Merak uyandıran bir sabit olan Pi sayısı

Doç. Dr. Yalçın Yalaki
Doç. Dr. Yalçın Yalaki
TT

Merak uyandıran bir sabit olan Pi sayısı

Doç. Dr. Yalçın Yalaki
Doç. Dr. Yalçın Yalaki

Pi sayısının temel bir sabit olarak kabul edilmesi, çember ile olan ilişkisinden kaynaklanır. Pi, "bir çemberin çevresinin, çapına bölünmesi" ile bulunur. Pi sayısının oldukça eskilere giden bir tarihi var; mesela π sembolü yakın tarihe kadar bugün çok iyi bildiğimiz sayıyı temsil etmiyordu.
1765 yılında Johann Lambert adlı bir Alman matematikçi π’nin irrasyonel bir sayı olduğunu kanıtlamıştır. Yani, Pi sayısı tam bir kesir (iki tam sayının oranı) olarak ifade edilemez. Bu sayı ne kadar uzatılırsa uzatılsın, hiçbir ondalık ifadeye eşit olmuyor.
Pi sayısına rastladığımız en eski tarihi belgelerden birisi M.Ö. 1650 yıllarında yazılmış olan Rhind Papirüsüdür. Bu belgede çevrenin çapa oranı 256/81 yani yaklaşık 3,1605 olarak tanımlanır. Babiller bu oranı 3 olarak kabul etmişlerdir. Arşimet bu oranın 3 tam 10/71 ile 3 tam 1/7 sayısı arasında olduğunu bulmuştur.
Viete 1579 yılında Archimedes’in tekniğini kullanarak Pi sayısını on haneye kadar doğru hesaplamayı başarmıştır.
Çukurova Üniversitesi, Kimya Bölümünden mezun olduktan sonra Amerika Birleşik Devletleri’nde Florida Eyalet Üniversitesinde fen eğitimi alanında yüksek lisans ve doktora yapan, doktorasını tamamladıktan sonra Hacettepe Üniversitesinde çalışmaya başlayan hem lisans hem de lisansüstü seviyede fen eğitimi derslerinin yanı sıra bilim tarihi ve felsefesi dersleri de veren Doç. Dr. Yalçın Yalaki ile Pi sayısını konuştuk.
 
Pi Sayısının en eski izine Babil ve Mısır medeniyetlerinde rastlanmıştır
Hacettepe Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Temel Eğitim Bölümünde öğretim üyesi olan Doç. Dr. Yalçın Yalaki, bilimin doğasının öğretimi ve araştırma-sorgulamaya dayalı fen eğitimi üzerinde çalışmalar yürütüyor:
"Pi sayısını kim buldu sorusuna cevap vermek için önce çok kısa bilim tarihinden bahsetmek yerinde olur. İnsanlar avcı ve yiyecek toplayıcı olarak yaşadıkları çok eski çağlardan beri içinde yaşadıkları dünyayı anlamaya çalışmışlardır. İnsanların yerleşik hayata geçişinin dünyayı anlama çabalarında önemli bir dönüm noktası olduğunu söyleyebiliriz. Yerleşik hayata geçiş tarımın başlaması ve düzenli yiyecek üretimi ile mümkün olmuştur. Böylece daha büyük nüfusların desteklendiği yerleşim yerleri ortaya çıkmış ve buralarda yaşayan herkesin yiyecek bulma zorunluluğu kalmadığı için insanlar başka uğraşlar ve zanaatlar edinmiştir. Bu gibi yerleşim yerleri bilim ve teknolojinin hızla geliştiği merkezler olmuşlardır. İlk önceleri insanlar günlük yaşamda karşılaştıkları problemleri çözmek ve yaşamı kolaylaştırmak için teknik bilgi ve matematiği geliştirdiler. Mesela binalar, suyolları inşa etmek için aletler geliştirdiler, sayıları ve geometriyi kullandılar. Yerleşik hayata geçiş sonrasında yazının icadı ve ilk medeniyetlerin kurulmasıyla bilim, teknoloji ve matematikteki gelişim daha da hızlanmıştır. Pi sayısı işte böyle bir ortamda keşfedilmiştir. Pi sayısını tarihte ilk kimin kullandığı bilinmemekle beraber en eski izine Babil ve Mısır medeniyetlerinden kalan yaklaşık 4000 yıllık belgelerde rastlanmıştır."

Pi sayısının tuhaf bir özelliği irrasyonel bir sayı olmasıdır
Tarih boyunca matematikçilerin Pi sayısının en doğru değerini hesaplamaya çalışmış olduklarını söyleyen Doç. Dr. Yalçın Yalaki, Babil ve Mısır medeniyetlerinde yaklaşık değeri kullanılan Pi sayısının giderek daha doğru değerlerinin Çin, Hindistan, Yunan ve Pers medeniyetlerinde hesaplandığını ifade ediyor:
"Pi sayısı basitçe bir dairenin çevresinin dairenin çapına oranıdır. Yani bir parça ipi alıp daire haline getirir ve bu dairenin çapını ölçerseniz, ipin uzunluğunun (yani dairenin çevresinin) ölçtüğünüz çapın 3 katından biraz fazla olduğunu görürsünüz. Bu oran dairenin boyutundan etkilenmez, yani hangi boyutta daireyi alırsanız alın her zaman çevresinin uzunluğunun çapının 3 katından biraz fazla olduğunu bulursunuz. Hepimizin bildiği gibi Pi sayısı olarak adlandırılan bu oran yaklaşık 3,14’tür.
Pi sayısının tuhaf bir özelliği irrasyonel bir sayı olmasıdır. Yani 3,14 aslında yaklaşık bir değerdir ve virgülden sonraki kısmı belli bir düzeni olmayan ve tekrar etmeyen sayılarla sonsuza kadar devam etmektedir. Pi sayısının hesaplanması ile ilgili çalışmalar 16. yüzyıl sonrasında devam etmiştir. Bu çalışmalar sırasında Pi sayısını temsil eden Yunan alfabesindeki "π" harfi ilk kez 1700’lü yıllarda kullanılmış ve tüm dünyada kabul edilmiştir. Günümüzde bilgisayarlar yardımıyla Pi sayısının milyarlarca basamaktan oluşan değeri hesaplanmıştır. Tabii bu kadar çok basamağın hesaplanmasının bilgisayarların gücünü test etmek dışında pratikte bir faydası yoktur. Hassas ölçüm gerektiren uygulamalar dışında 3,14 değeri çoğumuz için yeterlidir."

Pi sayısı tarihi ve felsefi önemi olan bir değer
Pi sayısının neden önemli olduğunu anlatan Doç. Dr. Yalçın Yalaki, "Pi sayısı daire ile ilişkili silindir, küre, koni gibi tüm şekillerin alan ve hacimlerinin hesaplanmasında kullanılır" diye ifade ediyor:
"Ayrıca birçok matematiksel, bilimsel ve mühendislik formüllerinde yer alır. Pi sayısı farklı alanlardaki sayısız problemin çözülmesinde binlerce yıldır kullandığımız dünyada en iyi bilinen matematik sabitidir.
Her yılın 3’üncü ayının 14’üncü günü (14 Mart) Pi günü olarak kutlanmaktadır. Bu tarih Pi sayısının en çok kullanılan değerinin 3,14 olmasından yola çıkılarak belirlenmiştir. 2009 yılında Amerika Birleşik Devletleri Meclisi 14 Mart tarihini "Ulusal Pi Günü" olarak kabul etmiştir. UNESCO’nun 2019 yılındaki genel kurulunda Pi günü "Dünya Matematik Günü" olarak kabul edilmiştir. Bu tarih dünyada birçok kurum tarafından çeşitli etkinliklerle kutlanmaktadır. Pi sayısının yaklaşık değerinin 22/7 kesrine eşit olması nedeniyle 7’nci ayın 22’nci günü (yani 22 Temmuz) alternatif bir Pi günü olarak kabul edilmektedir."
İnsanların doğayı anlama çabasında karşılaştıkları bir dairenin çevresinin çapına oranı gibi basit bir oranın neden sonsuz tane rakam içeren tuhaf bir sayıya eşit olduğu tarih boyunca merak uyandırmıştır. Doğada Pi sayısı gibi başka irrasyonel sabitler ve ilginç matematiksel oranlar vardır. Bu sayıların irrasyonel olması çeşitli felsefi tartışmalara da konu olmuştur. Umarım yaptığımız bu röportaj Pi sayısının sadece okulda matematik derslerinde ezberlediğimiz sıradan bir sayı olmadığını, tarihi ve felsefi önemi olan bir değer olduğunu fark etmeye yardımcı olur."
Independent Türkçe



Gazze, İsrail'in yapay zeka teknolojilerini test ettiği bir alana dönüştü

İsrail ordusunun Matzpen teknoloji birimi (Reuters)
İsrail ordusunun Matzpen teknoloji birimi (Reuters)
TT

Gazze, İsrail'in yapay zeka teknolojilerini test ettiği bir alana dönüştü

İsrail ordusunun Matzpen teknoloji birimi (Reuters)
İsrail ordusunun Matzpen teknoloji birimi (Reuters)

İnci Mecdi

İsrail tarafından geliştirilen ve 7 Ekim 2023 tarihinden bu yana Gazze’deki savaş sırasında Hamas liderlerinin yerini tespit etmek için kullanılan yapay zeka (AI) teknolojileri, özellikle de İsrail'e askeri bir avantaj sağlayan bu teknolojilerin kullanılmasının feci sonuçları göz önüne alındığında, giderek artan etik kaygılara yol açıyor.

İsrailli ve ABD’li yetkililerin ABD merkezli New York Times (NYT) gazetesine verdiği bilgilere göre İsrailli subaylar yapay zeka tabanlı askeri teknolojiyi ilk kez 2023 yılının sonlarında, 7 Ekim 2023 saldırılarının planlanmasına yardımcı olan Hamas’ın üst düzey liderlerinden İbrahim el-Bayari'ye suikast düzenlemek için kullandı. İsrail istihbaratı, Gazze Şeridi'nin altındaki tünellerde saklandığına inanılan Bayari’nin yerini başlangıçta tespit edemedi. Bu da on yıl önce savaşta kullanılmadan geliştirilmiş olan aracı geliştirmek için yeni bir teşvik sağladı. İçeridekilere göre Birim 8200 mühendisleri yapay zekayı bu araca dahil etmekte gecikmedi. İsrail kısa süre içinde Bayari'nin aramalarını dinleyebildi ve aramaların yapıldığı yerin yaklaşık konumunu veren sesli yapay zeka aracını test etti. İsrail bu bilgiyi kullanarak 31 Ekim 2023'te bölgeyi hedef alan hava saldırıları düzenledi ve Bayari'yi öldürdü.

“The Studio”

Ancak İsrail'in savaş sırasında kullandığı yapay zeka teknolojileri önemli sivil kayıplara yol açtı. Şarku’l Avsat’ın Londra merkezli çatışma izleme kuruluşu Airwars'tan aktardığı verilere göre Bayari'ye yapılan saldırıda 125'ten fazla sivil öldü. Kimliklerinin gizli kalması şartıyla NYT’ye konuşan ABD ve İsrailli dokuz yetkilinin açıklamalarına göre Bayari suikastı için düzenlenen hava saldırısında 125'ten fazla sivil öldürüldü. Bunun için kullanılan sonik araç, İsrail'in Gazze'deki savaşı yapay zeka destekli askeri teknolojileri dünyanın daha önce hiç görmediği bir hızda test etmek ve uygulamak için nasıl kullandığının sadece bir örneğiydi.

İsrail, geçtiğimiz 18 ay boyunca kısmen gizlenmiş ya da yaralanmış olan yüzleri gerçek kimliklerle eşleştirmek için yapay zekayı yüz tanıma yazılımına da entegre etti. Potansiyel hava saldırısı hedeflerini gruplandırmak için yapay zekayı kullandı. İki kaynağa göre, mesajları, sosyal medya gönderilerini ve Arapça diğer verileri toplayıp analiz edebilen bir sohbet robotunu güçlendirmek için Arapça bir yapay zeka modeli oluşturdu.

NYT'ye konuşan ve söz konusu teknolojiler hakkında bilgi sahibi olan kişilere göre bu çabaların çoğu Birim 8200'de görevlendirilen askerler ile Google, Microsoft ve Meta gibi teknoloji şirketlerinde çalışan yedek askerler arasında bir ortaklığın da önünü açtı. Kaynaklar, Birim 8200'ün bir inovasyon merkezi ve uzmanların yapay zeka projeleriyle eşleştirildiği bir yer olan The Studio'yu oluşturduğunu söyledi.

Yedek askerler

İsrailli yetkililer, Hamas'ın 7 Ekim 2023'te İsrail'e sınır ötesi saldırılar düzenleyerek bin 200'den fazla kişiyi öldürmesi ve 250’den fazla kişiyi rehin almasının ardından, Birim 8200 ile The Studio’daki yedek askerler arasındaki iş birliğinin hızla yeni yapay zeka teknolojileri geliştirmesine izin verildiğini açıkladı. Yatırımcıları şirketlerle buluşturan ve kâr amacı gütmeyen İsrailli bir kuruluş olan Startup Nation Central'ın CEO'su Avi Hasson, META, Google ve Microsoft'ta çalışan İsrailli yedek askerlerin insansız hava araçları (İHA) ve veri füzyonu (bilgi bütünleştirme) alanlarında inovasyonu teşvik eden kilit unsurlar haline geldiğini söyledi. Yedek subaylar teknik bilgi birikimi ve orduda bulunmayan kilit teknolojilere erişim sağladılar.

İsrail ordusu İHA filosunu güçlendirmek için de hızla yapay zekayı kullandı. İsrail ordusuyla birlikte çalışan bir yazılım ve yürüyüş şirketi olan XTEND’ın kurucusu ve CEO'su Aviv Shapira, hedefleri uzaktan tanımlayan ve takip eden İHA’lar geliştirmek için yapay zeka algoritmalarının kullanıldığını söyledi.

İsrailli ve ABD'li yetkililere göre İsrail yapay zeka tabanlı cephaneliğini geliştirmek için yarışırken bile, bu teknolojilerin kullanılması bazen yanlış kimliklere, tutuklamalara ve sivil ölümlerine yol açtı. Bazıları, gözetimin artmasına ve sivillerin öldürülmesine yol açabilecek yapay zekanın etik sonuçları hakkında tartışırken Avrupalı ve ABD'li savunma yetkilileri, başka hiçbir ülkenin mevcut savaşlar sırasında yapay zeka araçlarını denemede İsrail kadar aktif olmadığını ve bu teknolojilerin gelecekteki savaşlarda nasıl kullanılabileceğine ve nasıl başarısız olabileceklerine dair bir fikir verdiğini söyledi.

Geniş dil modeli

The Studio tarafından geliştirilen araçlardan biri de geniş dil modeli olarak bilinen Arapça yapay zeka modeliydi. Konuyla ilgili bilgi sahibi İsrailli subaylara göre ülkede onlarca yıldır Arapça konuşulan lehçelerde ele geçirilmiş kısa mesajlar (SMS), telefon görüşmeleri ve sosyal medya paylaşımları bulunuyor. Bu yüzden İsrailli subaylar savaşın ilk birkaç ayında geniş bir dil modeli oluşturdular ve Arapça sorgular yapmak için bir chatbot geliştirdiler. ABD’li ve İsrailli yetkililerin dördü, aracın multimedya veri tabanlarıyla entegre edilerek analistlerin görüntü ve videolar üzerinde karmaşık aramalar yapabilmelerinin sağlandığını söyledi.

İsrailli üç subaya göre İsrail geçtiğimiz eylül ayında Hizbullah lideri Hasan Nasrallah'a suikast düzenlediğinde, bahsi geçen chatbot Arap dünyasındaki tepkileri analiz etti. Teknoloji, halkın tepkilerini ölçmek için Lübnan'daki farklı lehçeleri ayırt ederek İsrail'in karşı saldırı başlatmak için kamuoyu baskısı olup olmadığını değerlendirmesine yardımcı oldu. Ancak iki subaydan biri, chatbotun bazen İngilizceden Arapçaya çevrilen bazı modern argo terimleri ve kelimeleri tanımlayamadığını, bunun da farklı lehçelerde uzman İsrailli istihbarat subaylarının çalışmasını gözden geçirip düzeltmesini gerektirdiğini belirtti.

İsrailli iki istihbarat yetkilisine göre chatbot bazen yanlış cevaplar verdi. Aynı yetkililer, chatbotun örneğin tüfekleri boru olarak gösterdiğini, ancak yapay zeka aracının araştırma ve analizi büyük ölçüde hızlandırdığını söylediler.

İsrail ayrıca 7 Ekim 2023 saldırılarından sonra Gazze Şeridi'nin kuzeyi ve güneyi arasında kurulan geçici kontrol noktalarına, Filistinlilerin yüksek çözünürlüklü görüntülerini tarayıp yapay zeka destekli yüz tanıma yazılımına gönderme özelliğine sahip kameralar yerleştirmeye başladı. Ancak sistem, zaman zaman yüzleri gizlenmiş kişileri tanımlamakta zorlandı. Bu durum, yüz tanıma sistemi tarafından yanlışlıkla teşhis edilen Filistinlilerin tutuklanmasına ve sorgulanmasına yol açtı.