Husilerin engelleme girişimlerine rağmen eski Yemen müftüsünün Sana'daki cenazesine binlerce Yemenli katıldı

Sana’da dün Müftü Amrani’nin cenazesine katılan kalabalığın bir kısmı
Sana’da dün Müftü Amrani’nin cenazesine katılan kalabalığın bir kısmı
TT

Husilerin engelleme girişimlerine rağmen eski Yemen müftüsünün Sana'daki cenazesine binlerce Yemenli katıldı

Sana’da dün Müftü Amrani’nin cenazesine katılan kalabalığın bir kısmı
Sana’da dün Müftü Amrani’nin cenazesine katılan kalabalığın bir kısmı

Yemen’de binlerce kişi başkent Sana'da, Yemen'in önde gelen fıkıh alimlerinden eski müftü Kadı Muhammed İsmail Amrani’nin cenaze törenine katıldı. Husi milisler, dün (Pazartesi) gerçekleşen cenaze törenini engellemeye çalışırken, Husi aktivistleri Amrani’nin dini konumunu hafife almaya çalışan paylaşımlarda bulundu.
Kadı Amrani, dün sabah 99 yaşında Sana'daki bir hastanede hayatını kaybetti. Yemen’de uzun yıllar fıkıh dersleri veren Amrani, Yemen’in önde gelen fıkıh alimlerinden biri olarak kabul ediliyordu. Ancak Husiler Sana’yı ele geçirdikten sonra Amrani’nin yerine liderlerinin ailesine mensup birini müftü olarak atadılar.
Husi aktivistleri, Kadı Amrani’nin ölümünden hemen sonra sosyal medyadaki paylaşımlarında, Amrani’nin gruba muhalefet ettiği ve darbelerini desteklemeyi reddettiği gerekçesiyle ona hakaretler eden paylaşımlarda bulundu. Amrani’ye yakın isimler milislerin cenaze törenini engellemeye çalışarak Amrani’nin defnedileceği mezarlığın yerini birden fazla kez değiştirdiklerini, ardından yakınları tarafından cenazesi için başkentin güneyindeki es-Sebin Meydanı yakınında bir mezarlık belirlendiğini ifade etti.
Şarku'l Avsat'a konuşan kaynaklar, Kadı Amrani’nin Sana'nın merkezindeki Huzeyme Mezarlığı’na gömülmesinin planlandığını, ancak milislerin mezar yerini değiştirdiğini, ailesinin ise cenaze için üçüncü bir yer seçerek ed-Dafi Mezarlığı’nı ilan ettiğini belirttiler. 
Kaynaklar, Husilerin defin yerini üç kez değiştirmelerinin nedenini, Amrani'nin cenazesine az kişinin katıldığının görünmesini sağlamak olduğunu ifade ettiler. Ayrıca bu uygulamanın, milislerin Amrani’yi yaşamı boyunca kötülemeye çalıştıktan sonra, ölüm gününde de imajını ve çabalarını çarpıtmaya yönelik başarısız girişimleri çerçevesinde geldiğini belirttiler.
Kadı Amrani'nin ölüm haberinin açıklanmasından saatler sonra Yemenliler taziyelerini iletirken, geniş bir ölüm ilanı kampanyası başlattılar. Bunun üzerine Husi aktivistleri sosyal medyada Amrani’nin şahsına yönelik yoğun bir sözlü saldırı başlatarak, bu ilgiyi hak eden tek kişinin grubun lideri Hüseyin el-Husi olduğunu ifade ettiler. 
Husi darbesi ve Sana ve diğer şehirlerin işgalini takip eden yıllarda, iç siyasi çatışmalara karışmama konusundaki tutumuna rağmen, Husiler Amrani'ye karşı çeşitli taciz ve ihlaller gerçekleştirdi. Husiler kendilerine düşman olarak gördükleri Amrani’nin Sana'daki devasa kütüphanesini ele geçirmek ve onu görevinden almak da dahil olmak üzere çeşitli şekillerde Amrani’yi hedef almaya çalıştılar.
1922'de Sana'da doğan Kadı Amrani, Yemen'de en ünlü çağdaş din adamı olarak kabul ediliyor. Son 30 yıldır aktif olarak yerel gazeteler ve radyolar aracılığıyla fetvalar veren Amrani, aynı zamanda müderris ve kadı olarak çalıştı.

 


Esed rejimi döneminde kaybolan mahkûmların çocuklarıyla ilgili davada hayır kuruluşlarının başkanları tutuklandı

Sednaya Cezaevi’nde olduğu düşünülen kayıp mahkûmların fotoğrafları Şam'ın merkezindeki Merce Meydanı’nda asılı (Reuters)
Sednaya Cezaevi’nde olduğu düşünülen kayıp mahkûmların fotoğrafları Şam'ın merkezindeki Merce Meydanı’nda asılı (Reuters)
TT

Esed rejimi döneminde kaybolan mahkûmların çocuklarıyla ilgili davada hayır kuruluşlarının başkanları tutuklandı

Sednaya Cezaevi’nde olduğu düşünülen kayıp mahkûmların fotoğrafları Şam'ın merkezindeki Merce Meydanı’nda asılı (Reuters)
Sednaya Cezaevi’nde olduğu düşünülen kayıp mahkûmların fotoğrafları Şam'ın merkezindeki Merce Meydanı’nda asılı (Reuters)

Suriye Sosyal İşler ve Çalışma Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ile koordinasyon halinde, Nada el-Gabra, Lema es-Savaf, Rana el-Baba ve devrik rejim döneminde gözaltına alınan ve kaybolan muhaliflerin kayıp çocuklarıyla ilgili dosyada yer alan diğer sanıkların tutuklandığını duyurdu. Kayıp Çocuklar Komitesi Sözcüsü, sanıklara yönelik tutuklama emrinin, çocukların aileleri ve yakınlarının kişisel iddiaları ve açılan davalar üzerine Şam Savcılığı tarafından çıkarıldığını bildirdi.

Kayıp Çocuklar Komitesi Sözcüsü Samir el-Kirbi Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, Şam'daki Lahn el-Hayat Çocuk Bakım Kompleksi'ni yöneten Nada el-Gabra ve Lema es-Savaf ile Şam'daki el-Mubarrah Yetim Sponsorluk Derneği'ni yöneten Rana Muvaffak el-Baba'nın, ‘Şam Cumhuriyet Savcılığı tarafından çıkarılan bir tutuklama emrine göre, kaybolan çocukların dosyasının saklanmasına karışan diğer sanıklarla birlikte tutuklandığını’ belirtti.

El-Kirbi bu önlemin, önceki dönemlerde mahkûmların çocuklarının kaybolmasıyla ilgili davalara karıştıkları yönündeki suçlamaların arka planında geldiğini söyledi. El-Kirbi, “Resmi ve sivil makamların yanı sıra konuyla ilgili herhangi bir bilgiye sahip olan herkesi, bu çocukların akıbetini aydınlatmak ve haklarını güvence altına almak için soruşturma komitesiyle iş birliği yapmaya çağırıyoruz” dedi.

Sosyal İşler ve Çalışma Bakanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre, çocukların dosyasıyla ilgili bir dizi kişi tutuklandı ve bu kişiler, ‘çocukların akıbetiyle ilgili olası suiistimal ve ihlallere karıştıklarından şüphelenildiği için resmi soruşturma altına alındı.’ Söz konusu adımlar, Sosyal İşler ve Çalışma Bakanlığı’nın 2025 tarihli ve 1806 sayılı kararı uyarınca, bu dosyayı araştırmak ve çocukların akıbetini takip etmek üzere özel bir komite oluşturulmasını takiben atıldı.

3 bin 700 çocuk yetimhanelere yerleştirildi

İnsan hakları örgütleri ve medya raporları, eski rejime muhalif mahkûmların Şam'daki yetimhanelere veya çocuk esirgeme kurumlarına yönlendirilen 3 bin 700 çocuğu olduğunu gösteriyor. Esed'in devrilmesi ve kaçışından sonra yayınlanan gizli Suriye istihbarat belgelerine göre, yaklaşık 400 çocuk tutukluluk yılları boyunca muhaliflerin ailelerinden ayrılarak Şam'daki Lahn el-Hayat Çocuk Bakım Kompleksi, Daru’r Rahme Yetimhanesi ve Çocuk Köyleri de dahil olmak üzere dört yetimhaneye yerleştirildi.

 Daru’r Rahme Yetimhanesi Müdürü Beraet el-Eyyubi (SANA)

Daru’r Rahme Yetimhanesi Müdürü Beraet el-Eyyubi (SANA)

Daru’r Rahme Yetimhanesi Müdürü Beraet el-Eyyubi bir televizyon röportajında, eski rejimin yıkılmasından önce 2015-2024 yılları arasında 27 çocuğun kendisiyle birlikte yetimhanede kaldığını ve güvenlik güçlerinin bu çocukları gizli notlarla şube mahzenlerinden yetimhaneye gönderdiğini itiraf etti. Güvenlik güçleri bu çocukları gizli emirlerle yetimhaneye gönderiyor, isimlerini değiştiriyor ve Sosyal İşler ve Çalışma Bakanlığı'ndan yazılı onay almadıkça kimsenin onları ziyaret etmesine izin vermiyordu.

Esma Esed yetimlerle ilgilenmek üzere Şam kırsalındaki SOS Çocuk Köyleri’ni ziyaret etti. (SANA)Esma Esed yetimlerle ilgilenmek üzere Şam kırsalındaki SOS Çocuk Köyleri’ni ziyaret etti. (SANA)

Lahn el-Hayat Çocuk Bakım Kompleksi Müdürü Meys Acib bir televizyon kanalında yayınlanan açıklamalarında, kompleksin geçmişte özel durumları olan çocukları kabul ettiğini ve devrik Devlet Başkanı’nın eşi Esma Esed'in bu çocukların dosyalarını bizzat takip ettiğini itiraf etti. Öte yandan SOS Çocuk Köyleri yetkilileri de 2014-2018 yılları arasında resmî belge ve kayıtları olmayan 139 çocuğu kabul ettiğini ve bunların çoğunu Esed'in yetkililerine iade ettiğini ve o dönemde bakanlıktan bu tür vakaların gönderilmemesini istediğini kabul etti.

Samir el-Kirbi, çocukların akıbetinin belirlenmesi ve halen hayatta olup olmadıkları ya da toplu mezarlara gömülüp gömülmedikleri konusunda, bu çocuklar için özel toplu mezarların varlığının söz konusu olmadığını vurguladı. El-Kirbi, “Bugüne kadar yaptığımız dikkatli araştırma ve incelemeler sonucunda çocuklar için toplu mezarların varlığına rastlamadık, ancak bu çocukların yetimhanelere ve çocuk derneklerine yönlendirildiğini kanıtlayan belge ve kanıtlara sahibiz. Kayıp Çocuklar Komitesi, gerçeği ortaya çıkarmak ve çocukların ailelerine ve yakınlarına adalet sağlamak amacıyla bu dosyaları ilgili bakanlıklarla paylaşıyor” ifadelerini kullandı.

 Suriye İnsan Hakları Ağı’nın (SNHR) Suriye'de Çocuklara Yönelik İhlallere İlişkin 13’üncü Yıllık Raporu, Kasım 2024Suriye İnsan Hakları Ağı’nın (SNHR) Suriye'de Çocuklara Yönelik İhlallere İlişkin 13’üncü Yıllık Raporu, Kasım 2024

Suriye İnsan Hakları Ağı (SNHR), Mart 2011'den bu yana Suriye'de Esed rejimi tarafından en az 23 bin çocuğun öldürüldüğünü, bunlardan 190'ının işkence altında hayatını kaybettiğini ve 5 bin 200 çocuğun da zorla kaybedildiğini belgeledi.

Sosyal İşler ve Çalışma Bakanı Hind Kabavat tarafından kurulan Kayıp Çocuklar Komitesi'nde Adalet, İçişleri ve Vakıflar bakanlıklarından birer temsilci ile devrik rejim döneminde kaybolan kişiler ve mahkûmlar konusunda çalışan sivil derneklerin başkanları yer alıyor.