Fas’ta PJD ile PAM görüşmesi, seçim ittifakına mı işaret?

Fas’ta PJD ile PAM görüşmesi, seçim ittifakına mı işaret?
TT

Fas’ta PJD ile PAM görüşmesi, seçim ittifakına mı işaret?

Fas’ta PJD ile PAM görüşmesi, seçim ittifakına mı işaret?

Fas'ta iktidardaki İslamcı Adalet ve Kalkınma Partisi (PJD) ile muhalif Özgünlük ve Modernite Partisi  (PAM) ortak bir bildiriyle, 8 Eylül’de yapılması planlanan seçimlerin başarısına katkıda bulunmak adına ‘demokratik yol’ ve ‘demokratik tercihe’ değer veren ortak hedeflerini duyurdu.
Her iki partinin bu tutumu PJD Genel Sekreteri ve Başbakan Sadeddin el-Osmani ve PAM Genel Sekreteri Abdullatif Vehbi’nin geçtiğimiz Cumartesi günü başkanlık ettiği toplantının ardından geldi. Bu iki partinin görüşmesi, 2008 yılında PAM’ın kurulmasından bu yana seçim tarihine iki aydan daha az bir süre kalmasıyla ortaya çıkan yakınlaşmaya işaret ediyor.
Her iki parti, seçimler sırasında veya seçim sonuçlarının ortaya çıkmasından sonra bir koordinasyon planı açıklamamakla birlikte, “özellikle seçim parasının şüpheli kullanımı yöntemleriyle sandıkların bütünlüğü ve özgürlüğünden ödün vermeye yönelik tüm yöntemleri reddettiklerini” ifade etti.
PJD ve PAM, yetkilileri "yaklaşan seçimleri istismarcılardan korumak" için görevlerini yerine getirmeye çağırdı. Partiler, ulusal partilerle birlikte aralarında koordinasyon ve işbirliğinden söz etti. Fas son zamanlarda yeni tip koronavirüs pandemi ile mücadele dahil kalkınma modeli için ulusal tüzüğü formüle etmeye yönelik çalıştaylar ve ayrıca iki partinin seçilmiş yetkilileri arasında bölgesel gruplar (belediyeler) düzeyinde iş birliği ve koordinasyona tanıklık etti.
Her iki parti de, demokratik ve gelişimsel inşa için etkin ortaklığı teşvik etme konusundaki ortak iradelerini teyit ederken, telefon casusluğu konusuna atıfta bulunarak, yerli ve yabancı çok sayıda kişinin telefonlarını dinlediği yönündeki iddiaları reddetti.
Olayın gizli bir arka planı olmadığı belirtilen ortak açıklamada, Faslı yetkililerin işleri normale döndürmek için yasal ve adli mekanizmaları harekete geçirmeye başvurmasını destekledikleri kaydedildi.
Bu bağlamda Osmani, her iki partinin her ne kadar farklı görüşlere sahip olsalar da gelecekte de siyasi diyaloğu sürdürmeyi düşündüğünü söyledi.
PAM Genel Sekreteri ise, görüşme sırasında yaklaşan seçimlerin masaya yatırıldığını, demokrasinin ve ülkemizin yararına bir başarı elde etmenin gerekliliği konusunda fikir birliği olduğunu ifade etti.



Madleen gemisinin alıkonulmasının ardından aktivistler İsrail'e götürüldü

TT

Madleen gemisinin alıkonulmasının ardından aktivistler İsrail'e götürüldü

Madleen gemisinin alıkonulmasının ardından aktivistler İsrail'e götürüldü

Almanya'nın Tel Aviv Büyükelçisi Steffen Seibert, Gazze Şeridi'ne uygulanan ablukayı kırmaya çalışırken Akdeniz'de İsrail askerleri tarafından alkonulan aktivistlerin İsrail'e götürüldüğünü bildirdi.

Seibert X platformu üzerinden yaptığı paylaşımda, “Tüm yolcular donanma tarafından İsrail'e nakledildi ve donanma bize hepsinin güvende olduğunu teyit etti. İsrailli yetkililer, aktivistlerden ülkeyi terk etmelerini istedi. Bir Alman vatandaşı için konsolosluk yardımı teklif ettik” ifadelerini kullandı.

Madleen, günler süren yolculuğun ardından gece saatlerinde, varış noktası olan Gazze Şeridi'ne ulaşmadan kısa bir süre önce İsrail güçleri tarafından durduruldu.

Özgürlük Filosu Koalisyonu, uzun süredir İsrail ablukası altında olan Gazze Şeridi’ne yardım ulaştırmayı amaçlıyordu.

İsrail Dışişleri Bakanlığı, Madleen'in durdurulmasının, 2007 yılından bu yana Gazze Şeridi'ne uygulanan ve izinsiz gemilerin girişini engelleyen deniz ablukasına dayandığını belirtti.

Özgürlük Filosu Koalisyonu tarafından geminin durdurulmasının ardından yapılan açıklamada, “Madleen gemisindeki on iki aktivistin ve diğer tüm Filistinli tutukluların derhal serbest bırakılmasını, acımasız işgale ve ablukaya son verilmesini ve Gazze Şeridi'ne insani yardım ulaştırılması için tüm sınır kapılarının derhal açılmasını talep ediyoruz” denildi.

İsrail Dışişleri Bakanlığı, Özgürlük Filosu Koalisyonu'nun yardım gemisi Madleen'in ‘güvenli bir şekilde İsrail kıyılarına doğru yol aldığını’ bildirdi.

İsrail Dışişleri Bakanlığı’nın X platformundaki hesabı üzerinden yapılan paylaşımda, “Yolcuların kendi ülkelerine dönmeleri bekleniyor” ifadesi yer aldı.

Özgürlük Filosu Koalisyonu yaptığı açıklamada, Madleen'in uluslararası sularda ‘İsrail ordusu tarafından saldırıya uğradığını ve engellendiğini’ belirtti.

Açıklamada, “Gemiye yasadışı bir şekilde çıkıldı, silahsız sivillerden oluşan mürettebatı kaçırıldı ve bebek maması, gıda ve tıbbi malzemeler de dahil olmak üzere hayat kurtarıcı temel yardım malzemelerine el konuldu” denildi.

Özgürlük Filosu Koalisyonu Koordinatörü Huveyda Araf, İsrail'in gemide bulunanları gözaltına almak için yasal yetkisi olmadığını söyledi.

Araf, “Gemideki gönüllüler İsrail'in yargı yetkisi altında değildir, yardım sağladıkları ya da yasadışı ablukayı kırdıkları için suçlanamazlar… Keyfi ve hukuksuz gözaltlarına derhal son verilmelidir” ifadelerini kullandı.

Özgürlük Filosu Koalisyonu tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı: “Hiçbir şey bizi caydıramaz. Tekrar yelken açacağız. Kuşatma sona erene ve Filistin özgürleşene kadar durmayacağız. Bu el koyma uluslararası hukuku açıkça ihlal ediyor ve Gazze Şeridi'ne engelsiz insani erişim gerektiren Uluslararası Adalet Divanı'nın (UAD) bağlayıcı kararlarına meydan okuyor.”

Aktivistler, İsrail'in Gazze Şeridi’ne engelsiz insani erişim sağlaması gerektiğini vurguluyor.

Ancak İsrail Dışişleri Bakanlığı, Gazze Şeridi açıklarındaki bölgenin 2007'den bu yana uygulanan deniz ablukası kapsamında izinsiz gemilere kapalı olduğunu ve Madleen'in bu nedenle durdurulduğunu belirtti.

Aktivistlerin İsrail kıyılarına ne zaman ulaşacakları ve ne zaman ülkelerine geri gönderilecekleri ise belirsizliğini koruyor.