İran’da vaka oranı ilk kez 30 bini aştı

Tahran halkı Delta varyantının hızla yayılmasından korkuyor (EPA)
Tahran halkı Delta varyantının hızla yayılmasından korkuyor (EPA)
TT

İran’da vaka oranı ilk kez 30 bini aştı

Tahran halkı Delta varyantının hızla yayılmasından korkuyor (EPA)
Tahran halkı Delta varyantının hızla yayılmasından korkuyor (EPA)

Resmî rakamlara göre İran’da yeni tip koronavirüs (Kovid-19) kaynaklı günlük vaka oranı bir haftadan kısa bir süre içinde rekor sayıya ulaşarak ilk kez 30 bini aştı.
Kovid-19’dan en çok etkilenen Ortadoğu ülkesi İran'da Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, son 24 saat içinde 322 kişinin salgın nedeniyle hayatını kaybettiği ve 31 bin 814 yeni vaka tespit edildiği belirtildi.
Böylece, ülkedeki toplam vaka sayısı 3 milyon 723 bin 246’ya ulaşırken koronavirüs kaynaklı can kaybı ise 89 bin 122’ye yükseldi. Yetkililer daha önce resmî rakamların gerçek vaka sayısının altında olduğunu kabul etmişti. Pazartesi günü açıklanan verilere göre, ülkede yeni tip koronavirüs (Kovid-19) günlük vaka sayısı salgının başlangıcından bu yana en yüksek seviyeye ulaştı.
İran’da koronavirüs kaynaklı günlük vaka oranı bir haftadan kısa bir süre içinde ikinci kez rekor sayıya ulaştı. 20 Temmuz’da açıklanan bir önceki rekorda ise günlük 27 bin 444 vaka tespit edilmişti. 26 Temmuz’da açıklanan rekor vefat oranı ise 496’da kaldı.
Ülkedeki yeni rekor vaka oranı, başkent Tahran ve Elburz eyaletlerinde devlet daireleri ve bankaların Kovid-19 enfeksiyonlarındaki son artışı engellemek amacıyla bir hafta süreyle faaliyetlerinin durdurulmasının ardından yeniden açıldığı bir günde geldi.
İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani bu ayın başlarında, ülkede özellikle son derece bulaşıcı olan Delta varyantıyla bağlantılı “beşinci dalga” konusunda uyarıda bulunmuştu. Ayrıca Ruhani son dönemde ülkede koronavirüs yayılımını sınırlamak için önleyici tedbirlere olan bağlılığında bir düşüş olduğunu belirtti. Kovid-19 salgınının başlamasından bu yana, İranlı yetkililer, öncelikle ABD yaptırımlarının neden olduğu zor ekonomik koşullar nedeniyle, dünyanın birçok ülkesi tarafından kabul edilenler gibi kapsamlı kapatmalar uygulamadı.
İranlı yetkililer, özellikle aşıları elde etmek için gerekli mali transferleri yapmanın zorluğu nedeniyle, yaptırımların Kovid-19 karşıtı aşıların ithal edilme olasılığı üzerindeki etkisinden şikâyet ettiler. Şubat ayında başlatılan ulusal aşı kampanyası umulandan daha yavaş ilerlemeye devam ediyor. Yaklaşık 83 milyon nüfusa sahip İran’da 8,1 milyon kişi tek doz aşı alırken 2,4 milyon kişi tam doz aşı aldı.
İran Sağlık Bakanlığı, yüksek risk taşıyan 232 bölgenin kırmızı kategoride olduğunu, orta riskli olarak 117 bölgenin turuncu ile sınıflandırıldığını açıklarken düşük riskli 99 şehrin ise sarı kategoride olduğunu belirtti.

 


Sudan, İran’ın Kızıldeniz’de deniz üssü kurma talebini reddetti

İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)
İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)
TT

Sudan, İran’ın Kızıldeniz’de deniz üssü kurma talebini reddetti

İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)
İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)

Sudanlı üst düzey istihbarat yetkilisi Ahmed Hasan Muhammed, ülkesinin İran’ın Kızıldeniz kıyısında bir deniz üssü kurma talebini reddettiğini söyledi.

İran’ın bu talebi kabul edilseydi, söz konusu üs, Tahran’ın dünyanın en yoğun nakliye hatlarından birinde deniz trafiğini izlemesine olanak tanıyacaktı.

Şarku’l Avsat’ın Wall Street Journal gazetesinden aktardığına göre Muhammed konuya ilişkin açıklamasında şunları söyledi;

“İran, Sudan ordusuna isyancılara karşı mücadelede kullanılmak üzere silahlı insansız hava araçları (SİHA) sağladı. Tahran, üssü inşa etme izni karşılığında, Sudan’a helikopter taşıyan bir savaş gemisi de dahil olmak üzere gelişmiş silahlar teklif etti. İranlılar üssü istihbarat toplamak için kullanmak istediklerini söyledi. Oraya savaş gemileri de yerleştirmek istediler. Ancak Hartum, İran’ın bu teklifini reddetti.”

Muhammed gazeteye yaptığı açıklamada, “Sudan İran’dan SİHA satın aldı. Çünkü insan kaybını azaltmak ve uluslararası insancıl hukuka saygı göstermek için daha isabetli silahlara ihtiyacımız vardı” diye ekledi.

Kızıldeniz’deki bir deniz üssü, Yemen’deki Husilerin ticari gemilere saldırı başlatmasına yardımcı olurken, Tahran’ın dünyanın en yoğun nakliye hatlarından biri üzerindeki hakimiyetini artırmasına olanak tanıyabilir.

İran destekli Husiler, Kızıldeniz’deki saldırıları Gazze’de savaşan İsrail ve müttefiklerini cezalandırma amacıyla gerçekleştirdiklerini ifade ediyor.

sddeb
Yemen televizyonu tarafından yayınlanan bir görüntüde, Husi saldırısından sonra batan bir İngiliz kargo gemisi görülüyor (EPA)

Sudan’ın, devrilen eski Devlet Başkanı Ömer El Beşir döneminde, İran ve Filistin’deki müttefiki Hamas ile yakın ilişkileri vardı.

Beşir'in 2019 darbesiyle devrilmesinin ardından, ülkenin askeri cuntasının başı olan Orgeneral Abdulfettah el Burhan, uluslararası yaptırımları sona erdirmek amacıyla ABD ile yakınlaşma başlattı.

Ayrıca İsrail ile ilişkileri normalleştirmek için harekete geçti.

İran’ın deniz üssünü inşa etme talebi, bölge ülkelerinin Sudan’da 10 aydır devam eden iç savaştan faydalanarak, Ortadoğu ile Sahra Altı Afrika ülkeleri arasında stratejik bir kavşak noktası olan ülkede yer edinmeye çalıştıklarını gösteriyor.

Burhan liderliğindeki Sudan ordusu, Nisan ortasından bu yana Orgeneral Muhamed Hamdan Daklu (Hamideti) liderliğindeki paramiliter Hızlı Destek Kuvvetleri ile savaşıyor.

Çatışma on binlerce insanın ölümüne, milyonlarca Sudanlının yerinden edilmesine ve dünyanın en kötü insani krizlerinden birine neden oldu.

Çatışmaları takip eden bölge yetkilileri ve analistlere göre, Sudan’ın İran’dan aldığı SİHA’lar, Hızlı Destek Kuvvetleri nedeniyle ordunun uğradığı kayıpların ardından, Burhan’ın bir miktar başarı elde etmesine yardımcı oldu.

Son haftalarda hükümet, Hartum ve Omdurman’daki önemli bölgelerin kontrolünü yeniden ele geçirdi.

ABD Başkanı Joe Biden yönetimi, hem Sudan ordusunu, hem de Hızlı Destek Kuvvetleri’ni savaş suçu işlemekle suçladı.

Washington ayrıca Hızlı Destek Kuvvetleri’ni, Sudan’ın batısındaki Darfur bölgesinde cinayet, tecavüz ve etnik temizlik de dahil olmak üzere insanlığa karşı suçlar işlemekle itham etti.

Birleşmiş Milletler (BM) yetkilileri, Sudan ordusunu, sivillerin yerleşimleri havadan hedef almak ve Sudanlı sivilleri çaresizce ihtiyaç duydukları insani yardımdan mahrum bırakmakla eleştirdi.

BM kuruluşları ayrıca Hızlı Destek Kuvvetleri’ni, Darfur’da etnik amaçlı saldırılar da dahil olmak üzere zulüm yapmakla suçladı.

Çatışmanın tarafları olan Sudan ordusu ve Hızlı Destek Kuvvetleri, ABD ve BM’nin suçlamalarını reddetti.

ABD Şubat ayında yaptığı açıklamada, İran’ın Sudan ordusuna silah sevkiyatıyla ilgili endişelerini dile getirdi.

ABD’nin Hartum Büyükelçisi John Godfrey, İran’ın Hartum’a yardım ettiğine ilişkin haberlerin ‘son derece rahatsız edici’ olduğunu söyledi.