Prens Faysal bin Bender bin Sultan, Şarku’l Avsat’a konuştu: ‘Suudi Arabistan’da elektronik oyunların geliri 576 milyona yakın’

Suudi Arabistan Elektronik ve Entelektüel Spor Federasyonu Başkanı Prens Faysal bin Bender bin Sultan bin Abdulaziz (Şarku’l Avsat)
Suudi Arabistan Elektronik ve Entelektüel Spor Federasyonu Başkanı Prens Faysal bin Bender bin Sultan bin Abdulaziz (Şarku’l Avsat)
TT

Prens Faysal bin Bender bin Sultan, Şarku’l Avsat’a konuştu: ‘Suudi Arabistan’da elektronik oyunların geliri 576 milyona yakın’

Suudi Arabistan Elektronik ve Entelektüel Spor Federasyonu Başkanı Prens Faysal bin Bender bin Sultan bin Abdulaziz (Şarku’l Avsat)
Suudi Arabistan Elektronik ve Entelektüel Spor Federasyonu Başkanı Prens Faysal bin Bender bin Sultan bin Abdulaziz (Şarku’l Avsat)

Suudi Arabistan Elektronik ve Entelektüel Spor Federasyonu (SAFEIS) Başkanı Prens Faysal bin Bender bin Sultan bin Abdulaziz, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, ülkedeki elektronik oyun pazarından elde edilen gelirin yıllık 576 milyon doları bulduğunu söyledi. Bu sayıların kendilerini daha fazla çalışmaya, üretken olmaya ve bu sektörün getirilerini artıracak fikirler üretmeye motive ettiğini belirten Bakan, sektörün küresel düzeydeki gelirlerinin, 2018’e kıyasla tahmini yüzde 27’lik bir büyüme ile 2019’daki en son istatistikte 1,1 milyar dolar olduğunu vurguladı.
SAFEIS Başkanı, kaydedilen istatistiklerin ‘ülkede yaklaşık 6 milyon profesyonel olmayan, yani 35 kulüpten oluşan federasyona kayıtlı bir spor kulübü ile sözleşmesi bulunmayan oyuncu’ gösterdiğini ifade etti. Prens Faysal bin Bender, 2020’de küresel olarak e-spor uygulayıcılarının son istatistiğinin 1,2 milyarı doları aştığını ve küresel izleme sayılarının sürekli arttığını söyledi. Bakan, izlenme sayısının bu yıl 335 milyon izleyicinin kaydedildiği 2017’ye kıyasla yarım milyarı aştığına dikkati çekti.
Prens Faysal bin Bender bin Sultan, Eğitim Bakanlığı ile e-spor için müfredat ve bağışların geliştirilmesi, gençlerin e-spora olan ilgisinden nasıl yararlanılacağına dair mevcut çalışmaların yapılması, e-sporun geliştirilmesi ve e-spor oyuncuları için güvenlik ve sağlık araçlarını öğretme amaçlı bir mekanizmanın sağlanması hususunda görüşmeler yürüttüklerini söyledi.
Bakan, ülkenin bazı bölgelerindeki zayıflıktan şikâyet eden internet servis sağlayıcılarının kalitesini yükseltmek, genel olarak iletişim ve çevre kalitesini iyileştirmek, oyun geliştiricileri ve yatırımcıları Suudi Arabistan pazarına girmeye motive etmek ve ülkeyi Ortadoğu için bir merkez haline getirmek amacıyla birçok geliştiriciye ev sahipliği yapmaya çalıştığını ve bu nedenle İletişim ve Bilgi Teknolojileri Bakanlığı ile iletişim kurduklarını açıkladı.
Kısa süre önce başlatılan ‘Tek Dünya: Tek Vücut’ girişiminin, 10 milyon dolara ulaşan ödülü Kral Selman Yardım ve İnsani Çalışmalar Merkezi’ne bağışlayarak, ihtiyacı olan ülkelere Kovid-19 aşısı edinmelerine yardımcı olmayı amaçladığına dikkat çekti.
Asya Olimpiyat Konseyi tarafından e-spor oyununun yakın zamanda kabul edilmesinden sonra Suudi Arabistan’ın, tarihinde ilk kez yaklaşmakta olan Asya Oyunlarına katılacağını vurguladı.
İşte SAFEIS Başkanı Prens Faysal bin Bender bin Sultan bin Abdulaziz’in Şarku’l Avsat’a verdiği röportajın tamamı;

SAFEIS, kuruluşundan bu yana geçen üç yıl içerisinde ortaya ne gibi katkılar sundu?
Geçtiğimiz üç yıl boyunca, profesyonel ve toplumsal bir rekabet ortamının geliştirilmesinden başlayarak, yatırımcıları motive etmeye ve sektördeki büyümeyi teşvik eden uygulamalar üzerinde çalışmaya başladık ve tüm e-spor sistemini geliştirmeye çalıştık. Turnuvalar ve girişimler açısından Federasyon, dünyanın en büyük hayır amaçlı e-spor turnuvası olan ‘Sınır Tanımayan Oyuncular’ turnuvasını gerçekleştirdi. Kazananlar tarafından koronavirüse karşı mücadeleye katkıda bulunan 12 hayır kurumuna bağışlanmak üzere 10 milyon dolardan fazla toplandı.
Suudi e-spor takımının birincilik ve ikincilik kazandığı ‘Connected World’ serisinde Uluslararası Esports Federasyonu’nun başlattığı ‘Fortnite Orta Doğu ve Kuzey Afrika’ turnuvasına da ev sahipliği yaptık.
Suudi Arabistan Elektronik Ligi’nin ilk sezonunu iki milyon riyalden fazla mali ödülle art arda üç ay boyunca yürütmenin yanı sıra, 18 binden fazla erkek ve kadın oyuncunun katılımıyla Riyad Kış etkinliklerinin bir parçası olarak, 2 milyon riyalden fazla para ödülüyle Baloot Şampiyonası düzenledik. Suudi Arabistan Herkes İçin Spor Federasyonu ile fiziksel sporları ve elektronik oyunları birleştiren ilk girişim olarak ‘Hareket Et ve Oyna’ girişimini başlattık.

Mevcut dönem, dünyanın e-spor talebindeki en yoğun zamanlara tanık oluyor. Gelecekte dünya şampiyonalarına ev sahipliği yapma ve şampiyonalar düzenleme planlarınız var mı?
Geçen ayın başlarında üst üste ikinci yılda ‘Tek Dünya: Tek Vücut’ sloganı altında ‘Sınır Tanımayan Oyuncular’ girişimini başlattık. Girişim, dünyanın en büyük e-spor yardım turnuvasıdır. Toplam 10 milyon dolara varan hayır ödülleriyle tüm gelirler, koronavirüsün yayılmasıyla mücadele çabalarını desteklemek için, dünyanın dört bir yanındaki ihtiyacı olan ülkelere aşı sağlamak amacıyla küresel hayır kurumlarına bağışlanacak.
İlk turnuva, 141 ülkeden 460 binden fazla oyuncunun katılımına, toplu müsabakalarda 200 binden fazla maça ve 14 milyondan fazla elit müsabaka izleyicisinin katılımına tanık oldu. Ayrıca UNICEF, Direct Relief, Küresel Aşı ve Bağışıklama İttifakı ve Uluslararası Tıp Derneği gibi birçok uluslararası yardım kuruluşunun ‘gerekli sağlık malzemeleri, su ve bakım malzemeleri ve çocuklara eğitim ve koruma hizmeti sağlayarak pandemiyle mücadele çabalarını desteklemeye katkıda bulunan finansal bağışlarda bulunmalarına’ tanık oldu.

Gençlerin e-spora ilgisi büyük. Gençler arasında yetenekleri keşfetmek için Milli Eğitim Bakanlığı ile anlaşmalar ve mutabakatlar yapma eğiliminiz var mı?
Eğitim Bakanlığı ile değerli bir ilişkimiz var. Geçmişte birçok girişim ve program sunduk. Suudi Arabistan Üniversiteler Federasyonu ile iş birliği içinde Üniversiteler Birliği de dahil olmak üzere büyük başarılar elde edildi. E-spor müfredatını ve hibeleri geliştirme konusundaki görüşmelerin yanı sıra 2022’de ikinci turnuvayı gerçekleştirme planları mevcut.
Genel eğitime gelince, gençlerin elektronik sporlara olan ilgisinden nasıl yararlanılacağına dair çalışmalar yürütülüyor. Aynı şekilde e-spor uygulayıcılarına güvenlik ve sağlık yöntemlerini öğretmek için bir mekanizma geliştirmek üzere çalışmalar devam etmektedir.

Suudi Arabistanlı oyuncuların e-sporda büyük uluslararası şampiyonluklar kazanması size ne ifade ediyor?
Gerçekten mutluyuz ve onlarla gurur duyuyoruz. Bu başarılar, elbette bizim için çok şey ifade ediyor ve Suudi Arabistan’ın oğullarının ve kızlarının e-spor alanındaki yeteneklerinin boyutunu yansıtıyor. Ayrıca bizi bu yeteneklere daha fazla destek vermeye itiyor. E-sporda dünya lideri olmak için açık bir planımız var.

Suudi Arabistan Elektronik Ligi, milyonlarca ödül ve çok yüksek bir hayran kitlesi ile başladı. Karşılaştığınız engeller nelerdir ve belirli kriterlere göre yarışmalar düzenleyerek büyümek gibi bir arzunuz var mı?
Suudi Arabistan Elektronik Ligi’ni ikinci kez düzenledik ve kurulduğu günden bu yana yayın kalitesi açısından dikkat çekici bir gelişmeye tanık olduk. Turnuva müsabakalarını tam ve profesyonel olarak yayınlayan kanallara sahibiz. Yönetim gibi konularda tavsiyelerde bulunarak, katılan takımlar da dahil olmak üzere ligle ilgili birçok şeyi geliştirmeye çalışıyoruz. Bir hayran kitlesi oluşturmaya çalıştığımız ve kesinlikle birinci sıralarda olan dünya şampiyonlarının kuruluşunu genişletme planı var. Yönetim gibi konularda tavsiyelerde bulunarak, katılımcı takımlar da dahil olmak üzere ligle ilgili birçok şeyi geliştirmeye çalışıyoruz.

Adidas ile bir anlaşmanız, Herkes İçin Spor Federasyonu ile bir ortaklığınız var. Tüm e-spor uygulayıcılarına mesajınız ve fiziksel egzersizin önemi ile ilgili vizyonunuz nedir?
Herkes İçin Spor Federasyonu ile ‘Hareket Et ve Oyna’ girişimi uyarınca gerçekleştiğimiz ortaklıklar, toplumu e-spor yarışmaları aracılığıyla fiziksel aktivite yapmaya motive etmek amacıyla geldi. Adidas ile otaklığımız, e-sporda fiziksel sağlığın önemi konusunda farkındalık oluşturmayı amaçlıyor. Bu durum, bu yönün ne kadar önemli olduğunun açık bir göstergesidir. Elektronik sporlar da diğer sporlar gibi zihinsel ve fiziksel çaba gerektirir. Çalışmalarımızda bu sporu en iyi şekilde yapabilmek için sağlıklı alışkanlıkların yanı sıra fiziksel sağlığın da önemi konusunda farkındalık oluşturmaya odaklanıyoruz.

‘Sınır Tanımayan Oyuncular’ girişimi aracılığıyla hayata geçirmeye çalıştığınız ana fikirler nelerdir?
Bu yıl ‘Tek Dünya: Tek Vücut’ sloganının ana fikri, 10 milyon dolara ulaşan toplam ödülü Kral Selman Yardım ve İnsani Çalışmalar Merkezi’ne bağışlayarak, ihtiyaç sahibi ülkelerin Kovid-19 aşısı edinmelerine yardımcı olmayı amaçlamaktır. Kral Selman Yardım ve İnsani Çalışmalar Merkezi, bu bağışı dünyadaki ülkelere aşı sağlamaya katkıda bulunan küresel kuruluşlara sunacak. Aynı şekilde faaliyette, e-spor alanında kariyer yapmak isteyenlere yönelik çeşitli ücretsiz kurslar sunacak olan İletişim ve Bilgi Teknolojileri Bakanlığı ile ortaklaşa düzenlenen bir eğitim platformu da yer alacak.

Daha önceki bir röportajda, elektronik sporların en belirgin özelliğinin, ‘oyuncu topluluğu arasında cinsiyet, din ve ırk gözetmeksizin büyük bir yakınlaşma sağlama’ olduğunu belirtmiştiniz. Suudi Arabistan’da bu mesajı taşıyan bir dünya şampiyonasının kurulmasına mı tanık oluyoruz?
‘Sınır Tanımayan Oyuncular’ girişimi, dünyada e-spor alanındaki en büyük hayır etkinliğidir. İlk turnuva, 141 ülkeden 460 binden fazla erkek ve kadın oyuncunun katılımına, toplu müsabakalarda 200 binden fazla maça ve 14 milyondan fazla elit müsabaka izleyicisinin katılımına tanık oldu. Girişim, herkese açık bir davettir ve çeşitli yönelimleri ve kültürel geçmişleri ile e-spor dünyasının çabalarını hayır işlerinde birleştirerek elde edebileceği olumlu etkinin boyutunu yansıtmaktadır.

Suudi Arabistan Elektronik Ligi’ne katılmak ve ligi seyretmek için ortaya koyulan yoğun katılım çerçevesinde, e-spor dünyasına yatırım yapmakla ilgili planlarınız nelerdir?
Aslında Suudi Arabistan’ı bölgede ve dünyada e-spor için önemli bir merkez haline getiren yüksek ekonomik fizibilite ve büyük rekabet turnuvaları aracılığıyla, bu sporu profesyonel bir uygulamaya dönüştüren entegre bir sektör inşa etmeyi hedefliyoruz. Bu tür turnuvaların gelecek Suudi neslini motive etmesini, onlara ilham vermesini ve sınırsız fırsatlar sağlamasını umuyoruz. Bu, ülke ekonomisini destekleyen gerçek ve kapsamlı bir kalkınma oluşturmak üzere tüm bu fırsatlara yönelik bir yatırım çerçevesinde, ‘2030 Vizyonu’ hedefleriyle uyumlu vizyon ve hedeflerimize ulaşmanın öneminden emin olmamızı sağlıyor.

E-spor sadece çocuklar için bir oyun değil, gelecek vaat eden bir sektördür. Suudi Arabistan’da ve dünyada e-sporla ilgilenenlere ilişkin belirtebileceğiniz sayılar var mı?
Son istatistiklere göre Suudi Arabistan’da, yaklaşık 6 milyon profesyonel olmayan, yani 35 kulüpten oluşan federasyona kayıtlı bir spor kulübü ile sözleşmesi bulunmayan oyuncu var. Aynı şekilde 2020’de küresel olarak, e-spor uygulayıcılarının son istatistiğinin 1,2 milyondan fazla kişiye ulaştığını ve küresel izleme sayılarının sürekli arttığını tespit ettik. İzleme sayısı, bu yıl 335 milyon izleyiciye ulaşan 2017’ye kıyasla yarım milyarı aştı.
Sektörün küresel getirileri açısından, 2018’e kıyasla tahmini yüzde 27’lik bir büyüme ile 2019’daki son istatistiklerde 1,1 milyar dolara ulaştı. Yerel olarak Suudi Arabistan’daki elektronik oyun pazarından elde edilen gelir yıllık 576 milyon dolara ulaştı. Bu, bizi daha fazla çalışmaya, üretkenliğe ve bu sektörün Suudi Arabistan’daki getirilerini artıracak fikirler üretmeye motive ediyor.

E-spor oyunlarındaki rollerini aktif hale getirmek ve popülaritelerine yatırım yapmak için başta Cemahiriye olmak üzere Suudi Arabistan kulüpleri ile ortaklıklar var mı? Bu konuda nelere ulaştınız?
Biz varız ve onlarla ortaklıklar yapıyoruz. Kulüp destek stratejisi açıklandı. Kulüpleri, e-spor takımları geliştirmeye ve destek almaya motive etmek için altın bir fırsat bulduk. Tüm iyi dereceli kulüpleri içeren Prens Muhammed bin Selman Elektronik Ligi müsabakalarımız var. Ama aynı zamanda Spor Bakanlığı çatısı altındaki diğer kulüpler için de yılda 10 kez düzenlenen ve birçok elektronik oyun içeren müsabakalara sahip 70’ten fazla kulübü içeren bir yarışmamız var.

Bazı bölgelerde internetin zayıf olması ve ‘FIFA 21’ oyunu için güçlü sunucu talepleri nedeniyle, bazı e-spor tutkunları sıkıntılar yaşıyor. Bu zorluklar sizin yetkiniz altında mı yoksa ilgilenenlerin faydalanması için bunlar etrafında bir koordinasyon mümkün mü?
Bu doğrudur. Bu nedenle hizmet sağlayıcıların kalitesini bu yönde yükseltmek, uygun altyapıyı sağlamak ve genel olarak iletişim ve çevre kalitesini iyileştirmek için İletişim ve Bilgi Teknolojileri Bakanlığı ile çalışıyoruz. Ancak oyun geliştiricilerinden yatırımcıları Suudi pazarına girmeye motive etmek için başka bir yol daha var. Ayrıca ülkeyi Ortadoğu için bir merkez haline getirmek amacıyla birçok geliştiriciye ev sahipliği yapmaya çalışıyoruz.

Asya Olimpiyat Konseyi, ‘Hangzhou 2022’ Asya Oyunları kapsamında e-sporları resmi bir yarışma olarak onayladı. Suudi Arabistan bu yarışmaya katılacak mı ve hedefleriniz nelerdir?
Evet. Suudi Arabistan, yaklaşan Asya Oyunlarına katılacak. Resmi bir Asya şampiyonasına ülke olarak ilk resmi katılımımız olacak. Turnuva yarışmalarında e-sporun da olacağının ilanından itibaren hazırlıklar yapıldı. Sahip olduğumuz yetenekler göz önüne alındığında, olumlu bir sonuç elde etme konusunda iyimseriz. Allah’tan erkek ve kadın oyunculara ve çalışma ekibinin tüm üyelerine vatanın adını uluslararası forumlarda yükseklere çıkarmaları için muvaffakiyetler diliyoruz.

Suudi Arabistan’ın e-spor düzeyinde bölgesel, Asya ve küresel olarak sıralaması nasıl?
E-spor sıralaması, tüm oyunlar için kapsamlı bir derecelendirme değildir. Örneğin, Suudi Arabistan’ın küresel olarak üstün olduğu en iyi spor, 2015, 2018 ve 2019’da Dünya Şampiyonası unvanını elde ettiği FIFA’dır. Batı Asya’daki en iyi 10 oyuncunun ilk sekizi Suudi Arabistanlı.

Suudi Elektronik Sporlar Federasyonu’nda şu anda kaç Suudi oyuncu var? Suudi Arabistan’da yaşayan oyuncuları da önemsiyor musunuz? Bu konudaki stratejiniz nedir?
Oyuncu sayısı sürekli değişiyor. Bir oyuncu, resmi olarak kayıtlı bir kulüple mevcut bir sözleşmesi olduğunda resmi olarak profesyonel sayılıyor. Şu anda Suudi Arabistan’daki profesyonel oyuncu sayısı 300’ü aşıyor. Ayrıca ligde, çok sayıda Suudi vatandaşı olmayan oyuncumuz da var. Bazı kulüpler, takımlarını desteklemek için iyi oyuncuları kulübe çekmeye başladı.

Yaklaşık 1 ay önce Fransız teknik direktör Enzo, Suudi milli takımına antrenörlük yapmak ve gelecek aşamada takıma liderlik etmek üzere göreve başladı. Bu dönemde Suudi antrenörler var mı, yoksa bu konuda henüz çok mu erken?
Antrenör Enzo, sahada çok fazla deneyime sahip. Bu deneyimlerden yararlanmak ve mümkün olan en iyi sonuçları almak üzere takımda özel olarak görevlendirildi. Ancak Suudi Arabistan Elektronik Ligi’ne baktığımızda, antrenörlerin çoğunun Suudi olduğunu görüyoruz. Prens Muhammed bin Selman Ligi’ne baktığımızda, tüm takım liderlerinin ve koçlarının da Suudi olduğunu görüyoruz.

Suudi Arabistan Spor Bakanlığı tarafından Suudi Arabistan Elektronik ve Entelektüel Spor Federasyonu’na sağlanan desteğin kapsamı nedir?
Her türlü spor dalında, üst düzey liderliklerden büyük destek ve ilgi görüyoruz. Spor Bakanı ve Suudi Arabistan Olimpiyat Komitesi Başkanı Prens Abdülaziz bin Turki el-Faysal’ın sürekli takibi altındayız. Bu durum da değerli ülkemizin e-spor alanındaki hedeflerine ve arzularına ulaşmak için daha çok çalışmamızı sağlıyor.

 


Suudi Arabistan, İsrail'in Suriye'ye yönelik saldırısını kınadı ve Suriye'nin toprak bütünlüğüne desteğini yineledi

Suudi Arabistan, Suriye hükümetinin güvenliği ve istikrarı sağlamak ve devletin ve kurumlarının egemenliğini güçlendirmek için aldığı önlemlere tam destek verdiğini yineledi. (AP)
Suudi Arabistan, Suriye hükümetinin güvenliği ve istikrarı sağlamak ve devletin ve kurumlarının egemenliğini güçlendirmek için aldığı önlemlere tam destek verdiğini yineledi. (AP)
TT

Suudi Arabistan, İsrail'in Suriye'ye yönelik saldırısını kınadı ve Suriye'nin toprak bütünlüğüne desteğini yineledi

Suudi Arabistan, Suriye hükümetinin güvenliği ve istikrarı sağlamak ve devletin ve kurumlarının egemenliğini güçlendirmek için aldığı önlemlere tam destek verdiğini yineledi. (AP)
Suudi Arabistan, Suriye hükümetinin güvenliği ve istikrarı sağlamak ve devletin ve kurumlarının egemenliğini güçlendirmek için aldığı önlemlere tam destek verdiğini yineledi. (AP)

Suudi Arabistan, İsrail'in Suriye topraklarındaki devam eden ihlallerini güçlü bir şekilde kınadığını ifade ederek, bunları Suriye'nin içişlerine ‘açık bir müdahale’ ve Suriye'nin egemenliğinin ve 1974 yılında imzalanan Kuvvetlerin Ayrıştırılması Anlaşması da dahil olmak üzere uluslararası hukukun açık bir ihlali olarak nitelendirdi.

Suudi Arabistan'ın resmi tutumu, Süveyda vilayetinde son dönemde yaşanan gelişmeler ve buna bağlı olarak İsrail'in Suriye topraklarındaki gerginliği artırması üzerine Dışişleri Bakanlığı tarafından bugün yayınlanan bir açıklamada ortaya kondu.

Suudi Arabistan, Suriye hükümetinin güvenlik ve istikrarı sağlamak, sivil barışı korumak ve devletin ve kurumlarının tüm Suriye toprakları üzerindeki egemenliğini güçlendirmek için aldığı önlemlere tam destek verdiğini yineledi.

Dışişleri Bakanlığı tarafından yayınlanan açıklamada, Suudi Arabistan'ın Suriye'yi bölmeye yönelik her türlü ayrılıkçı çağrı veya girişimi kategorik olarak reddettiği vurgulanarak, Suriye halkının tüm bileşenlerine diyalog ve mantığa öncelik vermeleri ve birleşik ve güvenli bir Suriye inşa etmek için birlikte çalışmaları çağrısında bulunuldu.

Suudi Arabistan ayrıca, uluslararası topluma İsrail'in tekrarlanan ihlallerine karşı ciddi ve kararlı bir tutum sergilemesi ve Suriye'nin egemenliğini yeniden tesis etme ve topraklarının tamamında güvenliği sağlama çabalarına destek olması çağrısını yineledi.


Arap ve İslam ülkeleri, İsrail'e karşı yasal adımlar atma ve Filistin devletinin kurulmasını destekleme konusunda fikir birliğine vardı

İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Olağanüstü Dışişleri Bakanları Konseyi Toplantısı’nda İsrail'in işlediği tüm suçların savaş suçu olduğu yinelendi. (SPA)
İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Olağanüstü Dışişleri Bakanları Konseyi Toplantısı’nda İsrail'in işlediği tüm suçların savaş suçu olduğu yinelendi. (SPA)
TT

Arap ve İslam ülkeleri, İsrail'e karşı yasal adımlar atma ve Filistin devletinin kurulmasını destekleme konusunda fikir birliğine vardı

İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Olağanüstü Dışişleri Bakanları Konseyi Toplantısı’nda İsrail'in işlediği tüm suçların savaş suçu olduğu yinelendi. (SPA)
İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Olağanüstü Dışişleri Bakanları Konseyi Toplantısı’nda İsrail'in işlediği tüm suçların savaş suçu olduğu yinelendi. (SPA)

İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) dün, İsrail'in Filistin halkına karşı işlediği suçları sürdürmesini önlemek için mümkün olan tüm yasal ve etkili önlemlerin alınmasını, cezasızlığını sona erdirmek için her türlü çabayı desteklemeyi, ihlallerinden ve suçlarından sorumlu tutmayı ve ona yaptırımlar uygulamayı talep etti. Ayrıca, İsrail'e silah, mühimmat ve askeri teçhizatın tedarik, transfer veya transit geçişinin durdurulması, İsrail ile diplomatik ve ekonomik ilişkilerin gözden geçirilmesi ve İsrail aleyhine yasal işlemlerin başlatılması çağrısında bulundu.

Cidde'de düzenlenen İİT Olağanüstü Dışişleri Bakanları Konseyi Toplantısı’nda, İsrail'in Gazze Şeridi'ni işgal etme ve tam askeri kontrol altına alma planı ve herhangi bir bahaneyle Filistin halkını yerinden etme amaçlı tüm planları şiddetle kınandı. Konsey, İsrail'in Gazze Şeridi'ni tamamen işgal etme kararını, tehlikeli ve kabul edilemez bir adım ve bölgesel ve uluslararası güvenlik ve barışı tehdit eden yasadışı eylemlerin bir parçası olarak, yasadışı işgali sürdürme ve zorla bir fiili durum dayatma girişimi olarak değerlendirdi.

Konsey, İsrail'in işlediği tüm suçların savaş suçu, insanlığa karşı suç ve soykırım niteliğinde olduğunu ve uluslararası ceza hukuku kapsamında hesap sorulması ve yargılanması gerektiğini vurguladı. Konsey, işgalci güç olan İsrail'in, 1948 tarihli Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi’ni ve Uluslararası Adalet Divanı'nın (UAD) danışma görüşüne ilişkin takip tedbirlerini ihlal ettiğini vurgulayarak, İsrail'in Filistin devletinde işlediği ve işlemeye devam ettiği soykırım suçlarından sorumlu tutulmasını sağlamak için UAD'ın danışma görüşüne ilişkin takip tedbirlerinin alınması gerektiğini belirtti.

fgbhyju
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan (SPA)

Konsey, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi'ni, eylül ayında yapılacak BM Genel Kurulu toplantıları sırasında İsrail'in Filistin halkına yönelik saldırıları konusunda özel bir oturum düzenlemeye çağırdı.

Sistematik hedef almanın kınanması

Toplantıda, İsrail işgal güçleri tarafından Gazze Şeridi'ndeki sivil altyapının kasıtlı ve sistematik olarak hedef alınması, gıda tedarik zincirlerinin, su tesislerinin ve tıbbi hizmetlerin tahrip edilmesi, bu durumun doğrudan kıtlığın yayılmasına ve bir insani felakete yol açması şiddetle kınandı. Uluslararası hukuka uygun olarak, acil insani yardımın engelsiz bir şekilde ulaştırılabilmesi için tüm askeri operasyonların derhal durdurulması ve kısıtlama veya koşul olmaksızın ablukanın tamamen kaldırılması çağrısında bulunuldu.

Nihai açıklamada, İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki soykırım suçlarından ve eşi görülmemiş insani felaketten ve kıtlıktan tam olarak sorumlu olduğu belirtildi. İsrail'e tüm sınır kapılarını açması ve Gazze Şeridi'ne acil ve koşulsuz olarak yeterli insani yardımın engelsiz bir şekilde girmesine izin vermesi, yardım kuruluşlarının hareket özgürlüğünü garanti etmesi ve uluslararası insani hukuk, uluslararası insan hakları hukuku ve ilgili BM kararlarına uyması çağrısında bulunuldu.

Toplantıda, Mısır, Katar ve ABD'nin acil ve kapsamlı bir ateşkes sağlanması ve esirlerin takası konusunda anlaşmaya varılmasına yönelik çabalarının desteklendiği belirtildi. Bu, acıları hafifletmek ve İsrail işgalini tamamen sona erdirmek için gerekli bir insani adım olarak değerlendiriliyor.

Gazze Şeridi'ndeki saldırı ve yasadışı işgalin konsolidasyonundan bu yana neredeyse iki yıl geçmesine rağmen, İsrail'in arabulucuların ateşkes girişimlerine yanıt vermeyi reddetmesi ve Gazze Şeridi'ndeki suç niteliğindeki askeri operasyonlarını genişletme konusunda ısrarcı olması ve savaşı sona erdirme çağrılarını sürekli olarak görmezden gelmesi kınandı.

Bu bağlamda, Filistin tarafının onayladığı son arabuluculuk önerisine İsrail'in yanıt vermeyi reddetmesi de şiddetle kınandı. Söz konusu öneri, rehinelerin ve tutukluların serbest bırakılması, ateşkesin sağlanması ve Gazze Şeridi'ndeki insani felaket ve kıtlıkla başa çıkmak için uluslararası kuruluşların, özellikle BM kurumlarının gözetiminde acil ve etkili bir şekilde yeterli insani yardımın ulaştırılmasını sağlayacak önemli ve hayati bir anlaşmaya yol açacaktı.

Saldırının devamından, sükûnet için atılan adımların kasıtlı olarak göz ardı edilmesinden, bunun sonucunda insani felaketin daha da kötüleşmesinden, rehinelerin ve tutukluların devam eden esaretinden ve sivil halkın temel insani yardımdan mahrum bırakılmasından İsrail sorumlu tutuldu.

sdfrgthy
Filistin'in Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi Riyad Mansur (SPA)

İsrail'in saldırılarını sürdürmesinin acil bir çözüme ulaşma şansını zedelediği ve bölgenin güvenliğini ve istikrarını daha fazla riske attığı ifade edildi. Uluslararası topluma, bu politikaları durdurmak ve İsrail'i, daha önce kendisinin ortaya koyduğu önerilere yanıt vermeye zorlamak için yasal, siyasi ve insani sorumluluklarını üstlenmesi çağrısında bulunuldu. İsrail'in eylemlerinin ve yaklaşımının bölgede istikrarsızlığa yol açtığı, kapsamlı barışın temellerini ve fırsatlarını zayıflattığı ve bu konudaki tüm girişimleri ve yaklaşımları etkilediği yinelendi.

Uluslararası toplumun sorumluluğu

Toplantıda, uluslararası toplumun, Entegre Gıda Güvenliği Aşama Sınıflandırması (IPC) kapsamında Gazze Şeridi'nde ilk kez resmen ilan edilen kıtlık ilanına sorumlu bir şekilde yanıt vermesinin önemi ve gerekliliği vurgulandı. Ülkelerin, İsrail işgalinin ablukasına son vermek ve ihtiyaç sahibi Filistin halkına insani yardım ulaştırmak için derhal yasal ve pratik önlemler almaları gerektiği belirtildi.

Gazze İnsani Yardım Vakfı da dahil olmak üzere işgale hizmet eden kuruluşların, insani yardımı kısıtlamak veya manipüle etmek için kullanılması kınandı ve bu kuruluşların, İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki Filistin halkını aç bırakarak yok etme planının bir parçası olduğu kabul edildi. Bu vakıf ve yöneticileri, soykırım suçunun suç ortakları olarak değerlendirildi.

İşgalci İsrail Başbakanı’nın sözde ‘Büyük İsrail vizyonu’ ve iki devletli çözümü baltalamak amacıyla işgal altındaki Filistin topraklarındaki coğrafi ve demografik durumu değiştirmeyi amaçlayan yasadışı İsrail yerleşim planları kınandı. Bunların en sonuncusu, işgal altındaki Kudüs'ün sözde E1 bölgesinde 3 bin 400 yasadışı yerleşim biriminin inşasının onaylanmasıydı.

Uluslararası hukuk, BM kararları ve UAD’ın ilgili kararı uyarınca, İsrail'in yasadışı işgali ve sömürgeci yerleşimlerinin sona erdirilmesi için çalışılması gerektiği vurgulandı.

Toplantıda ayrıca, Gazze Şeridi'ndeki medya çalışanlarının öldürülmesi şiddetle kınandı ve bunun, İsrail'in işgal altındaki Filistin topraklarında medya ve medya çalışanlarına karşı sistematik ihlallerinin bir parçası olarak bir savaş suçu ve basın özgürlüğüne yönelik bir saldırı olduğu ifade edildi.

İşgal altındaki Kudüs de dahil olmak üzere Batı Şeria'da İsrail işgal güçlerinin koruması altındaki aşırılıkçı yerleşimcilerin terörizmi artırma tehlikesine karşı uyarıda bulunularak, yerleşimcileri suçlarından sorumlu tutmak için gerekli adımların atılması gerektiği vurgulandı. Bu adımlar arasında yerleşimcilere yaptırımlar uygulanması, terör listelerine alınmaları ve yargılanmaları da yer alıyor.

Toplantıda alınan kararlarda, Filistin Yönetimi’nin işgal altındaki tüm Filistin topraklarında yönetim ve güvenlik konusunda tam sorumluluk üstlenmesi gerektiği vurgulanırken, bu konuda İİT üyesi ülkeler ve uluslararası toplumdan tam destek alınması gerektiği vurgulandı.

Uluslararası topluma, İsrail işgal güçlerini, yasadışı olarak elinde tuttuğu Filistin vergi gelirlerini derhal ve tamamen serbest bırakmaya zorlaması çağrısında bulunuldu. Toplantıda, 28-30 Temmuz tarihleri arasında Suudi Arabistan ve Fransa başkanlığında New York'ta düzenlenen Filistin sorununun barışçıl çözümü ve iki devletli çözümün uygulanması konulu üst düzey konferansın sonuçlarının uygulanması ve Gazze Şeridi'ndeki savaşı sona erdirmek için bir takvim içinde nihai belgede yer alan acil uygulama tedbirlerinin uygulanması gerektiği yinelendi.

sdfrgt
İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Olağanüstü Dışişleri Bakanları Konseyi Toplantısı’nda, İsrail'in Gazze Şeridi'ni işgal etmeye ilişkin adımları şiddetle kınandı. (SPA)

Konferans başkanları ve çalışma gruplarının başkanları tarafından sunulan Filistin sorununun barışçıl çözümü ve iki devletli çözümün uygulanmasına ilişkin New York Deklarasyonu ve eklerinin kabul edilmesi için ülkelere çağrıda bulunuldu.

Her türlü yerinden etme planı kategorik olarak reddedildi

İİT Olağanüstü Dışişleri Bakanları Konseyi Toplantısı’nda, Gazze Şeridi dahil Filistin içinde veya dışında Filistin halkının herhangi bir şekilde yerinden edilmesine veya demografik yapısının değiştirilmesine yönelik her türlü çağrı, plan veya politika reddedildi. Tüm ülkeler, İsrail'in yerinden etme planlarına doğrudan veya dolaylı olarak iş birliği yapmamaları konusunda uyarıldı. Zira bu tür bir iş birliği uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali anlamına gelecektir.

İsrail'in uluslararası hukuku ve uluslararası insani hukuku açıkça ihlal ederek işlediği tüm suç ve ihlallerden derhal sorumlu tutulması ve yasadışı İsrail işgaline son verilmesi talep edildi.

İşgal altındaki Filistin topraklarındaki kutsal mekanlara, özellikle de işgal altındaki Kudüs'te bulunan Mescid-i Aksa ve El Halil'deki İbrahim Camii'ne yönelik sistematik İsrail saldırıları şiddetle kınandı ve bu kutsal mekanlardaki yasal ve tarihi statükonun korunması gerektiği vurgulandı.

Toplantıda, Ürdün'ün çabaları ve Kral 2. Abdullah'ın Kudüs şehrini ve buradaki İslam ve Hristiyan kutsal mekanlarını savunma, koruma ve muhafaza etmedeki rolü vurgulandı. Ayrıca, İsrail'in şehrin Arap İslam ve Hristiyan kimliğini değiştirmeye yönelik ihlalleri ve yasadışı önlemleri karşısında Filistinli sakinlerinin topraklarında dirençlerini destekleme konusundaki rolüne de değinildi.

scdfgt
İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Olağanüstü Dışişleri Bakanları Konseyi Toplantısı’ndan (SPA)

9 Temmuz'da Dakar'da düzenlenen Kudüs Sorunu Uluslararası Konferansı'nın sonuçları ve özellikle de devletlerin, uluslararası sivil toplumun ve akademik çevrelerin, kutsal şehrin kültürel, dini ve demografik boyutlarını korumak için tüm yasal ve siyasi araçlarla savunuculuk ve çalışmaları güçlendirmek üzere harekete geçmeleri memnuniyetle karşılandı.

Filistin halkına destek ve yardım

Toplantıda, tüm ülkeler, Filistin halkına daha fazla destek ve insani yardım sağlamaya çağrıldı ve işgal altındaki Filistin topraklarında çalışan uluslararası insani yardım kuruluşları ve BM kurumlarının rolü övüldü.

Cezayir'in, Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun liderliğinde, BM Güvenlik Konseyi dönem başkanlığı çerçevesinde, genel olarak İslami meseleleri ve özel olarak Filistin davasını desteklemek için attığı somut ve takdir edilen adımların desteklendiği ifade edildi.

Toplantıda, BM Güvenlik Konseyi üyesi olan İİT üye devletleri, Güvenlik Konseyi içinde acilen harekete geçerek Güvenlik Konseyi’ni BM Şartı kapsamındaki sorumluluklarını yerine getirmeye zorlamaya çağrıldı. Bu, İsrail'in Gazze Şeridi'nin tamamını askeri işgal altında tutma yönündeki yasadışı planlarını durdurmak, bölgede devam eden soykırımı sona erdirmek ve insani yardıma acil ve sürekli erişimi sağlamak için acil ve somut önlemler alınarak gerçekleştirilebilir.

Diğer yandan Pakistan'ın, BM Güvenlik Konseyi'nin geçici üyesi olarak Filistin halkının kendi kaderini tayin hakkı, adalet ve güvenlik sağlanması ve İslam ülkelerinin birliğinin güçlendirilmesi için destek toplamaya yönelik çabaları da memnuniyetle karşılandı.

BM Güvenlik Konseyi, İsrail işgalinin bölgede adil, kalıcı ve kapsamlı bir barışın sağlanma şansını baltalamayı amaçlayan acımasız saldırılarını ve ihlallerini durdurmak için acil önlemler almaya, yasadışı İsrail işgaline son vermek için çalışmaya ve işgalci güç İsrail'in uluslararası hukuku ve uluslararası insancıl hukuku açıkça ihlal ederek işlediği tüm suç ve ihlallerden derhal hesap sormaya çağrıldı.

Ayrıca, tüm devletler, işgalci güç olan İsrail'in Filistin halkına karşı işlediği suçları sürdürmesini önlemek için mümkün olan tüm yasal ve etkili önlemleri almaya çağrıldı. İİT üye devletlerine ve UCM Roma Statüsü taraflarına, Filistin halkına karşı suç işleyenlere yönelik UCM'nin 21 Kasım 2024 tarihinde çıkardığı tutuklama emirlerinin uygulanmasını desteklemek için iç hukuk çerçeveleri dahilinde mümkün olan tüm önlemleri almaları görevi verildi.

Üye devletlere, işgalci güç olarak İsrail'in, UAD'ın 26 Ocak 2024 tarihinde ‘Gazze Şeridi'nde Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılmasına İlişkin Sözleşme'nin Uygulanması’ davasında verdiği geçici tedbirlere uymasını sağlamak için diplomatik, siyasi ve hukuki çabalar sarf etmeleri çağrısında bulunuldu.

Ayrıca, İsrail'in üyelik koşullarını açıkça ihlal etmesi ve BM kararlarını defalarca ihlal etmesi nedeniyle, İsrail'in üyeliğinin BM Şartı ile uyumluluğunun daha ayrıntılı bir şekilde incelenmesi ve İsrail'in BM üyeliğinin askıya alınması için koordineli bir eylem çağrısında bulunuldu.

fgthy
İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Olağanüstü Dışişleri Bakanları Konseyi Toplantısı’ndan (SPA)

Toplantıda, İsrail işgal hapishanelerinde Filistinli tutukluların maruz kaldığı zorla kaybedilme, infaz, istismar, işkence ve tüm ihlaller kınandı. Uluslararası topluma, özellikle de BM Güvenlik Konseyi, Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) ve UCM’ye, işgal makamlarına baskı uygulayarak gözaltında tuttukları Filistinlilerin akıbetinin açıklanması, derhal serbest bırakılmalarını sağlamak için çalışılması ve onların korunmasının sağlanması çağrısında bulunuldu. Ayrıca, Filistinli tutuklulara karşı işlenen tüm İsrail suçları ve ihlallerine ilişkin bağımsız ve şeffaf bir soruşturma yapılması ve İsrailli suçluların yargılanarak hesap vermelerinin sağlanması çağrısında bulunuldu.

Filistin halkının işgal, saldırı, her türlü yerinden edilme ve İsrail işgalinin sistematik yıkım suçlarından uluslararası koruma altına alınması gerektiği çağrısı yinelendi. Bu, uluslararası hukuka ve BM Şartı'nın amaçlarına ve ilgili kararlarına uygun olup, Filistin halkının haklı davasını ortadan kaldırma girişimlerine karşı durmak içindir.

BM İşgal Altındaki Filistin Toprakları İnsan Hakları Özel Raportörü’nün bağımsız ve tarafsız çalışmaları övgüyle karşılandı ve desteklendi. Onun görevinin insan hakları ilkelerinin ve uluslararası insani hukukun korunması için son derece önemli olduğu yinelendi.

Toplantıda, BM Genel Kurulu'nun yetkisi temelinde 6 Mart 2025 tarihinde Cenevre'de yapılması planlanan Dördüncü Cenevre Sözleşmesi'ne Taraf Devletler Konferansı'nın iptal edilmesinden duyulan güçlü memnuniyetsizlik de ifade edildi.

Toplantıda, İsrail'in Gazze Şeridi'ni işgal etme ve tam kontrol altına alma kararını reddeden uluslararası tutumlar memnuniyetle karşılandı. Ayrıca, İsrailli yerleşimcilere ve yerleşim yerlerine karşı cezai tedbirler, yasalar ve adımlar atan ülkelerin kararları da memnuniyetle karşılandı.

Filistin devletini tanıyan veya 2025 yılının Eylül ayında tanıyacağını ilan eden ülkelerin tutum ve kararları büyük takdirle karşılandı. Filistin devletini henüz tanımayan diğer ülkeler, Filistin devletini tanımaya çağrıldı.

Ayrıca, İİT ve Arap Birliği’nin, Gazze Şeridi'ne yönelik İsrail saldırganlığına son vermek, İsrail'in Filistin devletini işgaline ve yerleşimlerine son vermek için baskı uygulamak, iki devletli çözümü uygulamak ve uluslararası hukuk ve BM kararlarına uygun olarak kalıcı ve kapsamlı bir barış sağlamak için uluslararası toplumun sorumluluğunu harekete geçirme çabaları övüldü. Uluslararası hukuk ve BM kararlarına uygun olarak, bu konudaki çabaların sürdürülmesi çağrısında bulunuldu.

Adil, kalıcı ve kapsamlı bir barışın ancak İsrail'in sömürgeci işgalinin sona erdirilmesi, uluslararası hukuk ilkeleri, ilgili BM kararları ve Arap Barış Girişimi'ne uygun olarak, başkenti Doğu Kudüs'ü olan 4 Haziran 1967 sınırları içinde bağımsız ve egemen bir Filistin devletinin kurulmasının sağlanmasına dayanan iki devletli çözümün uygulanmasıyla sağlanabileceği ifade edildi.

Olağanüstü Dışişleri Bakanları Konseyi Toplantısı’nda İİT Genel Sekreteri bu kararın uygulanmasını takip etmek ve bir sonraki İİT Dışişleri Bakanları Konseyi toplantısına bu konuda bir rapor sunmakla görevlendirdi.

Toplantıda, Filistin davasının tüm İslam dünyası için merkezi önemine ve Filistin halkının vazgeçilmez haklarına, özellikle de kendi kaderini tayin hakkı, Filistinli mültecilerin geri dönüşü ve bağımsızlık hakkı ile bağımsız bir Filistin devleti kurulması hakkına verilen destek yinelendi.


Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Çadlı mevkidaşıyla gelişmeleri görüştü

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan (Şarku’l Avsat)
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan (Şarku’l Avsat)
TT

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Çadlı mevkidaşıyla gelişmeleri görüştü

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan (Şarku’l Avsat)
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan (Şarku’l Avsat)

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, Dışişleri, Afrika Entegrasyonu, Uluslararası İşbirliği ve Yurt Dışındaki Çadlılar Devlet Bakanı Dr. Abdullah Fadl ile ikili ilişkileri ilgilendiren gelişme ve konuları görüştü.

Bu gelişme, Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı'nın Çadlı mevkidaşı ile dün yaptığı telefon görüşmesi sırasında meydana geldi. Görüşmede taraflar ikili ilişkileri gözden geçirdi.