Rusya Savunma Bakanı Şoygu: Rus ordusu Suriye'de 320'den fazla silah test etti

26 Haziran'da Suriye'nin batısındaki Hmeimim Üssü’nden havalanmaya hazırlanan Kinzhal füzeleri taşıyabilen modern MiG-31K avcı uçağının yanında duran Rus askerleri (Russia Today)
26 Haziran'da Suriye'nin batısındaki Hmeimim Üssü’nden havalanmaya hazırlanan Kinzhal füzeleri taşıyabilen modern MiG-31K avcı uçağının yanında duran Rus askerleri (Russia Today)
TT

Rusya Savunma Bakanı Şoygu: Rus ordusu Suriye'de 320'den fazla silah test etti

26 Haziran'da Suriye'nin batısındaki Hmeimim Üssü’nden havalanmaya hazırlanan Kinzhal füzeleri taşıyabilen modern MiG-31K avcı uçağının yanında duran Rus askerleri (Russia Today)
26 Haziran'da Suriye'nin batısındaki Hmeimim Üssü’nden havalanmaya hazırlanan Kinzhal füzeleri taşıyabilen modern MiG-31K avcı uçağının yanında duran Rus askerleri (Russia Today)

Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu’nun, dün Rus ordusunun Suriye'deki askeri operasyonlar sırasında 320'den fazla silah modelini test ettiğini açıkladı. Bunun üzerine, Suriye savaşı sırasında Rus askeri silahlarının test edilmesi dosyası bir kez daha gündeme geldi. Moskova birkaç ay öncesine kadar Suriye topraklarında 231 gelişmiş silahı test ettiğini açıklamıştı. Bu durum, bir yıldan uzun bir süre önce ülkede operasyonların sona erdiğinin duyurulmasına rağmen, bu testlerin hala devam ettiğini gösteriyor.
Rus helikopter üreticisi Rostvertol şirketinin uzmanları ve tasarımcılarıyla görüşen Şoygu, Suriye’deki operasyonlar sırasında askerlerin Rostvertol’ün ürettiği helikopterler de dahil 320’den fazla silah çeşidini test ettiğini ifade etti. Rus bakan ayrıca Suriye'deki harekat sonucunda helikopterlerin silah sistemlerinin önemli bir gelişme kaydettiğini de ifade etti.
Özellikle teçhizatı ve helikopterleri güvence altına almak için hava savunma sistemlerinden veya MANPAD’lardan (Taşınabilir hava savunma sistemi) daha uzun menzile sahip silahlara ihtiyaç duyulduğunu dile getiren Şoygu, Rostvertol şirketi yöneticilerine hitaben: “Rusya, bugün bu tür silahlara sahip. Bu, Suriye'deki operasyon ve sizin çalışmalarınız sayesinde gerçekleşti” dedi.
Rusya'nın Suriye'deki Rus silah denemeleri hakkındaki açıklaması yeni değil. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin daha önce Suriye’deki operasyonları, Rus Ordusu’nun savaş kabiliyetini geliştirmek ve yeni silahları denemek için “paha biçilemez bir fırsat” olarak nitelendirmişti. Şoygu'nun dün yaptığı konuşmada dikkat çekici olan, Rusya'nın operasyonların durdurulduğuna dair resmi açıklamada bulunmasının üzerinden uzun bir süre geçmesine ve bir yılı aşkın bir süre önce ateşkes ilan edilmesine rağmen Suriye topraklarında silah testlerinin devam ettiğini ifade etmesiydi. Bakan Şoygu’nun, son aylarda test edilen silah ve teknolojilerin sayısının geçen Mart ayı verilerine göre 231'den 320'ye çıktığına dair açıklaması da bir başka dikkat çeken açıklama oldu. Bu, yaklaşık yüz yeni silah modelinin, operasyonların durdurulduğu koşullarda doğrudan sahada test edildiği anlamına gelir.
Rus medyası, geçen Mart ayında Rus askeri web sitesi Military Files tarafından yayınlanan bir rapora atıfta bulunarak, Moskova'nın Suriye'de 2015'ten bu yana en gelişmiş silahları test ettiğini ve bunların sayısının 200'ü aştığını bildirdi. Rapor, Sukhoi savaş uçaklarının çoklu saldırı ve bombardıman modellerinin ve Tu-95 ve Tu-160 stratejik bombardıman uçaklarının test edildiğini kaydetti. Yılın başında Sukhoi firması tarafından üretilen Rusya'nın en gelişmiş uçağı Su-57'nin Suriye'ye gönderildiği açıklanmıştı. Orlan-10 insansız hava araçlarının yanı sıra “Mil Mi-28" ve "Ka-52" saldırı helikopterleri de Suriye’deki operasyonlara aktif olarak katıldı.
Söz konusu rapor füze teknolojileri alanında, Hmeimim ve Tartus hava üsleri başta olmak üzere hayati tesislerin korunmasında önemli olan S-300, S-400, Pantsir S1 ve BUK hava savunma sistemlerinin o dönemde Suriye’deki operasyonlarda test edildiğini bildiriyor. Denizaltıları ve savaş gemileri üzerinden yoğun seyir füzelerinin ateşlenmesi konusunda da deneyler yapıldı. Suriye'deki Rus kuvvetleri, en son taşınabilir radar ve elektronik harp sistemlerini geniş çapta kullandı.
Raporda, toplamda 231 yeni ve modern silah modelinin Rus ordusu tarafından Suriye'deki askeri operasyonlarda test edildiği ve kazanılan deneyime dayanarak Rus mühendislerin silah endüstrisinde ilerleme sağlamak için arızaları düzelttiği ortaya çıktı.
Suriye savaşı sayesinde düzinelerce silah modeli ve askeri teknoloji geliştirmedeki “başarıların” aksine, askeri operasyonların seyri bir dizi başka modelde büyük kusurların olduğunu ortaya koydu. Bu kusurların ortaya çıktığı modellerde üretim döngüsü kalıcı olarak askıya alındı.
Yayınlanan verilere göre, askeri üretimden kalıcı olarak çıkarılan askeri teknolojilerin sayısı 12'ye ulaştı.
Birkaç ay önce yayınlanan bir raporda ayrıca “sanayileşme alanında uzman Rus bilim adamlarının bakış açısına göre en önemli Rus silahlarından Uran 9 olarak bilinen robot tankının Suriye'deki savaş sırasında başarısız olduğu belirtildi. Uran 9 olarak bilinen robot tankının Suriye kıyılarındaki dağlar gibi yoğun ormanlık alanlarda savaşmakta başarısız olduğu kanıtlandı. Ayrıca Rusya'nın Suriye'ye test edilmek üzere gönderdiği ve en iyi uzaktan kumandalı mayın tarama tanklarından biri olarak kabul edilen “Uran” zırhlı aracı, Suriye'de test edilmesi sırasında kumandasının çalışmasında ciddi kusurlar gösterdi. Diğer yandan Lazer güdümlü füze teknolojisi, akıllı silahlarda kullanılan en son askeri teknolojilerden biri haline geldi. Küresel askeri pazar, bu silahların satın alınması için daha dakik, uzay güdümlü veya lazer ışınlarını bu teknolojinin varlığı için bir şart olarak koştu.
Bu durum, Rusya'nın "bilimkurgu dışında bir benzeri yok" diyerek övündüğü Rus lazer güdümlü silah modellerine uygulandı. Bu modeller daha sonra üretimden çekilerek başka modeller ile değiştirildi.
Medya kuruluşları muhalefetteki Suriyeli askeri uzmanlardan aktardığına göre, birtakım silahların Suriye'de test edildikten sonra üretimi ve geliştirilmesi durduruldu.
Uzmanlara göre, bu silahlar “televizyon, lazer veya uzay tarafından kontrol edilmeyen, ancak fırlatıldıktan sonra özel bir yönlendirme mekanizması olmadan fırlatılan” silahlardır.
Suriye'de askeri teknolojiler üzerinde devam eden deneylerin en son pratik göstergesi olarak, Rusya Savunma Bakanlığı üç hafta önce, Suriye'deki Hmeimim hava üssüne Kinzhal füzeleri taşıyabilen modern MiG-31K avcı uçaklarının gönderildiğini duyurdu.
Kinzhal füzesi, gelişimi resmi olarak iki yıldan daha kısa bir süre önce duyurulan en son Rus modelidir. Ses hızının 10 katına eşdeğer bir hıza sahip hipersonik bir füzedir ve füzeleri yakalamak için belirlenen ağlara nüfuz etmesine izin veren sarmal bir yol izler. Kinzhal füzesinin, Hmeimim Üssü’ne gönderildiğinin ve Akdeniz'deki tatbikatlara katıldığının duyurulması, Rusya'nın en modern silah denemelerinde kaydedilen bir gelişme olarak kabul edildi.



Israel Hayom: Kushner ve İsrail, Trump'ın planının başarısız olması durumunda Gazze için ‘acil durum planları’ üzerinde çalışıyor

Beyaz Saray Danışmanı Jared Kushner (Reuters)
Beyaz Saray Danışmanı Jared Kushner (Reuters)
TT

Israel Hayom: Kushner ve İsrail, Trump'ın planının başarısız olması durumunda Gazze için ‘acil durum planları’ üzerinde çalışıyor

Beyaz Saray Danışmanı Jared Kushner (Reuters)
Beyaz Saray Danışmanı Jared Kushner (Reuters)

Israel Hayom gazetesi, Beyaz Saray Danışmanı Jared Kushner ve İsrail ordusunun, ABD Başkanı Donald Trump'ın Gazze Şeridi için hazırladığı planın başarısız olması durumunda uygulanacak acil durum planları geliştirmek için birlikte çalıştıklarını bildirdi.

Haberde, Kushner'ın bu hafta İsrailli bir kaynağa Gazze için alternatif bir plan üzerinde çalıştığını söylediği, Hamas'ın silahsızlandırılmasıyla ilgili karmaşıklıklara ve Gazze Şeridi'ne asker göndermeye istekli ülke bulmanın zorluğuna işaret ettiği belirtildi.

Şarku’l Avsat’ın Times of Israel'den aktardığına göre İsrail Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir geçen hafta yapılan güvenlik kabinesi toplantısında ordunun Trump'ın planına alternatif bir plan hazırladığını ve ‘yakında bakanlara sunacağını’ söyledi.

Trump'ın Gazze Şeridi'nde ateşkes ve savaşın sona erdirilmesi planının ikinci aşamasına geçiş konusunda halen belirsizlik var ve bu da çatışmaların yeniden başlamasına dair endişeleri artırıyor.

İsrail, kalan dört rehine cesedinin teslim edilmesi, Gazze Şeridi'nin yönetimi konusunda net adımlar atılması, Filistinli grupların silahlarının teslim edilmesi ve kontrolü altındaki bölgelerde yeniden inşa sürecinin başlatılması konusunda ısrarcı. Bu konular, İsrail'in sarı hattın gerisine çekilmesinin tamamlanmasıyla temel olarak bağlantılı.

İsrail'in bu tutumuna karşılık, Hamas ve İslami Cihad hareketlerinden kaynaklar, mevcut durumun devam etmesinin İsrail’in savaşı sürdürme hedeflerine hizmet ettiğini değerlendiriyor. Özellikle, İsrail güçlerinin Gazze’nin yüzde 53’ünden fazlasını (sarı hat olarak adlandırılan ilk çekilme hattının gerisindeki bölgeleri) kontrol etmesi, Refah Sınır Kapısı’nı kapatması ve insani yardımların girişini sınırlaması, bu kanaati güçlendiriyor.


Barrack: Suriye, DEAŞ, Hizbullah ve DMO'nun ortadan kaldırılmasına katkıda bulunacak

ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (DPA)
ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (DPA)
TT

Barrack: Suriye, DEAŞ, Hizbullah ve DMO'nun ortadan kaldırılmasına katkıda bulunacak

ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (DPA)
ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (DPA)

ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack bugün yaptığı açıklamada, Şam’ın DEAŞ’la Mücadele Uluslararası Koalisyonu’na (DMUK) katılmasının ardından DEAŞ’ın kalıntıları ile İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO), Hamas ve Hizbullah gibi yapıların ‘terör ağlarını çökertme’ çabalarına katkı sağlayacağını duyurdu.

Barrack’ın açıklamaları, Washington liderliğindeki DMUK’un dün gece, Suriye’nin koalisyonun 90. üyesi olarak resmen aralarına katıldığını açıklamasının hemen ardından geldi. Bu adım, Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera’nın pazartesi günü Beyaz Saray’a gerçekleştirdiği tarihi ziyaret sırasında kararlaştırıldı. Söz konusu adım, Suriye’nin cihatçı geçmişinden kopuşu simgeliyor.

Barrack, X platformunda yaptığı paylaşımda, “Şam artık aktif olarak DEAŞ’ın kalıntıları, DMO, Hamas, Hizbullah ve diğer terör ağlarına karşı mücadelede bize yardımcı olacak. Uluslararası barış çabalarında kararlı bir ortak olarak yer alacak” ifadelerini kullandı.

Ziyaret öncesinde ABD cuma günü Şera’yı terör listelerinden çıkardı. Bu adım, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nin de kendisine uyguladığı yaptırımları kaldırmasının hemen ardından geldi.

Barrack, Şera’nın ziyaret sırasında ‘DMUK’a katılma taahhüdü verdiğini’ ve bunun Suriye’nin bir zamanlar terör kaynağı olmasından, terörle mücadelede bir ortak hâline geçişini simgelediğini belirtti.

İran, 2011’deki barışçıl protestoların şiddetle bastırılmasının ardından DMO aracılığıyla Beşşar Esed rejimine kritik destek sağladı. Lübnan merkezli Hizbullah gibi müttefik gruplarla birlikte askeri müdahalesi ve ardından Rusya’nın hava desteği, sahadaki güç dengelerini Esed lehine değiştirdi. İran, Esed rejimi 2024’te devrilene kadar Suriye’de güçlü bir askeri varlık sürdürdü.

ABD ise 2014’te kurduğu DMUK kapsamında Suriye ve Irak’ta asker konuşlandırıyor. DMUK, örgütün iki ülkede geniş alanları ele geçirmesinin ardından 2017’de Irak’tan, 2019’da ise Suriye’den tamamen temizlenmesini sağladı. Bu mücadelede, Suriye Demokratik Güçleri (SDG) öncü rol oynadı ve DMUK tarafından desteklendi.

ABD’nin Ankara Büyükelçisi de olan Barrack, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı bir paylaşımda, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ve Suriye Dışişleri Bakanı Esad Hasan eş-Şeybani arasında ‘önemli bir toplantı’ yapıldığını duyurdu.

Barrack, “Bir sonraki aşama için yol haritası belirlendi. Bu aşama, SDG’nin Suriye’nin yeni ekonomik, savunma ve sivil yapısına entegrasyonunu içeriyor” dedi.

SDG lideri Mazlum Abdi, ekim ayında AFP’ye verdiği röportajda, geçiş yönetimi ile güçlerinin Savunma ve İçişleri bakanlıklarına entegrasyonu konusunda ‘ön anlaşma’ sağlandığını açıklamıştı.

Abdi, salı günü X platformunda yaptığı paylaşımda, Suriye’nin DMUK’a katılmasını memnuniyetle karşıladı ve bunu ‘örgütün kalıcı şekilde yenilgiye uğratılmasına ve bölgeye yönelik tehdidinin ortadan kaldırılmasına yönelik ortak çabaları güçlendiren kritik bir adım’ olarak nitelendirdi.

Abdi ayrıca, Barrack ile yaptığı görüşmede, Şera’nın Washington ziyareti kapsamında SDG’nin Suriye devletine entegrasyon sürecini hızlandırma taahhüdünü teyit ettiğini belirtti.


Paris, İsrail'in gerilimi tırmandırması ve Hizbullah'ın söylemleri karşısında endişeli

Fransız Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Toulouse'da Fransız Uzay Komutanlığı'nın açılışı öncesi 101 Hava Üssü'nü ziyaret etti, 12 Kasım 2025 (AFP)
Fransız Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Toulouse'da Fransız Uzay Komutanlığı'nın açılışı öncesi 101 Hava Üssü'nü ziyaret etti, 12 Kasım 2025 (AFP)
TT

Paris, İsrail'in gerilimi tırmandırması ve Hizbullah'ın söylemleri karşısında endişeli

Fransız Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Toulouse'da Fransız Uzay Komutanlığı'nın açılışı öncesi 101 Hava Üssü'nü ziyaret etti, 12 Kasım 2025 (AFP)
Fransız Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Toulouse'da Fransız Uzay Komutanlığı'nın açılışı öncesi 101 Hava Üssü'nü ziyaret etti, 12 Kasım 2025 (AFP)

Paris, Lübnan’da Hizbullah'ın silahsızlandırılması ve seçim yasası konusunda iç bölünmelerin yanı sıra İsrail’in her gün tekrarlanan tehditleri, Lübnan topraklarına yönelik hava ve topçu saldırıların ortasında ülkenin karşı karşıya kaldığı ve giderek artan riskleri hissediyor.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, bu durum karşısında Ortadoğu ve Kuzey Afrika'dan Sorumlu Danışmanı Anne-Claire Legendre’yi dün iki günlük bir ziyaret için Beyrut'a göndermeye kararı aldı. Legendre, yürütme ve yasama organlarıyla çeşitli toplantılar yaparak gelişmeler hakkında daha fazla bilgi edinecek. Ayrıca Elysee Sarayı’ndan kaynaklar tarafından kimlikleri açıklanmayan bazı askeri yetkililerle de görüşmeler gerçekleştirecek.

Ancak, Lübnan Ordu Komutanı General Rudolf Heykel ve yaklaşık bir yıldır yürürlükte olan İsrail ile Hizbullah arasındaki ateşkes anlaşmasını denetleyen mekanizmada ülkesini temsil eden Fransız General Valentin Siller de görüşülecek askeri yetkililer arasında olabilir.

Legendre Suriye’ye de gidecek

Legendre, Lübnan’dan sonra Suriye'yi de ziyaret edecek. Suriye’yi ilk kez ziyaret edecek olan Legendre, Arapça'yı akıcı bir şekilde konuşuyor. Fransa Dışişleri Bakanlığı sözcüsü olarak atanmadan önce ülkesinin Kuveyt Büyükelçiliği görevini üstlenen Legendre, 2023 yılı sonlarında Macron'un danışmanı olarak Elysee Sarayı'na geçiş yaptı.

Legendre’in ziyareti, Ekonomi Bakanlığı yetkilisi Jacques Delage'ın bu ayın ilk haftasında Lübnan'ı ziyaret etmesinden sadece birkaç gün sonra gerçekleşti. Delage'ın görüşmeleri ekonomik ve mali konulara odaklanmıştı. Hatırlanacağı üzere Macron, Lübnan ekonomisini desteklemek için yıl sonuna kadar Paris'te bir konferans düzenleyeceğini birkaç kez açıklamıştı.

Macron’un konferans sözü

Ancak, Lübnan’ın yasal ve operasyonel olarak başta Lübnan’ın bankacılık sisteminin yeniden yapılandırılmasına ilişkin yasa olmak üzere gerekli acil reformları gerçekleştirmeden ve Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası ile acil ekonomik ve mali konularda nihai bir anlaşmaya varmadan önce söz verilen konferansın gerçekleşmeyeceği anlaşılmıştı. Ayrıca, Suudi Arabistan'da düzenlenmesi muhtemel olan Lübnan ordusunu desteklemeye yönelik konferans için henüz kesin bir tarih belirlenmedi.

Resmi çevreler Legendre’in ziyareti sırasında ekonomik konuları ele alacağını doğrularken, özellikle siyasi ve güvenlik konuları ile İsrail'in tekrarlanan gerilimi tırmandırma tehditlerinin nasıl önlenebileceği konusunun başlıca gündem maddeleri olacağını söyledi. Hizbullah, genel sekreteri Şeyh Naim Kasım'ın son konuşmasında da yinelediği gibi, silahsızlanmayı kategorik olarak reddediyor.

Fransa’nın endişesi

Paris, sınırda ve Lübnan'ın güneyinde yaşanan gerginliğin tırmanmasından duyduğu endişeyi gizlemiyor. Fransa ve İsrail arasında, Fransa ve Suudi Arabistan'ın öncülüğünde düzenlenen iki devletli çözüm konulu uluslararası konferans öncesinde ve sırasında zirveye ulaşan gerginlik döneminin ardından, iki taraf arasındaki ilişkiler sakin bir döneme girdi. Üç Fransız subayın ABD liderliğinde Gazze Şeridi’ndeki ateşkesi izleyen Batılı askeri gruba dahil olması da bu sakinliğin bir göstergesiydi.

er4
Geçtiğimiz pazar günü el-Beyseriyye beldesi yakınlarında bir insansız hava aracından (İHA) atılan füzenin isabet etmesi sonucu hayatını kaybeden aracın enkazını kaldıran işçiler. İsrail, sürücünün Hizbullah üyesi olduğunu iddia etti (AFP)

Ancak Paris, İsrail üzerinde etkisinin sınırlı olduğunu biliyor. Bunun yanında Paris’in İran ile ilişkilerinde son zamanlarda iyileşme görüldü. Yaklaşık bin gün hapiste tutulan Fransız rehineler Cécile Kohler ve Jacques Paris'in serbest bırakılması ve İran vatandaşı Mahdieh Esfandiari’nin hapisten çıkmasının da bunda payı büyük. Bu gelişmeler, önümüzdeki haftalarda gerçekleşmesi beklenen bir takasın önünü açtı. Ayrıca Paris, Hizbullah ile ilişkilerini hiçbir zaman kesmedi. Fransa’nın eski Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian, Lübnan'a yaptığı son ziyaret sırasında Beyrut'ta yetkililerle bir araya geldi. Fransa'nın, İran'ı ABD ve genel olarak Batı ile gergin ilişkilerinde Lübnan'ı pazarlık kozu olarak kullanmamaya ikna etmek için Tahran ile olan bağlantılarını kullanabileceği düşünülüyor. Le Drian, Lübnan'da son zamanlarda yayılan söylentilerin aksine, Cumhurbaşkanı Macron'un Lübnan Özel Temsilcisi olmaya devam ediyor. Elysee Sarayı kaynakları, Legendre’in görevinin Le Drian'ın çalışmalarını desteklemek olduğunu, onun yerini almak olmadığını belirtti.

Fransa’nın hırsı

Burada Paris'in, Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Görev Gücü’nün (UNIFIL) görev süresinin uzatılmasında önemli bir rol oynadığını belirtmekte fayda var. UNIFIL'e en büyük askerî katkıyı sağlayan ülke olan Fransa, bu uluslararası gücü, güneydeki güvenlik ve istikrarın korunmasında önemli bir faktör ve Lübnan ordusu ile iş birliği içinde BMGK kararlarını uygulayan bir taraf olarak görüyor. Paris, diğer Ortadoğu ve Arap ülkelerinde azalan etkisinin bir kısmını hala koruduğu Lübnan'ın egemenliği, güvenliği ve istikrarına olan bağlılığını vurgulama konusunda oldukça hırslı. Lübnan, Fransa'nın iyi bilinen tarihi bağları olan ve endişe listesinin en üstünde yer alan ülke olmaya devam ediyor.

rtg
İsrail'in 6 Kasım'da gerçekleştirdiği hava saldırısında Sur kentindeki bir bina yıkıldı (Reuters)

Paris, Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn’ın Bulgaristan ziyareti sırasında kamuoyuna açıkladığı gibi, ateşkesi izleme mekanizmasının eksikliklerine ve Lübnan'ın İsrail'in Lübnan'a yönelik günlük ve şiddetli saldırılarını durdurma talebine yanıt verememesine rağmen, bu mekanizmanın rolünün halen çok önemli olduğunu düşünüyor. Bununla birlikte Fransa, İsrail'in Paris'in çabaları ve özellikle Washington'ın İsrail'e uyguladığı baskı sayesinde durdurulan Hizbullah'a karşı açık savaşı yeniden başlatmasından çekiniyor. Lübnan ile Fransa arasındaki özel ilişkiye rağmen, Fransız yetkililer Lübnanlı yetkililerin siyasi, güvenlik, ekonomik ve mali alanlardaki performansından duydukları hayal kırıklığını gizlemiyorlar. Legendre’in Lübnan'daki olayların gidişatı ve sorunlarına çözüm bulmak için dış güçlere güvenmek yerine daha fazla inisiyatif ve cesaret gösterilmesi gerektiği konusundaki Fransız yetkililerin endişelerini gizlemekten kaçınacağına şüphe yok.