Cezayir, Fas’ın Bedevilerle ilgili açıklamasına tepkili

Yolsuzluklar ve eski rejimin sembolleriyle mücadeleyi talep için başkentte yapılan protestolardan bir kare (AFP)
Yolsuzluklar ve eski rejimin sembolleriyle mücadeleyi talep için başkentte yapılan protestolardan bir kare (AFP)
TT

Cezayir, Fas’ın Bedevilerle ilgili açıklamasına tepkili

Yolsuzluklar ve eski rejimin sembolleriyle mücadeleyi talep için başkentte yapılan protestolardan bir kare (AFP)
Yolsuzluklar ve eski rejimin sembolleriyle mücadeleyi talep için başkentte yapılan protestolardan bir kare (AFP)

Cezayir siyasi partileri, Rabat'ın Birleşmiş Milletler Büyükelçisi tarafından yapılan "en uzun yabancı işgaline maruz kalan bedevi kabilelerinin kendi kaderlerini tayin hakkı"ndan bahseden açıklamasının ardından Fas hükümetini kınadılar.
Cezayir Dışişleri Bakanlığı da yayınladığı basın açıklamasında “bu çok ciddi olayla ilgili Fas Krallığı'ndan resmi ve nihai tutumunu açıklamasını beklediklerini" ifade etti.
İktidar partisi olan "Ulusal Kurtuluş Cephesi"nden (FLN) yapılan açıklamada, Fas adına yapılan açıklamaya karşın "Cezayir'in birliğini ve toprak bütünlüğünü baltalamaya yönelik her türlü girişimi caydırmak için geniş ve acil ulusal eylem gerektirdiği" belirtildi. Partileri ve dernekleri iç cepheyi güçlendirmeye, ulusal uyumu artırmaya ve ülkenin karşı karşıya olduğu bu zorlu koşullarda devlet kurumlarını desteklemeye davet etti.
Otoriteye yakın olan hükümet ortağı "Ulusal Demokratik Birlik" de Fas’ın muhtırasını kınadı. "Sahra çatışması olarak bilinen dekolonizasyon meselesine Birleşmiş Milletler’in karıştırılması Cezayir’in birliğine karşı yapılmış bir komplodur. Bu, uluslararası hukuka ve Afrika Birliği’nin kurucu hukukuna açıkça aykırıdır. Cezayir’in istikrarını baltalamayı amaçlayan bu planı kınıyoruz. Avrupa Birliği, Fas Krallığı’nın Cezayir’e karşı kampanyasını resmi olarak kabul etmiştir” açıklamasını yaptı.
İslamcı çizgideki “Ulusal İnşa Hareketi” de (Bina), Fas adına yapılan açıklamanın her Cezayirliye karşı bir savaş ilanı olduğunu, devleti ve onun egemen kurumlarını hızlı ve eşit bir yanıt vermeye sevk ettiğini ve herkesi siyasi hesaplardan, farklılıklardan ve polemiklerden uzak olarak derhal devletin yanında yer almaya mecbur bıraktığını vurguladı.
Dünden önceki gün Cezayir Dışişleri Bakanlığı bir açıklama yaparak, Fas'ın New York'taki diplomatik temsilciliğinin, Bağlantısızlar Hareketi’nin tüm üye ülkelerine resmi bir belge dağıttığını, belgenin içeriğinin tamamen Fas Krallığı’nın Cezayir karşıtı yürüttüğü kampanyadan oluştuğunu ifade etti.
Bağlantısızlar Hareketi 13-14 Temmuz tarihlerinde Azerbaycan Cumhuriyeti'nde video konferans yoluyla bir toplantı gerçekleştirdi. Cezayir Dışişleri Bakanı Ramazan Lamamra yaptığı konuşmada, iki ülke arasında keskin bir anlaşmazlığı kışkırtan Sahra ihtilafını "dekolonizasyon" olarak nitelendirerek, Cezayir'deki el-Kabail halkının geleceğiyle ilgili bir rapor sunmuş olan Fas diplomasisinin temsilcisini kızdırdı.
Cezayir Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, “Belge, en uzun yabancı işgaline maruz kalan el-Kabail halkının kendi kaderini tayin hakkı olduğunu iddia edip buna açık ve net şekilde destek verildiğini ifade etmektedir. Bu iddia, şu anda tanınmış bir terör grubuna Fas’ın destek ve yardım sağladığına dair bir suçluluk itirafıdır. Fas, tıpkı “On kara yıl”da olduğu gibi Cezayirlilerin kanını döken teröristlere destek olmaktadır” ifadeleri kullanıldı.  Cezayir Dışişleri Bakanlığı bu açıklama ile "el-Kabail Bölgesi Bağımsızlık Hareketi" adlı ayrılıkçı bir örgüte atıfta bulundu. Bu hareket geçen Mayıs ayında halk gösterileri sırasında arabalı bomba saldırısı düzenlemeye çalışmakla suçlanarak terör örgütü ilan edilmişti.
Cezayir Dışişleri Bakanlığının açıklamasında, "Fas'ın bu riskli diplomatik açıklaması, uluslararası toplum tarafından bu şekilde tanınan dekolonizasyon sorunu ile neyin ne olduğu arasında utanç verici bir kafa karışıklığı yaratmayı amaçlayan kısa görüşlü, indirgemeci ve yararsız bir girişimin parçasıdır. Cezayir ulusunun birliğine karşı düzenlenmiş komplodur. Bu açıklama, Cezayir-Fas ilişkilerini yapılandıran ilke ve anlaşmalarla doğrudan çelişmekte ve uluslararası hukuka da bariz bir şekilde aykırı davranmaktadır. Cezayir, Fas Krallığı da dahil olmak üzere tüm uluslararası camia tarafından kabul görmüş sınırları içinde böyle bir ayrılığı şiddetle kınamaktadır. Bir büyükelçi tarafından yayınlanan şüpheli bir diplomatik eylemden kaynaklanan bu durumdan dolayı Cezayir, Fas Krallığı'ndan resmi ve nihai pozisyonu açıklamasını beklemektedir” denildi.



Gazze'nin güneyinde 13 evin enkazı altında kalan 55 Filistinlinin cesetlerinin çıkarılması süreci başladı

Bir akraba, Gazze şehrinin el-Tuffah mahallesinde sığınağa dönüştürülen okula düzenlenen İsrail bombardımanında bir gün önce hayatını kaybeden el-Nadir ailesi üyelerinin cenazeleri başında yas tutuyor (AFP)
Bir akraba, Gazze şehrinin el-Tuffah mahallesinde sığınağa dönüştürülen okula düzenlenen İsrail bombardımanında bir gün önce hayatını kaybeden el-Nadir ailesi üyelerinin cenazeleri başında yas tutuyor (AFP)
TT

Gazze'nin güneyinde 13 evin enkazı altında kalan 55 Filistinlinin cesetlerinin çıkarılması süreci başladı

Bir akraba, Gazze şehrinin el-Tuffah mahallesinde sığınağa dönüştürülen okula düzenlenen İsrail bombardımanında bir gün önce hayatını kaybeden el-Nadir ailesi üyelerinin cenazeleri başında yas tutuyor (AFP)
Bir akraba, Gazze şehrinin el-Tuffah mahallesinde sığınağa dönüştürülen okula düzenlenen İsrail bombardımanında bir gün önce hayatını kaybeden el-Nadir ailesi üyelerinin cenazeleri başında yas tutuyor (AFP)

Filistin haber ajansı Safa’nın haberine göre Sivil savunma ekipleri, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta yıkılan 13 evin enkazı altında kalan 55 şehidin cesedini aramaya başladı.

Ajans, "Sivil Savunma ekiplerinin, uluslararası kuruluşlarla iş birliği içinde, Gazze şehrinin Rimal mahallesindeki bir evin enkazı altından Filistinli ailenin şehitlerinin cesetlerini çıkardığını" belirtti.

Şarku’l Avsat’ın Safa’dan aktardığına göre "Gazze Şeridi'nde iki yıldır süren İsrail imha savaşının kurbanı olan 9 binden fazla şehit, halen evlerin enkazı altında gömülü kalmaya devam ediyor."


Ürdün, Suriye'deki DEAŞ mevzilerine yönelik saldırılara katıldı

Ürdün Kraliyet Hava Kuvvetleri'ne ait bir F-16 Fighting Falcon savaş uçağı, 29 Mayıs 2014'te Eager Lion tatbikatı sırasında Ürdün'ün kuzeyindeki bir hava üssünün üzerinden uçuyor. [ABD Hava Kuvvetleri web sitesi]
Ürdün Kraliyet Hava Kuvvetleri'ne ait bir F-16 Fighting Falcon savaş uçağı, 29 Mayıs 2014'te Eager Lion tatbikatı sırasında Ürdün'ün kuzeyindeki bir hava üssünün üzerinden uçuyor. [ABD Hava Kuvvetleri web sitesi]
TT

Ürdün, Suriye'deki DEAŞ mevzilerine yönelik saldırılara katıldı

Ürdün Kraliyet Hava Kuvvetleri'ne ait bir F-16 Fighting Falcon savaş uçağı, 29 Mayıs 2014'te Eager Lion tatbikatı sırasında Ürdün'ün kuzeyindeki bir hava üssünün üzerinden uçuyor. [ABD Hava Kuvvetleri web sitesi]
Ürdün Kraliyet Hava Kuvvetleri'ne ait bir F-16 Fighting Falcon savaş uçağı, 29 Mayıs 2014'te Eager Lion tatbikatı sırasında Ürdün'ün kuzeyindeki bir hava üssünün üzerinden uçuyor. [ABD Hava Kuvvetleri web sitesi]

Ürdün, Kraliyet Ürdün Hava Kuvvetleri aracılığıyla, dün sabah erken saatlerde Suriye'nin güneyindeki çeşitli DEAŞ mevzilerini hedef alan hassas hava saldırılarına katıldı.

Ürdün devletine ait el-Memleke TV internet sitesine göre, ABD ile iş birliği içinde gerçekleştirilen bu katılım, Suriye hükümetinin yakın zamanda katıldığı DEAŞ karşıtı uluslararası koalisyon operasyonlarının bir parçasıdır.

Bu operasyon, terörle mücadele çerçevesinde ve özellikle DEAŞ terör örgütünün güney Suriye'de yeniden yapılanıp kapasitesini güçlendirmesinin ardından, aşırılıkçı örgütlerin bu bölgeleri Suriye'nin komşularının ve bölgenin güvenliğini tehdit etmek için birer üs olarak kullanmasını önlemek amacıyla gerçekleştirildi.


El-Hakim, silahların devletle sınırlandırılmasını istiyor

Irak güvenlik güçleri, Suriye topraklarında bir operasyon düzenlediklerini ve DEAŞ liderlerini tutukladıklarını açıkladı (Hükümet medyası)
Irak güvenlik güçleri, Suriye topraklarında bir operasyon düzenlediklerini ve DEAŞ liderlerini tutukladıklarını açıkladı (Hükümet medyası)
TT

El-Hakim, silahların devletle sınırlandırılmasını istiyor

Irak güvenlik güçleri, Suriye topraklarında bir operasyon düzenlediklerini ve DEAŞ liderlerini tutukladıklarını açıkladı (Hükümet medyası)
Irak güvenlik güçleri, Suriye topraklarında bir operasyon düzenlediklerini ve DEAŞ liderlerini tutukladıklarını açıkladı (Hükümet medyası)

Irak'taki "Koordinasyon Çerçevesi" ittifakının liderlerinden Ammar el-Hakim, devletin güç kullanımında tekel sahibi olması gerektiğini belirterek, silahların ülkedeki karar vericiler üzerinde baskı aracı olarak kullanılmaması gerektiğini vurguladı.

El-Hakim dün yaptığı konuşmada, "Silahlar, anayasaya uygun olarak, Irak halkının ve siyasi partilerinin iradesiyle, dışarıdan dayatmalarla değil, devletin elinde olmalıdır" dedi.

Hikmet Hareketi partisinin lideri el-Hakim, karar vericiler üzerinde baskı kurmak için devlet dışında silah kullanılmasına karşı olduğunu ifade etti.

El-Hakim'in partisinin liderlerinden Fahd el-Cuburi, "Washington, yeni hükümette grupların yer alması konusunda çekincelerini dile getirdi" dedi.

Son dönemde parlamentoda birkaç sandalye kazanan ve silahlı bir fraksiyon olan İmam Ali Tugayları ise "devletin elindeki silahların tekelleştirilmesini ve Haşdi Şabi Güçlerinin güçlendirilmesini" savundu. Tugayların genel sekreteri Şibl el-Zaidi, yaptığı açıklamada, "fraksiyonel güçlerin seçimlerdeki önemli zaferi, onları önemli bir sınavın önüne koyuyor" ifadelerini kullandı.