2021'de dünyanın en güçlü pasaportları

İngiltere pasaportu olanlar şu anda 60’tan az ülkeye giriş yapabiliyor (Reuters-Arşiv)
İngiltere pasaportu olanlar şu anda 60’tan az ülkeye giriş yapabiliyor (Reuters-Arşiv)
TT

2021'de dünyanın en güçlü pasaportları

İngiltere pasaportu olanlar şu anda 60’tan az ülkeye giriş yapabiliyor (Reuters-Arşiv)
İngiltere pasaportu olanlar şu anda 60’tan az ülkeye giriş yapabiliyor (Reuters-Arşiv)

Henley Pasaport Endeksi’ne göre Japonya, dünyanın en güçlü pasaportları sıralamasında birinciliğini korudu.
The Independent’e göre Japonya, şimdiye kadar yaşanan çalkantılı bir yıla rağmen, seyahat öncesinde vizeye ihtiyaç duymadan sahiplerinin erişebilecekleri destinasyon sayısına göre ilk sıradaki yerini korudu.
193 ülkeye vizesiz (veya varışta vizeli) erişim sağlayan Japonya pasaportunu, 192 ülkeye erişim iznine sahip Singapur ve 192 ülkeye giriş izni olan Güney Kore ve Almanya pasaportu izledi.
ABD ve İngiltere, ortaklaşa birinci sırada yer aldıkları 2014 yılından bu yana, 187 destinasyonla yedinci sırayı paylaşarak listede düşmeye devam etti.
Bununla birlikte, yeni tip koronavirüsün (Kovid-19) bir sonucu olarak pek çok seyahat yasağının uygulanmasıyla birlikte, İngiltere pasaportu sahiplerinin gerçekte şu anda 60’tan az ülkeye erişimi var. Bu da Özbekistan pasaportuna eşdeğer.
ABD pasaportuna sahip olanlar ise, salgın sırasında seyahat özgürlüklerinde yüzde 67’lik bir düşüş gördü ve bu da onlara dünya çapında sadece 61 destinasyona erişim sağladı. Bu da, Henley Pasaport Endeksi’ndeki Ruanda pasaportunun gücüne eşdeğer.
Afgan pasaportuna sahip olanlar ise, önceden vize almadan dünya genelinde sadece 26 ülkeyi ziyaret edebiliyor.
İşte dünyanın en güçlü pasaportları:
1- Japonya (193)
2- Singapur (192)
3- Güney Kore; Almanya (191)
4- İtalya, Finlandiya, İspanya, Lüksemburg (190)
5- Danimarka, Avusturya (189)
6- İsveç, Fransa, Portekiz, Hollanda, İrlanda (188)
7- İsviçre, İngiltere, ABD, Belçika, Yeni Zelanda (187)
8- Norveç, Yunanistan, Malta, Çekya (186)
9- Kanada, Avustralya (185)
10- Macaristan (184)



Kırım'da Ukrayna yapımı İHA ile düzenlenen saldırıda üç kişi öldü

Fire Point fabrikasında üretilen Ukrayna yapımı İHA (AP)
Fire Point fabrikasında üretilen Ukrayna yapımı İHA (AP)
TT

Kırım'da Ukrayna yapımı İHA ile düzenlenen saldırıda üç kişi öldü

Fire Point fabrikasında üretilen Ukrayna yapımı İHA (AP)
Fire Point fabrikasında üretilen Ukrayna yapımı İHA (AP)

Rusya’dan üst düzey bir yetkili, Moskova'nın 2014 yılında ilhak ettiği Kırım'da Ukrayna yapımı bir insansız hava aracı (İHA) ile düzenlenen saldırıda 3 kişinin öldüğünü, 16 kişinin yaralandığını açıkladı.

Rusya destekli Kırım Özerk Yönetimi Başkanı Sergey Aksyonov, Ukrayna'nın turistik Foros beldesini hedef aldığını ve saldırının bir tıp merkezi ile bir okula zarar verdiğini söyledi.

Aksyonov, Telegram üzerinden yaptığı açıklamada, “Güncellenen verilere göre İHA saldırısı sonucunda üç kişi öldü, 16 kişi yaralandı” dedi.

Aksyonov, düşen İHA’nın enkazının, kıyı kenti Yalta yakınlarında da yangına neden olduğunu belirtti.

Rusya Savunma Bakanlığı bu saldırıyı ‘terörist saldırı’ olarak nitelendirdi ve ilk olarak iki kişinin öldüğünü bildirdi.

Öte yandan Ukrayna, saat 22:00 itibarıyla Moskova'nın kendi topraklarında 46 hava saldırısı düzenlediğini açıkladı.

Rusya, uluslararası toplum tarafından kınanan bir referandumun ardından 2014 yılında Kırım'ı ilhak etti ve Kiev ile Batı ülkelerinden Kırım'ı kendi topraklarının bir parçası olarak tanımalarını istedi.

Ukrayna ordusu, Kırım'ı Rusya anakarasına bağlayan köprü de dahil olmak üzere, bölgeye tekrar eden saldırılar düzenliyor.

ABD Başkanı Donald Trump geçtiğimiz ay, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yaptığı zirvenin ardından, barış anlaşmasının bir parçası olarak Ukrayna'nın Kırım'ı geri almasının olasılığını reddetti.


Trump'ın danışmanı 50 bin dolar rüşvet aldı

Tom Homan (Reuters)
Tom Homan (Reuters)
TT

Trump'ın danışmanı 50 bin dolar rüşvet aldı

Tom Homan (Reuters)
Tom Homan (Reuters)

Konuya yakın iki kaynak dün Reuters'a yaptığı açıklamada, ABD Başkanı Donald Trump tarafından atanan sınır bekçisi Tom Homan'ın, Adalet Bakanlığı'nın o zamandan beri kapattığı bir soruşturma kapsamında geçen yıl gizli bir FBI ajanından 50 bin dolar rüşvet aldığını söyledi.

Özel soruşturmaları görüşmek üzere isimlerinin açıklanmaması koşuluyla konuşan kaynaklar, iddia edilen planda Homan'a, Trump yönetimine katıldığında para karşılığında hükümetten göçmenlik sözleşmeleri vaat edildiğini söyledi.

Kaynaklardan biri, FBI Direktörü Kash Patel'in soruşturmanın yaz aylarında kapatılmasını emrettiğini söyledi. Homan'a konuyla ilgili görüş almak için ulaşılamadı.

Patel ve Başsavcı Yardımcısı Todd Blanch dün yaptıkları açıklamada, "Bu dava önceki yönetim döneminde başlatıldı ve FBI ajanları ve Adalet Bakanlığı savcıları tarafından kapsamlı bir şekilde incelendi. Suç teşkil eden bir eyleme dair güvenilir kanıt bulamadılar" dedi.

Açıklamada, "Bakanlığın kaynakları, asılsız soruşturmalara değil, Amerikan halkına yönelik gerçek tehditlere odaklanmalıdır. Sonuç olarak soruşturma kapatıldı" ifadeleri yer aldı.

Bir kaynak, haber ajansına Homan hakkındaki soruşturmanın Ağustos 2024 civarında, eski Başkan Joe Biden'ın yönetiminin sonlarına doğru başladığını ve ayrı bir ulusal güvenlik soruşturmasından kaynaklandığını söyledi.

İki kaynak, söz konusu ayrı soruşturmada sorgulanan kişinin Homan'dan defalarca bahsettiğini ve gelecekteki devlet ihaleleri karşılığında rüşvet aldığını iddia ettiğini belirtti.

Kaynaklar, özenle hazırlanmış gizli bir aldatma operasyonu sonucunda Homan'ın Kava restoran zincirinden bir çantada 50 bin dolarlık rüşvet alırken yakalandığını ve yetkililer olayı kaydettiğini belirtti.

Homan, Trump yönetiminin Amerika Birleşik Devletleri'nde yasadışı yollarla insanları sınır dışı etme kampanyasını yönetiyor. Beyaz Saray, Homan'ın herhangi bir sözleşmenin yapılmasında rolü olmadığını ifade etti.


Filistin devleti tarihi bir tanınmaya kavuşuyor

Dün çekilen bir fotoğrafta, İsrail hava saldırıları sonucu Gazze'de yıkılan veri merkezleri görülüyor. (EPA)
Dün çekilen bir fotoğrafta, İsrail hava saldırıları sonucu Gazze'de yıkılan veri merkezleri görülüyor. (EPA)
TT

Filistin devleti tarihi bir tanınmaya kavuşuyor

Dün çekilen bir fotoğrafta, İsrail hava saldırıları sonucu Gazze'de yıkılan veri merkezleri görülüyor. (EPA)
Dün çekilen bir fotoğrafta, İsrail hava saldırıları sonucu Gazze'de yıkılan veri merkezleri görülüyor. (EPA)

Uzun zamandır beklenen Filistin devleti dün tarihi bir tanımaya kavuştu. Bu tanımanın en dikkat çekeni, yaklaşık 80 yıl önce İsrail'in kuruluşunda tartışmalı rol oynayan İngiltere'ydi.

İngiltere Başbakanı Keir Starmer, Filistin Devleti'nin resmen tanındığını duyurarak, Birleşik Krallık'ın dış politikasında köklü bir değişikliğe işaret etti. Bu karar, aynı kararı alan Kanada ve Avustralya ile neredeyse eş zamanlı geldi.

Batı'nın bu son tanımaları, Suudi Arabistan ve Fransa'nın eş başkanlığında bugün BM Genel Kurul Salonu'nda düzenlenecek olan "iki devletli çözüm" konulu konferansa dikkatlerin çevrildiği bir dönemde gerçekleşti.

Konferansta Suudi Arabistan ve Fransa'nın açılış konuşmaları yapması, ardından Filistin Devleti'ni tanımaya karar veren ülkelerin ve tanımayı planlayan diğer ülke temsilcilerinin konuşması bekleniyor.

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, dün İngiltere, Avustralya ve Kanada'nın Filistin Devleti'ni tanımasını memnuniyetle karşılayarak, bunu "adil ve kalıcı barışa doğru atılmış bir adım" olarak nitelendirdi.

Buna karşılık, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Filistin devletinin kurulması çağrılarına karşı mücadele edeceğini ve kurulmasının İsrail için "varoluşsal bir tehdit" oluşturacağını iddia etti. Netanyahu, yarın başlayacak BM Genel Kurulu'na katılacağını ve ardından ABD Başkanı Donald Trump ile görüşeceğini duyurdu.

Bu arada, Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, dün ABD'li mevkidaşı Marco iRubio'dan bir telefon aldı. Görüşmede, ikili ilişkiler, bölgesel ve uluslararası gelişmeler ve bunları ele almak için yapılan çalışmalar ele alındı.