Prens Faysal bin Bender bin Sultan, Şarku’l Avsat’a konuştu: ‘Suudi Arabistan’da elektronik oyunların geliri 576 milyona yakın’

Suudi Arabistan Elektronik ve Entelektüel Spor Federasyonu Başkanı Prens Faysal bin Bender bin Sultan bin Abdulaziz (Şarku’l Avsat)
Suudi Arabistan Elektronik ve Entelektüel Spor Federasyonu Başkanı Prens Faysal bin Bender bin Sultan bin Abdulaziz (Şarku’l Avsat)
TT

Prens Faysal bin Bender bin Sultan, Şarku’l Avsat’a konuştu: ‘Suudi Arabistan’da elektronik oyunların geliri 576 milyona yakın’

Suudi Arabistan Elektronik ve Entelektüel Spor Federasyonu Başkanı Prens Faysal bin Bender bin Sultan bin Abdulaziz (Şarku’l Avsat)
Suudi Arabistan Elektronik ve Entelektüel Spor Federasyonu Başkanı Prens Faysal bin Bender bin Sultan bin Abdulaziz (Şarku’l Avsat)

Suudi Arabistan Elektronik ve Entelektüel Spor Federasyonu (SAFEIS) Başkanı Prens Faysal bin Bender bin Sultan bin Abdulaziz, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, ülkedeki elektronik oyun pazarından elde edilen gelirin yıllık 576 milyon doları bulduğunu söyledi. Bu sayıların kendilerini daha fazla çalışmaya, üretken olmaya ve bu sektörün getirilerini artıracak fikirler üretmeye motive ettiğini belirten Bakan, sektörün küresel düzeydeki gelirlerinin, 2018’e kıyasla tahmini yüzde 27’lik bir büyüme ile 2019’daki en son istatistikte 1,1 milyar dolar olduğunu vurguladı.
SAFEIS Başkanı, kaydedilen istatistiklerin ‘ülkede yaklaşık 6 milyon profesyonel olmayan, yani 35 kulüpten oluşan federasyona kayıtlı bir spor kulübü ile sözleşmesi bulunmayan oyuncu’ gösterdiğini ifade etti. Prens Faysal bin Bender, 2020’de küresel olarak e-spor uygulayıcılarının son istatistiğinin 1,2 milyarı doları aştığını ve küresel izleme sayılarının sürekli arttığını söyledi. Bakan, izlenme sayısının bu yıl 335 milyon izleyicinin kaydedildiği 2017’ye kıyasla yarım milyarı aştığına dikkati çekti.
Prens Faysal bin Bender bin Sultan, Eğitim Bakanlığı ile e-spor için müfredat ve bağışların geliştirilmesi, gençlerin e-spora olan ilgisinden nasıl yararlanılacağına dair mevcut çalışmaların yapılması, e-sporun geliştirilmesi ve e-spor oyuncuları için güvenlik ve sağlık araçlarını öğretme amaçlı bir mekanizmanın sağlanması hususunda görüşmeler yürüttüklerini söyledi.
Bakan, ülkenin bazı bölgelerindeki zayıflıktan şikâyet eden internet servis sağlayıcılarının kalitesini yükseltmek, genel olarak iletişim ve çevre kalitesini iyileştirmek, oyun geliştiricileri ve yatırımcıları Suudi Arabistan pazarına girmeye motive etmek ve ülkeyi Ortadoğu için bir merkez haline getirmek amacıyla birçok geliştiriciye ev sahipliği yapmaya çalıştığını ve bu nedenle İletişim ve Bilgi Teknolojileri Bakanlığı ile iletişim kurduklarını açıkladı.
Kısa süre önce başlatılan ‘Tek Dünya: Tek Vücut’ girişiminin, 10 milyon dolara ulaşan ödülü Kral Selman Yardım ve İnsani Çalışmalar Merkezi’ne bağışlayarak, ihtiyacı olan ülkelere Kovid-19 aşısı edinmelerine yardımcı olmayı amaçladığına dikkat çekti.
Asya Olimpiyat Konseyi tarafından e-spor oyununun yakın zamanda kabul edilmesinden sonra Suudi Arabistan’ın, tarihinde ilk kez yaklaşmakta olan Asya Oyunlarına katılacağını vurguladı.
İşte SAFEIS Başkanı Prens Faysal bin Bender bin Sultan bin Abdulaziz’in Şarku’l Avsat’a verdiği röportajın tamamı;

SAFEIS, kuruluşundan bu yana geçen üç yıl içerisinde ortaya ne gibi katkılar sundu?
Geçtiğimiz üç yıl boyunca, profesyonel ve toplumsal bir rekabet ortamının geliştirilmesinden başlayarak, yatırımcıları motive etmeye ve sektördeki büyümeyi teşvik eden uygulamalar üzerinde çalışmaya başladık ve tüm e-spor sistemini geliştirmeye çalıştık. Turnuvalar ve girişimler açısından Federasyon, dünyanın en büyük hayır amaçlı e-spor turnuvası olan ‘Sınır Tanımayan Oyuncular’ turnuvasını gerçekleştirdi. Kazananlar tarafından koronavirüse karşı mücadeleye katkıda bulunan 12 hayır kurumuna bağışlanmak üzere 10 milyon dolardan fazla toplandı.
Suudi e-spor takımının birincilik ve ikincilik kazandığı ‘Connected World’ serisinde Uluslararası Esports Federasyonu’nun başlattığı ‘Fortnite Orta Doğu ve Kuzey Afrika’ turnuvasına da ev sahipliği yaptık.
Suudi Arabistan Elektronik Ligi’nin ilk sezonunu iki milyon riyalden fazla mali ödülle art arda üç ay boyunca yürütmenin yanı sıra, 18 binden fazla erkek ve kadın oyuncunun katılımıyla Riyad Kış etkinliklerinin bir parçası olarak, 2 milyon riyalden fazla para ödülüyle Baloot Şampiyonası düzenledik. Suudi Arabistan Herkes İçin Spor Federasyonu ile fiziksel sporları ve elektronik oyunları birleştiren ilk girişim olarak ‘Hareket Et ve Oyna’ girişimini başlattık.

Mevcut dönem, dünyanın e-spor talebindeki en yoğun zamanlara tanık oluyor. Gelecekte dünya şampiyonalarına ev sahipliği yapma ve şampiyonalar düzenleme planlarınız var mı?
Geçen ayın başlarında üst üste ikinci yılda ‘Tek Dünya: Tek Vücut’ sloganı altında ‘Sınır Tanımayan Oyuncular’ girişimini başlattık. Girişim, dünyanın en büyük e-spor yardım turnuvasıdır. Toplam 10 milyon dolara varan hayır ödülleriyle tüm gelirler, koronavirüsün yayılmasıyla mücadele çabalarını desteklemek için, dünyanın dört bir yanındaki ihtiyacı olan ülkelere aşı sağlamak amacıyla küresel hayır kurumlarına bağışlanacak.
İlk turnuva, 141 ülkeden 460 binden fazla oyuncunun katılımına, toplu müsabakalarda 200 binden fazla maça ve 14 milyondan fazla elit müsabaka izleyicisinin katılımına tanık oldu. Ayrıca UNICEF, Direct Relief, Küresel Aşı ve Bağışıklama İttifakı ve Uluslararası Tıp Derneği gibi birçok uluslararası yardım kuruluşunun ‘gerekli sağlık malzemeleri, su ve bakım malzemeleri ve çocuklara eğitim ve koruma hizmeti sağlayarak pandemiyle mücadele çabalarını desteklemeye katkıda bulunan finansal bağışlarda bulunmalarına’ tanık oldu.

Gençlerin e-spora ilgisi büyük. Gençler arasında yetenekleri keşfetmek için Milli Eğitim Bakanlığı ile anlaşmalar ve mutabakatlar yapma eğiliminiz var mı?
Eğitim Bakanlığı ile değerli bir ilişkimiz var. Geçmişte birçok girişim ve program sunduk. Suudi Arabistan Üniversiteler Federasyonu ile iş birliği içinde Üniversiteler Birliği de dahil olmak üzere büyük başarılar elde edildi. E-spor müfredatını ve hibeleri geliştirme konusundaki görüşmelerin yanı sıra 2022’de ikinci turnuvayı gerçekleştirme planları mevcut.
Genel eğitime gelince, gençlerin elektronik sporlara olan ilgisinden nasıl yararlanılacağına dair çalışmalar yürütülüyor. Aynı şekilde e-spor uygulayıcılarına güvenlik ve sağlık yöntemlerini öğretmek için bir mekanizma geliştirmek üzere çalışmalar devam etmektedir.

Suudi Arabistanlı oyuncuların e-sporda büyük uluslararası şampiyonluklar kazanması size ne ifade ediyor?
Gerçekten mutluyuz ve onlarla gurur duyuyoruz. Bu başarılar, elbette bizim için çok şey ifade ediyor ve Suudi Arabistan’ın oğullarının ve kızlarının e-spor alanındaki yeteneklerinin boyutunu yansıtıyor. Ayrıca bizi bu yeteneklere daha fazla destek vermeye itiyor. E-sporda dünya lideri olmak için açık bir planımız var.

Suudi Arabistan Elektronik Ligi, milyonlarca ödül ve çok yüksek bir hayran kitlesi ile başladı. Karşılaştığınız engeller nelerdir ve belirli kriterlere göre yarışmalar düzenleyerek büyümek gibi bir arzunuz var mı?
Suudi Arabistan Elektronik Ligi’ni ikinci kez düzenledik ve kurulduğu günden bu yana yayın kalitesi açısından dikkat çekici bir gelişmeye tanık olduk. Turnuva müsabakalarını tam ve profesyonel olarak yayınlayan kanallara sahibiz. Yönetim gibi konularda tavsiyelerde bulunarak, katılan takımlar da dahil olmak üzere ligle ilgili birçok şeyi geliştirmeye çalışıyoruz. Bir hayran kitlesi oluşturmaya çalıştığımız ve kesinlikle birinci sıralarda olan dünya şampiyonlarının kuruluşunu genişletme planı var. Yönetim gibi konularda tavsiyelerde bulunarak, katılımcı takımlar da dahil olmak üzere ligle ilgili birçok şeyi geliştirmeye çalışıyoruz.

Adidas ile bir anlaşmanız, Herkes İçin Spor Federasyonu ile bir ortaklığınız var. Tüm e-spor uygulayıcılarına mesajınız ve fiziksel egzersizin önemi ile ilgili vizyonunuz nedir?
Herkes İçin Spor Federasyonu ile ‘Hareket Et ve Oyna’ girişimi uyarınca gerçekleştiğimiz ortaklıklar, toplumu e-spor yarışmaları aracılığıyla fiziksel aktivite yapmaya motive etmek amacıyla geldi. Adidas ile otaklığımız, e-sporda fiziksel sağlığın önemi konusunda farkındalık oluşturmayı amaçlıyor. Bu durum, bu yönün ne kadar önemli olduğunun açık bir göstergesidir. Elektronik sporlar da diğer sporlar gibi zihinsel ve fiziksel çaba gerektirir. Çalışmalarımızda bu sporu en iyi şekilde yapabilmek için sağlıklı alışkanlıkların yanı sıra fiziksel sağlığın da önemi konusunda farkındalık oluşturmaya odaklanıyoruz.

‘Sınır Tanımayan Oyuncular’ girişimi aracılığıyla hayata geçirmeye çalıştığınız ana fikirler nelerdir?
Bu yıl ‘Tek Dünya: Tek Vücut’ sloganının ana fikri, 10 milyon dolara ulaşan toplam ödülü Kral Selman Yardım ve İnsani Çalışmalar Merkezi’ne bağışlayarak, ihtiyaç sahibi ülkelerin Kovid-19 aşısı edinmelerine yardımcı olmayı amaçlamaktır. Kral Selman Yardım ve İnsani Çalışmalar Merkezi, bu bağışı dünyadaki ülkelere aşı sağlamaya katkıda bulunan küresel kuruluşlara sunacak. Aynı şekilde faaliyette, e-spor alanında kariyer yapmak isteyenlere yönelik çeşitli ücretsiz kurslar sunacak olan İletişim ve Bilgi Teknolojileri Bakanlığı ile ortaklaşa düzenlenen bir eğitim platformu da yer alacak.

Daha önceki bir röportajda, elektronik sporların en belirgin özelliğinin, ‘oyuncu topluluğu arasında cinsiyet, din ve ırk gözetmeksizin büyük bir yakınlaşma sağlama’ olduğunu belirtmiştiniz. Suudi Arabistan’da bu mesajı taşıyan bir dünya şampiyonasının kurulmasına mı tanık oluyoruz?
‘Sınır Tanımayan Oyuncular’ girişimi, dünyada e-spor alanındaki en büyük hayır etkinliğidir. İlk turnuva, 141 ülkeden 460 binden fazla erkek ve kadın oyuncunun katılımına, toplu müsabakalarda 200 binden fazla maça ve 14 milyondan fazla elit müsabaka izleyicisinin katılımına tanık oldu. Girişim, herkese açık bir davettir ve çeşitli yönelimleri ve kültürel geçmişleri ile e-spor dünyasının çabalarını hayır işlerinde birleştirerek elde edebileceği olumlu etkinin boyutunu yansıtmaktadır.

Suudi Arabistan Elektronik Ligi’ne katılmak ve ligi seyretmek için ortaya koyulan yoğun katılım çerçevesinde, e-spor dünyasına yatırım yapmakla ilgili planlarınız nelerdir?
Aslında Suudi Arabistan’ı bölgede ve dünyada e-spor için önemli bir merkez haline getiren yüksek ekonomik fizibilite ve büyük rekabet turnuvaları aracılığıyla, bu sporu profesyonel bir uygulamaya dönüştüren entegre bir sektör inşa etmeyi hedefliyoruz. Bu tür turnuvaların gelecek Suudi neslini motive etmesini, onlara ilham vermesini ve sınırsız fırsatlar sağlamasını umuyoruz. Bu, ülke ekonomisini destekleyen gerçek ve kapsamlı bir kalkınma oluşturmak üzere tüm bu fırsatlara yönelik bir yatırım çerçevesinde, ‘2030 Vizyonu’ hedefleriyle uyumlu vizyon ve hedeflerimize ulaşmanın öneminden emin olmamızı sağlıyor.

E-spor sadece çocuklar için bir oyun değil, gelecek vaat eden bir sektördür. Suudi Arabistan’da ve dünyada e-sporla ilgilenenlere ilişkin belirtebileceğiniz sayılar var mı?
Son istatistiklere göre Suudi Arabistan’da, yaklaşık 6 milyon profesyonel olmayan, yani 35 kulüpten oluşan federasyona kayıtlı bir spor kulübü ile sözleşmesi bulunmayan oyuncu var. Aynı şekilde 2020’de küresel olarak, e-spor uygulayıcılarının son istatistiğinin 1,2 milyondan fazla kişiye ulaştığını ve küresel izleme sayılarının sürekli arttığını tespit ettik. İzleme sayısı, bu yıl 335 milyon izleyiciye ulaşan 2017’ye kıyasla yarım milyarı aştı.
Sektörün küresel getirileri açısından, 2018’e kıyasla tahmini yüzde 27’lik bir büyüme ile 2019’daki son istatistiklerde 1,1 milyar dolara ulaştı. Yerel olarak Suudi Arabistan’daki elektronik oyun pazarından elde edilen gelir yıllık 576 milyon dolara ulaştı. Bu, bizi daha fazla çalışmaya, üretkenliğe ve bu sektörün Suudi Arabistan’daki getirilerini artıracak fikirler üretmeye motive ediyor.

E-spor oyunlarındaki rollerini aktif hale getirmek ve popülaritelerine yatırım yapmak için başta Cemahiriye olmak üzere Suudi Arabistan kulüpleri ile ortaklıklar var mı? Bu konuda nelere ulaştınız?
Biz varız ve onlarla ortaklıklar yapıyoruz. Kulüp destek stratejisi açıklandı. Kulüpleri, e-spor takımları geliştirmeye ve destek almaya motive etmek için altın bir fırsat bulduk. Tüm iyi dereceli kulüpleri içeren Prens Muhammed bin Selman Elektronik Ligi müsabakalarımız var. Ama aynı zamanda Spor Bakanlığı çatısı altındaki diğer kulüpler için de yılda 10 kez düzenlenen ve birçok elektronik oyun içeren müsabakalara sahip 70’ten fazla kulübü içeren bir yarışmamız var.

Bazı bölgelerde internetin zayıf olması ve ‘FIFA 21’ oyunu için güçlü sunucu talepleri nedeniyle, bazı e-spor tutkunları sıkıntılar yaşıyor. Bu zorluklar sizin yetkiniz altında mı yoksa ilgilenenlerin faydalanması için bunlar etrafında bir koordinasyon mümkün mü?
Bu doğrudur. Bu nedenle hizmet sağlayıcıların kalitesini bu yönde yükseltmek, uygun altyapıyı sağlamak ve genel olarak iletişim ve çevre kalitesini iyileştirmek için İletişim ve Bilgi Teknolojileri Bakanlığı ile çalışıyoruz. Ancak oyun geliştiricilerinden yatırımcıları Suudi pazarına girmeye motive etmek için başka bir yol daha var. Ayrıca ülkeyi Ortadoğu için bir merkez haline getirmek amacıyla birçok geliştiriciye ev sahipliği yapmaya çalışıyoruz.

Asya Olimpiyat Konseyi, ‘Hangzhou 2022’ Asya Oyunları kapsamında e-sporları resmi bir yarışma olarak onayladı. Suudi Arabistan bu yarışmaya katılacak mı ve hedefleriniz nelerdir?
Evet. Suudi Arabistan, yaklaşan Asya Oyunlarına katılacak. Resmi bir Asya şampiyonasına ülke olarak ilk resmi katılımımız olacak. Turnuva yarışmalarında e-sporun da olacağının ilanından itibaren hazırlıklar yapıldı. Sahip olduğumuz yetenekler göz önüne alındığında, olumlu bir sonuç elde etme konusunda iyimseriz. Allah’tan erkek ve kadın oyunculara ve çalışma ekibinin tüm üyelerine vatanın adını uluslararası forumlarda yükseklere çıkarmaları için muvaffakiyetler diliyoruz.

Suudi Arabistan’ın e-spor düzeyinde bölgesel, Asya ve küresel olarak sıralaması nasıl?
E-spor sıralaması, tüm oyunlar için kapsamlı bir derecelendirme değildir. Örneğin, Suudi Arabistan’ın küresel olarak üstün olduğu en iyi spor, 2015, 2018 ve 2019’da Dünya Şampiyonası unvanını elde ettiği FIFA’dır. Batı Asya’daki en iyi 10 oyuncunun ilk sekizi Suudi Arabistanlı.

Suudi Elektronik Sporlar Federasyonu’nda şu anda kaç Suudi oyuncu var? Suudi Arabistan’da yaşayan oyuncuları da önemsiyor musunuz? Bu konudaki stratejiniz nedir?
Oyuncu sayısı sürekli değişiyor. Bir oyuncu, resmi olarak kayıtlı bir kulüple mevcut bir sözleşmesi olduğunda resmi olarak profesyonel sayılıyor. Şu anda Suudi Arabistan’daki profesyonel oyuncu sayısı 300’ü aşıyor. Ayrıca ligde, çok sayıda Suudi vatandaşı olmayan oyuncumuz da var. Bazı kulüpler, takımlarını desteklemek için iyi oyuncuları kulübe çekmeye başladı.

Yaklaşık 1 ay önce Fransız teknik direktör Enzo, Suudi milli takımına antrenörlük yapmak ve gelecek aşamada takıma liderlik etmek üzere göreve başladı. Bu dönemde Suudi antrenörler var mı, yoksa bu konuda henüz çok mu erken?
Antrenör Enzo, sahada çok fazla deneyime sahip. Bu deneyimlerden yararlanmak ve mümkün olan en iyi sonuçları almak üzere takımda özel olarak görevlendirildi. Ancak Suudi Arabistan Elektronik Ligi’ne baktığımızda, antrenörlerin çoğunun Suudi olduğunu görüyoruz. Prens Muhammed bin Selman Ligi’ne baktığımızda, tüm takım liderlerinin ve koçlarının da Suudi olduğunu görüyoruz.

Suudi Arabistan Spor Bakanlığı tarafından Suudi Arabistan Elektronik ve Entelektüel Spor Federasyonu’na sağlanan desteğin kapsamı nedir?
Her türlü spor dalında, üst düzey liderliklerden büyük destek ve ilgi görüyoruz. Spor Bakanı ve Suudi Arabistan Olimpiyat Komitesi Başkanı Prens Abdülaziz bin Turki el-Faysal’ın sürekli takibi altındayız. Bu durum da değerli ülkemizin e-spor alanındaki hedeflerine ve arzularına ulaşmak için daha çok çalışmamızı sağlıyor.

 


Suudi Arabistan-Katar Demiryolu Projesi: Daha verimli ve sürdürülebilir bir Körfez ulaşım sistemi geliştirmeye yönelik ortak vizyonların somut bir örneği

Suudi Arabistan-Katar Demiryolu Projesi: Daha verimli ve sürdürülebilir bir Körfez ulaşım sistemi geliştirmeye yönelik ortak vizyonların somut bir örneği
TT

Suudi Arabistan-Katar Demiryolu Projesi: Daha verimli ve sürdürülebilir bir Körfez ulaşım sistemi geliştirmeye yönelik ortak vizyonların somut bir örneği

Suudi Arabistan-Katar Demiryolu Projesi: Daha verimli ve sürdürülebilir bir Körfez ulaşım sistemi geliştirmeye yönelik ortak vizyonların somut bir örneği

Suudi Arabistan’ın Ankara Büyükelçiliği Kültür Ateşesi Dr. Faysal b. Abdurrahman Usra

Ortak iş birliğinde yeni bir dönemin tesis edilmesi, bölgede ekonomik ve lojistik entegrasyona yeni bir yapı taşı eklenmesi ve Suudi Arabistan-Katar Koordinasyon Konseyi çalışmaları kapsamında, Körfez ülkeleri arasında modern altyapı alanındaki en büyük adımlardan biri atıldı. Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ile Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamad Al Sani’nin himayesinde, Suudi Arabistan ile Katar arasında yolcu taşımacılığına yönelik hızlı tren projesinin hayata geçirilmesine ilişkin bir anlaşma imzalandı. İki ülke ayrıca, Riyad ile Doha’yı birbirine bağlayacak söz konusu tren projesinin resmen başlatıldığını duyurdu. Hayati öneme sahip proje, iki kardeş ülke arasındaki köklü ve tarihi ilişkilerin derinliğini yansıtmasının yanı sıra, kalkınma alanında iş birliği ve entegrasyonu güçlendirmeye yönelik stratejik bir adım olarak değerlendiriliyor. Proje, sürdürülebilir kalkınmanın pekiştirilmesi ve bölgede daha geniş bir refah ve gelişim ufkuna yönelik ortak iradeyi de ortaya koyuyor. Suudi Arabistan-Katar Hızlı Tren Projesi’nin ilanı, iki ülke arasındaki ilişkilerin ulaştığı düzeyi teyit eden tarihi bir dönüm noktası olarak öne çıkarken, ulaşım sektöründe ikili iş birliğinin somut bir yansıması ve bölge için ortak gelecek vizyonunun sembolü niteliği taşıyor. Modern ve sürdürülebilir bir ulaşım sisteminin geliştirilmesinde iki ülke arasındaki entegrasyonu temsil eden proje, aynı zamanda turizmin büyümesine önemli katkı sağlamayı hedefliyor. Projenin, Suudi Arabistan ve Katar’daki turistik destinasyonlara erişimi kolaylaştırarak ziyaretçi sayısını artırması ve iki başkent arasında kısa ve sık seyahatleri teşvik etmesi bekleniyor.

Suudi Arabistan Ulaştırma ve Lojistik Hizmetleri Bakanı Mühendis Salih el-Casir ile Katar Ulaştırma Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdullah Al Sani tarafından yakın zamanda imzalanan anlaşma, Suudi Arabistan-Katar Hızlı Tren Projesi’nin fiilen başlamasının işaretini veriyor. Proje, İki Kutsal Caminin Hizmetkârı ve Veliaht Prens ile Katar Emiri’nin doğrudan ilgi ve desteği altında yürütülüyor; bu durum, iki kardeş ülke arasındaki entegrasyon projeleri arasında stratejik önemini ortaya koyuyor. Bu devasa proje, aynı zamanda Suudi Arabistan’ın 2030 Vizyonu ve Katar Ulusal 2030 Vizyonu’nun somut bir uygulaması olarak değerlendiriliyor. Proje, iki ülke liderliğinin, daha bağlantılı ve refah dolu bir gelecek yaratma vizyonunu yansıtıyor ve bölgedeki altyapı entegrasyonuna yönelik daha geniş bir çerçevede konumlanıyor; özellikle ulaşım, enerji ve ticaret alanlarında iş birliğini güçlendiriyor. Proje, sürdürülebilir kalkınmanın gerçek bir örneği olarak öne çıkıyor; vatandaşlar arasındaki bağları güçlendirirken, iki ülke arasındaki seyahati daha hızlı, konforlu ve güvenli hâle getiriyor. Ayrıca modern ve sürdürülebilir altyapının geliştirilmesi yoluyla ekonomik büyümeyi destekliyor, yaşam kalitesini artırıyor ve ileri düzeyde ulaşım seçenekleri sunuyor. Hızlı tren hattı, ekonomik çeşitliliğin sağlanmasına, turizmin canlandırılmasına ve ulaşım sektörünün etkinliğinin artırılmasına katkıda bulunacak. Projenin, başta havaalanları ve büyük ekonomik şehirlerle entegrasyonu sayesinde, iki ülke arasındaki ticaret, yatırım ve iş hareketliliğinde önemli değişiklikler yaratması bekleniyor. Böylece proje, iki halk için daha bağlantılı ve refah dolu bir geleceğin inşasında merkezi bir rol oynayacak ve Körfez’deki stratejik bağlantı zincirinin en önemli halkalarından biri olarak değerlendirilecek.

Suudi Arabistan ile Katar arasında inşa edilecek hızlı tren projesi, Riyad ile Doha’yı birbirine bağlamanın ötesinde, iki halk arasındaki tarihi ve kültürel bağların derinliğini de yansıtıyor. Proje, yalnızca bir altyapı yatırımı değil; ortak dini ve kültürel değerleri paylaşan, gelenek ve alışkanlıklarıyla birbirine yakın iki halkın birleşik geleceğini simgeleyen bir sembol niteliği taşıyor. Proje, ülkedeki ulaştırma ve lojistik sektörüne de önemli katkılar sağlayacak. Sektör, Kral Selman bin Abdulaziz’in liderliğinde ve Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın desteğiyle kapsamlı yapısal reformlar ve 280 milyar Suudi riyalini aşan ulusal ve uluslararası yatırım sözleşmeleriyle güçlendirilmiş durumda. Suudi Arabistan, güçlü ve yatırım çekici ulaşım ile lojistik altyapısına sahip bir ülke olarak öne çıkıyor. Riyad-Doha hızlı tren hattı, toplam 785 kilometrelik uzunluğuyla yolculara hızlı ve sürdürülebilir bir seyahat imkânı sunacak. Proje, Riyad’daki Kral Selman Uluslararası Havalimanı ile Doha’daki Hamad Uluslararası Havalimanı’nı birbirine bağlayarak iş ve turizm amaçlı seyahatlerde esneklik sağlayacak. Hattın güzergâhı Riyad, Hufuf ve Dammam olmak üzere üç önemli Suudi şehrine de uzanacak ve toplamda 5 ana yolcu istasyonu yer alacak. Bu istasyonlar, konfor, hız ve akıllı teknolojileri bir araya getirerek modern bir yolculuk deneyimi sunacak. Trenin saatte 300 kilometreyi aşan hızı, iki başkent arasındaki seyahat süresini yaklaşık iki saate indirecek. Bu sayede ticaret ve turizm hareketliliği artacak, ekonomik büyüme desteklenecek ve yaşam kalitesi yükseltilecek. Proje, yıllık 10 milyondan fazla yolcuya hizmet verecek ve Suudi Arabistan ile Katar’daki önemli turistik ve kültürel noktaların keşfini kolaylaştıracak. Ayrıca proje, hafif ve orta ağırlıktaki yük taşımacılığını geliştirerek sınır ötesi lojistik çözümler sunacak, iki ülke arasındaki ticaret hacmini artıracak ve teslim sürelerini kısaltarak operasyonel maliyetleri düşürecek. Yapım ve işletme aşamalarında ise Suudi Arabistan ve Katar’da 30 binden fazla doğrudan ve dolaylı istihdam yaratması öngörülüyor. Tüm bu özellikleriyle proje, bölgesel kalkınmayı destekleyen ve Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) ülkeleri arasındaki entegrasyonu güçlendiren stratejik bir altyapı yatırımı olarak öne çıkıyor.

Bu stratejik projenin altyapı inşaatları, yerel müteahhitlik şirketleri tarafından gerçekleştirilecek; modern tren teknolojileri ise alanında uzman uluslararası şirketler tarafından sağlanacak. Projenin tamamlanması, altı yıllık bir zaman çizelgesine göre yürütülecek ve en yüksek uluslararası kalite ve güvenlik standartlarına uygun olarak gerçekleştirilecek. Tren hattında en son demiryolu teknolojileri ve akıllı mühendislik çözümleri kullanılacak, böylece güvenli ve sorunsuz bir işletme sağlanacak. Proje, çevresel sürdürülebilirliği destekleyerek karbon emisyonlarını azaltacak ve bölgedeki akıllı ve sürdürülebilir ulaşım çözümlerine geçişi teşvik edecek. Böylece ekonomik ve lojistik entegrasyonda yeni bir dönemin temelleri atılmış olacak. Hızlı tren, iki ülke arasındaki ticaret ve turizm hareketliliğinin haritasını yeniden çizecek. Geleneksel ulaşım yollarının ötesine geçerek bireylerin hareketini kolaylaştıracak, turizm ile büyük spor ve eğlence etkinliklerini canlandıracak ve yaşam kalitesini yükseltecek. Projede tamamen temiz enerji kullanılacak; elektrikli trenler sayesinde çevreye olumlu katkı sağlanacak ve bireysel taşımacılıktan toplu taşımaya geçiş, çevresel yükü büyük ölçüde hafifletecek. Altı yıl içinde tamamlanması planlanan proje, güvenli ve sorunsuz işletmeyi garanti eden en son demiryolu ve akıllı mühendislik teknolojilerini bir araya getirecek. Suudi Arabistan-Katar hızlı tren hattı, hız, sürdürülebilirlik ve benzersiz yolculuk deneyimini bir araya getirerek bölgede ulaşım ve seyahat geleceği için yeni bir standart oluşturacak ve yenilik ile ilerlemenin sembolü olacak.

Başarıyı veren Allah’tır…


Suudi Arabistan, ocak ayında yabancıların mülk sahibi olmasına izin vermeye hazırlanıyor

Riyad'da bir caddede seyreden arabalar (Reuters)
Riyad'da bir caddede seyreden arabalar (Reuters)
TT

Suudi Arabistan, ocak ayında yabancıların mülk sahibi olmasına izin vermeye hazırlanıyor

Riyad'da bir caddede seyreden arabalar (Reuters)
Riyad'da bir caddede seyreden arabalar (Reuters)

Suudi Arabistan, gayrimenkul sektöründe yabancı yatırımcılara yönelik yeni bir döneme hazırlanıyor. Ülke, ocak ayında yürürlüğe girecek güncellenmiş yabancı mülkiyet yasası ile yabancı birey ve kuruluşların ülke genelinde gayrimenkul edinimini düzenleyecek. Bu sistem, gayrimenkul sektörünün gayri safi yurt içi hasılaya (GSYİH) katkısını artırmayı ve gelir kaynaklarını petrolden bağımsız olarak çeşitlendirmeyi hedefleyen stratejik bir adım olarak değerlendiriliyor. Söz konusu hedefler, Suudi Arabistan’ın Vizyon 2030 programıyla uyumlu bir yaklaşım sergiliyor.

Uygulamadan sorumlu olan Gayrimenkul Genel Otoritesi, yürütme yönetmeliğini hazırlıyor ve yabancıların mülkiyet ve yatırım yapabileceği bölgeleri belirlemeye çalışıyor. Belirlenen detaylar, sistemin yürürlüğe girmesinden önce kamuoyuna açıklanacak.

Yeni yasa ayrıca, uluslararası profesyonellerin ülkede kalmasını desteklemeyi, şehirleşme ve kentsel yaşam kalitesini artırmayı amaçlıyor.

Mülkiyet kapsamı

Suudi Arabistan Belediye, Köy İşleri ve İskân Bakanı Macid el-Hakil, geçtiğimiz hafta yaptığı bir televizyon röportajında, gelecek ay yabancıların konut amaçlı gayrimenkul edinme sisteminin yürürlüğe gireceğini açıkladı. Bakan, uygulamanın Suudi Arabistan’daki tüm şehirlerde geçerli olacağını, ancak Mekke, Medine, Cidde ve Riyad olmak üzere dört şehirde yalnızca belirlenen bölgelerde mülkiyetin mümkün olacağını belirtti. Ülkede ikamet eden yabancılar ise birer konut sahibi olabilecek.

Öte yandan, sistemin ekonomik sektörler açısından daha esnek olacağı ve ticari, sanayi ve tarım alanlarında yabancıların tüm şehirlerde mülkiyet ediniminin sınırlama olmadan mümkün olacağı kaydedildi.

Suudi Arabistan Belediye, Köy İşleri ve İskân Bakanı Macid el-Hakil (SPA)Suudi Arabistan Belediye, Köy İşleri ve İskân Bakanı Macid el-Hakil (SPA)

Suudi Arabistan Gayrimenkul Genel Otoritesi’nde yabancılar için mülkiyetten sorumlu icra direktörü Fahd bin Süleyman, kasım ayında yaptığı açıklamada, Riyad, Cidde ve kutsal şehirler (Mekke ve Medine) için yabancılara ayrılan bölgelerin hâlâ gözden geçirildiğini ve ‘yakın zamanda’ yeni mülkiyet kurallarını belirleyen yönetmeliklerle birlikte ilan edileceğini duyurdu. Bin Süleyman, söz konusu bölgelerin ‘çok geniş’ olacağını ve büyük ölçekli projeleri kapsayacağını belirterek, bu alanlarda yabancı mülkiyet oranının yüzde 70 ile yüzde 90 arasında olması beklendiğini aktardı. Kutsal şehirlerde satın alma yapacak kişilerin Müslüman olması gerektiğini vurgulayan Bin Süleyman, bunun dışında büyük bir kısıtlama bulunmayacağını ifade etti. Bin Süleyman, “Büyük şartlar yok ve sınırlamalar getirmek istemiyoruz; mevcut yasa ile güncellenmiş yasa karşılaştırıldığında belirgin bir fark görülecek” dedi.

Piyasa tahmini

Uzmanlar ve gayrimenkul sektörü profesyonelleri, güncellenmiş yabancı mülkiyet yasasının yürürlüğe girmesine kısa süre kala, söz konusu sistemin hazır konutlara yönelik ek bir talep yaratacağını ve gayrimenkul piyasasındaki likiditeyi artıracağını belirtti. Uzmanlar, uluslararası şirketlerin Suudi Arabistan’da ofis ve projeler kurmasını teşvik edecek bu sistemin ekonomik aktiviteyi canlandıracağını ve gayrimenkul sektöründe daha istikrarlı ve sürdürülebilir bir büyüme dönemini başlatacağını öngörüyor. Etkinin özellikle Riyad, Cidde, Mekke, Taif, Medine ve turistik bölgelere yakın şehirlerde hissedileceği, yasanın etkilerinin 2026’nın üçüncü ve dördüncü çeyreği ile 2027 yılı boyunca netleşmeye başlayacağı tahmin ediliyor.

Gayrimenkul uzmanı ve pazarlamacı Sakr ez-Zehrani, konuyla ilgili açıklamasında, yasanın uygulanmaya başlamasının Suudi Arabistan gayrimenkul piyasasında dönüm noktası oluşturacağını belirtti. Zehrani, sistemin, geniş bir kesimin kiralamadan mülkiyete geçmesine yol açarak işlem yapan kullanıcı tabanını genişleteceğini vurguladı.

Zehrani, bu dönüşümün hazır konutlar ve planlı konut projelerine yönelik ek talep yaratacağını, satış ve alım hareketliliğini artıracağını ve piyasadaki likiditeyi güçlendireceğini kaydetti.

Gayrimenkul kalitesinin iyileştirilmesi

Zehrani, yabancıların ticari, sanayi ve tarım sektörlerinde tüm şehirlerde mülkiyet edinmesine izin verilmesinin, uluslararası şirketler için Suudi Arabistan’da ofis ve projeler kurma motivasyonunu artıracağı ve bunun ekonomik faaliyetleri canlandırarak gayrimenkul sektöründe daha istikrarlı bir büyüme dönemini başlatacağı öngörüsünde bulundu.

Zehrani’ye göre piyasadaki ilk değişiklikler, gayrimenkul ürünlerinin kalitesinin yükselmesi, geliştiricilerin daha yüksek standartlı ve iyi planlanmış projeler üretmesiyle daha geniş bir alıcı kitlesinin taleplerini karşılamaya yönelik olacak. Ayrıca, yerli ve yabancı yatırımcıların pazara girmesiyle organize arz hacminde de artış yaşanacak.

Yeni sistemin fiyat istikrarını da destekleyeceğini belirten Zehrani, çünkü hem yerleşiklerin hem de yabancıların mülkiyeti genellikle uzun vadeli olup kısa vadeli spekülasyonları sınırlayacağını ifade etti. Yasa ile birlikte uygulanacak yasal ve denetim mekanizmalarının şeffaflığı artıracağını ve finans sektörüne, hem yerleşikler hem de yabancılar için özel finansal ürünler sunma fırsatı sağlayacağını söyledi. Bu durumun kredi hacmi ve piyasa likiditesi üzerinde olumlu etkisi olacağı kaydedildi.

Zehrani, yasanın yürürlüğe girmesinin ilgiyi ve sorgulamaları doğrudan artıracağını, ancak piyasadaki işlemler üzerindeki gerçek etkinin kademeli olarak hissedileceğini belirtti. İlk sinyallerin 2026’nın ikinci çeyreğinde, yabancılar ve yerleşikler için ilk işlemlerin tamamlanmasıyla ortaya çıkmasının beklendiğini söyledi.

Açık göstergelerin 2026’nın üçüncü ve dördüncü çeyreğinde netleşeceğini belirten Zehrani, uygulamanın ilk yılının geçiş dönemi olacağını, en somut etkilerin ise 2026’nın ikinci yarısı ve sonrasında gözlemleneceğini vurguladı.

Coğrafi konuma bağlı olarak değişen etki

Gayrimenkul ve değerleme uzmanı Mühendis Ahmed el-Fekih, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, yeni mülkiyet yasasının etkisinin coğrafi konuma göre farklılık göstereceğini belirterek, en olumlu etkilerin Mekke ve çevresindeki şehirler (Cidde ve Taif) ile Medine’de hissedileceği öngörüsünde bulundu. Riyad’daki gayrimenkul piyasasının ise gayrimenkul mülkiyeti ve yatırımı için yabancı sermayeyi çekmede önemli bir rol oynayacağını ifade etti.

El-Fekih, turizm sektörüne yatırım yapmayı hedefleyen sermayenin, Mekke’ye yakınlığı nedeniyle Taif gibi turistik bölgelere, ayrıca Abha ve Cizan ile Neom projesine yakınlığı sebebiyle Tebük’e yönelmesinin muhtemel olduğunu belirtti.

Uzman, yeni sistemin uygulanmasının ilk yılının piyasanın test edilmesi ve fırsatların değerlendirilmesi açısından bir geçiş dönemi olacağını, gerçek etkinin ise 2027’de, yani ikinci yıl itibarıyla hissedilmeye başlanacağını vurguladı. Ayrıca, yasanın Vizyon 2030 hedefleri doğrultusunda ulusal ekonomide gelir kaynaklarını çeşitlendirmeye ve petrol bağımlılığını azaltmaya katkı sağlayacağını, bu yatırımların Suudi vatandaşlar için yüzbinlerce yeni istihdam fırsatı yaratacağını kaydetti.

Sistem teşvikleri

Suudi Arabistan, Ocak 2026’dan itibaren yürürlüğe girecek olan yeni yabancı mülkiyet yasasıyla gayrimenkul sektöründe kapsamlı bir açılım gerçekleştirmeye hazırlanıyor. Yasayla, Suudi Arabistan’da yabancıların belirlenen coğrafi alanlarda taşınmaz mülkiyeti edinmeleri yasal olarak düzenlenecek. Bu adım, Vizyon 2030 hedefleri doğrultusunda yabancı yatırımları çekmeyi, gayrimenkul sektörünün GSYİH’ye katkısını artırmayı ve ulusal ekonomide petrol dışı gelir kaynaklarını çeşitlendirmeyi amaçlıyor. Yasa ayrıca uluslararası yeteneklerin ülkede istikrarlı şekilde kalmasını ve yaşam kalitesinin yükselmesini hedefliyor.

Yasa kapsamında, yabancılar yalnızca Bakanlar Kurulu’nun belirleyeceği coğrafi alanlarda mülk edinme yetkisine sahip olacak. Bu alanlar, Gayrimenkul Genel Otoritesi’nin önerisi ve Suudi Arabistan Ekonomi ve Kalkınma İşleri Konseyi onayıyla belirlenecek.

Buna göre, Suudi Arabistan’da ikamet eden yabancılar, belirlenen coğrafi alan dışında sadece bir adet konut satın alabilecek. Mekke ve Medine’de mülk edinmek isteyenlerin ise Müslüman olması zorunlu.

Şirketler açısından ise Suudi şirketler yasasına göre kurulan ve hisselerinde yabancı ortak bulunan şirketlere, belirlenen coğrafi alanlarda mülk edinme hakkı tanınıyor; alan dışında ise faaliyet veya çalışan konutları için mülk edinilebilecek.

Yasa, borsaya kayıtlı şirketler, yatırım fonları ve özel amaçlı kuruluşlar için ise Suudi Arabistan genelinde mülk edinme imkânı sağlıyor. Bu haklar, Sermaye Piyasası Kurumu (CMA) tarafından Gayrimenkul Genel Otoritesi ve ilgili kurumlarla koordineli olarak belirlenen düzenlemelerle uygulanacak.

Yasa, özel ikamet programları veya Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) ülkeleriyle yapılan anlaşmalarla tanınan hakları etkilemiyor ve yabancı mülkiyetine ekstra ayrıcalık sağlamıyor.

Ayrıca, yabancılardan yapılacak taşınmaz işlemleri için değerinin yüzde 5’ini aşmayan bir harç alınacak; detaylar yürütme yönetmeliğinde belirlenecek. Kurallara uymayanlar para cezası veya uyarı ile karşı karşıya kalacak; yanlış beyanda bulunanlara 10 milyon riyale kadar ceza uygulanabilecek ve mahkeme kararıyla gayrimenkulün satışı sağlanabilecek.


Guterres,'ten Suudi Arabistan’ın dijital hükümet alanındaki nitelikli ilerlemesine övgü

Mühendis Ahmed es-Suveyyan ve Antonio Guterres, (DGA)
Mühendis Ahmed es-Suveyyan ve Antonio Guterres, (DGA)
TT

Guterres,'ten Suudi Arabistan’ın dijital hükümet alanındaki nitelikli ilerlemesine övgü

Mühendis Ahmed es-Suveyyan ve Antonio Guterres, (DGA)
Mühendis Ahmed es-Suveyyan ve Antonio Guterres, (DGA)

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres, Suudi Arabistan’ın dijital hükümet alanında kaydettiği nitelikli ilerlemeyi övgüyle değerlendirerek, ülkenin ulaştığı seviyenin uluslararası ölçekte örnek teşkil ettiğini ve yenilikçi, etkili kamu hizmetlerinin geliştirilmesine yönelik açık bir kararlılığı yansıttığını söyledi.

Guterres, beraberindeki heyetle birlikte Riyad’daki Dijital Hükümet Kurumu (DGA) İnovasyon Merkezi’ni ziyaret etti. Ziyarette Kurum Başkanı Mühendis Ahmed es-Suveyyan ve Suudi Arabistan’ın New York’taki Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Dr. Abdulaziz el-Vasıl da hazır bulundu.

BM Genel Sekreteri, gelişmiş bir dijital geleceğin inşasına katkı sağlayacak girişimleri desteklemek için ortak iş birliğinin güçlendirilmesinin önemini vurguladı.

cds
Fotoğraf: DGA

Taraflar, görüşmede dijital hükümetlerin geliştirilmesi, inovasyonun desteklenmesi, dijital dönüşüm ekosistemlerinin sürdürülebilirliğinin artırılması gibi ortak konuları ele aldı. Ayrıca Suudi Arabistan’ın sürdürülebilir kalkınma hedeflerini desteklemek ve kamu sektörünün etkinliğini yükseltmek için yürüttüğü dijital yetkilendirme çabaları da değerlendirildi.

Toplantıda, kurum ile BM kuruluşları arasındaki iş birliği imkânları; özellikle bilgi paylaşımı, dijital standartların geliştirilmesi, ortaya çıkan teknolojiler ve yapay zekânın etkinleştirilmesi, kapasite geliştirme ve hizmet kalitesini uluslararası ölçekte yükseltecek ortaklıkların kurulması konularında incelendi.

dsec
Guterres'e Suudi hükümetinin dijital stratejisi hakkında görsel bir sunum yapıldı (SPA)

Guterres, İnovasyon Merkezi’nin dijital kapsayıcılık, hizmet tasarımı, eğitim deneyimleri, yapay zekâ ve yeni teknolojiler gibi alanlarda uzmanlaşmış laboratuvarlarını gezerek merkezde sunulan imkânlara ilişkin bilgi aldı.

Kurum ekibi, Suudi Arabistan’ın dijital hükümet stratejisine ve ilgili BM göstergelerinde kaydedilen ilerlemeye dair bir sunum gerçekleştirerek ülkenin dijital altyapısının olgunlaştığını ve ulusal deneyimin gelişmişliğini ortaya koydu.