Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr'ın seçimleri boykot kararı siyasi bir manevra mı?

Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr'ın seçimleri boykot kararı siyasi bir manevra mı?
TT

Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr'ın seçimleri boykot kararı siyasi bir manevra mı?

Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr'ın seçimleri boykot kararı siyasi bir manevra mı?

Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr seçimleri boykot kararı alarak, Mustafa el-Kazımi hükümetinden desteğini çektiğini açıkladı. Kamuoyu araştırmaları Sadr’ın siyasi kaderi ve yerel ve bölgesel kabul edilebilirlik düzeyi konusunda olumlu bir tablo ortaya koyuyordu. İran'ın Irak'taki nüfuzu için tartışmalı bir rol oynayabilirdi. Sadr, dün (Perşembe) televizyonda yaptığı bir açıklamada, "ülkenin geri kalanını korumak için yaklaşan seçimlere katılmayacağını ve hiçbir partiyi desteklemeyeceğini" söyledi. Sadr ayrıca mevcut ve gelecek hükümeti desteklemeyeceğinin de altını çizdi.
Sadr, hareketin ileri gelen isimleriyle yaptığı bir dizi açık oturumla boykotun yolunu açtı. Necef kentinde düzenlenen bu oturumlarda Sadr, “Yakında ölümümü bekleyin” gibi sözler kullanarak destekçilerini endişeye sürükleyen açıklamalar yaptı. Sadr ayrıca "Biz (Sadr Hareketi) Erbil Havalimanı'nı bombalarsak ne olur?" diyerek rakiplerine meydan okuma fırsatını da kaçırmadı.
Sadr Hareketi lideri, dün yaptığı boykot duyurusunda yıllardır hareketsiz olan “Mehdi Ordusu” ve “Vaat Edilen Gün Tugayı” pankartlarının önünde boy gösterdi. Bu, Sadr'ın karmaşık mesajlar yayınlama arzusunu açıklayabilir.
Görünüşe göre Sadr'ın kararı önümüzdeki Ekim ayında erken seçim düzenleme yönündeki siyasi iradeyi kırdı. Sadr’ın kararı elektrik ve sağlık sektörlerinde ciddi krizler patlak vermesi nedeniyle, kendisi, hükümetteki ve parlamentodaki temsilcileri için iki zor ayın ardından geldi.
Irak, Temmuz ayının başından bu yana elektrik hizmetinin bozulmasıyla ilgili öfkeli protestolara tanık oldu ve Nasıriye'deki bir hastanede çıkan yangının ardından atmosfer çok gerildi.
Sadr’a yakın isimlerin bildirdiğine göre hareketin lideri hükümetin performansındaki açığı kapatmak ve Irak'ta beyaz sayfa olarak bilinen mali politikaları desteklemek için yüksek bir siyasi bedel ödediğine inanıyor. Ancak söz konusu mali politikalar Irak dinarının değer kaybetmesine ve genel ticari faaliyetlerde benzeri görülmemiş bir karışıklığa yol açtı.
Sadr'a yakın bir politikacı, Şarku'l Avsat'a şunları söyledi: "Sadr Hareketi lideri, protesto hareketinin kendisine karşı dönmesinden bu yana muazzam bir baskı altında. Bu da onu bu kararı almaya itti. Sadr, elektrik santrallerinde ve bazı hastanelerde meydana gelen son kazaların sadece seçimlerden birkaç ay önce bir karşı kampanyada kendisini hedef aldığını düşünüyor.”
Sadr seçimlere ilişkin konuşmasında şunları söyledi: “Seçimlerin başarılı geçmesini ve iyilerin kazanmasını diliyorum.”
Seçimlerin Sadr'ın katılımı olmadan gerçekleşmesi pek olası değil ve eğer boykotta ısrar ederse; seçimler gelecek yıla ertelenebilir.
Şii ve Sünni bloklardan 3 siyasi lidere göre, seçimleri gelecek Nisan'a ertelemek çok mümkün. Ancak bu, seçim haritasını değiştirebilir; seçime katılan kuvvetleri de değiştirebilir. Olası değişiklikler, bir sonraki Ekim seçimlerine katılmayacağını açıklayanları etkileyebilir.”         
Böyle bir senaryoda, Sadr, müttefik haritasında ayarlamalar yaparak ve muhalifleri daha da zayıflatarak seçim sahnesindeki aktörleri değiştirmeye yönelik siyasi bir manevra ile seçimleri erteleme hamlesinde bulunmuş olabilir.
Sadr, kritik anlarda geri çekildiği vilayetlerde kendisini farklı kılan zengin bir geçmişe sahip. Sadr Hareketi lideri, Irak güç dengesi içinde çok kez yeniden konumlanmayı başarmıştır.
Ancak Sadr'ın son hamlesi çok fazla risk içeriyor. Çünkü boykot kararının, siyasi paranın ve silahlı grupların etkisi altında serbest seçimlere zaten şüpheyle yaklaşan siyasi aktörlerin yanı sıra toplumun geniş kesimleri tarafından desteklenmesi muhtemeldir.
Sadr’ın pozisyonlarını bir dalgalanmalar ve çelişkiler demeti olarak değerlendirmek güç; aksine, onun benimsediği pozisyonlar kazanan kartlarını değişkenlere göre çeşitlendirmek için kullandığı bir dizi hesaplanmış manevradır. Sadr'ın son kararı, geçmiş seçimlerde yaptıklarından uzak olmayacak. Sadr'ın geri dönmeyeceğinden emin olamayız. Boykotun siyasi meyvelerini toplayınca kararını değiştirebilir. Sadr Hareketi’ne yakın isimlerden biri Sadr’ı seçimleri boykot etmeye iten nedenin "son on yılda belirleyici roller oynayan ve dini karizma ile her zaman birleşen siyasi varlığını sürdürme konusundaki ısrarlı arzusu" olduğuna inanıyor.



Katz: Gazze'nin silahsızlandırılması, Hamas'ın tüm tünellerinin yok edilmesi anlamına geliyor

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, Genelkurmay Başkanı Zamir ve ordu komutanlarıyla yaptığı görüşmede (Telegram kanalı)
İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, Genelkurmay Başkanı Zamir ve ordu komutanlarıyla yaptığı görüşmede (Telegram kanalı)
TT

Katz: Gazze'nin silahsızlandırılması, Hamas'ın tüm tünellerinin yok edilmesi anlamına geliyor

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, Genelkurmay Başkanı Zamir ve ordu komutanlarıyla yaptığı görüşmede (Telegram kanalı)
İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, Genelkurmay Başkanı Zamir ve ordu komutanlarıyla yaptığı görüşmede (Telegram kanalı)

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz bugün yaptığı açıklamada, rehinelerin iadesinin ardından İsrail'in önündeki en büyük engelin, Gazze Şeridi'ndeki tüm Hamas tünellerinin doğrudan veya ABD liderliğinde kurulan uluslararası mekanizma aracılığıyla imha edilmesini sağlamak olacağını söyledi.

İsrail Savunma Bakanı, "Bu, Gazze'nin silahsızlandırılması ve Hamas'ın silahsızlandırılması konusunda mutabık kalınan ilkenin uygulanmasının temel amacıdır" ifadelerini kullandı.

Katz, X platformu üzerinden orduya bu görevi yerine getirmeye hazırlanmaları talimatını verdiğini söyledi.

Bir Hamas yetkilisi, ABD Başkanı Donald Trump'ın Gazze barış planında yer alan Filistinli grubun silahsızlandırılması talebinin "müzakere dışı" olduğunu vurguladı.

Şarku'l Avsat'ın AFP'den aktardığına göre isminin açıklanmasını istemeyen yetkili yaptığı açıklamada, "silah teslimi konusunun söz konusu ve gündemde olmadığını" söyledi.

Bu açıklamalar, İsrail ile hareket arasındaki ateşkesin ikinci gününde geldi.

İsrail ve Hamas, perşembe günü Mısır'ın tatil kenti Şarm el-Şeyh'te, Gazze Şeridi'nde iki yıldır süren savaşın sona ermesinin önünü açan bir anlaşma imzaladı. Anlaşma, ateşkesi ve İsrail hapishanelerindeki Filistinli tutuklularla İsrailli rehinelerin takasını içeriyor.

Ancak taslak anlaşmada, Başkan Trump'ın yirmi maddesinde, Hamas'ın silahsızlandırılması ve savaşın sona ermesinin ardından Trump başkanlığında uluslararası bir geçiş yönetiminin (Barış Konseyi) Gazze Şeridi'nin kontrolünü devralması şart koşulan planındaki bazı maddelere herhangi bir atıf yer almıyordu.

Trump, Hamas'ın silahlarını teslim etme konusunun barış planının ikinci aşaması kapsamında ele alınacağını ifade etti.


Lübnan "Gazze sonrası" bir savaştan endişe ediyor

Lübnanlılar, Güney Lübnan'da bombalanan bir ağır ekipman gurubunun kalıntılarını inceliyor (Reuters)
Lübnanlılar, Güney Lübnan'da bombalanan bir ağır ekipman gurubunun kalıntılarını inceliyor (Reuters)
TT

Lübnan "Gazze sonrası" bir savaştan endişe ediyor

Lübnanlılar, Güney Lübnan'da bombalanan bir ağır ekipman gurubunun kalıntılarını inceliyor (Reuters)
Lübnanlılar, Güney Lübnan'da bombalanan bir ağır ekipman gurubunun kalıntılarını inceliyor (Reuters)

Lübnan, İsrail'in dün ülkenin güneyindeki el Musaylih bölgesindeki ağır makine parkurlarını hedef alan hava saldırılarının ardından "Gazze sonrası" bir savaştan endişe ediyor. Saldırılarda bir kişi öldü, birçok kişi yaralandı ve çok sayıda ağır makine ekipmanları imha edildi.

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, “Ateş ve öldürme yoluyla siyasi yaşamlarını sürdürme ihtiyaçlarını sağlamak için Gazze'yi Lübnan'da telafi etmeyi düşünen var mı?” diye sorarak, savaş korkusunu dile getirdi. Öte yandan Lübnan Dışişleri Bakanlığı yaptığı açıklamada, baskınların “Lübnan ordusunun silahların tekelinin meşru güçlerin elinde olmasını sağlamak ve Lübnan'ın güneyinde güvenlik ve istikrarı korumak için gösterdiği ulusal çabaları engellediğini” belirtti.

Kazı ekipmanı depolarına yapılan baskınlar, Lübnan'da İsrail'in yeniden inşa çalışmalarını ve molozların kaldırılması için makine kullanımını engellemeye çalıştığı, ayrıca sivil kaynakları ve Lübnan varlıklarını hedef aldığı izlenimini güçlendirdi.


İsrail, Güney Lübnan'a düzenlediği hava saldırısında bir Hizbullah üyesini öldürdüğünü açıkladı

Bir kadın, Güney Lübnan'daki el-Müseylih’te dün İsrail hava saldırısının yapıldığı yerde yanmış tarım ekipmanlarının yanından geçiyor (AFP)
Bir kadın, Güney Lübnan'daki el-Müseylih’te dün İsrail hava saldırısının yapıldığı yerde yanmış tarım ekipmanlarının yanından geçiyor (AFP)
TT

İsrail, Güney Lübnan'a düzenlediği hava saldırısında bir Hizbullah üyesini öldürdüğünü açıkladı

Bir kadın, Güney Lübnan'daki el-Müseylih’te dün İsrail hava saldırısının yapıldığı yerde yanmış tarım ekipmanlarının yanından geçiyor (AFP)
Bir kadın, Güney Lübnan'daki el-Müseylih’te dün İsrail hava saldırısının yapıldığı yerde yanmış tarım ekipmanlarının yanından geçiyor (AFP)

İsrail ordusu, Güney Lübnan'da bir insansız hava aracı (İHA) saldırısını doğrulayarak, Hizbullah'ın güçlerini yeniden tesis etme çalışmalarında yer alan bir militanın öldürüldüğünü duyurdu.

Ordu sözcüsü Avichay Adraee, bugün Twitter'da yaptığı açıklamada, hava saldırısının Kalaviye ve Khirbet Silim kasabaları yakınlarında gerçekleştirildiğini duyurdu.

İsrail ordusu, söz konusu kişinin Kasım 2024'te varılan ateşkesi ihlal ederek Güney Lübnan'daki Hizbullah'ın askeri altyapısını onarmak için çalıştığını belirtti.

İsrail ordusu ayrıca, dün Güney Lübnan'daki Blida kasabasında Hizbullah'ın altyapısını onarmak için kullandığı bir inşaat aracına İHA saldırısı düzenlediğini bildirdi.

Lübnan'ın resmi Ulusal Haber Ajansı, "İsrail'e ait bir İHA’nın dün Güney Lübnan'ın Kalavi kasabasında bir arabayı hedef alan hava saldırısı düzenlediğini ve bir kişinin şehit düştüğünü" bildirdi. Ajans, hava saldırısının kasabanın içindeki Tabbale mahallesindeki bir devlet okulunun yakınında güdümlü füzeyle gerçekleştirildiğini belirtti.

Bir İsrail İHA’sı dün sabah Güney Lübnan'daki Kfar Kila kasabasına ses bombası attı.

İsrail'in, 27 Kasım 2024'te yürürlüğe giren Lübnan ile düşmanlıkların durdurulması anlaşmasının şartlarına uymadığı belirtilmelidir. Şarku'l Avsat'ın aldığı bilgiye göre İsrail güçleri, Güney Lübnan'da neredeyse her gün arazi düzenlemesi ve baskınlar gerçekleştirmeye devam ediyor ve Lübnan topraklarında beş noktada konuşlanmasını sürdürüyor.