Rusya’nın ABD’nin Suriye’deki kırmızı çizgilerini ihlal etmesinin 10 nedeni

Washington, BMGK kararının onaylanmasını Moskova'yı diyaloga zorlamayacak bir ‘başarı’ olarak görüyor

BMGK üyesi ülkelerin daimi temsilcileri, önceki gün Suriye'ye yardım ulaştırılması için uluslararası bir mekanizma kurulmasına ilişkin oylamaya katıldılar (BM)
BMGK üyesi ülkelerin daimi temsilcileri, önceki gün Suriye'ye yardım ulaştırılması için uluslararası bir mekanizma kurulmasına ilişkin oylamaya katıldılar (BM)
TT

Rusya’nın ABD’nin Suriye’deki kırmızı çizgilerini ihlal etmesinin 10 nedeni

BMGK üyesi ülkelerin daimi temsilcileri, önceki gün Suriye'ye yardım ulaştırılması için uluslararası bir mekanizma kurulmasına ilişkin oylamaya katıldılar (BM)
BMGK üyesi ülkelerin daimi temsilcileri, önceki gün Suriye'ye yardım ulaştırılması için uluslararası bir mekanizma kurulmasına ilişkin oylamaya katıldılar (BM)

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK), ABD Başkanı Joe Biden ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in geçtiğimiz ayın ortalarında Cenevre'de gerçekleştirdikleri görüşmelerinin ardından temsilcileri arasında yapılan ABD-Rusya ‘anlaşması’ ve gizli müzakerelerden sonra Şam'ın rızası olmadan Suriye'ye ‘sınır ötesi’ insani yardımın ulaştırılması mekanizmasının süresini uzatma kararını oybirliğiyle aldığı doğrudur. Ancak karar, Putin’in ABD’nin bunu ‘diplomatik bir zafer’ olarak sunma girişimlerine rağmen, son on yılda Suriye dosyasıyla ilgili Washington ve müttefikleri tarafından belirlenen  ‘kırmızıçizgilere’ yönelik ihlalleri de içeriyordu.
İşte yeni kararla ilgili 10 not:
1 - Tarihi başarı:  Beyaz Saray, Biden ve Putin'in kararın yayınlanmasındaki iş birliğini överken ABD'li bir yetkili, görüşmenin ‘beklediklerinden daha iyi’ olduğunu söyledi. ABD'nin Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi Linda Thomas Greenfield da Rusya ile nadir bir durum olan böyle bir iş birliğini memnuniyetle karşıladı. Greenfield, oylamadan sonra yaptığı açıklamada, “ABD ve Rusya’nın Suriye halkının çıkarlarına hizmet eden bir insani girişimi paylaşabilmeleri önemlidir” ifadelerini kullandı. Öte yandan bunu tarihi bir anlaşma olarak nitelendiren Rusya’nın BM Büyükelçisi Vassily Nebenzia, “Rusya ve ABD ilk kez hemfikir olmakla kalmadılar, aynı zamanda tüm BMGK üyelerinin destekleyeceği ortak bir metin geliştirdiler. Bunun yalnızca Suriye’nin değil, tüm Ortadoğu bölgesinin ve tüm dünyanın yararlanacağı bir dönüm noktası olmasını temenni ediyoruz” dedi.
2 - Siyasi diyalog: Washington ve Moskova’nın, büyük tavizler verilerek alınsa da kararla ilgili abartılı tutumları, Suriye ve diğer yerler konusunda aralarındaki siyasi diyalogu yeniden başlatmak istediklerini ve ‘Rusya’nın sınırlandırmalarını’ kabul etmeye hazır olduklarını yansıtıyor. Özellikle de Biden'ın Cenevre'de Putin'e kararın süresinin uzatılmasında iş birliği yapılmasının ‘hayati’ olduğunu söylemesi, ABD’nin Fırat Nehri’nin doğusundaki askeri varlığını, Kürtler ve Şam arasındaki diyalogu, terörle mücadeleyi, Suriye'de kapsamlı bir ateşkesi ve BMGK’nın 2254 sayılı kararının uygulamasını içerebilecek bu diyalogun yeniden başlaması için bir koşul olarak yorumlandı.
ABD-Rusya diyalogunda bazı ilerlemelerin kaydedilmesi halinde, BM Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen’in, 2012 tarihli Cenevre Bildirisi’nin Rus yorumuna Batı’nın yaklaşımı ve 2015 tarihli BMGK’nın 2254 sayılı kararı çerçevesinde yaptırımlar, insani yardım, ateşkes, terörizm ve tutukluların takası gibi konuları içeren ‘adım adım’ yaklaşımıyla ilgili girişiminin yeniden canlandırılmasına kapı açabilir.
3 - ABD’nin tavizleri: Biden yönetiminin Beyaz Saray’a gelişinden bu yana başta Dışişleri Bakanı Anthony Blinken olmak üzere ABD’li üst düzey yetkililer, biri Irak’ta, yedi yıl önce alınan 2165 sayılı BMGK kararı ile ikisi Türkiye’de toplam üç geçiş noktasından Suriye’ye insani yardım ulaştırılması için başlatılan mekanizmayı genişletmek istediklerini açıkladılar. Ancak Washington daha sonra, 2014 yılında hazırlanan 2165 sayılı kararın yürürlükte kalması şartıyla taleplerini Türkiye’deki sınır geçiş noktalarından biri olan Bab el-Heva (Cilvegözü Sınır Kapısı) ile tek geçiş noktasına indirdi.
4 - Yorum savaşı: Washington, yardımların Bab el-Heva Sınır Kapısı’ndan yapılmasını bir yıl daha uzatmayı kabul etti, ancak Moskova buna sadece altı ay ile bağlı kaldı. BMGK’nın Bab el-Heva Sınır Kapısı’na ilişkin kararının son versiyonu, , BM Genel Sekreter Antonio Guterres tarafından hazırlanan operasyonlarda şeffaflık ve insani ihtiyaçların karşılanması için sınır ötesi yardımda ilerleme odaklı kapsamlı raporun yayınlanması çerçevesinde 10 Ocak 2022'ye kadar, yani altı ay daha uzatılmasıyla 10 Temmuz 2022’ye kadar ‘yapıcı bir belirsizlik’ içeriyordu.
ABD'li yetkililer, ‘yasal açıklamanın, kararın otomatik uzatılacağı anlamına geldiğini’ söylerken Ruslar, bunun özellikle ‘operasyonların şeffaflığı ve cephe hatları arasında yardım ulaştırma ve insani ihtiyaçlara cevap verme konusunda kaydedilen ilerleme’ ile ilgili olarak ‘Genel Sekreterin (Guterres) raporuna bağlı’ olduğunu söylüyorlar. Bu altı ayın ardından ortaya bir ‘yorum savaşının’ çıkmasına neden oluyor. Londra merkezli uluslararası insani yardım örgütü Oxfam ise, yalnızca altı aylık bir uzatma ile belirsiz bir geleceğin beklendiğine dair endişelerini paylaştı.
5 - Kararın güncellenmesi: Karar ilk olarak 2014 yılında, yani Rusya’nın 2015 yılı sonundaki doğrudan askeri müdahalesinden ve ABD’nin 2014 sonbaharında Suriye'nin kuzeydoğusuna DEAŞ’la Mücadele Uluslararası Koalisyonu (DMUK) kisvesi altındaki müdahalesinden önce çıkarıldı. Ancak Amerikalı müzakereciler, karar metninin güncellenerek ‘Suriyeli yetkililere’ yönelik eleştirilerin silinmesini ve son yedi yılda gerçekleri yansıtan yeni bir dilin kullanılmasını kabul ettiler. Bu arada karar metninde ‘Suriye'nin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne saygı gösterilmesinin’ öngörülmesine rağmen, Şam kararı halen ‘egemenliğin ihlali’ olarak değerlendiriyor.
6 - Erken toparlanma: Washington, Moskova'nın üç kez ‘erken toparlanma’ ifadesi geçen kararda yeni bir dil kullanılması taleplerini kabul etti. Diplomatlar, Avrupa Birliği (AB) Konseyi'nin açıklamasına göre bunun ‘siyasi süreçte somut bir ilerleme kaydedilmesi ve BMGK’nın 2254 sayılı kararının uygulanması öncesinde Suriye'nin yeniden inşasına katkıda bulunmayı reddeden Batılı ülkelerin şartlarını ‘atlatma hamlesi’ olduğunu belirtiyor. Kararda, “İnsani yardım faaliyetlerinin kapsamının, etkilenen nüfusun acil ihtiyaçlarını karşılamaktan daha geniş olduğu ve su, hijyen, sağlık, eğitim ve konut sektörlerinde erken toparlanma projeleri yoluyla temel hizmetlere yönelik desteği de barındırması gerektiği kabul ediliyor” deniliyor.
7 - Yeniden inşa için belirlenen koşullar: Rusya ile Cenevre’de yapılan gizli görüşmelerin yanı sıra Blinken’ın ekibi, Şam'la ‘normalleşmeyi’ reddetmeye ilişkin iki paragrafın silinmesi konusunda kararlıydı. 28 Haziran’da Roma’da düzenlenen Suriye konulu bakanlar toplantısının nihai bildirisinde ‘yeniden yapılanmaya katkıda bulunmak’ konusunda bir takım koşullar belirlendi. Belirtilen paragraflardan birinde Avrupa ülkeleri, “Ancak siyasi süreçte ilerleme olduğunda Suriye’nin yeniden inşası sürecinde yardım sağlamayı düşüneceğiz” ifadelerine yer vermişlerdi. Ancak Roma’daki bakanlar toplantısının nihai bildirisinde bu ifade yer almazken Rusya-ABD anlaşması, ‘toparlama’ finansmanını, insani altyapıyı ve Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) ve diğer kuruluşların faaliyetlerini ‘yasallaştırdı’. Aynı zamanda Şam'daki kuruluşlar da dahil olmak üzere uluslararası insani yardım kuruluşlarını ve ilgili tarafları da bu faaliyetleri desteklemeye çağırdı.
8 - Devlet desteği: Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınıyla ilgili endişelerin dile getirildiği karar metninde, “Salgın, Suriye’deki sağlık sistemi ve insani durum için büyük bir meydan okumayı temsil ediyor” denildi. Kararda, hiçbir ayrım yapılmaksızın Suriye'nin tüm bölgelerine insani yardım ve Kovid-19 aşılarının sağlanmasını kolaylaştırmak için insani yardım çalışanları, tıbbi personel, kullanılan malzemeler ve ulaşım araçları dahil olmak üzere, herhangi bir engelleme veya gecikme olmaksızın tam ve güvenli insani yardıma erişilmesi gerektiği vurgulandı. Karar metni ayrıca uluslararası bir kararla Suriye hükümetine yardım çemberinin genişletilmesine de kapı aralıyor. Biden yönetiminin Suriye hükümetine uygulanan yaptırımlarda tıbbi malzeme, ilaç, insani ihtiyaçlar ve salgınla mücadele konularında istisnalar sağladığı biliniyor.
Moskova, yaptırımların karar metnine konulması için çalışsa da Washington, Caesar (Sezar) Yasası'nın ABD Kongresi’ne dayalı bir yasa olduğunu kabul etmedi. Fakat yeni karar, Şam ile ‘kapsamlı bir normalleşme yelpazesi’ çerçevesinde daha geniş istisnalara ve hoşgörüye kapı aralıyor.
9 - BM ilkeleri: Karar, ‘ilgili tüm tarafların uluslararası insancıl hukukun ilgili hükümlerine ve insani yardım için BM’nin yol gösterici ilkelerine saygı duyulması gereğini’ şart koştu. Bu da BM’nin iki yıl önce hazırladığı ve Şarku'l Avsat'ın bir kopyasına ulaştığı bir belgenin ihlali anlamına geliyor. Belgede, BM çalışanlarının ‘hesap verebilirliğe’ bağlı kalmaları ve Suriye'de ‘savaş suçlarına karışmış’ kişilerle işbirliği yapmamaları gerektiği vurgulanıyor. Söz konusu belge, ‘yeniden yapılanmaya’ alternatif olarak ‘kalkınmaya’ katkıda bulunmayı isteyen BM’nin Şam'daki ofisinin çalışmalarını kısıtlamayı hedefliyor.
Bu belge, BM tarafından New York'taki genel merkezinde iki sayfa olarak hazırlandı. Uluslararası kurumların çalışmaları için katı standartların yer aldığı belgenin metini şu ifadeleri içeriyordu:
“Suriye hükümetinin ve muhalefetinin temsilcileri arasında kapsamlı, ciddi ve müzakere edilmiş bir siyasi geçiş gerçekleştiğinde BM yeniden yapılanmayı kolaylaştırmaya hazır olacaktır.”
‘Suriye'de Birleşmiş Milletler Yardımına İlişkin Standartlar ve İlkeler’ başlıklı belgede, BMGK’nın 2254 ve 2118 sayılı kararları ve Cenevre Bildirisi çerçevesinde ve BM Tüzüğü’nün yanı sıra ilgili BMGK kararlarının ilkeleri doğrultusunda Suriye’nin tüm bölgelerinde hak edenlere destek ve yardım sağlanması için Suriye'de faaliyet gösteren BM çalışanlarının bu standartlara uyması gerektiği vurgulandı.
10 - Hatlar arası: Moskova, Şam ile ‘normalleşmeyi’ teşvik etmek için Batılı ülkelere Şam’a uygulanan tecridi sona erdirerek ve 2254 sayılı BMGK kararını bir kenara bırakarak Suriye hükümetiyle birlikte çalışmaları için baskı yapmak istedi. Bu nedenle, yardımın Suriye içinde ‘etki alanları’ arasında ‘sınırların ötesine’ ulaştırılmasını şart koştu. Karar, BM Genel Sekreteri’nin hazırladığı raporunun, özellikle erken toparlanma ve sınır ötesi projeler çerçevesinde insani yardım dağıtım mekanizması, yararlanıcıların sayısı, işletme ortakları, teslim edilen malzemenin boyutu ve yapısı gibi BM’nin hatlar arası operasyonlarındaki genel eğilimleri içermesini şart koşuyordu.



Etiyopya, Mısır'ı Afrika Boynuzu'nda ‘istikrarsızlaştırma kampanyası’ yürütmekle suçluyor

Rönesans Barajı (Reuters)
Rönesans Barajı (Reuters)
TT

Etiyopya, Mısır'ı Afrika Boynuzu'nda ‘istikrarsızlaştırma kampanyası’ yürütmekle suçluyor

Rönesans Barajı (Reuters)
Rönesans Barajı (Reuters)

Etiyopya Dışişleri Bakanlığı dün yaptığı açıklamada, Mısır’ı Afrika Boynuzu bölgesinde ‘Etiyopya’yı hedef alan bir istikrarsızlaştırma kampanyası yürütmekle’ ve ‘gerilimi artırmaya zemin hazırlamakla’ suçladı.

İki ülke arasında Mavi Nil üzerindeki Rönesans Barajı konusunda süren anlaşmazlığa atıfta bulunan bakanlık, açıklamasında Mısır’ın ‘Afrika Boynuzu’nda Etiyopya’yı merkeze alan, ancak onunla sınırlı olmayan bir istikrarsızlaştırma kampanyası yürüttüğünü’ savundu.

Bakanlık, Mısır’ın ‘diyaloğu reddettiğini ve gerilimi artırma niyetini açıkça ortaya koyan düşmanca söylemini yoğunlaştırdığını’ iddia etti.

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati ise dün yaptığı açıklamada, ülkesinin Etiyopya’nın Rönesans Barajı’na ilişkin tek taraflı adımlarını reddettiğini yineleyerek, “Etiyopya’nın uygulamaları tüm Afrika kıtasının istikrarını tehdit eden ciddi bir tehlike oluşturuyor” dedi.

Mısır Su Kaynakları ve Sulama Bakanlığı da geçen ay yaptığı açıklamada, Etiyopya’nın baraj yönetiminde ‘tek taraflı ve kontrolsüz uygulamalarını’ sürdürdüğünü, bunun ‘havza ülkelerinin hak ve çıkarlarını tehdit eden ciddi riskler barındırdığını’ vurguladı.

Etiyopya, milyarlarca dolara mâl olan dev Rönesans Barajı’nın inşasına Nil Nehri üzerinde 2011 yılında başladı. Mısır ise projeyi, Afrika’nın en uzun nehrindeki tarihi su haklarını tehdit eden bir girişim olarak görüyor.

Afrika Birliği (AfB) arabuluculuğunda Mısır ile Etiyopya arasında yürütülen müzakereler Nisan 2021’de sonuçsuz kalmış; bunun üzerine Kahire, Addis Ababa’ya baskı uygulanması için konuyu Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’ne taşımıştı.


Macron ve Şi Cinping Ukrayna ve ticari İlişkileri görüştü

Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ve Fransız mevkidaşı Emmanuel Macron, Halkın Büyük Sarayı'ndaki tören kıtasını inceliyor (Reuters)
Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ve Fransız mevkidaşı Emmanuel Macron, Halkın Büyük Sarayı'ndaki tören kıtasını inceliyor (Reuters)
TT

Macron ve Şi Cinping Ukrayna ve ticari İlişkileri görüştü

Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ve Fransız mevkidaşı Emmanuel Macron, Halkın Büyük Sarayı'ndaki tören kıtasını inceliyor (Reuters)
Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ve Fransız mevkidaşı Emmanuel Macron, Halkın Büyük Sarayı'ndaki tören kıtasını inceliyor (Reuters)

Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, bugün (Perşembe) Pekin’de Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’u ağırladı. Macron’un ziyareti, Çin ile Avrupa arasındaki ticaret dengesizliğinin giderilmesi ve Pekin’in Rusya ile ilişkilerini kullanarak Ukrayna savaşının sonlandırılmasına katkı sağlaması amacıyla gerçekleşti.

Görüşmede konuşan Şi Cinping, Fransa ile “daha istikrarlı” ilişkilere ihtiyaç duyduklarını belirterek, Çin’in “her türlü dış müdahalenin önlenmesi ve Çin–Fransa kapsamlı stratejik ortaklığının daha istikrarlı hale getirilmesi” için birlikte çalışmaya hazır olduğunu söyledi.

gthy
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un Pekin'deki Büyük Halk Sarayı'nda düzenlenen resmi resepsiyonundan bir kare (Reuters)

Macron ise Çin ile iş birliğinin Ukrayna’daki savaşın sona erdirilmesi açısından “hayati öneme sahip” olduğunu vurguladı. “Dünyada, Ukrayna’da ve çatışmalardan etkilenen tüm bölgelerde barış ve istikrarı desteklemek için birlikte hareket etmeyi sürdürmeliyiz. Birlikte çalışma kapasitemiz kritik” dedi.

Şi Cinping ve eşi Peng Liyuan, Macron ve eşi Brigitte Macron’u başkentteki Halkın Büyük Salonu’nda resmî törenle karşıladı. Macron çifti, Pekin’e gelişlerinde Çin’in üst düzey diplomatı Wang Yi tarafından da karşılanmıştı.

Macron, 2017’den bu yana dördüncü Çin ziyaretinde Başbakan Li Qiang ile de görüşecek. Ardından, daha önce Fransa’ya gönderilen pandaların geri döndüğü Çengdu kentine geçmesi planlanıyor.

Ukrayna’da ateşkes için Çin’e baskı

Macron’un temaslarında Ukrayna’daki savaş da önemli yer tutuyor. Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noël Barrot, Pazartesi günü yaptığı açıklamada, Çin’in Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin daimi üyesi olarak “Moskova’ya baskı uygulayabileceğini” belirtti. “Rusya’nın, özellikle de Vladimir Putin’in ateşkesi kabul etmesi için Çin’e güveniyoruz” dedi.

fgthy
Çin Devlet Başkanı'nın eşi, Fransa Devlet Başkanı'nın eşiyle birlikte, Macron'un Büyük Halk Salonu'ndaki resepsiyonunda (Reuters)

Çin, tüm ülkelerin toprak bütünlüğüne saygı ve barış görüşmelerine dönülmesi çağrısı yapmasına rağmen, 2022’de başlayan işgal nedeniyle Rusya’yı hiçbir zaman açık şekilde kınamadı. Batılı ülkeler, Pekin’i Moskova’nın savunma sanayisi için gerekli askeri bileşenleri sağlayarak Rusya’ya ekonomik destek sunmakla suçluyor.

ju
Çocuklar Fransız cumhurbaşkanını karşılamak için bayrak ve çiçek salladılar (Reuters)

Fransız Cumhurbaşkanlığı, Macron’un görüşmede Şi Cinping’e “Çin’in Rusya’ya savaşı sürdürmesine yardımcı olacak herhangi bir imkân sağlamaktan kaçınması gerektiğini” aktaracağını bildirdi.

Macron’un ziyareti, bu hafta Paris’i ziyaret eden Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy’nin Avrupa’ya destek çağrısının ardından gerçekleşti. Zelenskiy, Macron ve Avrupalı liderlerle yaptığı görüşmeler sonrası “Savaşın adil bir şekilde sona ermesi gerektiği konusunda hemfikiriz” mesajı vermişti.

Ticaret gündemi

Macron’un Çin temaslarında ticaret de önemli bir başlık oluşturuyor. Avrupa Birliği, Çin ile 357 milyar dolarlık büyük bir ticaret açığı veriyor. Macron’un danışmanları, Çin’in daha fazla iç tüketim yapması, Avrupalıların ise daha fazla üretmesi gerektiğini belirtiyor.

Macron, daha önce AB’ye Çin’e olan bağımlılığı azaltma ve teknolojide Avrupalı şirketlere öncelik verilmesi çağrısında bulunmuştu. Geçen ay düzenlenen bir Avrupa teknoloji zirvesinde, “Avrupa’nın ABD ve Çinli teknoloji devlerine bağımlı olmak istemediğini” söylemişti.

Macron, üç gün sürecek Çin ziyaretinin son gününde Sichuan eyaletindeki Çengdu kentini ziyaret edecek. Çinli bir diplomat, Fransa’ya yeni pandaların gönderileceğini açıkladı.

Fransız tarafı, Çengdu ziyaretinin “Çin protokolünde son derece istisnai” olduğunu belirterek, Macron tarafından memnuniyetle karşılandığını ifade etti.


İngiltere, suçluları takip etmek için yüz tanıma teknolojisinin kullanımını artırıyor

Big Brother Watch, yüz tanıma teknolojisinin kullanımının artırılmasını ciddi bir gizlilik ihlali olarak nitelendirdi (Arşiv)
Big Brother Watch, yüz tanıma teknolojisinin kullanımının artırılmasını ciddi bir gizlilik ihlali olarak nitelendirdi (Arşiv)
TT

İngiltere, suçluları takip etmek için yüz tanıma teknolojisinin kullanımını artırıyor

Big Brother Watch, yüz tanıma teknolojisinin kullanımının artırılmasını ciddi bir gizlilik ihlali olarak nitelendirdi (Arşiv)
Big Brother Watch, yüz tanıma teknolojisinin kullanımının artırılmasını ciddi bir gizlilik ihlali olarak nitelendirdi (Arşiv)

İngiltere hükümeti tarafından bugün yapılan bir açıklamada, polislerin suçluları yakalamak için yüz tanıma teknolojisinin kullanımını artıracağını duyururken bu teknolojinin kullanımını denetlemek üzere yeni bir kurum kurulmasını önerdi.

Bu teknoloji, son iki yılda yüz tanıma teknolojisini kullanarak tecavüz, aile içi şiddet ve şiddet suçları dahil olmak üzere bin 300 tutuklama gerçekleştiren Metropolitan Polisi tarafından halihazırda kullanılıyor.

Ancak, İngiltere merkezli sivil özgürlükler örgütü Big Brother Watch, yüz tanıma teknolojisinin kullanımının artırılmasının ciddi bir mahremiyet ihlali olduğunu belirtti.

Avrupa'daki yasaların halkı toplu yüz tanıma gözetiminden koruduğunu söyleyen Big Brother Watch’a göre ancak İngiltere, demokratik dünyadan ayrı bir ülke ve burada halk artık bu kameralar tarafından izleniyor ve neredeyse her gün şüpheli muamelesi görüyor.

Metropolitan Polisi, futbol maçları gibi büyük etkinliklerde, izleme listesindeki kişileri tespit etmek için canlı yüz tanıma teknolojisini halihazırda kullanıyor.

Polis Bakanı Sarah Jones yaptığı açıklamada, yüz tanıma teknolojisinin DNA eşleştirmesinden bu yana suçluları yakalamaya yardımcı olan en büyük atılım olduğunu söyledi.

Jones, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu teknoloji, sokaklarımızdan binlerce tehlikeli suçluyu uzaklaştırmaya yardımcı oldu ve polisin güvenliğimizi sağlamasına destek olmak için muazzam bir potansiyele sahip.”

Hükümet, teknolojinin faydalarını ve gizlilik koruması da dahil olmak üzere halkın güvenliğini sağlamak için gerekli önlemleri incelemek üzere on haftalık bir danışma süreci başlatacağını açıklarken polisin yüz tanıma ve benzeri teknolojileri kullanımını denetlemek ve düzenlemek için tek bir kurum oluşturulmasını önerdi.