Cezayir Halk Hareketi Kabiliye bölgesindeki protestoları askıya aldı

Halk Hareketi, Kabiliye bölgesindeki protestoları “geçici” olarak askıya alarak rejime mesaj gönderdi

Hirak’ın başkent Cezayir’deki protesto gösterilerinden bir kare (AFP)
Hirak’ın başkent Cezayir’deki protesto gösterilerinden bir kare (AFP)
TT

Cezayir Halk Hareketi Kabiliye bölgesindeki protestoları askıya aldı

Hirak’ın başkent Cezayir’deki protesto gösterilerinden bir kare (AFP)
Hirak’ın başkent Cezayir’deki protesto gösterilerinden bir kare (AFP)

Cezayir'deki Hirak (Halk Hareketi) eylemcileri, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının üçüncü dalgasıyla karşı karşıya olan ülkede durumu daha da kötüleştirmemek için Kabiliye bölgesindeki gösterileri askıya aldı. Öte yandan güvenlik güçlerinin, Cezayir'e iade edilmemek için Güney Büyük Okyanusu'nda bulunan küçük bir ülkenin vatandaşlığını satın alan, arananlar listesindeki eski Jandarma Genel Komutanı Tuğgeneral Gali Binkesir’in evine düzenledikleri baskında, yüklü miktarda döviz ve değerli mücevherler ele geçirildi.
Hirak eylemcileri, ağırlıklı olarak berberice konuşan aşiretlerin yoğun nüfusa sahip olduğu Tizi Vuzu vilayetinin yönetim şehri Tizi Vuzu’da haftalık olarak düzenlenen protesto gösterilerini askıya aldıklarını duyurdular. Hirak, başta aşiretlerin yoğun olduğu şehirler olmak üzere ülkenin tüm bölgelerinde Kovid-19’un yeni bir dalgasının patlak vermesinin ardından rejim karşıtı protesto gösterilerini askıya aldı. Şarku’l Avsat’a konuşan Tizi Vuzulu eylemcilerden biri olan Muhammed Maliki, “Hirak böyle davranarak medeni bir hareket olduğunu ve eylemcilerinin halkın sağlığını düşündüğünü bir kez daha kanıtlıyor. Salgının üçüncü dalgasının patlak vermesi nedeniyle, sağlık şartlarının düzelmesini beklemek üzere gösterileri geçici olarak askıya aldık. Ardından tıpkı, (eski Devlet Başkanı Abdulaziz) Buteflika'ya karşı ilk kez ayaklandığımızda yaptığımız gibi değişim ve rejimin istifasını talep etmek amacıyla meydanlara geri döneceğiz ve bu talepler karşılanana kadar rejimi protesto etmekten vazgeçmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.
Hirak gösterileri ilk kez, Kovid-19'un ilk dalgasının kötüleşmesi nedeniyle Mart 2020'de askıya alınmıştı. Yetkililer, özellikle Hirak’ın önde gelen isimlerini hapse attıklarından bu geçici dönemde Hirak protestolarının sona erdiğini sansalar da aradan bir yıl geçtikten sonra, salgın geçici olarak gerilediğinde protestolar yeniden başladı. Geçtiğimiz Mayıs ayında binlerce polis memuru başkent ve Kabiliye bölgesi dışındaki büyük şehirlerde konuşlandırıldı. Yüzlerce kişi tutuklanarak protestoların düzenlenmesi engellendi. Güvenlik önlemlerinin sıkılaştırılmasındaki amaç, göstericilerin 12 Haziran’da yapılan parlamento seçimlerini ‘karmaşık hale getirmesini’ ve seçmenleri sandık başına gitmekten caydırmaya çalışmasını engellemekti. Ancak yinede seçimlere katılım oranı yüzde 20'yi geçmediğinden sonuç, hükümetin planladığının tam tersi oldu.
Hirak’ın Fransa ve İsviçre'deki Cezayirli göçmenlerden olan eylemcileri dün, uluslararası insan hakları kuruluşlarıyla birlikte çaba göstermek, Cezayirli makamları Hirak protestolarında tutuklanan yüzlerce eylemciyi serbest bırakmaya zorlamak ve haklarında açılan soruşturmaları durdurmak amacıyla bir girişim başlattı. ‘Cezayir'deki Baskıya Karşı Uluslararası Cephe’ adı verilen girişimi başlatanlar arasında gazeteciler, doktorlar, insan hakları aktivistleri, ‘Amazigh (Berberi) Davası’ savunucuları ve haftada bir Paris’teki Hirak protestolarını örgütleyen Avrupa'daki siyasi mülteciler yer alıyorlar.
Öte yandan eski Savunma Bakanı Tuğgeneral Halid Nizar’ın ailesine ait olan ‘El-Cezayir El-Vatan’ isimli elektronik gazete, güvenlik güçlerinin eski Jandarma Genel Komutanı Tuğgeneral Gali Binkesir’in evine düzenlediği baskında odalardan birine yığılmış yüklü miktardaki döviz cinsinden para ve değerli mücevherlerle ‘kıymetli bir hazine’ ele geçirdiğini bildirdi.
Fransızca yayınlanan gazetenin haberine göre Gali Binkesir, ülkeyi terk etmesinden bir buçuk yılı aşkın bir süre önce, askeri mahkemenin hakkında ‘rüşvet alma, kamu parasını zimmete geçirme, nüfuzunu yasadışı bir şekilde kâr amacıyla kullanma ve ihanet’  suçlamasıyla dava açmayı planladığını öğrenir öğrenmez evini yakınlarına açtı.  Askeri mahkeme, 2020 yılında hakkında dört adet uluslararası tutuklama emri çıkardığında Binkesir, Adalet Bakanlığı tarafından (Cezayir’in batısındaki) Tipasa'daki temyiz mahkemesi başkanlığı görevinden alınan eşi Hâkime Fethiye Buhras ile birlikte İspanya'da mülteciydi.
Daha sonra Binkesir'in (62) adı, Güney Büyük Okyanusu'ndaki bir ada olan Vanuatu adlı bir ülkenin vatandaşlığını kısa süre önce elde eden iki bin kişilik listede yer aldı. Vanuatu vatandaşlar, Avrupa Birliği (AB) ülkelerine ve İngiltere'ye vizesiz giriş yapabiliyorlar. Bu arada İngiliz gazetesi The Guardian, geçtiğimiz hafta yayınladığı bir haberde, listede Libya geçici yönetiminin eski başkanı Fayiz es-Serrac’ın da yer aldığı belirtildi.
Gazete, Vanuatu vatandaşlığının 130 bin ABD doları aşkın bir maliyetle, genellikle bir aydan fazla sürmeyen ve hatta ülkeye giriş bile gerektirmeyen bir süreçte satın alınabildiğini bildirdi. Vanuatu vatandaşlığı aynı zamanda dünyanın 130 ülkesine vizesiz giriş yapılmasına imkan tanırken, The Guardian’a göre Vanuatu tam bir vergi cenneti olarak biliniyor.



Lübnan Başbakanı:  İsrail ile barış görüşmelerine henüz başlamadı

Lübnan Başbakanı Nevvaf  Selam (NNA)
Lübnan Başbakanı Nevvaf  Selam (NNA)
TT

Lübnan Başbakanı:  İsrail ile barış görüşmelerine henüz başlamadı

Lübnan Başbakanı Nevvaf  Selam (NNA)
Lübnan Başbakanı Nevvaf  Selam (NNA)

Lübnan Başbakanı Nevvaf Selam, Çarşamba günü yaptığı açıklamada, İsrail ve Lübnan’dan iki sivil temsilcinin katıldığı ateşkesi izleme komitesindeki görüşmelerin henüz “barış müzakeresi” aşamasına gelmediğini belirtti.

Selam, basın mensuplarına yaptığı açıklamada, “Ateşkesi İzleme Komitesi, saldırıların durdurulması ilanının uygulanması için bir forumdur. Henüz barış müzakeresi aşamasına gelmedik” dedi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, sivil temsilcinin gönderilmesini, “İsrail ve Lübnan arasında ekonomik iş birliğinin temeli için ilk girişim” olarak nitelendirmişti.

Selam, ekonomik görüşmelerin İsrail ile normalleşme sürecinin bir parçası olacağını ve bunun ancak bir barış anlaşmasını takip etmesi durumunda mümkün olacağını vurguladı. Ayrıca, iki ülke 2002 Arap Barış Planı’na uyarsa “normalleşmenin ardından barış geleceğini” söyledi, ancak bunun şu an için uzak bir hedef olduğunu kaydetti.

Lübnan Başbakanı, ülkesinin Ateşkesi İzleme Komitesi’nin güney Lübnan’daki Hizbullah’ın silahsızlandırılmasını denetlemesine açık olduğunu da ifade etti. Selam, “Komiteye, herhangi bir endişe veya şüphe durumunda sahada doğrulama yapmaya hazır olduğumuzu ilettik. Denetlemeye açığız” dedi.


Refah’ta tünel çatışması: 4 İsrail askeri yaralandı

İsrail'in Gazze Şehri'nin doğusunda düzenlediği hava saldırılarının ardından dumanlar yükseliyor (AFP)
İsrail'in Gazze Şehri'nin doğusunda düzenlediği hava saldırılarının ardından dumanlar yükseliyor (AFP)
TT

Refah’ta tünel çatışması: 4 İsrail askeri yaralandı

İsrail'in Gazze Şehri'nin doğusunda düzenlediği hava saldırılarının ardından dumanlar yükseliyor (AFP)
İsrail'in Gazze Şehri'nin doğusunda düzenlediği hava saldırılarının ardından dumanlar yükseliyor (AFP)

İsrail ordusu, bugün  (Çarşamba) yaptığı açıklamada, Gazze’nin güney  doğusundaki Refah’ta bir tünelden çıkan militanlarla yaşanan çatışmada dört İsrail askerinin yaralandığını duyurdu. Ordudan yapılan açıklamada, yaralılardan birinin durumunun ciddi, üçünün ise orta derecede olduğu belirtildi. Olay sırasında Golani Tugayı’na bağlı bir keşif birimine militanlar tarafından tünelden ateş açıldığı bildirildi. Yaralı askerler tedavi için tahliye edilirken, ailelerine bilgi verildi.

Yerel medyaya göre en az bir militan öldürüldü ve diğerleri için arama çalışmaları sürüyor. Çatışma, İsrail’in Gazze’nin kuzeyinde Kızılhaç aracılığıyla bir rehinenin kalıntılarını teslim almasının birkaç saat sonrasında gerçekleşti.

Gazze’deki kaynaklar, Refah’ta topçu ateşi ve silahlı çatışmaların devam ettiğini bildirerek, bölgedeki güvenlik durumunun istikrarsız olduğunu ortaya koydu.

Başbakan Binyamin Netanyahu, Hamas’ı ateşkes anlaşmasını ihlal etmekle suçlayarak, İsrail’in askerlerine yönelik herhangi bir saldırıya uygun şekilde karşılık vereceğini vurguladı. Netanyahu, “Hamas ateşkes anlaşmasını ihlal ediyor ve ordumuza yönelik terör faaliyetlerine devam ediyor. İsrail, askerlerimize yönelik herhangi bir saldırıya müsamaha göstermeyecek ve buna göre yanıt verecek” dedi.


Gazze'de kış, çocukluğumdaki mutluluğun hatırasını silip süpürdü

Deyr el-Balah'ı geçen hafta sular bastı (AP)
Deyr el-Balah'ı geçen hafta sular bastı (AP)
TT

Gazze'de kış, çocukluğumdaki mutluluğun hatırasını silip süpürdü

Deyr el-Balah'ı geçen hafta sular bastı (AP)
Deyr el-Balah'ı geçen hafta sular bastı (AP)

Çocukluğumdan beri kışı hep çok sevmişimdir. Kara bulutlar gökyüzünü kapladığında ve yağmur damlaları yere düştüğünde, ailem büyükannem ve büyükbabamın evinde toplanırdı. Dedem ateşi yakarken yanına otururdum, babaannem de çaydanlığı ateşe koyardı. Bizim için kış, bir rahatlık mevsimiydi. Hiç üşümezdik.

Gündüzleri kuzenlerimle birlikte sokaklara yayılan su birikintilerinde yalınayak koşar, yağmur bizi tepeden tırnağa ıslatırken duvarların ve ağaçların ardında gizlenerek ghommemeh (saklambaç) oynardık. Annemin hastalanmadan önce içeri girmemiz için bize bağırdığını hatırlıyorum. Geceleri büyükbabam bize 1960'lardaki seyahatlerinde geçen hikayeleri anlatırdı.

Yaşım ilerledikçe kışları arkadaşlarımla daha fazla zaman geçirmeye ve mezun olduktan sonra peşinden gitmeyi umduğumuz hedeflerimiz ve geleceğe dair hayallerimiz hakkında konuşmaya başladım. Bazen Halid, Mahmud ve ben, Muhammed Hamo'nun evinde buluşurduk, artık o bir ölü; huzur içinde yatsın. Bir ateş yakıp en sevdiğimiz içeceği, yani çayı yanan odunların üzerine koyup kağıt oynardık ya da filmler ve TV dizileri izlerdik.

Evdeyken yağmur damlalarının sesi havayı doldurduğunda veya derslerimden bunaldığımda, yağmuru izlemek ve soğuk rüzgarın tadını çıkarmak için yatak odamın balkonuna çıkardım. O balkondan günbatımını izlemek gibi bir alışkanlığım vardı. Kışın manzarayı daha da harika yapan şey, sahil boyunca dönen göçmen kuşların gökyüzünde kısa süreliğine, güzel desenler çizmesiydi.

İsrail'in Gazze'yi istilası, kışla ilgili tüm güzel duygularımı yok etti. Ailem 13 Ekim 2023'te yataklarına örtecek bir şey ya da kışlık kıyafetlerini yanına almaksızın tahliye edildi. Sonrasında birkaç battaniye satın alabildik. Her birinin bize maliyeti yaklaşık 35 dolar oldu. Küçük biraderim ve ben, tek bir battaniyenin altında örtünmek zorundaydık. Birkaç hafta sonra bir okulun arka bahçesinde uyuyorduk. Kışın rüzgarı acımasızca üzerimizden geçti. Soğuktan titreyerek uyanınca sadece hafif yağmurlar yüzünden battaniyemin sırılsıklam olduğunu gördüm. O günden beri kıştan nefret ediyorum.

Binlerce aile bizimkine benzeyen deneyimler yaşadı. Birbirine dikilmiş battaniyelerden oluşan derme çatma küçük bir çadırda 14 kişilik ailesiyle birlikte yaşayan 19 yaşındaki İsmail Abed, birkaç kez sırılsıklam halde uyandı. Aile, hava koşullarından biraz uzaklaşıp soluk almak için komşularının çadırına giderdi.

Bana "UNRWA'dan çadır alana kadar ne zaman yağmur yağsa boğuluyorduk" diyen İsmail, bu çadırı da barınağı olmayan başka bir aile grubuyla paylaşmış:

Bu yeni çadır bizi yağmurdan korudu ama rüzgarın getirdiği keskin soğuk, üzerimizi örtmeye yetecek kadar battaniyemizin olmamasıyla birleşince durum gerçekten dayanılmazdı.

Kendi çadırımızda o kadar kalabalıktık ki ısınmak için ateş yakacak yerimiz yoktu. Kışın yemek pişirmek bile daha zordu. İsrail işgali, Gazze Şeridi'ne girmesini engellediği için yemek pişirecek gazımız yoktu. Yemek pişirmek için ateş yaktığımız yerin üstü örtülü değildi, bu yüzden ne zaman yağmur yağsa ateş sönerdi.

Bir çadırda yaşamak, yiyecekleri sıçanlardan ve hamamböceklerinden saklayabileceğimiz bir buzdolabına veya başka bir güvenli yere sahip olmadığımız için her gün yiyecek alışverişine çıkmamız gerektiği anlamına geliyordu. Pazardaki un veya pirinç gibi temel yiyecekleri eve getirmek için bazen yağmurda iki saate yakın yürümek zorunda kalıyorduk.

Gazze'nin kuzeyindeki dostlarımdan Muhammed Ebu el-Mehza, kış boyunca defalarca yerinden edildi. Aralık 2023'te Muhammed'in ailesi, Gazze'nin batısındaki eş-Şati kampından zorunlu bir şekilde tahliye edilince yağmurda yürüyerek Şeyh Rıdvan mahallesine gitti.

Bana "Ben de dahil tüm ailem ertesi gün hastaydı" dedi:

İlaç o kadar az ki iyileşmemiz için 10 günden fazla süre geçmesi gerekti.

23 yaşındaki Usame Adas, eylülde ailesiyle birlikte Gazze'nin kuzeyinden güneyine tahliye edildi. Güneyde kimseyi tanımıyorlardı, bu yüzden denizden yaklaşık 20 metre uzakta bir çadır kurdular. Sahilden gelen rüzgarlar geceleri iliklere işleyen bir soğuktu, bu yüzden aile kuzeye dönebilecekleri günü bekledi.

Ateşkes ilan edildiğinde Usame evine döndü ve dört katlı binalarının tamamen yıkıldığını gördü. Ailesinin dönüşüne hazırlanmak yerine, hemen güneye yürümek zorunda kaldı ve babasından çadırı kurmak için daha iyi bir yer aramasını istedi. Aile hâlâ güvenli bir sığınağa sahip olamadan, yerinden edilmiş bir halde bekliyor. Deyr el-Balah'ın doğusundaki el-Maşala bölgesindeki yeni çadırları onları yağmurdan daha iyi koruyabilse de rüzgar boşluklardan içeri sızıyor. Usame bana "Bu kış nasıl hayatta kalacağımı bilmiyorum" dedi:

Şiddetli yağmurlar henüz başlamadı ama yine de yağmur şimdiden çadırın içine giriyor.

İlk damlanın düşmesinden beri bu mevsimin bitmesi için dua ediyorum. Kış eskiden sıcaklığın, kahkahanın ve geçici güzelliklerin mevsimiydi ancak artık Gazze'de bir korku, mücadele ve tahammül zamanı haline geldi. Kış artık bir direnç hikayesi anlatıyor: Kökünden koparılan hayatları, her şeye rağmen hayatta kalmayı ve bir gün bu mevsimin eski rahatlığını beraberinde getirip Gazze'nin çocuklarının yağmurda tekrar korkmadan yalınayak koşacağı umudunu...

Independent Türkçe