Cezayir’de ordu komutanları, Halk Hareketi’ni yanıltmak için yalan haberler yaymakla suçlanıyor

Cezayir’de protestoculara karşı elektronik savaş başlatmak için bir generaller ağı kurulduğu öne sürüldü.

Cenevre’deki Cezayirli göçmenler cumartesi günü, ülkelerinde özgürlüklere saygı gösterilmesi talebiyle gösteri düzenlediler. (EPA)
Cenevre’deki Cezayirli göçmenler cumartesi günü, ülkelerinde özgürlüklere saygı gösterilmesi talebiyle gösteri düzenlediler. (EPA)
TT

Cezayir’de ordu komutanları, Halk Hareketi’ni yanıltmak için yalan haberler yaymakla suçlanıyor

Cenevre’deki Cezayirli göçmenler cumartesi günü, ülkelerinde özgürlüklere saygı gösterilmesi talebiyle gösteri düzenlediler. (EPA)
Cenevre’deki Cezayirli göçmenler cumartesi günü, ülkelerinde özgürlüklere saygı gösterilmesi talebiyle gösteri düzenlediler. (EPA)

Cezayir’de Savunma Bakanlığı'ndan üst düzey bir yetkilinin, Halk (Hirak) Hareketi gösterileri sırasında protestocuları yanıltmak amacıyla ‘yanlış haber yaymakla’ suçlandığı bildirildi.
Cezayir’de Fransızca yayınlanan El Watan gazetesi dün, Blida Askeri Mahkemesi'nin (başkentin güneyinde) eski Savunma Bakanlığı Genel Sekreteri Tümgeneral Abdülhamid Geris'i 2019'da Halk Hareketi’ne karşı elektronik bir savaş başlatma görevi üstlenen bir generaller ağını yönetmekle suçladığını yazdı. Gazeteye göre söz konusu ağın başlıca görevleri arasında kamuoyunda öne çıkan isimlere, siyasi aktörlere, hareketin önde gelen protestocularına ve iş insanlarına sözlü saldırıda bulunmak ve onlarca göstericinin adli kovuşturma ve hapis cezasına çarptırılmasına neden olan Amazig bayrağı taşıyanlara karşı internet üzerinden düşmanca konuşmalar yayınlamak yer alıyor. 
Tümgeneral Geris, 2019 sonunda yaşamını yitiren Genelkurmay Başkanı Ahmed Kayid Salih'in yerine geçen askeri liderliğin başlattığı kampanya nedeniyle bir aydır tutuklu bulunuyor. Geris ayrıca, vurgunculuk, pozisyonunun sağladığı etkiyi kötüye kullanma ve zimmete para geçirme suçlamalarıyla yargılanıyor.
El Watan gazetesi, Tümgeneral Geris'in karşılaştığı en ciddi suçlamaların Lojistik Ekipmanlar Merkez Müdürlüğü'ndeki görevi sırasında ve savaş sözleşmeleri ve anlaşmalarının yapılmasında kendisine verilen yetkilerle ilgili olduğunu bildirdi. Geris, Halk Hareketi’nin önde gelen muhaliflerinden Korgeneral Ahmed Kayid Salih rejiminin en güçlü destekçilerindendi. Salih, hareketin ilk dönemlerinde eski Cumhurbaşkanı Abdülaziz Buteflika'nın görevden alınmasına karşı çıktı. Ancak daha sonra pozisyonunu değiştirerek baskı yaptı, Buteflika’yı istifaya zorladı (2 Nisan 2019). Buteflika’nın kardeşi Said Buteflika söz konusu dönemde eski istihbarat şefleri, Korgeneral Muhammed Medin ve Tümgeneral Beşir Tartag'ı hapse attı.
Hareketin ilk ayları, sosyal ağlar ve hükümet yanlısı kamu ve özel medya üzerinden büyük karalama kampanyalarına tanık oldu. Bu kampanyalarda özellikle başkentteki gösterilerde Amazig (Berberi) bayrağı taşıyan göstericiler hedef alındı. Göstericiler, Cezayir'in istikrarını bozmak isteyen yabancı güçler için çalışmak ve hareketi hedeflerinden saptırmak için şüpheli yabancı kuruluşlardan para almak gibi suçlamalarla suçlandılar. Göstericilerden onlarcası ulusal birliğe zarar verme ve ordunun moralini bozma suçlamalarıyla hapsedildi. Ancak Genelkurmay Başkanı Salih’in ölümünün ardından, dijital platformlar aracılığıyla hareket hakkında yanlış bilgi vermekle suçlanarak hapsedilen İç İstihbarat Başkanı Vassini Buizze de dahil olmak üzere birçok yardımcısı görevden alındı ​​ve takip başlatıldı
Türkiye, geçen yıl Ağustos ayında, savcılık soruşturmasından Ankara'ya kaçan Ahmed Kayid Salih'in özel sekreteri Guermit Bounouira’yı iade etmişti. Bounouira şu an yurt dışındaki muhaliflere Cezayir’in devlet sırlarını ifşa etmek suçundan hapiste bulunuyor.
Cezayir’de son iki yılda, orduda üst düzey görevlerde bulunan çok sayıda general hakkında silah anlaşmaları ve sözleşmelerine ilişkin ciddi yolsuzluk suçlamalarıyla adli işlem başlatıldı.
Savunma Bakanlığı, her yıl en yüksek yaklaşık 12 milyar dolar mali ödenek alıyor. Ordu çalışanlarının, özellikle üst düzey komutanların maaşları ve Rusya ile yapılan silah anlaşmaları, parlamento veya Genel Maliye Müfettişliği ve Muhasebe Konseyi gibi kamu parasını kontrol eden organlar tarafından izlenmeyen bütçenin en büyük kısmını oluşturuyor. 

Aktivistlere tutuklama
El-Kabail bölgesindeki güvenlik güçleri önceki gün, siyasi suçlamalar nedeniyle tutuklanan mahkumların serbest bırakılmasını talep etmek amacıyla yerel bir mahkemenin önünde gösteri düzenleyen aktivistleri tutukladı.
Güvenlik güçleri, cumartesi günü Tizi Ouzou'da (başkentin 110 km doğusunda) tutuklanmalarının ardından bir dizi aktivisti serbest bıraktı. Bazılarını da savcılığa sevk etti. Aktivistler, Halk Hareketi’nden aktivistlerin ve hükümet tarafından terör örgütü olarak kabul edilen el-Kabail Bağımsızlık Hareketi üyelerinin yargılanmasını protesto etmek için yerel mahkeme önünde gösteri düzenliyorlardı. Davada Cumhurbaşkanı Abdumecid Tebbun’un düzenlediği etkinlikleri bombalı araçlarla hedef almaya çalışma suçlaması yöneltiliyor.



Gizli belgelerde Batı’yı kararsız bırakan seçimin 30. yıldönümü: Zerval’ın Cezayir zaferi

Eski Cezayir Cumhurbaşkanı Liamin Zeval, 1997 parlamento seçimlerinde oyunu kullanıyor (AFP)
Eski Cezayir Cumhurbaşkanı Liamin Zeval, 1997 parlamento seçimlerinde oyunu kullanıyor (AFP)
TT

Gizli belgelerde Batı’yı kararsız bırakan seçimin 30. yıldönümü: Zerval’ın Cezayir zaferi

Eski Cezayir Cumhurbaşkanı Liamin Zeval, 1997 parlamento seçimlerinde oyunu kullanıyor (AFP)
Eski Cezayir Cumhurbaşkanı Liamin Zeval, 1997 parlamento seçimlerinde oyunu kullanıyor (AFP)

Bugün, Liamin Zerval’ın Cezayir’de Cumhurbaşkanlık seçimlerini kazanmasının 30. yıldönümü. 1991’de Kurtuluş Cephesi’nin kazandığı seçimlerin iptalinin ardından yaşanan krizin ardından, Zerval’ın sandığa gitme kararı Cezayir siyasetinde bir dönüm noktası oldu. O dönemde muhalifler, ordu destekli yönetimin halk desteğinden yoksun olduğunu belirtiyordu. Zerval ise bu argümanı ortadan kaldırdı.

Bu karar büyük bir risk içeriyordu. Kan gölüne dönen Cezayir’de silahlı gruplar oy kullanacakları tehdit ediyor, ana muhalefet partileri ise seçimleri boykot çağrısıyla sabote etmeye çalışıyordu. Buna rağmen Zerval meydan okudu. Cumhurbaşkanlığı kazan sürpriz olmasa da, halkın tehditlere rağmen sandığa gitmesi ve yüksek katılım sağlaması büyük bir sürprizdi. Bu, “terör korkusunu” yıkmak anlamına geliyordu.

Zerval, böylece Cezayir yönetimine bir tür “meşruiyet” kazandırarak terör dönemini sona ermeye başladı. Ertesi yıl düzenlenen parlamento seçimleriyle 1991’de iptal edilen seçimlerin etkisi tamamen silindi. Ordu, silahlı grupları yenilgiye uğrattı ve çoğu, Zerval’ın halefi Buteflika’nın 1999’da çıkardığı af yasasından yararlandı.

Bugün genç kuşaklar, 1990’ların kanlı dönemini ve Zerval’ın seçim zaferinin önemini hatırlamayabilir. “Şarku’l Avsat”, İngiltere Ulusal Arşivi’nden ortaya çıkan belgeler ışığında, 1995 Kasım’ında Zerval’ın zaferini mercek altına alıyor.

de
1995 Cezayir seçimlerinin sonuçlarına ilişkin İngiliz belgesinin bir kopyası (Şarku’l Avsat)

Gizli belgeler, Zerval’ın zaferinin Batı’da kafa karışıklığı yarattığını gösteriyor. Fransa, resmi olarak “tebrik” mesajı göndermekten kaçındı; İngiltere ise Kraliçe II. Elizabeth’in mesaj göndermesini uygun bulmadı, ancak Başbakan bir tebrik iletecekti.

17 Kasım 1995 tarihli bir İngiliz belgesine göre, Zerval oyların %61,34’ünü alarak kesin bir zafer kazandı. Belgede, üç yıldır süren terör ve baskıya rağmen katılımın %75 ile beklentilerin çok üzerinde gerçekleştiği belirtiliyor. Katılım özellikle kadınlar ve gençler arasında yüksekti; bu da yönetim için açık bir mesaj taşıyordu: “Sessiz çoğunluk, laik bir devlette barış içinde yaşamak istiyor.”

Rakip aday Mahfuz Nahnah ise oyların yalnızca %25,38’ini alabildi; yani seçmenlerin büyük çoğunluğu İslami yönetimi reddetti. Ana muhalefet partilerinin boykot çağrısı işe yaramadı; aksine, rejim bu durumdan fayda sağladı. Seçimin meşruiyeti beklenenden daha güçlüydü ve boykot eden partiler uzlaşma mesajları verdi.

Seçimlerin güvenli ve düzenli geçmesi için geniş çaplı askeri ve polis önlemleri alındı. Bazıları seçimlere hile karıştırıldığını iddia etse de, belgeler sürecin dürüst ve şeffaf olduğunu, sonuçların teknik olarak doğru olduğunu gösteriyor. Ancak analistler, Zerval’ın askeri desteğin gölgesinden çıkıp çıkamayacağı konusunda temkinliydi.

Belgeler göre , Zerval’ın hem diyalog hem de terörle mücadeleye dayalı ikili politikayı sürdüreceğini, ancak önceliğinin terörle mücadele olacak. 1996 parlamento seçimleri, boykot eden muhalefet için bir teşvik unsuru olabilirdi, ancak İslami Kurtuluş Cephesi’nin yeniden rehabilitasyonu uzak durdu. Uzun vadeli istikrar konusunda sosyal ve ekonomik sorunların çözülmemiş olması endişe yarattı.

Uluslararası tepkiler “temkinli iyimserlik” şeklindeydi. Avrupa Birliği, yüksek katılım ve şiddetsiz seçimlerden memnundu ve reform programlarına desteğini sürdürmeyi planlıyordu.

Fransa, resmi olarak ılımlı bir tepki verdi; Chirac mesaj gönderecek, ama “tebrik” kelimesini kullanmayacaktı. Özel olarak, Fransız hükümeti sonuçtan memnundu; yüksek katılım, İslami Kurtuluş Cephesi ve Sosyalist Güçler Cephesi’ni zayıflatmıştı.

İngiltere başbakanı tebrik mesajında siyasi diyaloğa başlama isteği ve İngiliz şirketlerinin (BP’nin milyar dolarlık ihaleye girmesi) çıkarlarına değindi. Kraliçe’nin mesaj göndermesi ise askeri rejimin sicili nedeniyle uygun görülmedi.

Zerval’ın 30 yıl önceki zaferi, Cezayir’de terör korkusunu aşan bir halk iradesinin simgesi olarak tarihe geçti.


Trump'ın Afrika'dan Sorumlu Kıdemli Danışmanı Boulos: Sudan'daki savaş dünyanın en büyük insani krizi

Faşir’in HDK’nın eline geçmesinin ardından kentten kaçan Sudanlılar (AFP)
Faşir’in HDK’nın eline geçmesinin ardından kentten kaçan Sudanlılar (AFP)
TT

Trump'ın Afrika'dan Sorumlu Kıdemli Danışmanı Boulos: Sudan'daki savaş dünyanın en büyük insani krizi

Faşir’in HDK’nın eline geçmesinin ardından kentten kaçan Sudanlılar (AFP)
Faşir’in HDK’nın eline geçmesinin ardından kentten kaçan Sudanlılar (AFP)

ABD Başkanı Donald Trump'ın Afrika'dan Sorumlu Kıdemli Danışmanı Massad Fares Boulos, Sudan'daki savaşı ‘dünyanın en büyük insani krizi’ olarak tanımladı. Boulus, Fransız Haber Ajansı AFP’ye yaptığı açıklamada diplomatik çabaların barışa doğru ilerleme sağlamasını umduğunu söyledi.

Sudan’da 2023 yılının nisan ayında Abdulfettah el-Burhan liderliğindeki ordu ile eski yardımcısı Muhammed Hamdan Dagalu (Hamideti) liderliğindeki Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasında savaşın patlak vermesinden bu yana, on binlerce kişi hayatını kaybetti ve yaklaşık 12 milyon kişi yerinden edildi.

HDK, geçtiğimiz ekim ayı sonlarında, Sudan’ın Darfur bölgesinin batısında yer alan stratejik öneme sahip olan Faşir şehrini 18 ay süren kuşatmanın ardından ele geçirdi. Bu süreçte toplu katliamlar ve cinsel şiddet olayları yaşandığına dair haberler basına yansıdı.

dsfrg
Faşir’deki çatışmalardan kaçarak Tavile’deki bir mülteci kampına sığınan çocuklar, 3 Kasım 2025 (AP)

Boulos, Katar’ın başkenti Doha'da AFP’ye, Sudan'daki çatışmanın ‘günümüz dünyasındaki en büyük insani kriz ve en büyük insani felaket’ olduğunu söyledi.

Trump'ın Afrika'dan Sorumlu Kıdemli Danışmanı, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Faşir’de özellikle son iki-üç hafta içinde yaşananları ve o videoları hepimiz gördük. O haberleri gördük. Bu zulümler kesinlikle kabul edilemez. Bu durum bir an önce sona ermeli.”

Washington, savaşan tarafları Sudan'da ateşkes ilan etmeye çağırdı.

Ordu yanlısı Sudan hükümeti, ABD'nin ateşkes önerisiyle ilgili toplantının ardından savaşa devam edeceğini açıkladı.

HDK ise arabulucuların insani ateşkes önerisini kabul ettiğini duyururken, savaşmaya devam ediyor.

ABD'nin Sudan'daki arabulucu ortaklarıyla birlikte her iki tarafı da ‘üç aylık insani ateşkes’ üzerinde anlaşmaya çağırdığını söyleyen Boulos, ‘ateşkesin tartışıldığı ve müzakere edilmek üzere olduğunu’ belirterek, Tarafları bu öneriyi kabul etmeye ve gecikmeksizin derhal uygulamaya koymaya çağırdıklarını söyledi.

xssadf
Faşir’deki HDK üyeleri (AFP)

ABD, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Mısır, geçtiğimiz eylül ayında, önce insani yardım için ateşkes, ardından kalıcı ateşkes ve sivil yönetime geçiş için ortak bir bildiri yayınladı. Ancak bildiride savaşan tarafların hiçbirinin geçiş sürecine katılmayacağı belirtildi.

Boulos, ABD’nin ortaklarıyla birlikte, sivil yönetime geçiş de dahil olmak üzere daha geniş kapsamlı plan konusunda ‘önümüzdeki haftalarda bazı ilerlemeler kaydetmeyi’ umduğunu belirtti.

ABD’li yetkili, ‘en büyük önceliğin insani boyut ve insani ateşkes olmaya devam ettiğini’ vurguladı.


Irak’ın yeni parlamentosunda ‘siviller’ yok

IKBY’deki bir sandıkta oy kullanan bir seçmen (AFP)
IKBY’deki bir sandıkta oy kullanan bir seçmen (AFP)
TT

Irak’ın yeni parlamentosunda ‘siviller’ yok

IKBY’deki bir sandıkta oy kullanan bir seçmen (AFP)
IKBY’deki bir sandıkta oy kullanan bir seçmen (AFP)

Irak’ta geçtiğimiz hafta yapılan genel seçimlerde sadece Basra'daki Fav-Zaho İttifakı adayının bir sandalye kazandığı muhalefet kanadındaki üç ittifakın ezici bir yenilgiye uğramasıyla yeni parlamentoda sivil güçlerin temsiliyeti tamamen ortadan kalktı.

Sivil ittifaklar arasında Bedil, Sivil Demokratik Hareket, Fav-Zako ve Medeniyyun yer alıyordu ve yaklaşık 389 aday vardı. Ancak bu adayların çoğu, ittifak liderlerinin ‘sıfır’ olarak nitelendirdiği sonuçlar aldı.

Adaylar, geleneksel partilerin sahip olduğu etki ve finansman ağlarının belirleyici bir rol oynadığını, sivil güçlerin ise iç çekişmelerden ve zayıf organizasyon ve finansmandan şikayet ettiğini söylediler. Ayrıca, destekçileri arasındaki güven eksikliği ve katılımın azalmasının kazanma şanslarını düşürdüğünü de eklediler.

Adaylar, yenilgilerinin ‘seçimler adaletsizliğin olması’, siyasi finansmanın denetlenmemesi ve nüfuzlu grupların seçmenler üzerinde baskı kurmasından kaynaklandığını söylediler.