Irak Başbakanı açıkladı: Haşimi’nin katili İçişleri Bakanlığı’nda bir üsteğmen... Şahıs Şii bir milis grubuna mensup

Hişam el-Haşimi'yi öldüren subay Ahmed el-Kinani (sağ alt köşede) - Geçen yıl Bağdat'ta vurularak öldürülen araştırmacı Hişam el-Haşimi'nin posteri önünde duran bir Iraklının arşivlerden çıkarılan fotoğrafı (AP)
Hişam el-Haşimi'yi öldüren subay Ahmed el-Kinani (sağ alt köşede) - Geçen yıl Bağdat'ta vurularak öldürülen araştırmacı Hişam el-Haşimi'nin posteri önünde duran bir Iraklının arşivlerden çıkarılan fotoğrafı (AP)
TT

Irak Başbakanı açıkladı: Haşimi’nin katili İçişleri Bakanlığı’nda bir üsteğmen... Şahıs Şii bir milis grubuna mensup

Hişam el-Haşimi'yi öldüren subay Ahmed el-Kinani (sağ alt köşede) - Geçen yıl Bağdat'ta vurularak öldürülen araştırmacı Hişam el-Haşimi'nin posteri önünde duran bir Iraklının arşivlerden çıkarılan fotoğrafı (AP)
Hişam el-Haşimi'yi öldüren subay Ahmed el-Kinani (sağ alt köşede) - Geçen yıl Bağdat'ta vurularak öldürülen araştırmacı Hişam el-Haşimi'nin posteri önünde duran bir Iraklının arşivlerden çıkarılan fotoğrafı (AP)

Irak Başbakanı Mustafa el-Kazimi, araştırmacı Hişam el-Haşimi'nin katillerinden birini ortaya çıkararak rakiplerine ve kendisini eleştirenlere altın değerinde bir gol atmış oldu.
Haşimi’nin suikastının üzerinden 375 gün geçtikten sonra Irak hükümeti, 7 Temmuz 2020'de evinin yakınlarında silahla öldürülen araştırmacı Hişam el-Haşimi'yi vuran kişinin kimliğini ve itiraflarını ifşa etti.
Irak devlet televizyonu, gri takım elbise giyen hafif sakallı bir adamın fotoğraflarını yayınlayarak şahsın adının Ahmet el-Kinani olduğunu ve İçişleri Bakanlığı'nda üsteğmen rütbeli bir subay olarak çalıştığını duyurdu.
El-Kinani itirafları sırasında “Suikast sürecinin uygulanmasını denetleyen grup (4 kişilik) planı yaptı ve Bağdat'ın güneyindeki el-Buaysa bölgesinden hareket etti” ifadelerini kullandı.
Güvenlik kameraları tarafından kaydedilen suikast, Irak sokaklarında büyük bir şok yaratmış ve bir kamuoyu sorunu haline gelmişti. Olay Arap ve diğer yabancı ülkelerden olabildiğince çok kınama almıştı. O zamanlar hükümetini kurmasının üzerinden iki aydan fazla zaman geçmemiş olan Kazimi, suikasttan sonraki gün Haşimi ailesine yaptığı ziyarette katillerini yakalayacağına söz vermişti. Kazimi o dönemde şu ünlü ifadeyi kullanmıştı: “Irak, Haşimi'nin katilleri yakalanmadan uyumayacak.” Ancak hükümetin Haşimi'nin katilleri hakkında ilk ipuçlarını bile elde edememesi, Kazimi hükümetinin çok sayıda eleştiri almasına yol açtı. Aynı zamanda Kazimi hükümeti, selefi Adil Abdulmehdi hükümeti sırasında 2019 yılının sonlarına doğru patlak veren gösterilerde öldürülen protestocuların ölümünü aydınlatmasına yönelik baskılarla da karşı kaldı.
Kazimi dün Twitter’da zaferini ilan ederek “Hişam el-Haşimi'nin katillerini yakalayacağımıza söz verdik ve sözümüzü tuttuk... Bundan önce ölüm mangalarını ve Ahmet Abdussamed’in katillerini adalet önüne çıkardık. Güçlerimiz masumların kanına bulaşan yüzlerce suçluyu yakaladı. Herkesin eleştirme hakkı var. Ucuz reklamlara çalışmıyoruz veya müzayede yapmıyoruz. Aksine halkımıza hizmet etmek ve hakkın yerini bulması için elimizden geldiğince görevimizi yapıyoruz” ifadelerini kullandı.
Kazimi’nin paylaşımının akabinde Irak devlet televizyonu ve onlarca uydu kanalı Haşimi'nin İçişleri Bakanlığı'nda üsteğmen olduğu ve yasadışı bir gruba mensup olduğu anlaşılan katilini açıkladı. Şarku’l Avsat’a konuşan özel kaynaklar “Haşimi’yi öldürdüğünü itiraf eden subay, son yıllarda aktivistlere ve gazetecilere karşı birçok operasyon gerçekleştiren silahlı bir Şii grubuna mensup” ifadelerini kullandı. Irak televizyonu suikastı gerçekleştiren subayın, ismini vermeden “yasadışı” bir gruba mensup olduğu bilgisini paylaştı.
Haşimi’nin katili üsteğmen Ahmet el-Kinani, 2007 yılında Irak İçişleri Bakanlığı'nda bir polis memuru olarak atandığını söyledi. Olayın ayrıntılarına ilişkin televizyonda yayınlanan bilgilere göre Kinani, Haşimi’ye ateş ederken şahsi silahının tutukluk yapmasının ardından hükümette adına kayıtlı resmi silahını kullandı.
Güvenlik kameraları ve konuşmaların incelenmesi grubun suikastı gerçekleştirdikten sonra Filistin Caddesi'ni geçerek Sadr şehrine doğru kaçtığını ve buradan da Bağdat'ın güney eteklerine doğru gittiğini ortaya koydu. Ancak Şarku’l Avsat’a konuşan kaynaklar grubun bazı üyelerinin suikasttan sonra Beyrut ve Tahran'a gittiğini ve kendilerine zarar gelmeyeceklerine dair güvence aldıktan sonra Bağdat'a döndüklerini belirtti.
Kinani itiraflarında şu ifadeleri kullandı:
“Suçu işleyen grup, suikastı gerçekleştirmek için iki bisiklet ve Corolla marka bir araçla gittiğimiz el-Buaysa bölgesinden (Bağdat'ın güneydoğusu) hareket etti. Evinin bulunduğu caddenin köşesinde hedefi bekledik. Prado marka aracıyla geldiği sırada makineli tüfekle ateş açtım ancak tutukluk yapınca işini şahsi tabancamla bitirdim.”
Irak Kültür Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Hasan Nazım bir kez daha "şehit Hişam el-Haşimi"yi anarak “Güvenlik alanındaki tecrübesiyle ülkesini koruyan bir vatandaştı. Görevi, Hişam gibi bir vatandaş bir yana her vatandaşı korumak olan bir polis tarafından öldürüldü. Güvenlik güçlerimizi özverili çalışmalarından ötürü tebrik ediyoruz” ifadelerini kullandı.
Diğer taraftan Avrupa Birliği'nin (AB) Irak Büyükelçisi Martin Huth “el-Haşimi cinayetinde baş şüphelinin tutuklanmasını” memnuniyetle karşıladı. İtirafların yayınlanması, Iraklı aktivistlerin son yıllarda işlenen suikastlarda suçluların “ceza almadan paçayı sıyırmasına” son verilmesi talebiyle Avrupa ülkelerinde başlattıkları geniş çaplı bir kampanyaya denk geldi.
Hişam el-Haşimi (47), terörle ve silahlı gruplarla mücadele alanında birçok Arap ve uluslararası araştırma merkezine danışmanlık yaptığı için özellikle silahlı terör grupları alanının en önde gelen stratejik uzmanlarından biri sayılıyordu.
Hişam el-Haşimi’nin katillerini ortaya çıkarma süreci, hem ay sonunda ABD’yi ziyaret etmeyi planlayan Kazimi için hem de halkı kendisine karşı kışkırtmak konusunda başını krizlerle belaya sokmaya çalışan muhalifleri için kritik bir dönemde geldi. Ancak Haşimi’nin katillerinin hepsinin ortaya çıkarılması muhaliflerin kalesine devletin prestijini geri kazanmaya yardımcı olacak altın değerinde bir gol atmak gibi olacak.

 


İsrailliler, Gazze Şeridi'nin yeniden işgalini talep ederek sınırı geçtiler

İsrail'de sağcı hareketlere mensup kişiler, Gazze Şeridi'nin yeniden işgalini talep etmek için Gazze'ye bakan bir tepede toplandı (AP)
İsrail'de sağcı hareketlere mensup kişiler, Gazze Şeridi'nin yeniden işgalini talep etmek için Gazze'ye bakan bir tepede toplandı (AP)
TT

İsrailliler, Gazze Şeridi'nin yeniden işgalini talep ederek sınırı geçtiler

İsrail'de sağcı hareketlere mensup kişiler, Gazze Şeridi'nin yeniden işgalini talep etmek için Gazze'ye bakan bir tepede toplandı (AP)
İsrail'de sağcı hareketlere mensup kişiler, Gazze Şeridi'nin yeniden işgalini talep etmek için Gazze'ye bakan bir tepede toplandı (AP)

İsrail ordusunun yasağına rağmen, dün birkaç İsrailli Gazze Şeridi'ne girdi ve eski bir yerleşim yerinde İsrail bayrağını dalgalandırarak harap olmuş Filistin topraklarının yeniden işgalini istedi.

Şarku'l Avsat'ın AFP'den aktardığına göre İsrail sağ kanadıyla bağlantılı sosyal medya hesapları, açık bir alanda İsrail bayrağının etrafında toplanmış yaklaşık 20 erkek, kadın ve çocuğu gösteren bir fotoğraf paylaştı ve fotoğrafın Kfar Darom'da çekildiğini iddia etti.

Gazze Şeridi'nin merkezindeki bu eski kibbutz, diğer 20 yerleşim yeriyle birlikte, İsrail'in 2005'teki tek taraflı çekilmesi sırasında boşaltılmıştı.

O zamandan beri, İsrail sağının bir kesimi, Gazze'de İsrail yerleşimlerinin yeniden kurulmasını savunuyor. Bu çağrı, Gazze Şeridi'ndeki savaşı başlatan 7 Ekim 2023'teki Hamas saldırısından sonra daha da yoğunlaştı.

Bunun ardından, bazı İsrailli yetkililer de Filistinlilerin Gazze'den tahliye edilmesini ve bölge üzerindeki İsrail kontrolünün yeniden kurulmasını savundu.

rty65u7
Gazze'ye yerleşmeyi destekleyen İsrailliler, ordunun kendilerine Gazze Şeridi içinde Hanuka bayramını kutlama izni vermesini talep eden bir yürüyüşe katıldı (Reuters)

İsrail ordusu dün yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi'ne girenlerin "İsrail topraklarına geri gönderildiğini" duyurdu ve "onlarca" kişinin daha başka bir sınır kapısından sızmasının engellendiğini, ancak bazılarının güvenlik bariyerlerini aşmayı başardığını belirtti.

Açıklamada ayrıca, "savaş bölgesine herhangi bir giriş yasaktır, sivilleri tehlikeye atar ve bölgedeki askeri operasyonları aksatır" denildi.

Sınır kasabası Sderot'ta düzenlenen bir mitingde, yerleşim hareketinin önde gelen isimlerinden Daniella Weis, yaklaşık 100 destekçisine şöyle seslendi: “Allah'ın izniyle, bu bayrağın yükseltilmesi yeni bir dönemin başlangıcını işaret edecek; Gazze'ye geri döneceğimiz bir dönem.”

Şöyle devam etti: “Gazze, Endonezyalılar, Türkler, Mısırlılar veya başka herhangi bir ülke tarafından yönetilmeyecek. Gazze'yi yalnızca İsrail halkı yönetecek.” Bu sözleriyle, ateşkes anlaşması kapsamında Gazze Şeridi'ne konuşlandırılması beklenen uluslararası istikrar gücüne katılması muhtemel ülkeleri kastediyordu.

Geçtiğimiz hafta, Weis'in kurucu ortaklarından olduğu aşırı milliyetçi yerleşim hareketi "Nahala", bir mesajda, Gazze'de İsrail bayrağını dalgalandırmayı organize etme niyetini açıkladı. Bu girişim, aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, on diğer bakan ve Knesset'in yirmiden fazla üyesi tarafından destekleniyor.


İsrail, Kassam Tugayları'nın 100 üyesinin idam edilmesi için baskı yapıyor

İsrailli yerleşimciler dün güney İsrail'deki Sderot'ta düzenlenen bir etkinlikte Gazze'nin yeniden işgal edilmesi çağrısında bulundu (Reuters).
İsrailli yerleşimciler dün güney İsrail'deki Sderot'ta düzenlenen bir etkinlikte Gazze'nin yeniden işgal edilmesi çağrısında bulundu (Reuters).
TT

İsrail, Kassam Tugayları'nın 100 üyesinin idam edilmesi için baskı yapıyor

İsrailli yerleşimciler dün güney İsrail'deki Sderot'ta düzenlenen bir etkinlikte Gazze'nin yeniden işgal edilmesi çağrısında bulundu (Reuters).
İsrailli yerleşimciler dün güney İsrail'deki Sderot'ta düzenlenen bir etkinlikte Gazze'nin yeniden işgal edilmesi çağrısında bulundu (Reuters).

İsrailli yetkililer dün, Hamas'ın askeri kanadı olan Kassam Tugayları'nın seçkin birliğinin 7 Ekim 2023 saldırısındaki rolleri nedeniyle 100 üyesinin idam edilmesine yol açacak koşulların ve suçlamaların yapılması ve özel bir askeri mahkeme kurulması için baskı yaptı.

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz ve Adalet Bakanı Yariv Levin, savaşın başlangıcından bu yana İsrail tarafından tutuklanan 450 Hamas üyesinin yargılanması için özel bir mahkeme kurulması olasılığını görüştüler.

Dava hakkında bilgi sahibi yetkililer, İbranice yayın yapan medya kuruluşlarına, "Ciddi suçlarla suçlananlardan 100'ünün askeri savcılık tarafından idam cezasıyla karşı karşıya kalacağını" söyledi.

İsrail ordusu ve Adalet Bakanlığı'ndan üst düzey yetkililer, Başsavcı Itai Ofir de dahil olmak üzere, seçkin birliğin üyelerinin yargılanması için özel bir yasal çerçeve oluşturulmasını görüşmek üzere bir araya geldi. Katz, "İsrail, saldırının faillerini kesin bir şekilde cezalandırmaya kararlıdır: İsrail sivillerine zarar veren herkes tam olarak hesap verecektir" dedi. İsrailli yetkililere göre, Tıp Birliği'nin zehirli iğne fikrini reddetmesinin ardından, askeri savcılık muhtemelen kurşuna dizilerek idam cezası isteyecektir.

Şarku’l Avsat’ın Kanal 14’ten aktardığı habere göre "Yetkili makamlar bu kişileri ağır güvenlik önlemleri altında özel bir askeri tesiste tutuyor ve gözaltı koşulları uluslararası insan hakları örgütlerinin tepkisini uyandırıyor."


Paris toplantısı: Lübnan ordusuna destek verilmesine vurgu yapıldı

Paris toplantısı: Lübnan ordusuna destek verilmesine vurgu yapıldı
TT

Paris toplantısı: Lübnan ordusuna destek verilmesine vurgu yapıldı

Paris toplantısı: Lübnan ordusuna destek verilmesine vurgu yapıldı

Paris'te dün yapılan toplantıda, Fransa, Amerika Birleşik Devletleri ve Suudi Arabistan olmak üzere üç taraf Lübnan ordusunu destekleme konusunda anlaşmaya vardı ve Lübnan silahlı kuvvetlerini desteklemek amacıyla düzenlenecek uluslararası konferansın tarihi şubat olarak belirlendi.

Toplantıya Suudi Arabistan'ın Lübnan Büyükelçisi Prens Yezid bin Ferhan, Fransa'nın Lübnan Büyükelçisi Jean-Yves Le Drian ve "mekanizma" toplantısına katılan ABD Büyükelçisi Morgan Ortagus'un yanı sıra Lübnan Ordu Komutanı General Rudolph Heykel katıldı.

Elysee Sarayı tarafından yayınlanan açıklamada, üç ülke temsilcilerinin, "Lübnan'ın (İsrail ile) düşmanlıkların sona erdirilmesi çabalarına destek verme" çalışmaları çerçevesinde, "Şubat 2026'da Lübnan Silahlı Kuvvetleri ve İç Güvenlik Güçlerine destek amacıyla düzenlenecek uluslararası konferansa hazırlık için üçlü bir çalışma komitesi kurma" konusunda anlaştıkları belirtildi. Üç taraf da "Lübnan Silahlı Kuvvetlerine ve yaptıkları fedakarlıklara desteklerini" ifade etti.

Şarku’l Avsat’a bilgi veren kaynaklar, ordunun çalışmalarına yönelik olumlu değerlendirmenin "İsrail eleştirileri karşısında Lübnan'ı desteklemede önemli bir faktör" olduğunu ifade etti.