Zeytinburnu sahilinde kamuflajlı gezen gençlerin kim olduğu belli oldu: Neden kamuflaj giyiyorlar?

Tiktok'ta yayınlanan görüntülerdeki kamuflajlı Afgan gençlerin kim olduğu kamuoyunda merak konusu oldu / Fotoğraf: Tiktok
Tiktok'ta yayınlanan görüntülerdeki kamuflajlı Afgan gençlerin kim olduğu kamuoyunda merak konusu oldu / Fotoğraf: Tiktok
TT

Zeytinburnu sahilinde kamuflajlı gezen gençlerin kim olduğu belli oldu: Neden kamuflaj giyiyorlar?

Tiktok'ta yayınlanan görüntülerdeki kamuflajlı Afgan gençlerin kim olduğu kamuoyunda merak konusu oldu / Fotoğraf: Tiktok
Tiktok'ta yayınlanan görüntülerdeki kamuflajlı Afgan gençlerin kim olduğu kamuoyunda merak konusu oldu / Fotoğraf: Tiktok

TikTok'ta önceki gün paylaşılan bir görüntüde Zeytinburnu sahilinde Afgan oldukları iddia edilen bir grup gencin, askeri kamuflajlar içerisinde olduğu görüldü.
Bu görüntü kısa süre içerisinde pek çok site tarafından kullanıldı.
Haberleri okuyan pek çok kişi yaptığı yorumlarda bu gençlerin kim ve neden askeri kamuflajlar içerisinde olduklarını sorguladı.
Independent Türkçe, bu sorunun peşine düştü. Zeytinburnu merkezli Afganistan Türkleri Sosyal, Kültürel ve Yardımlaşma Derneği Genel Başkanı Fazıl Ahmet Sönmez ve Afganistan Dernekler Federasyonu Başkanı İzzet Sadat, görüntülerdeki kişiler hakkında bilgi verdi.

"Peştun gençler, kamuflajları Zeytinburnu'ndaki dükkanlardan almışlar"
Afganistan Türkleri Sosyal, Kültürel ve Yardımlaşma Derneği Genel Başkanı Sönmez, görüntünün 2020 Kurban Bayramı'nda çekildiğini iddia etti.
Görüntülerdeki kişilerin üstlerinde kamuflaj olduğunu ve kollarında Türk bayrağı bulunduğunu belirten Sönmez, "Son bayramda da sahilde kavga eden bazı gençlerin üzerinde bu sefer daha az olmakla birlikte kamuflaj ve pantolonlar vardı. Hepsi gözaltına alındı. Bunlar genellikle Peştun. Türkiye'de kalmak yerine Avrupa'ya geçiyorlar. Zeytinburnu'nda Afganistan ürünleri satan 20-30 tane dükkan ya da mağaza var. Kamuflaj kıyafetleri buralardan almışlar. Neden bunu giyiniyorlar ben de bilmiyorum. Muhtemelen hoşlarına gidiyor ve fiyatı ucuz. Dernek olarak kamuflaj satan dükkanları da uyarıp bunları satmamalarını söyledik ve yetkililerden de yasaklanmalarını talep ettik" diye konuştu. 

"Verdikleri rahatsızlık nedeniyle önlem alınmasını istedik"
Peştun kökenli bazı grupların geçen sene hem Sultanahmet'te hem de Zeytinburnu sahilinde Taliban bayrağını açtığını aktaran Sönmez, "Bayrak açanlardan 18'i yakalanmıştı. Bizi de huzursuz ediyorlar. Bundan dolayı gerek kaymakamla gerekse emniyet müdürlüğü ile görüşerek önlem almalarını istedik" dedi.

"Afganlılarla ilgili kötü imaj yaratıyorlar"
Havaların ısınmasıyla toplanan gruplar yüzünden ailelerin Zeytinburnu sahiline inemez hale geldiğini öne süren Sönmez, şöyle konuştu:
"Bunları görünce ben de rahatsız oluyorum. 40 yıldır buradayım askerliğimi burada yaptım. Afganlarla ilgili kötü imaj yarattıkları için emniyetle görüşerek toplu halde sahilde müzik dinleyip dans etmelerinin ya da eylem yapmalarının önlenmesini istedik. Şimdi emniyet, sahillerde toplu halde gruplaşmaların önüne geçiyor."

"Muhaberat denilen konuşma merkezlerinde satılıyor"
Afganistan Dernekleri Federasyonu Başkanı İzzet Sadat da görüntüdeki kişilerden haberdar olduklarını belirtti.
Sadat, bunların genellikle Özbek ve Türkmenler'den ziyade Türkiye’yi Avrupa’ya geçmek için kullanan Peştunlar olduklarını iddia etti.
Kamuflaj kıyafetlerin "muhaberat" denilen konuşma merkezlerinden alındığını kaydeden Sadat, "Buralarda Afganistan'dan getirilen veya piyasadan toplanan ürünler bulunuyor. Bu kamuflajları da buralardan ucuza kiraladıklarını biliyoruz. 100 lira gibi fiyatları var. Birkaçı alıp giyinmiş sanki bir kültür gibi" ifadelerini kullandı.

"Kamuflaj satan yerlerle ilgili emniyete şikayette bulunduk"
Sadat, kamuflaj satan dükkanlarla ilgili emniyete şikayette bulunarak bu tür ürünlerin satılmasının engellenmesini istediklerini kaydederek, "Çünkü yanlış imaj uyandırabilir. Dernek olarak çekimler yapıyoruz kamuoyunu bilgilendirmek için. Sitemizde yayınlanacak. Kesinlikle bunlar Afgan olsa bile Afganistan'ı temsil etmiyor. 3 - 5 serseri yüzünden Afganistan'ı kötü bilmeyelim" yorumunda bulundu. 



Gazeteciler, Filistin topraklarında işlenen savaş suçları ve basın özgürlüğünün engellenmesi nedeniyle Paris'te suç duyurusunda bulundu

Gazze Şehri'nin doğusundaki evlerinin enkazı arasında yerlerinden edilen Filistinli aileler için geçici çadırlar (EPA)
Gazze Şehri'nin doğusundaki evlerinin enkazı arasında yerlerinden edilen Filistinli aileler için geçici çadırlar (EPA)
TT

Gazeteciler, Filistin topraklarında işlenen savaş suçları ve basın özgürlüğünün engellenmesi nedeniyle Paris'te suç duyurusunda bulundu

Gazze Şehri'nin doğusundaki evlerinin enkazı arasında yerlerinden edilen Filistinli aileler için geçici çadırlar (EPA)
Gazze Şehri'nin doğusundaki evlerinin enkazı arasında yerlerinden edilen Filistinli aileler için geçici çadırlar (EPA)

Uluslararası Gazeteciler Federasyonu (IFJ), Fransa şubesi Ulusal Gazeteciler Birliği (SNJ) ile iş birliği yaparak, 26 Kasım'da Paris'teki Ulusal Terörle Mücadele Savcılığı'na, Filistin topraklarında medya özgürlüğünü engelleme ve savaş suçları işleme suçlamalarıyla şikayette bulundu.

Kimliği belirsiz kişiye karşı açılan dava, Fransız gazetecilerin güvenliklerini ve çalışmalarına devam edebilmelerini sağlamak amacıyla gizlice toplanan çok sayıda tanık ifadesine dayanıyor.

İki kuruluştan yapılan açıklamada, "Temel ilkeler olan basın özgürlüğü ve bilgiye erişim hakkı Gazze ve Batı Şeria'da yeniden tesis edilmelidir"denildi.

"İşgal altındaki Filistin topraklarında gazetecilerin çalışmalarının yaygın olarak engellendiği göz önüne alındığında, sembolik açıklamalar önemini koruyor, ancak yeterli değil. Harekete geçilmeli ve Fransız yargısının bu konuda bir rolü olmalı. Geçen hafta Paris'te yaptığımız şikayetin anlamı da bu."

Şikayette, özellikle 7 Ekim 2023'ten bu yana hiçbir yabancı gazetecinin serbestçe girmesine izin verilmeyen Gazze'ye uygulanan medya karartması ve Hamas saldırıları hedef alınıyor.

İki kuruluş, bu durumu "silahlı çatışmada eşi benzeri görülmemiş bir karartma" olarak nitelendirirken, Filistinli gazetecilere ve medya çalışanlarına yönelik "sert baskı"nın da eşlik ettiğini belirterek, Uluslararası Gazeteciler Federasyonu'nun 225 cinayeti belgelediğini kaydetti.

Kuruluşlar, İsrail ve Batı Şeria'da gazetecilerin çalışmalarına getirilen kısıtlamaları da kınadı.

Sahada çalışan Fransız muhabirler, günlük hayatta olayları takip etmelerinin engellendiğini, tehdit edildiğini, ekipmana el konulduğunu, fiziksel saldırılara maruz kaldıklarını, silahların savrulduğunu, tutuklamalar, aramalar ve sorgulamalar, gözaltılar ve keyfi sınır dışı edilmeler yaşandığını ve hatta bazen "vurulduklarını" anlattılar.

Şikayette, belirli bir kişiyi hedef almadıklarını belirtilerek, belgelenen ihlallerin işgal altındaki topraklarda, siviller ve yerleşimcilerin yanı sıra askeri, polis, gümrük ve idari birimlere atfedildiği, "olayların doğru ve dengeli bir şekilde aktarılmasını engellemek ve tek taraflı bir anlatım dayatmak" amacı güdüldüğü belirtildi.

Bu bağlamda SNJ Genel Sekreterleri Vanessa Ribush ve Julien Fleury, "Gazeteciler gözlemci olarak görülmekte zorlanıyorlar, çünkü çoğu zaman aktivist, hatta terörist gibi muamele görüyorlar" dedi.

"Onlarca silahlı yerleşimci tarafından takip edildiklerinde, hayatlarına yönelik tehlike mevcut ve bazen somut hale geliyor. Gazetecilerin temel haklarının bu şekilde ihlal edilmesi cezasız kalamaz" diye eklediler.

İki örgüt, işgal altındaki topraklarda yaşanan ihlallerin, İsrail'in "devlet dokunulmazlığı"nı ileri sürmesini engellediğini ve özellikle ihlallerin Fransız vatandaşlarını etkilemesi ve temel özgürlüklerini ihlal etmesi nedeniyle, Fransız yargısının harekete geçmesinin önünü açtığını savundu.

Uluslararası Gazeteciler Federasyonu Genel Sekreteri Anthony Bellanger ise "Fransız gazetecilerin uluslararası insancıl hukukun tamamen geçerli olduğu alanlarda çalışmalarını engellemelerine, tehdit ve sindirilmelerine veya hedef alınmalarına artık izin vermeyeceğiz" dedi. Bellanger, "Basın özgürlüğü çiğnendiğinde ve savaş suçları işlendiğinde, Fransa vatandaşlarını korumak için harekete geçmelidir. Şikayetimiz, uluslararası hukukun üstünde kimsenin olmadığını ve gerçeğin susturulamayacağını herkese hatırlatmak için gerekli bir adımdır" ifadesini kullandı.

Uluslararası Gazeteciler Federasyonu ve Ulusal Gazeteciler Birliği'ni temsil eden avukatlar Inès Dafoe ve Louise L. Yafe, bu şikayetin Fransa'da "eşi benzeri görülmemiş" olduğunu doğrulayarak, "Gazetecilerin çalışmalarının sistematik olarak engellenmesi ve onları hedef alan savaş suçları temelinde, çatışma bölgesindeki Fransız muhabirlerini korumak için ulusal bir mahkemeye ilk kez böyle bir dava açıldı" dediler.

"Basın özgürlüğünün korunması, hukukun üstünlüğüyle yönetilen her devlette temel bir ilkedir ve Fransız gazetecilerin görevlerini yerine getirme yetenekleri ihlal edildiğinde, mahkemelere başvurmalarını tamamen haklı çıkarır" vurgusu yapıldı.


Kremlin: Putin-Witkoff görüşmesi, çatışmanın barışçıl çözümü için önemli bir adım

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (AFP)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (AFP)
TT

Kremlin: Putin-Witkoff görüşmesi, çatışmanın barışçıl çözümü için önemli bir adım

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (AFP)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (AFP)

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in bugün ABD Başkanı Donald Trump’ın Özel Temsilcisi Steve Witkoff ile yapacağı görüşmenin Ukrayna ile olan çatışmanın barışçıl bir şekilde çözülmesi için önemli bir adım olduğunu bildirdi.

Şarku’l Avsat’ın Rus medya kuruluşu RT’den aktardığına göre Peskov, Putin ve Witkoff'un bugün Washington'un son günlerde Kiev ile yaptığı görüşmelerde elde ettiği sonuçları tartışacaklarını söyledi.

Peskov, “Rusya barış görüşmelerine açık, ancak Ukrayna'daki askeri operasyon çerçevesinde belirli hedeflerine ulaşması gerekiyor... Rusya, Ukrayna çatışmasına gelecek nesiller için bir çözüm bulunmasını istiyor” ifadelerini kullandı.

Witkoff, Miami'de Ukrayna heyetiyle yapılan görüşmelerin sonuçlarını Rusya Devlet Başkanı’na aktarmak ve Ukrayna'daki savaşı sona erdirmek için Başkan Donald Trump'ın önerilerini iletmek üzere Putin ile görüşmeye hazırlanıyor.


Uluslararası Ceza Mahkemesi, ABD yaptırımları karşısında bağımsızlığını savunuyor

Uluslararası Ceza Mahkemesi Başkanı Yargıç Tomoko Akane (Mahkeme web sitesi)
Uluslararası Ceza Mahkemesi Başkanı Yargıç Tomoko Akane (Mahkeme web sitesi)
TT

Uluslararası Ceza Mahkemesi, ABD yaptırımları karşısında bağımsızlığını savunuyor

Uluslararası Ceza Mahkemesi Başkanı Yargıç Tomoko Akane (Mahkeme web sitesi)
Uluslararası Ceza Mahkemesi Başkanı Yargıç Tomoko Akane (Mahkeme web sitesi)

Uluslararası Ceza Mahkemesi Başkanı ve birçok Avrupa ülkesi, dün, üst düzey yetkililerinden bazılarını hedef alan ABD yaptırımlarıyla karşı karşıya olan kurumun bağımsızlığını güçlü bir şekilde savundu.

Uluslararası Ceza Mahkemesi Başkanı Tomoko Akane, Lahey merkezli mahkemenin üye devletlerinin temsilcilerinin yıllık toplantısının açılışında, "Açıkça söyleyelim, hiçbir baskıyı kabul etmiyoruz" dedi.

"Bağımsızlığımız ve tarafsızlığımız temel ve dokunulmaz ilkelerimizdir. Bağlılığımız yalnızca Roma Statüsü'ne (mahkemenin kuruluş metni) ve uluslararası hukukadır."

Savaş suçları ve insanlığa karşı suçlarla yargılananları yargılayan Uluslararası Ceza Mahkemesi, 23 yıllık tarihindeki en zor dönemi yaşıyor.

dfr
Uluslararası Ceza Mahkemesi Genel Merkezi, (AFP)

ABD Başkanı Donald Trump, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu hakkında tutuklama emri çıkarılmasına öfkelenerek, mahkemedeki hakim ve savcılara yaptırım uyguladı.

Uluslararası Ceza Mahkemesi Başsavcısı Kerim Han, kendisine yöneltilen cinsel saldırı iddialarını reddeden soruşturma tamamlanana kadar görevden uzaklaştırıldı.

Uluslararası Ceza Mahkemesi Başsavcısı Kerim Han, kendisine yöneltilen cinsel saldırı iddialarını reddetti ve hakkında açılan soruşturma tamamlanana kadar görevden uzaklaştırıldı.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre Macaristan da dahil olmak üzere dört üye ülke Uluslararası Ceza Mahkemesi'nden çekilme niyetlerini açıkladı.

Lahey'deki yıllık toplantıya katılan Fransa Adalet Bakanı Gerald Darmanin, Fransa'nın mahkemeye olan "sarsılmaz bağlılığını" vurguladı.  

Darmanin, "Mahkeme eşi benzeri görülmemiş bir dönemden geçiyor. Aralarında bir Fransız yargıcın da bulunduğu hâkim ve savcıları hedef alan yaptırımlar ve zorlayıcı tedbirlerle karşı karşıya" dedi ve "Bu tedbirler kabul edilemez" ifadesini kullandı.

Avrupa Birliği adına konuşan Danimarka temsilcisi Elisabeth Sondergaard Kroon, bloğun "mahkemeyi kendisine yönelik tehdit ve yaptırımlara karşı güçlü bir şekilde savunduğunu" söyledi.