Amerikalıların geçmişe göre daha az arkadaşı olduğu ortaya çıktı

Yeni bir çalışma, Amerikalıların 1990'dakine kıyasla daha az yakın arkadaşı olduğunu söylüyor. (Unsplash)
Yeni bir çalışma, Amerikalıların 1990'dakine kıyasla daha az yakın arkadaşı olduğunu söylüyor. (Unsplash)
TT

Amerikalıların geçmişe göre daha az arkadaşı olduğu ortaya çıktı

Yeni bir çalışma, Amerikalıların 1990'dakine kıyasla daha az yakın arkadaşı olduğunu söylüyor. (Unsplash)
Yeni bir çalışma, Amerikalıların 1990'dakine kıyasla daha az yakın arkadaşı olduğunu söylüyor. (Unsplash)

Yeni bir araştırma Amerikalıların giderek yalnızlaştığına işaret ediyor.
Survey Center on American Life'a (Amerikan Yaşamı Araştırma Merkezi) göre, bugün Amerikalılar daha az arkadaşa sahip ve arkadaşlarıyla 30 yıl öncesine göre daha az konuşuyor.
Çalışmada, "Belirtiler Amerikan sosyal yaşamında arkadaşların rolünün belirgin bir düşüş yaşadığını gösteriyor" dendi.
"Mayıs 2021 Amerikan Bakış Açıları Anketi, Amerikalıların eskiye nazaran daha az yakın arkadaşa sahip olduğunu, arkadaşlarıyla daha az konuştuğunu ve kişisel destek için arkadaşlarına daha az güvendiğini bildirdiğini saptadı."
Anket Merkezi bulgularını 50 eyaletin tümü ve başkent Washington'dan 18 yaş ve üstü 2 bin 19 Amerikalıyla yapılan görüşmelere dayandırdı.
Sonuçlar endişe vericiydi. Ankete katılanların yarısına yakını (yüzde 49'u) yalnızca üç veya daha az yakın arkadaşı olduğunu belirtti.
Daha da çarpıcı olanıysa bu sayıların zaman içinde geçirdiği değişim. Amerikalıların yüzde 33'ü 1990'da 10 veya daha fazla yakın arkadaşı olduğunu söylemişti. Bugün sadece yüzde 13'ü öyle olduğunu belirtiyor.
Öte yandan, arkadaşsız Amerikalıların sayısı çoğaldı. 1990'da katılımcıların sadece yüzde üçü hiç yakın arkadaşı olmadığını söylemişti. Bugün bu oran yüzde 12'ye yükseldi.
Çalışma böylesi bir arkadaşlıksızlığın arkasındaki "en bariz suçlunun" ofisleri ve diğer normal sosyalleşme mekanlarını kapatan Kovid-19 salgını olduğunu belirtti.
Ancak anket başka nedenler de buldu.
Anket Merkezi şu ifadeleri kullandı:
"Birincisi, Amerikalılar her zamankinden daha geç evleniyor ve coğrafi olarak geçmişe göre daha hareketliler. Bu iki eğilim Amerikalıların kendilerine dair bildirdiği artan sosyal yalıtılmışlık ve yalnızlık duygusu oranlarıyla güçlü biçimde ilişkili."
"İkincisi, Amerikalı ebeveynlerin çocuklarıyla önceki nesillere kıyasla iki kat daha fazla zaman geçirmesi arkadaşlıklar dahil diğer ilişki türlerine yer bırakmıyor."
Ancak üçüncü ve "merkezi" sebep iş.
Çalışmada şu ifadeler yer aldı:
"Amerikalılar daha uzun saatler çalışıyor ve iş için daha fazla seyahat ediyor, bu da arkadaşlıkları sürdürme ve geliştirme pahasına gerçekleşebiliyor."
Independent Türkçe



Akıllı telefonlardaki sistem, ayda 300 deprem tespit etti

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Akıllı telefonlardaki sistem, ayda 300 deprem tespit etti

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Bilim insanları, Android akıllı telefonları gerçek zamanlı deprem dedektörlerine dönüştüren yeni bir sistem geliştirerek büyük bir sarsıntıdan önce halkı daha hızlı uyarma potansiyeline sahip bir yol buldu.

Google, ABD Jeoloji Araştırmaları Kurumu (US Geological Survey/USGS) ve diğer araştırmacıların geliştirdiği sistem, milyonlarca telefondan alınan verileri kullanarak bir depremden kaynaklanan en erken sarsıntı sinyallerini tespit ediyor.

Bir cihaz kümesi aynı yer hareketini kaydettiğinde, sistem bunu işaretleyerek yakın bölgelerdeki diğer cihazlara uyarı gönderiyor.

Science'ta yayımlanan çalışma, ağın ayda 300'den fazla deprem tespit ettiğini ortaya koydu. Uyarıların gönderildiği bölgelerde, daha sonra depremi hissettiğini bildiren kişilerin yüzde 85'i uyarıyı aldığını söyledi. Yüzde 36'sı sarsıntı başlamadan önce, yüzde 28'i sarsıntı sırasında ve yüzde 23'ü de sarsıntıdan sonra uyarı almış.

Çalışmada sistemin, geleneksel sismik sensörlerin yerini almasa da yoğun bilimsel ağlara sahip olmayan bölgelerde ölçeklenebilir, düşük maliyetli bir erken uyarı aracı sunabileceği belirtiliyor. Yazarlar bunun özellikle akıllı telefonların yaygın ancak sismometrelerin nadir bulunduğu, gelişmekte olan ülkeler için umut vaat ettiğini söylüyor.

Google yaptığı açıklamada, sistemin insanlara "uyarı vererek sarsıntı başlamadan önce birkaç değerli saniye" kazandırabileceğini ifade ediyor.

Bu saniyeler bir merdivenden inmek, tehlikeli nesnelerden uzaklaşmak ve korunmak için yeterli zamanı sağlayabilir.

Uyarılar, deprem sırasında daha yıkıcı olan S dalgalarından önce gelen ve hızlı hareket eden P dalgalarının saptanmasına dayanıyor. Yeterli sayıda telefon P-dalgalarını tespit ederse sistem, sarsıntıyı hissetmesine belki de birkaç saniye kalan kullanıcılara uyarılar gönderiyor. Bu saniyeler korunmak, bir ameliyatı durdurmak ya da kritik altyapıyı duraklatmak için yeterli olabilir.

2020'de çıkmaya başlayan Android Deprem Uyarı Sistemi halihazırda Birleşik Devletler, Japonya, Yunanistan, Türkiye ve Endonezya gibi çeşitli ülkelerde kullanılıyor. Doğrudan Android işletim sistemine yerleştirilen teknoloji, kullanıcıların ayrı bir uygulama indirmesini gerektirmiyor.

cdfgthy
Harita, Android'in deprem uyarı sisteminin aktif olduğu ülkeleri (açık yeşil) gösteriyor. Kırmızı ve sarı sırasıyla güçlü (MMI 5+) ve hafif (MMI 3-4) sarsıntıların yaşandığı alanlar. Gri noktalar uyarı verilmeyen algılamaları gösteriyor. Kaliforniya, Oregon ve Washington'daki uyarılar (koyu yeşil) ShakeAlert'ten geliyor (Google)

Araştırmacılar doğruluk oranı bilimsel sensörler kadar yüksek olmasa da akıllı telefonlardan gelen uyarıların en çok işe yaradığı yerlerin, telefon yoğunluğu ve güvenilir veri bağlantıları yüksek seviyedeki kentsel alanlar olduğunu tespit etti. 

Çalışma, MyShake uygulaması gibi daha önceki kitle kaynaklı deprem uygulamalarının üzerine inşa edilse de milyonlarca cihaza gömülü olması sisteme fayda sağlıyor.

Yazarlar, "Kitle kaynaklı sistemlerin giderek daha önemli hale geleceğine inanıyoruz" ifadelerini kullanıyor. 

Geleneksel sensörleri kişisel cihazlardan gelen verilerle birleştirerek daha dayanıklı, kapsayıcı erken uyarı sistemleri oluşturmak mümkün.

Independent Türkçe