Prof. Dr. Ünal: Bazı ülkelerden alınan sahte PCR'larla Türkiye'ye giriş yapanlar var

Reuters
Reuters
TT

Prof. Dr. Ünal: Bazı ülkelerden alınan sahte PCR'larla Türkiye'ye giriş yapanlar var

Reuters
Reuters

Türkiye'de yeni tip koronavirüs (Kovid-19) vakalarındaki artış sürüyor.
Delta varyantının da etkisiyle günlük vaka sayısı 12 bin 381'e yükselirken, 58 kişi yaşamını yitirdi.
Böylece 4 Temmuz'da 4 bin 418'e düşen vaka sayısı, üç haftada yaklaşık üç katına çıkmış oldu.
Bayram ve yaz tatili hareketliliğiyle vakaların daha da yükselmesinden endişe ediliyor.
Diğer taraftan aşılama hızındaki düşüş de dikkat çekici.

23 milyon kişi aşı olmadı
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın paylaştığı bilgilere göre ülkede 23 milyon kişi hala Kovid-19 aşısı olmadı.
İkinci dozu vurulmayanların sayısı 17 milyonu bulurken, çift doz aşı olup üçüncü doza gitmeyenlerin sayısı ise 9 milyon civarında.
Bakan Koca ve hekimler, tedbirlerin elden bırakılmaması çağrısında bulunuyor.

"Yoğun bakımlardakilerin kaçının aşılı olduğu ya da rahatsızlıklarının bulunup bulunmadığı açıklansın"
Vaka sayılarındaki artış, aşılama hızındaki düşüş ve aşı karşıtlığını, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı, Yoğun Bakım Bilim dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Necmettin Ünal değerlendirdi.
Sağlık Bakanlığı'na "daha detaylı veri paylaşımı" çağrısı yapan Prof. Dr. Ünal, "Kovid vakalarının, hastaneye yatışların, yoğun bakımlardakilerin kaçının aşılı olduğu ya da bu kişilerin farklı rahatsızlıklarının bulunup bulunmadığı açıklansın" dedi. 
Haziran ayı sonunda günde 5 bin civarı vaka yaşanırken tedbirlerin elden bırakıldığı ve kısıtlamaların erken kaldırıldığını gerekçesiyle son günlerdeki vaka artışının temmuz başının bir yansıması olduğunu savunan Ünal, "Delta" varyantı tüm dünyada pik yaparken Türkiye'deki hareketliliğin birden artmasını eleştirdi.

"Sosyal hareketliliğin faturası 2-3 hafta sonra ortaya çıkacak"
"Sosyal hareketliliğin faturası 2-3 hafta sonra ortaya çıkacak. Ağustosta vakalar daha da artacak" diyen Prof. Dr. Necmettin Ünal'a göre asıl sorun aşılama hızının günde 180 binlere kadar düşmesi.

Prof. Dr. Necmettin Ünal / Fotoğraf: Twitter / @DrNecmettinUnal
"Sağlık Bakanlığı aşı karşıtlığına destek veren hekimleri incelemeli"
Aşının büyük ölçüde Kovid-19'un ağır şekilde geçirilmesinden koruduğuna ve hastaneye yatışları azalttığına değinen Ünal, aşı karşıtlığı yapıldığını dikkati çekti ve bunların arasında bazı hekimlerinde yer aldığını söyledi. 
Aşı karşıtlarının arasında önemli bir grubun başına geçmek için çaba gösteren ve sosyal medyada takip edilmek isteyen kişilerin olduğunu aktaran Ünal, şunları kaydetti: 
"Bunların aralarına hekimlerin de katıldığını görüyoruz. Sağlık Bakanlığı, aşı karşıtlığına destek veren hekimleri incelemeli. Bu kişilerin biyografilerine bakıldığında, genellikle Anadolu'da eğitim almış ve oradan ayrılmak zorunda kalmış, özel hastanelerde dikiş tutturamamış ve aykırı yollara sapmış isimler.  'Senin bu konudaki eğitimin, bilgin nedir?' diye sormalı. Bu işin bilimiyle uğraşan kişiler dinlenmeli. İmmunologlar, biyologlar, halk sağlığı ve enfeksiyon hastalıkları uzmanları var. Bizler de onların yazdıklarını okuyor ve temkinli şekilde doğru yorumları paylaşıyoruz. Yurtdışından iki satır okuduğu ve yanlış yorumladıkları şeyleri yayıp, özel bir portföy oluşturmaya çalışıyorlar. İngilizceyi ve bilimsel içeriği tam anlamadan ‘Burada şu demeye çalışılıyor’ diyorlar. Bu kişilerin hekimlik, öğretim üyeliği titri varsa halk daha çok etkileniyor ve aşı kararsızları grubu ortaya çıkıyor. Toplumun sağlığını tehdit eden ve insanların hastalıktan ölmeleriyle sonuçlanan durum ortaya çıkıyor. Yaşananlardan aşı olmayanlar da etkileniyor." 

"Aşı karşıtlığı yapıp yoğun bakımda entübe olan hekimler var" 
Prof. Dr. Ünal, ayrıca isimleri belirtmese de "Aşı karşıtlığı yapıp yoğun bakımda entübe olan hekimler var" ifadelerini kullandı.
Aşı karşıtlığı yapanlar arasında hekimlerin yer aldığı grubun dışında bir de genel anlamda bu konuları hiç bilmeyen, duyduğu her habere inanan, bilimsel verileri incelemeden, sporadik (tekil) vakaları ele alarak oluşan bazı olayları gerekçe gösterip toplum sağlığıyla oynayanları bulunduğunu vurgulayan Ünal'a göre vakit kaybetmeden bu kişilere karşı harekete geçilmeli.

"Meslek örgütleri, Sağlık Bakanlığı ve hukuki kurumlar harekete geçmeli"
Nelerin yapılabileceğini sorduğumuz Ünal, "Toplumun sağlığı hedef alınıyor. Bireysel olarak aşı olmayabilirsin ama toplumu aşı olmamaya yönlendirirsen bu suçtur ve bir cezası olması gerekir. Meslek örgütleri, Sağlık Bakanlığı ve hukuki kurumlar harekete geçmeli. Kanıt ortaya koyamayanların belirlenip cezalandırılması gerektiği kanaatindeyim" şeklinde konuştu.

"Aşı olmayanların kalabalık ortamlara girmesi kurallara bağlanmalı"
Aşı olmayan kişilerin kalabalık ortamlara girebilmelerinin birtakım kurallara bağlanması gerektiğini savunan Ünal, şunları söyledi:
"Aşı olmama özgürlüğüne sahip olduğunu iddia edenler; İsrail, İtalya ve Fransa'da bu tür yerlere alınmayacak. Bu kişilerin -aşı olmadılarsa- Kovid-19 geçirip bağışıklık kazandıklarını belgelemesi gerekecek. Ya da PCR testini sürekli yenileyecek ve maliyetini kendi ceplerinden karşılayacaklar. Türkiye'de de böyle yapılmalı."

"İş yerleri 'aşı olmayanlarla çalışmak istemiyorum' diyebilmeli"
Son olarak her şeyi devletten beklememek gerektiğini belirterek çeşitli kurumlar ve iş yerlerine seslenen Ünal, işverenlerin "aşı olmayanlarla çalışmak istemiyorum" şartı koşabileceğini savundu.
Bireysel özgürlüklerin başkasının hakkına girildiği ya da sağlığının tehdit edildiği yerde söz konusu olamayacağını dile getiren Ünal; restoran, kafe ve alışveriş merkezleri gibi yerlere de HES koduna ek olarak aşı olmayanların alınmayacağı bir sistemin getirilebileceği önerisinde bulundu.

"Bazı ülkelerden alınan sahte PCR’larla Türkiye’ye giriş yapanlar var"
Bir diğer sorunu ise sınır kontrollerindeki eksiklikler olarak gördüğünü dile getiren Ünal, karayoluyla PCR sorgulaması yapılmadan ya da sahte testlerle Türkiye'ye giriş yapanların bulunduğunu iddia etti.
Özellikle Delta varyantının yüksek olduğu ülkelerden girişlerde sınır kontrollerinin artırılması gerektiğini savunan Ünal, önceki yıllara nazaran bayram ve yaz tatili için ülkeye gelen gurbetçi sayısında artış yaşanmasının yanı sıra, Rusya'nın başı çektiği ülkelerden Antalya ve Muğla gibi kentlerine gelişlerin arttığını söyledi. 

"Mevcut aşılardan kaçabilen varyantlar da ortaya çıkabilir"
Vaka sayıları açısından ağustos ayını "kritik" gören Ünal'a önümüzdeki dönemdeki yeni varyant ihtimallerine de değindi. 
Virüsün yayılmasını engelleyecek bağışıklık altyapısına sahip olunmadığı gerekçesiyle mevcut aşılardan kaçabilen varyantların ortaya çıkabileceğinin altını çizen Prof. Dr. Necmettin Ünal, "Virüs çoğaldıkça mutasyonlar gelişiyor. Mutasyon birikimiyle varyantlar birikiyor. Yeni varyantların ortaya çıkma olasılığı artıyor" değerlendirmesinde bulundu. 
Independent Türkçe



Türünün ilk örneği antik masa oyunu bulundu

Oyun tahtasının havadan çekilmiş görüntüsü (Latin American Antiquity)
Oyun tahtasının havadan çekilmiş görüntüsü (Latin American Antiquity)
TT

Türünün ilk örneği antik masa oyunu bulundu

Oyun tahtasının havadan çekilmiş görüntüsü (Latin American Antiquity)
Oyun tahtasının havadan çekilmiş görüntüsü (Latin American Antiquity)

Arkeologlar, Guatemala'daki Maya kenti Naachtun'da mozaik tarzı eşsiz bir masa oyununun kalıntılarını ortaya çıkararak antik dünyadaki oyun pratiklerine dair yeni bilgiler sundu.

Patolli, Aztekler ve daha önceki Mezoamerikan kültürleri tarafından Amerika kıtasında oynanan ve genellikle kumar içeren, kızma birader benzeri en eski strateji masa oyunlarından biri.

Kumaşa ya da yere çizilen, 52 karelik haç biçimli bir düzene dayanan oyunda, bir yüzü noktalı patol fasulyeleri zar gibi atılıyordu.

Ancak oyunun antik Maya toplumlarında tam nasıl oynandığı belirsizliğini koruyordu.

Bir zamanlar Maya bölgesel başkenti olan kuzey Petén'deki Naachtun'da yapılan son kazılar, insanların oyunu nasıl oynadığı ve bölgedeki diğer sporlarla arasındaki paralelliklere dair ipuçları sunuyor.

Araştırmacıların bulduğu yere oyulmuş oyun tahtası, bazıları MS 4. yüzyıla tarihlenen kırık seramik kaplardan elde edildiği düşünülen küçük kırmızı mozaik karolardan yapılmıştı.

Tahtanın bazı bölümleri tahrip olduğundan genel yapısı üzerine yalnızca tahmin yürütülebildi.

Arkeologlar, tahtanın başlangıçta yaklaşık 78 cm genişliğinde ve 110 cm uzunluğunda olduğunu ve 478 karo parçası kullanılarak yapılmış 45 kareden oluştuğunu tahmin ediyor. Araştırmacılar mozaik karo parçalarının, tahtayı antik dünyada türünün tek örneği yaptığını söylüyor.

Mozaik kullanımının, tahtanın "yapım anından itibaren mimari tasarıma dahil edildiğini" gösterdiğini düşünüyorlar.

Araştırmacılar hakemli dergi Latin American Antiquity'de yayımlanan yeni çalışmada, "Maya mimarisinde zemin mozaikleri son derece nadirdir" diye belirtiyor.

Bilim insanları "Kabuk, demir cevheri, yeşim veya turkuazdan mozaik tekniğiyle üretilmiş veya süslenmiş sayısız taşınabilir eser örneği varken, bildiğimiz kadarıyla Batı Yarımküre'nin bu bölgesinde sömürge döneminden önce zemin mozaiğine dair net bir örnek yok" ifadelerini kullanıyor.

Araştırmacılar yapım tekniğinin, Mayaların bu masa oyununu nasıl oynadığına yeni bir bakış açısı sunduğunu ve mozaik kullanımının, oyulmuş veya boyanmış tahtalara kıyasla "daha uzun bir kullanım ömrüne" işaret ettiğini söylüyor.

Tahtanın, şehrin bazı alanlarının tasarımına en baştan dahil edilmiş olabileceğini düşünüyorlar.

Independent Türkçe


Nicole Kidman'dan ayrılmak ünlü şarkıcıya yaramamış

2018'de Time'ın belirlediği dünyanın en etkili 100 ismi arasında yer alan Nicole Kidman, düzenlenen törene Keith Urban'la birlikte katılmıştı (AP)
2018'de Time'ın belirlediği dünyanın en etkili 100 ismi arasında yer alan Nicole Kidman, düzenlenen törene Keith Urban'la birlikte katılmıştı (AP)
TT

Nicole Kidman'dan ayrılmak ünlü şarkıcıya yaramamış

2018'de Time'ın belirlediği dünyanın en etkili 100 ismi arasında yer alan Nicole Kidman, düzenlenen törene Keith Urban'la birlikte katılmıştı (AP)
2018'de Time'ın belirlediği dünyanın en etkili 100 ismi arasında yer alan Nicole Kidman, düzenlenen törene Keith Urban'la birlikte katılmıştı (AP)

Hollywood'un en ünlü aktrisleri arasında yer alan Nicole Kidman boşanma davası açtığı eşi Keith Urban'dan uzaktaki ilk Noel'ini kutluyor.

58 yaşındaki oyuncu önceki günlerde Sidney'de görüntülendi. Magazin basını, Urban'dan olan kızları Sunday ve Faith'le yürüyen yıldızın kaygısız ve mutlu göründüğünü yazdı.

Kendisiyle aynı yaştaki Grammy ödüllü müzisyenin Noel'i nerede geçirdiği bilinmese de Woman's Day'in kaynakları, Urban'ın yalnızlık çektiğini söylüyor.

Amerikan dergisi, bir kaynağının şu ifadeleri kullandığını aktardı:

Tükendi, yalnız ve önceden hiç tasavvur etmediği bir geleceğe bakıyor. Nicole hem en iyi arkadaşı hem de hayattaki en büyük destekçisiydi. Onu kaybettiği için büyük bir hata yapıp yapmadığını merak ediyor.

Ünlü magazinci Rob Shuter ise Kidman cephesi hakkında şöyle konuştu:

Araları soğuk değil, donmuş halde. Nicole candan bir sohbete hazır değil, Keith ise zorlamıyor. Halihazırda sessizlik dışında anlaşabilecekleri bir durum yok.

İkilinin yollarını ayırdığının eylülde doğrulanmasının ardından TMZ, Urban'ın başka bir kadınla ilişkisinin bu ayrılığa neden olduğunu iddia etmişti. 

2006'da evlenip önceki aylara kadar birlikte olan çiftten Kidman son dönemde kariyeriyle konuşuluyor.  

Nicole Kidman, Patricia Cornwell'ın ünlü romanlarından uyarlanan Amazon Prime Video dizisi Scarpetta'dan paylaşılan ilk karelerde baş adli tıp uzmanı Dr. Kay Scarpetta rolünde karşımıza çıkıyor.

11 Mart 2026'da izleyiciyle buluşacak dizide Kidman'a, ablası Dorothy Farinelli'yi canlandıran Oscar ödüllü Jamie Lee Curtis eşlik ediyor.

Kidman ayrıca korku sinemasında yükselişini hızla sürdüren Osgood Perkins'in yeni filmi The Young People'ın oyuncu kadrosuna dahil oldu.

Cambaz (Longlegs) ve The Monkey'yle tanınan yönetmenin gelecek yıl vizyona girmesi beklenen filmde başrolleri popüler gençlik dizisi The Summer I Turned Pretty'yle tanınan Lola Tung ve Ejderhanı Nasıl Eğitirsin (How to Train Your Dragon) yıldızı Nico Parker üstleniyor.

Independent Türkçe, She Knows, Daily Mail


Martin Scorsese öldürülen meslektaşını andı

New Yorklu yönetmenler arasında 5 yaş fark var (AFP/Arşiv)
New Yorklu yönetmenler arasında 5 yaş fark var (AFP/Arşiv)
TT

Martin Scorsese öldürülen meslektaşını andı

New Yorklu yönetmenler arasında 5 yaş fark var (AFP/Arşiv)
New Yorklu yönetmenler arasında 5 yaş fark var (AFP/Arşiv)

Oyuncu, yönetmen, yazar ve politik aktivist kimlikleriyle yarım yüzyılı aşan bir kariyer inşa eden Rob Reiner, ölümünün ardından Martin Scorsese tarafından anıldı. 

83 yaşındaki usta yönetmen, New York Times'da yayımlanan yazıya başlarken Reiner'ın eşi Michele'le birlikte Kaliforniya'daki evlerinde ölü bulunduğunu hatırlattı:

Rob Reiner benim arkadaşımdı, Michele de öyle. Bundan sonra geçmiş zaman kullanmak zorundayım ve bu beni derin üzüntüye sevk ediyor. Ancak başka bir seçenek yok.

1970'li yılların başlarında Los Angeles'a taşındıktan kısa süre sonra Rob Reiner'la tanıştığını söyleyen Scorsese, ikisinin de New Yorklu olduğunu belirtti:

Rob'la takılmayı çok sevdim. Birbirimize doğal bir yakınlık duyuyorduk. Çok matraktı ve bazen komedisi keskindi. Zarif bir sınırsız özgürlük hissine sahipti, anın keyfini doya doya çıkarır, müthiş coşkun kahkahasını atardı.

Scorsese en sevdiği Reiner yapımının bir Stephen King uyarlaması olan Ölüm Kitabı (Misery) olduğunu açıkladıktan sonra "Çok özel bir film, Kathy Bates ve James Caan iyi oynuyordu" dedi. 

Kendi filmi Para Avcısı'nın (The Wolf of Wall Street) oyuncularını seçerken Leonardo DiCaprio'nun babasını canlandırması için ilk olarak Reiner'ı düşündüğünü ve böylece meslektaşını Max Belfort rolünde oynattığını aktardı. 

2013'te vizyona giren filmin çekimleri sırasında Reiner'ın doğaçlama, komedi ve oyunculuktaki ustalığına doğrudan şahit olduğunu belirtti. 

78 ve 70 yaşındaki Reinerlar, 14 Aralık'ta defalarca bıçaklanmış halde ölü bulunmuştu. Tutuklanan 32 yaşındaki oğulları Nick Reiner iki cinayetle suçlanıyor. 

Independent Türkçe, New York Times, Deadline