Netanyahu’dan Arapçanın zorunlu dil olarak öğretilmesi teklifi

Netanyahu attığı adımlarla hükümeti çekimser konumda bırakmayı ve kafa karışıklığı oluşturmayı hedefliyor.

Eski İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu.
Eski İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu.
TT

Netanyahu’dan Arapçanın zorunlu dil olarak öğretilmesi teklifi

Eski İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu.
Eski İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu.

İsrail’de muhalefet lideri Binyamin Netanyahu, başbakanlığı döneminde parti içindeki ve siyasi alandaki tüm nüfuzunu kullanarak Arap nüfusunun varlığını tahrip eden ve Arap dilinin etkinliğini azaltan bir yasayı çıkarmıştı. Ancak şimdi ortaokullarda Arapça öğretiminin seçmeliden zorunlu derse dönüştürecek yeni bir yasa tasarısı sunmak için kolları sıvadı.
Netanyahu'nun bu önerisi, Knesset'in gündemine taşımayı planladığı ve tamamı İsrail'deki Arap vatandaşlarının sorunlarıyla ilgili olan bir dizi proje kapsamında geldi.
Netanyahu bu öneriyi Araplara olan sevgisinden ya da Araplara hizmet etme arzusundan sunmuyor. Bilakis Yamina lideri Naftali Bennett ve Birleşik Arap Listesi'nin liderliğindeki mevcut hükümetin kafasını karıştırmak için yapıyor. Temsilci Mansur Abbas liderliğindeki İslami Hareketin Birleşik Arap Listesi de bu öneriye katılıyor. Kaynaklar Netanyahu’nun söz konusu projelerle 52 milletvekiline ulaşan sağ bloktaki Likud partisinin ve müttefiklerinin desteğini alacağını tahmin ettiğinden, esas olarak hükümeti şaşırtmayı hedeflediğini söylüyorlar. Buna ilave olarak Eymen Avde liderliğinde 6 sandalyeli Ortak Arap Ortak Listesi’nin de öneriye katkı sağlaması bekleniyor. Bu durumda 120 kişilik parlamentoda salt çoğunluğun sağlanabilmesi için İslamcılardan da dört milletvekilinin destek vermesi gerekiyor.
İslamcı kanat Netanyahu’nun önerisini desteklerse hükümet koalisyonu dışına çıkmış olacak. Ancak koalisyona bağlı kalır, projeye karşı çıkar ve tasarının düşmesine neden olursa, bir yanda hükümetle, diğer yandan da Arap sokağı ve sol güçlerle kriz yaşayacak.   Dolayısıyle bu öneri her halükarda hükümet koalisyonunda krize neden olacak gibi gözüküyor.
Arapça, Netanyahu hükümeti tarafından Vatandaşlık Yasası’nın çıkarıldığı 2017 yılına kadar İsrail'de resmi bir dil olarak kabul ediliyordu. O zamana kadar sol partiler, Arap temsilcilerle birlikte tüm okul seviyelerinde (ilk, hazırlık ve ortaöğretim) Arapça öğretimini zorunlu hale getirmeye çalışıyor ve tüm devlet kurumlarında ve işlemlerinde de İbranicenin yanında resmi olarak var olması mücadelesi veriyorlardı. Sadece kuzeydeki ilkokullarda zorunlu olan Arap dili bir dizi dernek ve hareket ile Eğitim Bakanlığı'nın kısmi finansmanıyla öğretiliyor.
Binyamin Netanyahu'nun hükümetleri 12 yıl boyunca Arap dilinin statüsünü iyileştirmeye şiddetle karşı çıktılar ve bu konuda Knesset'te öne sürülen tüm projeleri düşürdüler. Yahudilerin açık bir şekilde Araplara tercih edilmesini sağlayan ulusal yasa da yürürlüğe konuldu. Şu an ise Netanyahu hükümeti Arapların statüsünü iyileştirmeye çalışan bir isim olarak görünmekten çekinmiyor. Kendisine yakın bir kaynağa göre sadece ortaokullarda Arapçayı zorunlu kılan bir yasa değil, doğrudan Arap toplumunu ilgilendiren bir dizi yasa tasarısı hazırlamayı planlıyor.



Karınca kaçakçılığı Kenya'da bir suç

Yaklaşık 5 bin karınca, aylarca hayatta kalmaları için pamukla doldurulmuş 2.244 test tüpüne yerleştirildi (Reuters)
Yaklaşık 5 bin karınca, aylarca hayatta kalmaları için pamukla doldurulmuş 2.244 test tüpüne yerleştirildi (Reuters)
TT

Karınca kaçakçılığı Kenya'da bir suç

Yaklaşık 5 bin karınca, aylarca hayatta kalmaları için pamukla doldurulmuş 2.244 test tüpüne yerleştirildi (Reuters)
Yaklaşık 5 bin karınca, aylarca hayatta kalmaları için pamukla doldurulmuş 2.244 test tüpüne yerleştirildi (Reuters)

Kenya makamlarının daha küçük ve az bilinen türlerin kaçakçılığını yapma eğiliminin bir parçası olduğunu söylediği binlerce test tüpü dolusu karıncanın bulunmasının ardından, dün iki Belçikalı genç “yaban hayatı korsanlığı” ile suçlandı.

5 Nisan'da bir misafirhanede yaklaşık 5 bin karınca ile yakalanan 19 yaşındaki Belçikalı Lornoy David ve Seppe Ludevics, Nairobi'de hâkim karşısına çıktıkları ilk duruşmada duygusal göründüler ve mahkeme salonunda yakınları tarafından sakinleştirildiler, hâkime test tüplerinde karınca topladıklarını söylediler. Yargıca karıncaları eğlenmek için topladıklarını ve bunun yasadışı olduğunu bilmediklerini söylediler.

Ayrı bir ceza davasında, Kenyalı Dennis Njanga ve Vietnamlı Do Hung Nguyen de 400 karınca bulundururken yakalanmalarının ardından aynı mahkemede yasadışı kaçakçılıkla suçlandılar.

Kenya Yaban Hayatı Servisi, dört kişinin karıncaları Avrupa ve Asya'daki pazarlara kaçırmakla görevli olduklarını belirtti. Yetkililer, “Karıncaların yasadışı ihracatı sadece Kenya'nın biyolojik çeşitliliği üzerindeki egemenlik haklarını baltalamakla kalmıyor, aynı zamanda yerel toplulukları ve araştırma kurumlarını potansiyel çevresel ve ekonomik faydalardan mahrum bırakıyor” ifadelerini kullandı.

Kenya geçmişte filler, gergedanlar ve karıncayiyen dişleri gibi büyük vahşi hayvanların parçalarının kaçakçılığıyla karşı karşıya kalmıştı, ancak dört kişiye karşı açılan davalar “kaçakçılık eğilimlerinde, ünlü büyük memelilerden daha az bilinen ancak çevresel açıdan kritik türlere doğru bir değişimi” temsil ediyor.

Belçikalılar, birçok milli parka ev sahipliği yapan Kenya'nın Nakuru ilçesinde tutuklandı. Kaldıkları misafirhanede, karıncaları aylarca canlı tutmak için pamukla doldurulmuş 2 bin 244 test tüpü içinde paketlenmiş yaklaşık 5 bin karınca bulundu. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre diğer iki kişi ise Nairobi'de tutuklanmış ve evlerinde yaklaşık 400 karınca bulunmuştur.

Kenyalı yetkililer karıncaların değerinin bir milyon Kenya şilini (7 bin 700 $) olduğunu tahmin ediyor. Karıncaların fiyatı türe ve pazara göre büyük farklılıklar göstermektedir.