İran’da ülke genelindeki elektrik kesintilerine yönelik protestolar genişliyor

Cumhurbaşkanı Ruhani halktan özür dilerken hükümet krizin iki hafta daha süreceğini duyurdu

Pazartesi akşamı sosyal ağlarda paylaşılan bir video kaydına göre Tahran'ın güney kesiminde yer alan Rey şehrindeki elektrik dairesi önünde protestolar düzenlendi
Pazartesi akşamı sosyal ağlarda paylaşılan bir video kaydına göre Tahran'ın güney kesiminde yer alan Rey şehrindeki elektrik dairesi önünde protestolar düzenlendi
TT

İran’da ülke genelindeki elektrik kesintilerine yönelik protestolar genişliyor

Pazartesi akşamı sosyal ağlarda paylaşılan bir video kaydına göre Tahran'ın güney kesiminde yer alan Rey şehrindeki elektrik dairesi önünde protestolar düzenlendi
Pazartesi akşamı sosyal ağlarda paylaşılan bir video kaydına göre Tahran'ın güney kesiminde yer alan Rey şehrindeki elektrik dairesi önünde protestolar düzenlendi

İran’da elektrik kesintilerine karşı başlayan protestolar, pazartesiyi salıya bağlayan gece ülkenin birçok eyaletine genişlerken, Yargı Erki Başkanı, İran Başsavcısı’na elektrik kesintisinin nedenlerini araştırma talimatı verdi. Hükümet ise krizin iki hafta daha devam etmesinin beklendiğini açıklarken elektrik kesintilerini sanayi sektörleriyle kısıtlama sözü verdi.
Başkent Tahran'ın güney kesiminde yer alan Rey şehri sakinlerinin bir kısmı, Enerji Bakanı başta olmak üzere hükümet yetkililerinin istifasını isteyen sloganlar atarak elektrik kesintisini protesto ettiler. Ülkenin kuzeyindeki bazı şehirler, şehir valiliklerinin veya elektrik kurumlarının genel merkezlerinin önünde protestolara tanık oldu. Londra merkezli ‘Manoto TV’ adlı televizyon kanalının Twitter hesabından paylaşılan bir videoda dün akşam Karaj'daki elektrik işleri kurumu önünde yapılan protesto gösterileri yer aldı.
Başkent Tahran'da panik ve kızgınlık halinin bir kez daha ortaya çıkmasıyla Pazar akşamı ülkenin güneyindeki Fars eyaletinin merkezi olan Şiraz kentinde yapılan protestolarda halkın öfkesi ‘Hameney'e ölüm’ sloganlarına kadar ulaştı. Eylemciler, ülkenin bir numarasını (İran’ın Dini Lideri Ali Hamaney) kınayan sloganlar atarken, kent halkı sosyal aylardan kaydettikleri videoları paylaştılar. Videolarda Şiraz'daki merkez sebze ve meyve halinde yangın çıktığı görüldü.
Yeniden başlayan elektrik kesintileri İranlıların hayatını felç etti. Ülkenin birçok bölgesinde internet hizmetini sağlanamadı. Elektrik kesintisi, sağlık merkezlerindeki çalışmalarını ve şehirlerdeki trafik akışını da etkiledi. Yetkililer yeni bir kapanış duyurusunda bulunurken güney eyaletlerinde sıcaklıkların 50 santigrat dereceyi aştığı bir dönemde vatandaşları yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının beşinci dalgasıyla mücadele için evde kalmaya çağırdılar. Hasan Ruhani hükümetinin yetkileri seçilmiş Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi hükümetine devretmeye hazırladığı bir zamanda Tahran’da sıcaklıklar rekor seviyelere ulaştı.
Devlet kurumları, dün itibariyle başkentin tüm bölgelerinde dönüşümlü elektrik kesintilerinin yapılacağı saatleri gösteren üç günlük bir zaman çizelgesi yayınladı. İran'da, özellikle başkent Tahran'da benzeri görülmemiş bir yaz sıcağı rekor seviyelere ulaşırken, elektrik kesintileri de arttı.
Reuters’ın haberine göre Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani yaptığı açıklamada, “Enerji Bakanlığı'nı suçlamayın, ama Bakanın sorunu halka anlatması, bizim de bu soruna bir çözüm bulmamız gerekiyor” ifadelerini kullandı. Hükümetinin enerji üretiminde bir rekora imza attığını savunan Ruhani, mevcut durumu artan sıcaklıklar ve kuraklıkla açıkladı. Ruhani, “Elektrik üretim kapasitesine yılda yaklaşık 2 bin 500 megavat ekledik. Bu hükümetten önce yılda sadece bin 700 megavat eklenmişti” dedi.
Ruhani’nin açıklamalarından bir gün önce Enerji Bakanlığı yetkilileri yaptıkları açıklamada, elektrik kesintisine, iki elektrik santralinin arızalanmasının neden olduğunu belirttiler. Yetkililer ayrıca Buşehr Nükleer Santrali’nin iki haftalık aranın ardından enerji üretimine yeniden başladığını duyurdular.
Cumhurbaşkanı Ruhani açıklamalarını şöyle sürdürdü:
“Elektrik, insanların yaşamı, refahı ve üretimi için büyük önem taşımaktadır. Ancak bu yıl benzeri görülmemiş bir kuraklıkla karşı karşıyayız, yağışlar geçen yıla göre yüzde 52 azaldı ve baraj suyundaki azalma nedeniyle 7 bin megavat elektrik üretimi yapılamadı.”
Öte yandan yeni Yargı Erki Başkanı Gulam Hüseyin Muhsini Ejei, İran Başsavcısı Muhammed Caferi Muntazeri’ye elektrik kesintisinin nedenini derhal araştırması ve halkın haklarının elde edilmesi ve önceden haber vermeksizin sık sık meydana gelen kesintilerin neden olduğu zararların önlenmesi veya en aza indirilmesi bağlamında uygun eylem ve sonuçlar hakkında kendisini bilgilendirmesi talimatı verdi.
Bu arada Cumhurbaşkanı Yardımcısı İshak Cihangiri, elektrik kesintilerinin iki hafta daha devam etmesinin beklendiğini belirterek hükümetin elektrik kesintilerini sanayi sektörleriyle sınırlamaya karar verdiğini açıkladı. Cihangiri, Enerji Bakanı ile düzenlediği ortak basın toplantısında, lisanslı olsalar bile kripto para (Bitcoin) madenciliği cihazlarının çalışmalarının durdurulmasını talep etti. Cihangiri, bu çalışmaların durmaması halinde lisansı geri çekmekle tehdit etti.
Seçilmiş Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi'nin halkla ilişkiler ofisi, Reisi’nin dün Enerji Bakanı Rıza Erdekaniyan ile istişarelerde bulunduğu ve elektrik kesintisinin insanlarda ve ekonomik sektörlerde yarattığı sorunlarla ilgili derin endişesini dile getirdiğini açıkladı.
İran'ın yarı resmi ajansı ISNA, Bakan Erdekaniyan’ın, Reisi'ye bakanlığın elektrik kesintilerine karşı aldığı önlemler hakkında bir rapor sunduğunu ve ayrıca bölge ülkeleriyle ilişkilerde uygun iletişim konusunda brifing verdiğini aktardı.
Öte yandan ülkenin güneybatısında, bazı Arap aşiretlerinin ileri gelenleri, Karhe ve Karun nehirleri üzerindeki barajların açılmasını talep etmek için Ahvaz (Huzistan) eyaletindeki valilik binası önünde bir oturma eylemi düzenlediler. Eyaletteki su işleri kurumunun ana binasına baskın yapan ve “Allahu Ekber” sloganları atan çiftçilerin görüntüleri sosyal medya platformlarında paylaşıldı. Daha sonra yetkililer, oturma eyleminin sona erdirilmesi için müdahale etti.
ISNA, yayınladığı “Enerji Bakanlığı’nın Susuz ve Elektriksiz Kampanyası” başlıklı bir analiz haberde, “Enerji Bakanlığı, 14 hafta önce, ülkenin çeşitli noktalarına su ve elektriği ulaştırmak için hükümetin gurur kaynağı sayılan bir kampanya başlattı. Ancak bugünlerde insanların gördükleri ve hissettikleri, kampanyanın sonucundan tamamen farklı” ifadelerini kullandı.
Hükümete yakınlığıyla bilinen ISNA, Enerji Bakanı Erdekaniyan’ın, iki haftadır sessiz kalmasını eleştirdi. ISNA’nın analiz haberinde, “Havaların erken ısınması, hidroelektrik istasyonlarının olmaması ve kripto paralar gibi hoş bir misafirin varlığı, elektrik sektörünün yükünü omuzlarında taşıması, elektrik kesintilerinin nedeninin halka açıklanmasında birer bahane haline geldiler” ifadeleri yer aldı. Devrim Muhafızları Ordusu’na (DMO) ait Civan gazetesi de Bakan Erdekaniyan’ı eleştirerek, İranlılar arasında sıcak yaz aylarında sık sık meydana gelen elektrik kesintileri nedeniyle yaşanan hayal kırıklığına dikkati çekti. Gazete, “Bakanın elektrik kesintileriyle ilgili sessizliği sürüyor” yazdı.
İran’daki diğer gazeteler de elektrik kesintilerini manşetlerine taşıdılar. ‘Asia News’ adlı ekonomi gazetesi, “Elektrik neden kesilir?” başlığı altında bin megavat üretim kapasitesine sahip iki tesisin çalışmalarının askıya alındığını belirtti.
Aftab News gazetesi ise “Bu iki kişi arasındaki fark nedir?” başlığıyla Enerji Bakanı ile Sağlık Bakanı'nın resimlerini yayınlayarak,  “Eylem sürecinde olumlu bir değişiklik olduğunda yönetici varlığı somutlaşır. Tüm bakanlıklar, küçük yetkililerin bildiği ve iyi yaptığı rutin prosedürleri uygular” eleştirisinde bulundu.
Donya-e-Eqtesad gazetesi ise ülkenin ilkbaharda yaşadığı ilk elektrik kesintisi dalgasının ardından gelen ikinci elektrik kesintisi dalgasının arkasında ‘komuta merkezinin’ olduğunu öne sürdü. Gazete, 2008 yılında elektrik alanında yapılan yatırımlar yaklaşık altı milyar doları aşarken geçen yıl 630 milyon dolara düştüğüne dikkati çekti.
Vatan Emrooz gazetesi de enerji alanına yapılan yatırımlardaki yüzde 85'lik düşüşün elektrik kesintilerinin nedeni olduğunu vurguladı. Devletin resmi gazetesi Keyhan, Irak'a elektrik ihracatını eleştirenleri hedef aldı. Gazete, resmi basını DEAŞ ve müttefiklerine ‘hizmet etmekle’ suçladı. Ancak her iki gazete de kripto para madenciliğinin elektrik kesintilerinde payı olabileceğine işaret ettiler.
Reformistlere yakınlığıyla bilinen İbtikar gazetesi ana başlığını  “Yaz sıcağında elektrik kesintileri ve Kovid-19” şeklinde attı. Hükümetin sözcüsü niteliğindeki İran gazetesi ise, İranlıların sosyal ağlarda kullandıkları ‘Elektrik kesintisi’ etiketine atıfla ‘Elektrik Kesintisi Krizi’ başlığını attı. Gazete, “Elektrik kesintilerinin boyutu kırmızı çizgilere ulaştığında kriz patlak verdi” yazdı.



İran'da iki halef seçimi krizi: Ilımlılık ve aşırılık oyunu

Devrim Muhafızları, Reisi'nin halefinin seçiminde önemli, Hamaney'in halefinin seçiminde ise daha büyük bir rol oynuyor (Reuters)
Devrim Muhafızları, Reisi'nin halefinin seçiminde önemli, Hamaney'in halefinin seçiminde ise daha büyük bir rol oynuyor (Reuters)
TT

İran'da iki halef seçimi krizi: Ilımlılık ve aşırılık oyunu

Devrim Muhafızları, Reisi'nin halefinin seçiminde önemli, Hamaney'in halefinin seçiminde ise daha büyük bir rol oynuyor (Reuters)
Devrim Muhafızları, Reisi'nin halefinin seçiminde önemli, Hamaney'in halefinin seçiminde ise daha büyük bir rol oynuyor (Reuters)

Refik Huri

Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi'nin helikopter kazasında ölmesi, İran'ı kritik bir dönemde iki halef kriziyle karşı karşıya bıraktı; birincisi zamanından önce gelen cumhurbaşkanının halefi krizi. İkincisi,1979'da İslam Devrimi'nin fitilini ateşleyen İmam Humeyni’den çok daha uzun süre hüküm süren Dini Lider Ali Hamaney'in sağlık durumu sebebiyle zamanı yaklaşan halefini seçme krizi. Hamaney'in halefinin radikal bir din adamı olacağı kesin ve Reisi öne çıkan bir adaydı. Hem Dini Lider hem de Dini Lider’in istediği seçeneğe oy veren Uzmanlar Konseyi çevresinde önemli bir seçenekti. Reisi'nin halefi konusu ise görünürde Reisi, Ahmedinejad ve Hatemi gibi aşırı muhafazakâr veya Rafsancani ve Ruhani gibi reformcu ve ılımlı bir figür olacak din adamı ya da eski Devrim Muhafızları subayı seçeneklerine açık görünüyor.

Sistemin gerçek hesapları arasında hiçbir fark yok. Zira gerçek güç, “ilahi meşruiyete” sahip olan, kayıp ve beklenen “zamanın sahibinin” vekili olan Dini Liderin elinde. Herhangi bir dini rejim gibi, gittikçe daha da aşırılaşma yönünde ilerlemeye mahkûm bir rejimde, Dini Liderin aşırı muhafazakâr olması doğal. Teorik olarak “halk meşruiyetini” temsil eden cumhurbaşkanlığı makamı için muhafazakâr ya da ılımlı adayları seçen de odur. Seçimler, ister iç koşullar isterse dış ilişkilerin görünen yönü olsun, rejimin her aşamadaki ihtiyaçlarına bağlıdır. Dünyada İran’daki “reformcu akımın” başarısı üzerine oynanan bahisler bağlamında yapılan eski ve yeni tartışmalar ise bir nevi kendini kandırmadır. Dini Liderin iradesi olmadan hiçbir reformcu iktidara ulaşamaz. Cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi, Hasan Ruhani ve onlardan önce İmam Humeyni'nin ölümünden sonra arkadaşı Ali Hamaney'in Dini Lider konumuna gelmesinde önemli rol oynayan Haşimi Rafsancani'de olduğu gibi, iktidara gelip çizilen kırmızı çizgileri aşmaya çalışan herhangi bir reformcu figür izolasyona mahkumdur.

Hamaney, "bugün ülkenin asıl meselesinin ekonomi ve temel zayıf noktasının da ekonomik mesele" olduğunu düşünüyorsa, Reisi'nin halefi ekonomiye odaklanacak, insanları ekonomik durumdan ve uygulanan sosyal kısıtlamaların sertliğinden kaynaklanan toplumsal memnuniyetsizliklerini azaltmaya ikna edecek ılımlı bir şahsiyet olabilir. Ama bunun aksini düşünenler de var. Bunlara göre Reisi'nin Türkiye, Mısır, Suudi Arabistan, BAE, Katar ve diğerlerine açılma konusunda yaptıkları, ancak ılımlı bir cumhurbaşkanının aksine sorgulanmadan esneklik gösterebilecek katı görüşlü bir cumhurbaşkanı tarafından yapılabilirdi. Pratik olarak Hamaney'in elinde olan anahtar, adayları eleyen ve Reisi'nin aday gösterilmesi sırasında kazanacağı korkusuyla Ali Laricani’nin yarış dışı bırakılmasında olduğu gibi, seçilen adaya tehdit oluşturanların adaylığını önleyen Anayasa Koruma Konseyi'ne ödünç olarak veriliyor. Konsey, eski cumhurbaşkanı Ruhani’nin bile, uzun süredir üyesi olmasına rağmen Uzmanlar Konseyi'ne aday olmaya uygun olmadığına karar vermişti. Bunun nedeni, İmam Humeyni'nin en başından beri İslam Cumhuriyeti'nin en yüksek önceliklerini belirlemiş olmasıdır ve bunlardan en öne çıkanları iki tanedir. Birincisi, "İslam hükümeti velayet ile imanın ikizidir ve düzeni sağlamak bir görev borcudur." İkincisi ise "devrimi ihraç etmek, çünkü rejim kapalı bir ortamda kalırsa kesinlikle yenilgi ile yüzleşecektir." Arap ülkelerindeki Şii milis gruplara “yatırım” yapılması ve Filistin kartına sahip olunmaya çalışılması da bundandır. Bunun hiçbir bölgesel güçte daha önce görülmemiş pratik uygulaması ise Lübnan'da Hizbullah, Irak’ta Haşdi Şabi, özellikle de Hizbullah Tugayları, Seyyid el-Şuhada Tugayı, Kays el-Hazali hareketi, Suriye'de Afganlardan oluşan Fatimiyyun Tugayı ile Pakistanlılardan oluşan Zeynebiyyun Tugayı gibi silahlı mezhepçi ideolojik grupların kurulması, Yemen’de Ensarullah (Husiler), Gazze’de Hamas ve İslami Cihat’ın desteklenmesidir. İran'ın hiçbir şey yapmadan kazanmasını sağlayan da budur. Vekalet ile kazanıyor, vekalet ile savaşıyor ve vekalet ile anlaşıyor. Brookings Enstitüsü Başkan Yardımcısı ve Dış Politika Programı Direktörü Susan Maloney'nin söylediği gibi, Tahran'ın bölgede bahse girdiği şey bir kaos sistemidir. Maloney İran'ın stratejisini "güçlü düşmanlarına, özellikle de ABD'ye karşı avantaj elde etmenin ekonomik açıdan ucuz bir yolu olarak, asimetrik savaşa yatırım yapmak" olarak tanımlıyor. Sahne çok çelişkili ve Sovyetler Birliği'nde yaşanan ve onun çöküşüne yol açan duruma benziyor; içeride ekonomik zayıflık, dışarıda güçlü nüfuz ve büyük harcamaların yapıldığı askeri güç. Hamaney'in 2003'te İran penceresinden gördüğü kadarıyla bölgedeki sahne şöyleydi; “Washington yeni bir Ortadoğu yaratma konusunda tamamen başarısız oldu. Bölgenin jeopolitik haritasının köklü bir değişim içinde olduğu doğru ama bu ABD'nin değil, direniş cephesinin yararına bir değişim. Evet, Batı Asya'nın jeopolitik haritası değişti ama direnişin lehine olacak şekilde değişti.” Dahili sahneye gelince, zorlu ekonomik durumdan duyulan memnuniyetsizlik nedeniyle halk seçimlere katılma konusunda isteksiz. Kadınlara başörtüsünün dayatılmasına, sosyal davranışlar ve giyim üzerindeki kısıtlamaların sıkılaştırılmasına karşı gösteriler düzenleniyor. Son parlamento seçimlerine seçmenlerin ancak yüzde 41'i katıldı. Başkent Tahran'da bu oran yüzde 19'du.Türk analist Murat Yetkin, "İran rejimi uzun menzilli füzeler üretebiliyor ama Cumhurbaşkanı Reisi'nin uçağının yerini tam olarak belirleyemiyor" derken abartmıyordu. Aslında İran'ın uçağın düşüşüne ilişkin hikayesi hâlâ eksik. Dahası kazanın gerçek nedenleri, teknik neden veya sisten mi kaynaklandığı, yoksa sabotaj sonucu mu olduğu gibi sorular cevapsız kalacak kadar boşluklarla dolu. Resim net değil; cumhurbaşkanının uçağı düşerken kendisine eşlik eden iki uçak Tebriz'e dönüş yolculuğuna nasıl devam edebildi? Reisi'nin dini lider konumuna gelmesini engellemek için biri bir komplo mu kurdu? Cenaze törenlerinde Şiiliğin abartılı tezahürleri, soruları gülünç hale getirmeye yönelik bir çaba mıydı?

Totaliter rejimlerde gerçeği bilmek zordur. Ancak içeride baskı ve disipline, bölgede ise kaosa bel bağlayan İslami rejim, din adamları ve Devrim Muhafızları arasında karma bir rejim haline geldi. Devrim Muhafızları, Reisi'nin halefinin seçiminde önemli, Hamaney'in halefinin seçiminde ise daha büyük bir rol oynuyor.