bir gün sonra geldi.

Genel İstihbarat'tan yapılan açıklamada şüpheliler hakkında şu suçlamalara yer verildi: "Yasa dışı yollardan yurt dışından ithal edilen roket üretim arçları patlayıcı madde ve ateşli silah bulundurma, kullanıma hazır bir füzeyi gizleme ve insansız hava aracı üretme projesi,cKrallık içinde eleman toplama ve eğitme ve bunları yurt dışında eğitime tabi tutma.”

Kaynaklar, hükümetin beklenen açıklamasının, Müslüman Kardeşler'in feshedilmesine ilişkin 2020 tarihli mahkeme kararının uygulanmasına yönelik olduğunu ve bu kararın Ürdün yasalarına uygun olarak yasal statüsünü düzeltmemesi nedeniyle Müslüman Kardeşler'in feshedilmiş sayılacağını ve yasal ve tüzel kişiliğini kaybedeceğini öngördüğünü belirtti.

Ürdünlü kaynaklar, “kaos hücreleri ”nin ifşa edilmesinin ardından Şarku'l Avsat'a yaptıkları açıklamalarda, Ürdün makamlarının yasadışı gruba gösterdiği (esnekliğin), izinli olan ve halihazırda parlamentoda temsil edilen siyasi kolu Emek Cephesi Partisi aracılığıyla safları düzenlemek ve faaliyetleri azaltmak için bir fırsat olduğunu; ancak grubun yanlış davrandığını ve bazı lider ve üyelerinin eylemlerine son verme ihtiyacıyla resmi esnekliği karşılamadığını vurguladı.

Sınırlamadan rekabete

Müslüman Kardeşler, 1946 yılında Ürdün'de bağış toplama yoluyla yardım sağlamada aktif olan dini bir örgüt olarak kurulmuştur. Faaliyetleri, grubun çağrılarından ve liderlerinin kamu çalışmalarındaki davranışlarından etkilenen gençleri cezbetmiştir.

1950'ler, 1960'lar, 1970'ler ve 1980'ler boyunca Müslüman Kardeşler hükümetlerin müttefiki olarak kaldı. Liderlerinin  tarihsel olarak muhafazakar bir toplumda çekici bir dini söylemi tekellerine aldıktan cemaat mensupları  Ürdün toplumunda resmi görevlere yükseldi.

1970'lerde, özellikle de önde gelen İslamcı lider Dr. İshak el-Farhan'ı iki ayrı dönemde Eğitim Bakanı ve Vakıflar Bakanı olarak atayan merhum Başbakan Vasfi el-Tal'ın son hükümeti sırasında, İhvan ile hükümetler arasındaki ilişki ortaklık ve ittifak temelinde gelişti.

İhvan ve partinin ikililiği

1989'daki “Nisan Hediyesi” olaylarından, hükümetin görevden alınmasından ve onlarca yıl süren sıkıyönetimden sonra demokratik hayata dönme kararından sonra Müslüman Kardeşler on birinci parlamento (1989-1993) seçimlerine katıldı ve bu parlamentoda geniş bir halk güvenine sahip güçlü bir blok oluşturdu. Bu parlamentoyla birlikte sıkıyönetim dönemi sona erdi ve başta partiler yasası olmak üzere siyasi yasaların kabulü için çalışmalar başladı.

Bu parlamentoda Müslüman Kardeşler ilk kez oy kullandı ve Amerika Birleşik Devletleri liderliğindeki uluslararası koalisyon güçlerinin saldırıları karşısında Ürdün'ün Irak'ı desteklemesi sloganı altında Başbakan Mudar Badran'ın hükümetinde yer aldı.

İşçi Cephesi Partisi

1992 yılında İslami Hareket Cephesi (IAF) partisi kuruldu ve Müslüman Kardeşler'in siyasi kolu haline geldi. O zamandan beri partinin din tebliği ve siyasi çalışmalar arasındaki ayrılıktan ziyade Müslüman Kardeşler ile olan bağından söz ediliyordu.

dsfgrt
İslami Hareket Cephesi partisinin Ürdün'deki genel merkezlerinden biri (Resmi parti web sitesi)

Ancak Müslüman Kardeşler ile hükümetler arasındaki ilişkilerin tersine dönmesi, Badran'ın ardından Tahir el-Masri başkanlığında kurulan hükümetin, ilk oturumu 1992 yılında İspanya'nın başkenti Madrid'de düzenlenen Uluslararası Barış Konferansı'na katılma kararını açıklaması ve el-Masri'nin kendi isteğiyle istifa etmeden önce hükümetine güvensizlik oyu verilmesini isteyen bir parlamento muhtırasını imzalamasıyla başladı.

İttifaktan çatışmaya

Barış anlaşması yasasının kabul edilmesinden sonra Gamaa İslamiya ve partisi resmi ittifaklarından uzaklaştı ve hareket İsrail ile barış ve resmi normalleşmeyi reddetme çizgisini genişletmeye başladı.

Bu dönemde Gamaa ve parti 1997 yılında yapılan on üçüncü parlamento seçimlerini boykot etti. Bu kararı hareketin saflarında bölünmeler ve liderlerin parlamento seçimlerini boykot kararını protesto etmek için hareketten ayrılmaları takip etti. Muhalif liderlerden bazıları Abdülrahim el-Akur liderliğinde İslami Merkez Partisi'ni kurdu.

Grup ile hükümet arasındaki ilişkiye güven eksikliği hakim oldu ve merhum Kral Hüseyin'in hastalığı ve Kral Abdullah II'nin anayasal yetkilerini devralması sırasında grup ve parti durgunluğa girdi.