Cezayir’de Delta varyantı kontrolden çıktı

Sosyal medyada yayılan ve Cezayir’in doğusundaki oksijen üretim tesisinin önündeki kalabalığı gösteren bir fotoğraf
Sosyal medyada yayılan ve Cezayir’in doğusundaki oksijen üretim tesisinin önündeki kalabalığı gösteren bir fotoğraf
TT

Cezayir’de Delta varyantı kontrolden çıktı

Sosyal medyada yayılan ve Cezayir’in doğusundaki oksijen üretim tesisinin önündeki kalabalığı gösteren bir fotoğraf
Sosyal medyada yayılan ve Cezayir’in doğusundaki oksijen üretim tesisinin önündeki kalabalığı gösteren bir fotoğraf

Cezayir’de yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınında şu anda tanık olunan üçüncü dalganın zirvesi sırasında hastanelerin çoğunda oksijenin tükenmesi, Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun’un aylar önce ‘Mağrip ve Afrika’nın en iyisi’ olarak tanımladığı sağlık sisteminin zayıflığını gözler önüne serdi.
Bununla birlikte oksijen üretim tesislerinin önünde oluşan uzun kuyruklar, sağlık sisteminin ‘kırılganlığını’ da ortaya çıkardı. Vakaların yüzde 90’ına neden olan Delta varyantının neden olduğu komplikasyonlar sonucu olan nefes darlığı yaşayan hastaların aileleri oksijen arayışına giriyor. Yüzlerce kişi oksijen tüplerini almaya çalışıyor, sabah erkenden bir tüp alabilmek için oksijen alacakları yerlerin önünde uyuyup, hastaları hayatını kaybetmeden önce evlerine veya kliniklere götürmek için acele ediyorlar.
Hastaneler ve klinikler oksijen tüplerini temin edemeyince, doktorlar hasta ailelerinden kendilerinin temin etmelerini istedi. Başkentte bulunan ve ülkenin en büyük hastanesi olan Mustafa Paşa Hastanesi doktoru Nazir Bozyani, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamalarda “Durum kontrolden çıktı ve onlarca hasta oksijen eksikliği sebebiyle hayatını kaybediyor… Bu bir felaket. Hükümet, salgının bir buçuk yıl önce ortaya çıkmasından bu yana bu tehlikeli seviyeye ulaşacağımızı biliyordu ancak duruma izleyici kalmaya devam etti” ifadelerini kullandı. Bozyani, hükümet tarafından açıklanan vaka ve can kaybı verilerinin gerçekten çok uzak olduğunu, zira günde bin veya iki bin vaka değil, 25 bin ila 30 bin arası yeni vaka kaydedildiğini ve duyurulduğu gibi 40 veya 50 değil 150’den fazla can kaybı olduğunu belirtti.
Sağlık Bakanlığı dün Tabipler Birliği’nin belirttiğine göre kafa karışıklığını gösteren bir adımla, oksijen stokunun yönetilmesi ve hastanelere dağıtılmasının valilerin kendi yetki alanı dahilinde olacağını duyurdu.
Aşılama konusunda ise, klinikler ve aşı merkezleri aşı eksikliği nedeniyle büyük bir kalabalığa tanık oluyor. Doktorlar ve virologlar, aşı olmak için bekleme sırasında oluşan kalabalıkların salgına neden olabileceğine yönelik uyarıda bulundu ve hükümete aşı için daha fazla yer tahsis edilmesini önerdiler. Sağlık Bakanlığı nüfusun yaklaşık olarak sadece yüzde 4'ünün aşılandığını bildirdi.
Eczacılar Sendikası Başkanı Mesud Belamiri dün devlet radyosuna yaptığı açıklamalarda, klinikler üzerindeki baskıyı azaltmak için 4 bin 500 eczanede aşılamanın başladığını belirtti. Belamiri ülkenin salgına karşı savaş halinde olduğunu ve hükümetin olağanüstü hal (OHAL) uygulaması gerektiğini söyledi.
Yardım faaliyetlerinde bulunan dernekler ve kuruluşlar, işadamları ve zenginlere oksijen üretecek küçük fabrikaların kurulmasına yardım etmeleri ve hükümetin zayıflığını gidermeleri için yardım çağrısı başlattı. İş adamı Issad Rebrab, hastalara yardım olarak yurt dışından 400 oksijen jeneratörü satın aldığını duyurdu. Biskra ve Batna'daki ilçelerindeki yatırımcılar da yurt dışından çok sayıda oksijen jeneratörü ithal etmek için çalıştıklarını duyurdular. Hastalar için oksijen arayanlar için bir sığınak haline gelen sosyal paylaşım siteleri üzerinden yapılan yardımlar ve yardım çağrıları giderek yayılıyor.
Ekonomi uzmanı Hicham Rouibah bir yazısında, bu tehlikeli durum ile ilgili olarak “Kovid-19 krizi Cezayir sağlık sistemini tamamen ifşa etti ve devlet kurumlarındaki yokluk durumunu ortaya çıkardı” dedi. Rouibah “İktisat politikasında ilk kriter rasyonellik ilkesidir. Mücahitler Bakanlığı’nın (Bağımsızlık devriminin gazileri) iki milyar dolarlık bir bütçe yeni Sağlık Bakanlığı bütçesinin yarısına denk gelen bir miktarı almasını nasıl açıklayabiliriz? Bu, 200 bin mücahidin ve hakları olanların (çocukları ve eşleri), 40 milyon insanın tedavisi için tahsis edilen miktarın yarısını alması anlamına geliyor” ifadelerine yer verdi.
Ekonomi uzmanı şunları da sözlerine ekledi:
“Ordunun bütçesi 11 milyar, bu en büyük bütçe ve gayri safi milli hasılanın yüzde 60’ına denk geliyor ancak ordunun halka yönelik acil yardımları yok. Brezilya ve Güney Kore gibi orduya önem veren diğer ülkelerde ise ordu, tıbbi malzeme sağlama ve aşılamada önemli rol oynadı.”



İsrail ordusu, Gazze'de bir Hamas liderinin öldürüldüğünü duyurdu

Gazze şehrine düzenlenen İsrail hava saldırısında hedef alınan bir araç (AFP)
Gazze şehrine düzenlenen İsrail hava saldırısında hedef alınan bir araç (AFP)
TT

İsrail ordusu, Gazze'de bir Hamas liderinin öldürüldüğünü duyurdu

Gazze şehrine düzenlenen İsrail hava saldırısında hedef alınan bir araç (AFP)
Gazze şehrine düzenlenen İsrail hava saldırısında hedef alınan bir araç (AFP)

İsrail ordusu, Gazze şehrinde bir Hamas liderini öldürdüğünü duyurdu. Şarku’l Avsat’ın İ24 NEWS’ten aktardığına göre dün Gazze şehrinde bir araca düzenlenen İsrail saldırısında dört kişi hayatını kaybetti. Saldırının Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları'nın Operasyon Komutanı Ala el-Hadidi'yi hedef aldığı belirtildi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ofisi dün, Hamas’ın Yahudi devletiyle olan kırılgan ateşkes anlaşmasını ihlal ettiğini gerekçe göstererek, İsrail'in Gazze Şeridi'nde beş üst düzey Hamas yetkilisini öldürdüğünü açıkladı.

Netanyahu'nun ofisi tarafından X platformu üzerinden yapılan paylaşımda şu ifadeler yer aldı: “Bugün Hamas, İsrail askerlerine saldırmak için teröristleri İsrail kontrolündeki bölgelere göndererek ateşkes anlaşmasını bir kez daha ihlal etti. Buna karşılık İsrail, beş üst düzey Hamas teröristini ortadan kaldırdı.”


Tunus’ta adaletsizliğe karşı ve özgürlükler talebiyle protesto yürüyüşleri düzenlendi

Tunus’ta daha fazla özgürlük ve sosyal adalet talebiyle düzenlenen protesto gösterilerinden bir kare (Reuters)
Tunus’ta daha fazla özgürlük ve sosyal adalet talebiyle düzenlenen protesto gösterilerinden bir kare (Reuters)
TT

Tunus’ta adaletsizliğe karşı ve özgürlükler talebiyle protesto yürüyüşleri düzenlendi

Tunus’ta daha fazla özgürlük ve sosyal adalet talebiyle düzenlenen protesto gösterilerinden bir kare (Reuters)
Tunus’ta daha fazla özgürlük ve sosyal adalet talebiyle düzenlenen protesto gösterilerinden bir kare (Reuters)

Tunus’ta çoğunluğu gençlerden oluşan protestocular, sivil toplum örgütleri, aktivistler ve bağımsız siyasetçiler dün, ‘adaletsizliğe karşı’ ve özgürlük talepleriyle bir yürüyüşe katıldı. Yürüyüş, İnsan Hakları Meydanı’ndan başlayarak başkentin merkezindeki 5. Muhammed Caddesi’ni geçerek devam etti.

Protesto yürüyüşü, Tunus’un güneyindeki Gabes'te çevre kirliliğine karşı geniş kapsamlı protestoların, sektörel grevlerin ve ‘devlet güvenliğine karşı komplo kurmak’ suçlamasıyla hapiste tutulan politikacılar için uzaktan yapılan duruşmalara tepki olarak düzenlendi.

Bu durum, gazetecilerin yargılanması, sivil toplum kuruluşlarının ve basın kuruluşlarının faaliyetlerinin dondurulmasına ilişkin mahkeme kararları, vergi denetim kampanyası ve siyasi partilerin faaliyetlerinde önemli bir düşüşün yaşandığı bir dönemde ortaya çıktı.

Protesto yürüyüşü organizatörlerinden oluşan komisyonun sözcüsü gazetecilere yaptığı açıklamada, “Amacımız safları birleştirmek. Bildiğiniz gibi, bugün iklim zorlu. Adaletsizliği durdurmayı ve ülkenin uçuruma sürüklenmesini önlemeyi amaçlıyoruz” ifadelerini kullandı.

Protestolar sırasında göstericiler “Özgürlük, özgürlük, polis devleti bitti” ve “İş, özgürlük, ulusal onur” sloganları attılar. Göstericiler ayrıca üzerinde ‘Sadece adaletsizlik ve tehditleri bilen bir başkan! Halkın ve halkın isteklerinden uzaklaşan yolun nereye gidiyor?’ yazan büyük bir pankart açtılar.

Muhalefet kanadından Ulusal Kurtuluş Cephesi lideri Riyad Şuaybi, Alman Basın Ajansı DPA’ya yaptığı açıklamada, “Ulusal sahnede yaşanan çok yönlü siyasi, sosyal ve çevresel gelişmeler çerçevesinde, bu yürüyüş, beş yıldan fazla bir süredir durmuş olan demokrasi ve kalkınma sürecinin yeniden başlatılması hedefine ilişkin gerçek bir ulusal konsensüsü ifade ediyor” dedi.

Bu hareket, sokakta yetkililer ile Tunus'un en büyük sendikası olan Tunus Genel İşçi Sendikası (UGTT) da dahil olmak üzere çeşitli parti ve örgütlerden muhalefet kanadındaki gruplar arasındaki gerginliğin bir göstergesi olarak görülüyor.

Paris'te yaşayan Tunuslu muhalif siyasetçi ve Fransa'daki Tunuslular Demokratik Derneği Başkanı Tarık Tukabri, “Siyasi partilerin genel sekreterlerinin çoğu bugün hapiste. Siyasi görüşleri ne olursa olsun, kamu özgürlüklerini savunmak ve onların serbest bırakılmasını talep etmek önemli” ifadelerini kullandı. Tukabri, “Siyasi ve demokratik hayata dönmemiz, partilerin ve sivil toplumun rolünü yeniden tesis etmemiz ve uzaktan yargılamalara son vermemiz gerekiyor” diye ekledi.

2019 yılında iktidara gelen Cumhurbaşkanı Kays Said, muhaliflerini devleti içeriden parçalamaya çalışmakla, yabancı güçlerle bağlantıları olmakla ve devlet kurumlarında yaygın şekilde yolsuzluğa neden olmakla suçluyor.

Öte yandan Adalet Bakanı Leyla Ceffal, ifade özgürlüğüne karşı davalar veya kovuşturmalar ya da hapishanelerde muhaliflere işkence uygulandığı iddialarını reddediyor. Ancak Tunus İnsan Hakları Birliği ve Tunus Gazeteciler Sendikası gibi insan hakları örgütleri, kamusal özgürlüklerde ciddi bir gerileme olduğuna işaret ederken hapishanelerde tutuklu bulunan politikacıların sağlık durumunun kötüleştiğini vurguluyor.

Yetkililer, özgürlük kısıtlamalarını kaldırmak, kamu hizmetlerini ve yaşam koşullarını iyileştirmek ve artan fiyatlarla mücadele etmek konusunda çifte baskı altında bulunuyor.

Tukabri, yaptığı açıklamada ayrıca “Bu boşluk bir an önce kapatılmalı ve vatandaşların sağlık, çevre kirliliği, barınma ve diğer alanlardaki gerçek sorunlarına çözüm bulmaya özen gösterilmeli” diye vurguladı.


Sudan’da çatışmalar Kuzey Eyaleti’ne sıçradı

Sudan Ordusu Komutanı Abdulfettah el-Burhan (AFP)
Sudan Ordusu Komutanı Abdulfettah el-Burhan (AFP)
TT

Sudan’da çatışmalar Kuzey Eyaleti’ne sıçradı

Sudan Ordusu Komutanı Abdulfettah el-Burhan (AFP)
Sudan Ordusu Komutanı Abdulfettah el-Burhan (AFP)

Sudan’da Kordofan'ın kuzey bölgelerinde, özellikle stratejik öneme sahip Babnusa şehrinde şiddetli çatışmalar devam ederken çatışmalar Kuzey Eyaleti’ne de sıçradı. Kuzey Eyaleti’nin yönetim şehri Dongola, Sudan ordusu ile ‘Evlad Kamari’ adıyla bilinen yerel milisler arasında patlak veren ilk çatışmaya tanık oldu. Bu olay, yerel halk arasında terör ve korku dalgasına yol açarken, çok sayıda milis öldürüldü ve liderleri ağır yaralı halde hastaneye kaldırıldı.

Öte yandan Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), ABD Başkanı Donald Trump'ın Sudan'daki savaşı sona erdirme isteğini memnuniyetle karşıladı. Cumartesi günü, BAE Devlet Başkanı Diplomasi Danışmanı Enver Karkaş, ‘Sudan’daki kanlı iç savaşın acilen sona erdirilmesi ve acil ateşkes’ çağrısında bulundu.

Karkaş, sosyal medya platformu X hesabından yaptığı açıklamada, Sudan'ın birliğine vurgu yaparken Müslüman Kardeşler'in (İhvan-ı Müslimin) etkisinin geri dönüşünün ciddi endişe kaynağı olduğunu söyledi. Karkaş, Sudan’da çatışan her iki tarafta da ihlallere karışanların hesap vermesi gerektiğinin altını çizdi.