İran’ın kargo gemilerine ve benzin istasyonlarına yönelik siber saldırıları deşifre edildi

Bilgisayar klavyesinden yazı yazan bir adam. (Arşiv- Reuters)
Bilgisayar klavyesinden yazı yazan bir adam. (Arşiv- Reuters)
TT

İran’ın kargo gemilerine ve benzin istasyonlarına yönelik siber saldırıları deşifre edildi

Bilgisayar klavyesinden yazı yazan bir adam. (Arşiv- Reuters)
Bilgisayar klavyesinden yazı yazan bir adam. (Arşiv- Reuters)

Basına sızan bazı belgeler, İran’ın siber saldırı biriminin kargo gemilerinin balast suyu sistemine ve benzin istasyonlarının otomatik tank ölçerlerine yönelik tehlikeli siber saldırı planları hazırladığını ortaya koydu. Tahran’ın bu durumu gelecekteki siber saldırıların hedeflerini belirleme noktasında sivil altyapı hakkında istihbarat toplamak amacıyla yaptığı bildirildi.
Sky News tarafından elde edilen belgelerde, küresel denizcilik haberleşme cihazlarının yanı sıra, dünyanın her yerinde bulunan akıllı binalardaki aydınlatma, ısıtma ve havalandırma gibi bilgisayar tabanlı sistemlerin, saldırı planları arasında yer aldığı belirtildi.
Sky News belgelerin güvenliğini ve doğruluğunu belirleme noktasında kaynaklara danışırken, kaynaklar ise dosyaların doğru ve ilginç göründüğüne işaret etti.
57 sayfadan oluşan 5 araştırma raporunu inceleyen bir güvenlik kaynağı, söz konusu raporların İran Devrim Muhafızları’nın Şahid Kaveh isimli gizli birimi tarafından toplandığını aktardı. İsminin açıklanmasını istemeyen kaynak belgeler hakkında, “Uygun gördükleri zaman kullanmak üzere istihbarat topluyorlar” dedi. İran’ın Londra Büyükelçiliği iddialara herhangi bir cevap vermedi.
5 raporun tamamının oldukça gizli olduğu belirtildi. Dosyaların başında İranlı Devrim Rehberi Ali Hamaney’e ait olduğu bilinen, “İran Cumhuriyeti siber uzay alanında en güçlü ülkeler arasına girmeli” ifadelerinin yer aldığı bildirildi. Güvenlik kaynağı bu sözü bir liderin niyet beyanı olarak tanımlıyor.
İngiltere Savunma Bakanı Ben Wallace, İran belgelerinin, İngiltere ve müttefiklerinin siber saldırılara karşı ne kadar savunmasız olduğunu gösterdiğini söyledi. Yaptığı açıklamada, “Bu durum karşısında bir şey yapmazsak, ulusal alt yapımız ve yaşam biçimimiz kolaylıkla tehdit edilebilir” dedi.
İngiltere, Fransa ve ABD’nin yanı sıra, oradaki şirketler ve faaliyetler için özel araştırmalar yürüterek önemli belgeleri ortaya çıkaran Batılı ülkeler arasında yer alıyor.
İran’ın internet ve siber uzay alanında oluşturduğu tehdidin boyutuna ilişkin, siber alanda liderlik eden Birleşik Krallık Stratejik Kuvvetler Komutanlığı Komutanı General Sir Patrick Sanders şu ifadeleri kullandı:
“Karşımızda internet ve siber uzay alanında en gelişmiş ülkelerden biri bulunmakta. Onların yeteneklerini ve gücünü ciddiye alıyoruz. Konuyu abartmıyoruz. Geçmişte oldukça sorumsuzca davrandılar.”
Öte yandan Sky News’e İran’la ilgili belgeler hakkında bilgi veren kaynak, belgelerin güvenliği ve doğruluğu konusunda kendisinden oldukça emin olduğunu söyledi.



Sudan, İran’ın Kızıldeniz’de deniz üssü kurma talebini reddetti

İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)
İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)
TT

Sudan, İran’ın Kızıldeniz’de deniz üssü kurma talebini reddetti

İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)
İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)

Sudanlı üst düzey istihbarat yetkilisi Ahmed Hasan Muhammed, ülkesinin İran’ın Kızıldeniz kıyısında bir deniz üssü kurma talebini reddettiğini söyledi.

İran’ın bu talebi kabul edilseydi, söz konusu üs, Tahran’ın dünyanın en yoğun nakliye hatlarından birinde deniz trafiğini izlemesine olanak tanıyacaktı.

Şarku’l Avsat’ın Wall Street Journal gazetesinden aktardığına göre Muhammed konuya ilişkin açıklamasında şunları söyledi;

“İran, Sudan ordusuna isyancılara karşı mücadelede kullanılmak üzere silahlı insansız hava araçları (SİHA) sağladı. Tahran, üssü inşa etme izni karşılığında, Sudan’a helikopter taşıyan bir savaş gemisi de dahil olmak üzere gelişmiş silahlar teklif etti. İranlılar üssü istihbarat toplamak için kullanmak istediklerini söyledi. Oraya savaş gemileri de yerleştirmek istediler. Ancak Hartum, İran’ın bu teklifini reddetti.”

Muhammed gazeteye yaptığı açıklamada, “Sudan İran’dan SİHA satın aldı. Çünkü insan kaybını azaltmak ve uluslararası insancıl hukuka saygı göstermek için daha isabetli silahlara ihtiyacımız vardı” diye ekledi.

Kızıldeniz’deki bir deniz üssü, Yemen’deki Husilerin ticari gemilere saldırı başlatmasına yardımcı olurken, Tahran’ın dünyanın en yoğun nakliye hatlarından biri üzerindeki hakimiyetini artırmasına olanak tanıyabilir.

İran destekli Husiler, Kızıldeniz’deki saldırıları Gazze’de savaşan İsrail ve müttefiklerini cezalandırma amacıyla gerçekleştirdiklerini ifade ediyor.

sddeb
Yemen televizyonu tarafından yayınlanan bir görüntüde, Husi saldırısından sonra batan bir İngiliz kargo gemisi görülüyor (EPA)

Sudan’ın, devrilen eski Devlet Başkanı Ömer El Beşir döneminde, İran ve Filistin’deki müttefiki Hamas ile yakın ilişkileri vardı.

Beşir'in 2019 darbesiyle devrilmesinin ardından, ülkenin askeri cuntasının başı olan Orgeneral Abdulfettah el Burhan, uluslararası yaptırımları sona erdirmek amacıyla ABD ile yakınlaşma başlattı.

Ayrıca İsrail ile ilişkileri normalleştirmek için harekete geçti.

İran’ın deniz üssünü inşa etme talebi, bölge ülkelerinin Sudan’da 10 aydır devam eden iç savaştan faydalanarak, Ortadoğu ile Sahra Altı Afrika ülkeleri arasında stratejik bir kavşak noktası olan ülkede yer edinmeye çalıştıklarını gösteriyor.

Burhan liderliğindeki Sudan ordusu, Nisan ortasından bu yana Orgeneral Muhamed Hamdan Daklu (Hamideti) liderliğindeki paramiliter Hızlı Destek Kuvvetleri ile savaşıyor.

Çatışma on binlerce insanın ölümüne, milyonlarca Sudanlının yerinden edilmesine ve dünyanın en kötü insani krizlerinden birine neden oldu.

Çatışmaları takip eden bölge yetkilileri ve analistlere göre, Sudan’ın İran’dan aldığı SİHA’lar, Hızlı Destek Kuvvetleri nedeniyle ordunun uğradığı kayıpların ardından, Burhan’ın bir miktar başarı elde etmesine yardımcı oldu.

Son haftalarda hükümet, Hartum ve Omdurman’daki önemli bölgelerin kontrolünü yeniden ele geçirdi.

ABD Başkanı Joe Biden yönetimi, hem Sudan ordusunu, hem de Hızlı Destek Kuvvetleri’ni savaş suçu işlemekle suçladı.

Washington ayrıca Hızlı Destek Kuvvetleri’ni, Sudan’ın batısındaki Darfur bölgesinde cinayet, tecavüz ve etnik temizlik de dahil olmak üzere insanlığa karşı suçlar işlemekle itham etti.

Birleşmiş Milletler (BM) yetkilileri, Sudan ordusunu, sivillerin yerleşimleri havadan hedef almak ve Sudanlı sivilleri çaresizce ihtiyaç duydukları insani yardımdan mahrum bırakmakla eleştirdi.

BM kuruluşları ayrıca Hızlı Destek Kuvvetleri’ni, Darfur’da etnik amaçlı saldırılar da dahil olmak üzere zulüm yapmakla suçladı.

Çatışmanın tarafları olan Sudan ordusu ve Hızlı Destek Kuvvetleri, ABD ve BM’nin suçlamalarını reddetti.

ABD Şubat ayında yaptığı açıklamada, İran’ın Sudan ordusuna silah sevkiyatıyla ilgili endişelerini dile getirdi.

ABD’nin Hartum Büyükelçisi John Godfrey, İran’ın Hartum’a yardım ettiğine ilişkin haberlerin ‘son derece rahatsız edici’ olduğunu söyledi.