VII. Kleopatra’nın ölümüyle ilgili bilinenler değişebilir

VII. Kleopatra’nın büstü.
VII. Kleopatra’nın büstü.
TT

VII. Kleopatra’nın ölümüyle ilgili bilinenler değişebilir

VII. Kleopatra’nın büstü.
VII. Kleopatra’nın büstü.

Arjantinli araştırmacı Ana Maria Rousseau tarafından yürütülen bir çalışmada Makedon kökenli Mısır Kraliçesi VII. Kleopatra’nın ölümünün sanıldığı gibi kobra tarafından ısırlması nedeniyle değil, kendini zehirleyerek gerçekleştiği ortaya konuldu.
VII. Kleopatra’nın intiharına ilişkin iki iddia söz konusu. Çoğunluğun kabulüne Kraliçe, kendi yaşamını sona erdirmek için ölümcül kobra yılanının ısırığını kullanırken diğer bir iddiaya göre ise kendini zehirleyerek intihar etti.
Ancak Uluslararası Tıp Tarihi Derneği üyesi olan ve Toksinoloji (zehir bilimi) raporlarının bu ayki son sayısında yayınlanan Rousseau’nın çalışması, VII. Kleopatra’nın kendini zehirleyerek intihar etmiş olma ihtimaline yer veriyor.
Ana Maria Rousseau yaptığı araştırmaya ilişkin şunları söyledi:
“Makedon kraliyet ailesinin ilaç ve zehirlere karşı özel bir ilgisi vardı. İskenderiye, antik dünyada toksikoloji alanında uzmanlaşmış ilk merkez olan Makedonya devletinin başkenti oldu. VII. Kleopatra, bilim adamı Batlamyus’tan tıp sahasındaki büyük birikimi ve toksikolojinin ayrıntılarını edindi. Zehirleri öğrenmeye meraklı olan Kraliçe, vücudun vereceği tepkileri görmek için bunları hüküm giymiş mahkumlar üzerinde denemeye başlamıştı. Doğal olarak, intihar etmeye karar verdiğinde hızlı ve nispeten ağrısız bir ölüm için en iyi olanı seçmesini sağlayan bilgilere sahipti. Bu göz önüne alındığında zehir kullanması en makul seçenekti”.
Oral yolla alınan zehirler karın krampları, mide bulantısı ve uyuşukluk gibi rahatsızlıklara yol açarken kobra sokması iltihaplanma, ödem, ciltte renk değişikliği, kabarcıklar, kusma ve kan kaybının eşlik ettiği şiddetli lokal ağrılara neden olmaktadır.
Yapılan değerlendirmeler M.Ö. 323 yılında Büyük İskender’in ölümünden bu yana Mısır’ı yöneten VII. Kleopatra’nın kendisini öldürmek için kobra yılanı kullandığı iddiasının gerçek olamayacağı ve en en acısız ve kolay yolu seçeceği yönünde.
Kobra, yılan başlı bir kadın, kadın başlı bir yılan, bütün bir yılan veya iki yılan şeklinde çift başlı bir kadın olarak tasvir edilen Wajit tanrılarını sembolize ediyor.
Her iki senaryoyu da (kobra ısırığı veya zehirler), her birinin VII. Kleopatra'nın vücudunda üretebileceği semptomlar ve sonuçlar açısından gözden geçiren Rousseau, zehirlerle ilgili olan senaryoya bağlılığına rağmen hangisinin gerçeğe daha yakın olduğu hususunun, vücut üzerinde yapılan incelemelerle kesin olarak tespit edilene kadar bir gizem olarak kalacağını vurguladı.

 


Her şeyin nasıl başladığını ortaya çıkarabilecek bir sinyal belirlendi

(Hans Lucas/AFP)
(Hans Lucas/AFP)
TT

Her şeyin nasıl başladığını ortaya çıkarabilecek bir sinyal belirlendi

(Hans Lucas/AFP)
(Hans Lucas/AFP)

Andrew Griffin 

Evrenin erken dönemlerinden gelen bir radyo sinyali, çevremizdeki her şeyin nasıl başladığını anlamamızı sağlayabilir.

21 santimetre sinyali diye bilinen bu sinyal, ilk yıldızların ve galaksilerin nasıl yanmaya başladığını ve evreni karanlıktan ışığa nasıl çıkardığını nihayet anlamamızı mümkün kılabilir.

Cambridge Üniversitesi'nden makalenin ortak yazarı Anastasia Fialkov yaptığı açıklamada, "Bu, karanlık evrendeki ilk ışığın nasıl ortaya çıktığını öğrenmek için eşsiz bir fırsat" diyor. 

Soğuk, karanlık bir evrenden yıldızlarla dolu bir evrene geçiş hikayesini yeni yeni anlamaya başlıyoruz.

Sinyal, 13 milyar yıldan fazla bir süre önceden, Büyük Patlama'nın sadece 100 milyon yıl sonrasından bize ulaşıyor. Zayıf parıltı, yıldızların oluştuğu uzay bölgeleri arasındaki boşluğu dolduran hidrojen atomları tarafından yaratılıyor.

Bilim insanları artık bu sinyalin doğasını kullanarak erken evreni daha iyi anlayabileceklerine inanıyor. Bunu, evrenin başlangıcıyla ilgili verileri ortaya çıkarmak için radyo sinyallerini yakalamaya çalışacak REACH (Radio Experiment for the Analysis of Cosmic Hydrogen / Kozmik Hidrojen Analizi için Radyo Deneyi) adlı radyo anteniyle yapacaklar.

Araştırmacılar bu projenin nasıl işleyeceğini daha iyi anlamak için REACH ve Kilometre Kare Dizisi adlı başka bir projenin, ilk yıldızların kütleleri ve diğer ayrıntıları hakkında nasıl bilgi sağlayabileceğini öngören bir model oluşturdu.

Profesör Fialkov, "İlk yıldızların kütlelerinin 21 santimetre sinyaline bağımlılığını ve ilk yıldızlar öldüğünde üretilen, X ışını ikililerinden gelen ultraviyole yıldız ışığı ve X ışını emisyonlarının etkisi de dahil olmak üzere tutarlı bir şekilde modelleyen ilk grubuz" diyor.

Bu bilgiler, Büyük Patlama'nın ürettiği hidrojen-helyum bileşimi gibi, evrenin ilkel koşullarını birleştiren simülasyonlardan elde edildi.

REACH teleskobunun baş araştırmacısı ve çalışmanın ortak yazarı Eloy de Lera Acedo, "Bildirdiğimiz tahminler, evrendeki ilk yıldızların doğasını anlamamız açısından muazzam önem taşıyor" ifadelerini kullanıyor.

Radyo teleskoplarımızın, ilk yıldızların kütlesi ve ilk ışıkların bugünkü yıldızlardan ne kadar farklı olabileceği hakkında ayrıntılı bilgiler verebileceğine dair kanıt sunuyoruz.

REACH gibi radyo teleskopları, evrenin bebeklik döneminin gizemlerini çözme yolunda umut vaat ediyor ve bu tahminler, Güney Afrika'daki Karoo'dan yaptığımız radyo gözlemlerine rehberlik etmesi açısından hayati önemde.

Çalışma, hakemli dergi Nature Astronomy'de yayımlanan "Determination of the mass distribution of the first stars from the 21-cm signal" (21 santimetre sinyalinden ilk yıldızların kütle dağılımının belirlenmesi) başlıklı yeni bir makalede anlatılıyor.

 Independent Türkçe, independent.co.uk/space