Suriye: Dera’da şiddetli çatışmalar yaşanıyor

Suriye'nin güneyinde rejim güçleri ile muhalifler arasında şiddetli çatışmalar yaşandı. Rejime bağlı 4. Zırhlı Tümen, Dera el-Beled’i bombalarken muhalif gruplar 25 rejim unsurunu esir aldı.

Suriye rejim güçleri tarafından dün Dera kırsalındaki Yadude beldesindeki bir ev bombalandı. (Nabaa Media)
Suriye rejim güçleri tarafından dün Dera kırsalındaki Yadude beldesindeki bir ev bombalandı. (Nabaa Media)
TT

Suriye: Dera’da şiddetli çatışmalar yaşanıyor

Suriye rejim güçleri tarafından dün Dera kırsalındaki Yadude beldesindeki bir ev bombalandı. (Nabaa Media)
Suriye rejim güçleri tarafından dün Dera kırsalındaki Yadude beldesindeki bir ev bombalandı. (Nabaa Media)

Suriye'de geçtiğimiz günlerde Rusya'nın arabuluculuğunda yürütülen müzakerelerin başarısızlıkla sonuçlanmasının ardından, ülkenin güneyindeki Dera’nın el-Beled bölgesinde rejim güçleri ile muhalif gruplar arasında gerginlik artarak gerçek bir savaşa dönüştü. Dera’da dün çıkan şiddetli çatışmalarda rejim güçleri ve rejime bağlı güvenlik güçlerinden 25'ten fazla unsurun öldürüldüğü veya esir alındığı bildirildi.
Öte yandan Ürdün hükümeti, Suriye ile arasındaki iki kapıdan biri olan Cabir-Nasib Sınır Kapısı’nın yeni tip koronavirüs (Kovid-19) pandemisinin etkileri nedeniyle alınan önlemler çerçevesinde yaklaşık bir yıldır sınırlı bir şekilde çalışmasının ardından Pazar gününden itibaren yeniden faaliyete geçeceğini duyurdu.
Ürdün İçişleri Bakanı Mazin el-Farraye yaptığı açıklamada, "Suriye tarafı ile tam saha düzenlemeleri yapıldıktan sonra, 1 Ağustos Pazar sabahı Cabir Sınır Kapısı tamamen açılacak" dedi.
Muhalif gruplar 2011'in sonundan bu yana Dera el-Beled mahallelerini kontrol ediyor. Hükümet güçleri birçok kez bölgeye saldırdı, ancak bölgeyi ele geçirmede başarısız oldu. Muhalif gruplar ise hükümet tarafından kontrol edilen el-Mahatta mahallesinden geri çekildiler. Muhalif gruplar, hükümet güçlerinin 2018 ortalarında ilerlemesi ve Dera'nın çoğu bölgesinin kontrolünü hükümet güçleri bölgeye girmeden ele geçirmesinin ardından rejimle bir anlaşmaya vardı.
Dera'daki yerel kaynaklar, Beşşar Esed'in kardeşi Mahir Esed komutasındaki 4. Tümen askerleri ve 9. Tümen'in Perşembe günü erken saatlerden itibaren Dera el-Beled bölgesine en-Nahle, Kassad ve el-Kubbe olmak üzere üç noktadan saldırmaya çalıştığını bildirdi. Ayrıca, saldırılara bölge halkının karşılık vermesiyle şiddetli çatışmaların yaşandığı belirtildi. 
Dera el-Beled bölgesi, es-Sed Yolu ve Dera Kampı, Suriye rejim güçlerinin bu bölgelere askeri bir saldırı başlatma hazırlığı çerçevesinde roketatar, top ve tanklarla yoğun bir bombardımana maruz kaldı. Saldırılarda bölge halkından iki kişi hayatını kaybederken, diğerleri ise yaralandı.
4.Tümen askerleri, Dera el-Beled'in doğusundaki el-Kubbe noktasından ilerlemeye çalışırken bazı unsurlarını kaybetti. Bölge halkı saldırılara karşılık verirken, havan ve top mermileriyle yoğun bombardımana maruz kaldı.
Kaynaklar, bölgedeki silahlı grupların Suriye rejim güçlerinin Dera el-Beled kentine yönelik saldırısına cevaben Dera'nın doğu ve batı kırsalında Suriye rejimine ait çok sayıda kontrol noktalarına ve askeri noktalara saldırdığını bildirdi. Dera’nın doğu kırsalındaki Sayda beldesi bölge halkı, askeri güvenlik birimine bağlı bir askeri müfrezeyi ele geçirirken, Sayda Köprüsü’nü de kapattı. Ayrıca Sayda’daki diğer kontrol noktasında ve askeri noktalarda bulunan Suriye rejim güçlerinden 25 unsuru esir aldı. Yerel gruplar aynı zamanda, Dera'nın doğu kırsalındaki el-Hirak, el-Meliha ve Umm el-Meyazin beldelerinde Suriye rejim güçlerine ait bir kontrol noktasını da ele geçirerek tüm unsurları esir aldı ve tanklara ve silahlara el koydu. Yerel savaşçılar, Dera'nın doğusundaki et-Tayba beldesinde askeri güvenlik birimine bağlı bir askeri müfrezeyi hedef alırken, aynı zamanda Dera'nın batısındaki Yadude ve Mizyrib arasında yer alan, 4.Tümen’in konuşlandığı Sulama Bakanlığı binasına ve  Zeyzun askeri üssüne şiddetli bir saldırı başlattı. Bununla birlikte, rejim güçleri Tafas ve Yadude bölgelerindeki yerleşim mahallelerini havan mermileriyle hedef alırken, silahlı gruplar ise eş zamanlı olarak Dera'nın batı kırsalındaki Yermuk Havzası bölgesindeki Tsil, Saham el-Golan, Bekkar ve Şecere beldelerindeki rejim güçlerine ait kontrol noktalarını ele geçirdi. Ayrıca Dera'nın çoğu bölgesindeki anayollar kapatıldı. Bölge gerilime ve büyük bir seferberliğe tanık oldu. Yerel savaşçılar yayınladıkları videolarla Dera el-Beled kentinde olanlarla dayanışma çerçevesinde, Dera'daki tüm yerleşim bölgelerinde bulunan Suriye rejimi noktalarının ve kontrol noktalarının hedef alındığını duyurdu.
Kaynaklar, Dera'nın doğu kırsalında bir grup savaşçının, Suriye ile Ürdün arasındaki Nasib sınır kapısına 10 km uzaklıktaki Şam-Dera uluslararası karayolunu Şam'dan Dera'ya gelen rejime bağlı askeri gruplara kapattığını belirtti. Yerel gruplar bir videoda Suriye rejiminin 70 üyesini esir aldıklarını ve bir sonraki aşamanın ise Dera el-Beled şehrine girmek olduğunu söylerken, yerleşim bölgelerinin bombalanması sonucu Yadude ve Tafas beldelerinden çok sayıda kişi öldü ve yaralandı. Bu bölgeler insan göçüne tanık olurken, Dera'nın batı kırsalındaki Tafas kentinden, eski lider Muaz ez-Zoubi'nin de aralarında bulunduğu üç kişi, 4.Tümen kuvvetlerinin konuşlandığı Sulama Bakanlığı binasına düzenlenen saldırıya katıldıkları sırada öldürüldü. Zoubi, Dera'nın batısındaki yerel grupların önde gelen liderlerinden biri olarak kabul ediliyordu. Ayrıca 4. Tümen tarafından 5 diğer lider ile birlikte Suriye’nin kuzeyine sürgün edilmeleri talep edilmişti.
Dera'daki Uzlaşı Merkezi’ne (Deralı Merkezi Komite) yakın kaynaklara göre bu tırmanış, Çarşamba gecesi geç saatlere kadar devam eden müzakerelerin başarısız olmasının ardından yaşandı. Görüşmede, 4.Tümen’in ve Suriye rejiminden komutanların Dera el-Beled mahallelerinde güvenlik kontrol noktaları ve müfrezeler konuşlandırma konusundaki uzlaşmazlığı ve 4. Tümen kuvvetlerinin şehrin güneydoğu bölgesinde ve Dera el-Beled'deki Sicne mahallesinde konuşlandırılması sonucu müzakereler başarısız oldu.
Dera'nın doğu ve batı kırsalını temsil eden Deralı Merkezi Komite ile 5’inci Kolordu komutanları Çarşamba günü Dera şehrinde bir toplantı yaptılar ve şehre giren tüm Suriye rejim güçlerinin geri çekilmesi konusunda anlaştılar. Ayrıca, kentte askeri noktalar kurulmasını reddettiler ve rejimin bu konuda ısrar etmesi halinde sadece 3 askeri noktayı kabul edeceklerini ve bu noktalarında bölge halkından oluşan 5’inci Kolordu üyeleri tarafından denetleneceğini şart koştular. Aynı zamanda rejim güçlerinden 2018'de imzalanan uzlaşma anlaşmasına bağlı kalmalarını talep ettiler.
Rejime bağlı Güvenlik Komitesi, 28 Temmuz 2021 Çarşamba gecesi yaptığı toplantının ardından Rusya destekli 5’inci Kolordu ile Havran'daki Merkezi Komite’nin taleplerini reddetti. Komite’nin talepleri açıktı. Komite, Dera el-Beled, es-Sed Yolu bölgesi ve yaklaşık 50 bin kişilik kamplardaki tüm halkın Ürdün veya Suriye'nin kuzeyindeki güvenli bölgelere taşınmasını talep etti. Aynı zamanda, dün (Perşembe) yaşandığı üzere, talepleri reddedilirse bölgede savaş seçeneğine yöneleceklerini ifade etti. 
Özel kaynaklar, Rusya destekli 5’inci Kolordu'ya bağlı 8’inci Tugay’ın, Dera'da bulunan rejime bağlı Güvenlik ve Askeri Komite ile Dera el-Beled’de askeri eylemlerin tamamen durdurulmasına yönelik ilk aşama olarak Rusya’nın da güvencesiyle Dera'da ateşkesin sağlanması konusunda anlaştıklarını bildirdi. 
Dera kentinden yayın yapan Nabaa Media, Lübnan Hizbullahı tarafından desteklenen Arap Milliyetçi Muhafızları’ndan savaşan grupların, güney ekseninden Dera şehrine yönelik saldırılarda 4. Tümen ile birlikte savaştığını söyledi. Ayrıca, bu grubun savaşçılarının Dera el-Beled şehrinin çevresindeki görüntülerini yayınladı.
Şarku’l Avsat’ın Daraa 24 internet sitesinde yer alan haberden aktardığına göre Dera kentindeki birçok bölgede güvenlik endişesinin arttığı ve bölgedeki grupların Suriye rejimine bağlı birçok kontrol noktasını ve güvenlik ve askeri noktalarını kontrol altına aldığı bildirildi. Bu  durumun, dün sabah Dera el-Beled bölgesinin ve yerleşim bölgelerinin bombalanması ve ölüm ve yaralanmalarla sonuçlanmasının ardından söz konusu askeri tırmanışa yanıt olarak geldiği bildirildi. 
Uzlaşma anlaşmasına tabi olan yerel savaşçılar, ordunun Dera el-Beled mahalleleri ve diğer bazı bölgeleri bombalama girişimini 2018'de imzalanan uzlaşma anlaşmasının ihlali olarak değerlendirdi. Bu saldırılara cevaben el-Hirak, Umm Meyazin, Nasip, Sayda, Tayba, Kihil, Nuayme, Sehve, Neva, Casem, İnhıl, Tafas, Tsil, Şecere, Tel Şihab, Yadude, Mizyrib, el-Acemi ve diğer birçok bölgedeki yerel gruplar seferberlik ilan etti.
Uluslararası Gazeteciler Federasyonu (IFJ), Dera'daki 11 gazetecinin akıbetiyle ilgili endişelerin olduğunu belirterek, gazetecilerin ve ailelerinin güvenliğinin sağlanması çağrısında bulundu.



Arap dünyası Filistin'in BM'ye tam üyeliğinin veto edilmesini üzüntüyle karşıladı

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Arap dünyası Filistin'in BM'ye tam üyeliğinin veto edilmesini üzüntüyle karşıladı

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Arap ülkeleri ve uluslararası kuruluşlar, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinde (BMGK) Filistin'in BM'ye tam üyeliği istenilen karar tasarısını ABD'nin veto etmesini üzüntüyle karşıladıklarını açıkladı.

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığının X hesabından yapılan açıklamada, ABD'nin veto kararının "İsrail'in uluslararası hukuk ihlallerinin devamını sağlayacağı" belirtildi.

Suudi Arabistan'ın 15 üyeli BMGK'de Cezayir tarafından Filistin'in BM'ye tam üyeliğini talep eden karar tasarısının daimi üye ABD'nin "hayır" oyu ile reddedilmesini üzüntüyle karşıladığı kaydedilen açıklamada, "Filistin devletinin BM'ye tam üyeliğinin kabulünün engellenmesi, İsrail işgalinin inatçılığının ve uluslararası hukuk kurallarının caydırıcı olmaksızın sürekli ihlalinin sürdürülmesine katkıda bulunmakta ve bizi arzu edilen barış hedefine yaklaştırmamaktadır." ifadelerine yer verildi.

- Mısır

Mısır Dışişleri Bakanlığı da BMGK'den Filistin devletinin BM'ye tam üye olmasını sağlayacak bir karar çıkmamasından üzüntü duyulduğunu açıkladı.

Bakanlığın açıklamasında, Filistin devletini tanımanın ve BM'ye tam üyeliğini onaylamanın, yaklaşık 75 yıldır İsrail işgalinden acı çeken Filistin halkının en doğal hakkı olduğu vurgulandı.

- Ürdün

Ürdün Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada ise ABD'nin veto yetkisini kullanması sonucunda BMGK'nin Filistin devletinin BM'ye tam üye olarak kabul edememesinden "derin üzüntü" duyulduğu belirtildi

Bağımsız Filistin devleti vurgusu yapılan açıklamada, BM'ye tam üyeliğin Filistin halkının sabit bir hakkı olduğu kaydedildi.

- İslam İşbirliği Teşkilatı

İslam İşbirliği Teşkilatı'ndan (İİT) yapılan yazılı açıklamada da ABD'nin vetosunun ve Filistin'in üye olamamasının üzüntüyle karşılandığı ifade edildi.

ABD'nin veto kararının meşru haklarını alabilmeleri önünde engel olduğu ve Filistin halkına dayatılan tarihi adaletsizliğin yaklaşık 75 yıldır devam etmesine yeni bir katkı sunduğu belirtildi.

- Arap Birliği

Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt, X hesabından konuya ilişkin yazılı açıklama yaptı.

Gayt mesajında, "Vetonun, Filistin'in Birleşmiş Milletlere tam üye olarak katılımını kabul etme konusunda açık bir uluslararası iradeyi engellemek için kullanılması son derece talihsiz bir durumdur. Ancak bunun, Araplar tarafından ve uluslararası alanda desteklenen Filistin iradesinin zaferiyle kaçınılmaz olarak sonuçlanacak uzun bir siyasi mücadeleye giden yolda yalnızca bir adım olduğunu biliyoruz." ifadelerini kullandı.

- Filistin'in üyelik başvurusu

Filistin, 2011'de de BM'ye tam üyelik başvurusu yapmış ancak BMGK'de gereken desteği alamamıştı. Filistin daha sonra 2012 yılında BM "daimi gözlemci statüsü"ne kavuştu.

Filistin'in BM Daimi Temsilcisi Riyad Mansur, 2 Nisan'da yaptığı açıklamada, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'e bir mektup göndererek, üyelik başvurularının yeniden ele alınması talebinde bulunmuştu.

Guterres de 3 Nisan'da BMGK'ye mektup yazarak, Filistin'in talebinin gündeme alınması çağrısı yapmıştı.

BMGK ise 8 Nisan'da Filistin'in talebini "Yeni Üyelerin Kabulü Komitesi'ne" iletmişti.

BMGK'ye üyelikle ilgili dönüş yapması gereken Komite, iki toplantının ardından mutabakata varamadığını duyurmuştu.

Bunun ardından Cezayir, Filistin'in üyeliği için karar tasarısını müzakerelere açmıştı.


İsrail'in, Suriye'nin güneyinde rejim ordusunun hava savunma sistemlerine saldırı düzenlediği iddia edildi

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

İsrail'in, Suriye'nin güneyinde rejim ordusunun hava savunma sistemlerine saldırı düzenlediği iddia edildi

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

 İsrail'in, Suriye'nin güney sınırlarında Beşşar Esed rejimi ordusunun hava savunma sistemlerinin bulunduğu birkaç noktaya roket saldırısı düzenlediği ileri sürüldü.

Suriye'deki haber ajansı SANA'nın askeri kaynağa dayandırdığı haberinde, yerel saatle 02.55'te Suriye'nin güney bölgesinde bazı noktaların, İsrail güçleri tarafından roketlerle hedef alındığı iddia edildi.

Haberde, "Düşman İsrail, Filistin'in kuzeyinden Suriye'nin güney bölgesindeki hava savunma sistemlerini roketlerle vurdu. Saldırıda maddi hasar meydana geldi." ifadeleri kullanıldı.

Diğer yandan, İsrail makamlarından saldırıya ilişkin açıklama yapılmadı.

Suriye'nin güneyinde Şam ve kırsalındaki bölgelerde Suriye ordusu ve İran destekli terörist grupların yanı sıra Lübnan Hizbullahı unsurlarının bulunduğu biliniyor.

İsrail, iç savaşın başladığı 2011'den bu yana Suriye'de zaman zaman İran destekli gruplara ve Suriye ordusuna ait askeri noktalara saldırılar düzenliyor.

İran basını, İran Hava Kuvvetleri Üssü'ne ev sahipliği yapan İsfahan eyaletinin kuzeydoğusunda patlama seslerinin geldiğini duyurmuştu.

İsfahan eyaletindeki patlama seslerinin ardından Tahran, İsfahan ve Şiraz ile İran'ın bazı bölgelerindeki uçuşların askıya alındığı bildirilmişti.

Amerikan medyası, ABD'li yetkililere dayandırdığı haberlerinde, İsrail'in İran topraklarına yönelik bir saldırı düzenlediğini yazmıştı.


Filistin, ABD'nin BM tam üyeliğini engellemeye yönelik "vetosunu" kınadı

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Filistin, ABD'nin BM tam üyeliğini engellemeye yönelik "vetosunu" kınadı

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Filistin, ABD'nin, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde (BMGK) Filistin'in BM'ye tam üyeliği talep edilen karar tasarısını veto etmesini şiddetle kınadı.

Filistin Devlet Başkanlığı yaptığı yazılı açıklamada, "ABD'nin, Filistin'in BM'ye tam üye olmasını engellemek için BMGK'da veto yetkisini kullanmasını en güçlü ifadelerle kınadı." ifadesine yer verdi.

Devlet Başkanlığı, "ABD'nin vetosu haksız ve ahlak dışıdır. Filistin Devleti'nin BM'ye tam üye olmasını güçlü bir şekilde destekleyen uluslararası toplumun iradesine meydan okumadır" değerlendirmesinde bulunuldu.

ABD, BMGK Filistin'in BM'ye tam üyeliği istenilen karar tasarısını veto etmişti.

15 üyeli BMGK'de ABD'nin "hayır" oyu kullandığı tasarı, 12 "evet" ve 2 "çekimser" oy almıştı.

Karar tasarısının geçmesi için 5 daimi üyeden hiçbirinin "hayır" oyu kullanmaması ve toplamda 9 "evet" oyu alması gerekiyordu.

- Filistin'in üyelik başvurusu

Filistin, 2011'de de BM'ye tam üyelik başvurusu yapmış ancak BMGK'de gereken desteği alamamıştı. Filistin 2012 yılında BM "daimi gözlemci statüsü"ne kavuştu.

Filistin'in BM Daimi Temsilcisi Riyad Mansur, 2 Nisan'da yaptığı açıklamada, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'e bir mektup göndererek, üyelik başvurularının yeniden ele alınması talebinde bulunmuştu.

Guterres de 3 Nisan'da BMGK'ye mektup yazarak, Filistin'in talebinin gündeme alınması çağrısı yapmıştı.

BMGK ise 8 Nisan'da Filistin'in talebini "Yeni Üyelerin Kabulü Komitesi'ne" iletmişti.

BMGK'ye üyelikle ilgili dönüş yapması gereken Komite, iki toplantının ardından mutabakata varamadığını duyurmuştu.

Bunun ardından Cezayir, Filistin'in üyeliği için karar tasarısını müzakerelere açmıştı.


Türkiye'den Gazze'ye insani yardım götüren 9. gemi El-Ariş Limanı açıklarına ulaştı

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Türkiye'den Gazze'ye insani yardım götüren 9. gemi El-Ariş Limanı açıklarına ulaştı

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Gazze'ye ulaştırılması için 3 bin 774 ton insani yardım malzemesiyle Türkiye'den uğurlanan "9. İyilik Gemisi" Mısır'ın El-Ariş Limanı açıklarına ulaştı.

Mersin Limanı'ndan 16 Nisan'da uğurlanan, Türk Kızılay tarafından temin edilen gıda, bebek malzemeleri, uyku tulumu ve un gibi ihtiyaç malzemeleriyle yola çıkan gemi, Akdeniz'deki yolculuğunu tamamlıyor.

Mısır açıklarında yakıt ikmali yaptıktan sonra rotasına devam eden 9. İyilik Gemisi, Gazze'ye en yakın bölge El-Ariş Limanı açıklarına ulaştı.

Gemi, işlemlerin ardından taşıdığı acil ihtiyaç malzemelerinin indirilmesi için limana yanaşacak.

İndirilecek 3 bin 774 ton insani yardım malzemesi, tırlara yüklenerek Refah Sınır Kapısı üzerinden Gazze'deki Filistin halkına götürülecek.

Türk Kızılay ile AFAD işbirliğinde bugünü kadar 13 uçak ve 8 gemiyle toplamda 39 bin 697 ton çeşitli insani yardım malzemesi Gazze'ye ulaştırıldı.


İran ve Ürdün dışişleri bakanları, ikili ve bölgesel konuları görüştü

Safedi'nin İranlı mevkidaşı ile görüşmesinden bir kare
Safedi'nin İranlı mevkidaşı ile görüşmesinden bir kare
TT

İran ve Ürdün dışişleri bakanları, ikili ve bölgesel konuları görüştü

Safedi'nin İranlı mevkidaşı ile görüşmesinden bir kare
Safedi'nin İranlı mevkidaşı ile görüşmesinden bir kare

İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan ile Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen es-Safedi, New York’ta Filistin’deki son gelişmeler ile ikili ve bölgesel meseleleri görüştü.

İran Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamaya göre, BM Güvenlik Konseyinde (BMGK) bakanlar düzeyinde düzenlenen "Orta Doğu" oturumuna katılmak üzere ABD’de bulunan Abdullahiyan ile Ürdünlü mevkidaşı Safedi bir araya geldi.

ABD’nin İsrail’e desteği ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun saldırıları sona erdirmek istememesinin “Filistinlilere yönelik soykırımın devam etmesinin temel nedeni” olduğu değerlendirmesinde bulunan Abdullahiyan, uluslarası toplumun, özellikle İslam ülkelerinin “bu soykırımı sona erdirmek için harekete geçip çabalarını sürdürmesi gerektiğini ifade etti.

Abdullahiyan, İran’ın İsrail’e yönelik saldırısının, ülkesinin Şam’daki konsolosluk binasına yapılan saldırıya karşı cevap olarak “meşru savunma” çerçevesinde gerçekleştirildiğini ifade ederek “hassas ve hesaplı” bir şekilde askeri ve istihbarat üslerini hedef aldıklarını kaydetti.

Bölgede barış ve istikrarın güçlendirilmesinden yana olduklarını belirten Abdullahiyan, İsrail’in saldırısına verilen karşılığın “sınırlı ve minimum” olduğunu, İsrail’in “herhangi bir maceracı eyleme girişmesi durumunda” ülkesinin cevabının “kesin, hızlı ve kapsamlı” olacağını yineledi.

Abdullahiyan, İsrail’in Filistin halkına karşı sürdürdüğü saldırılara işaret ederek, uluslararası toplum, İslam İşbirliği Teşkilatı ve üye ülkelerin bu saldırıların durdurulması için harekete geçmesi gerektiğini vurguladı.

Ürdün Dışişleri Bakanı Safedi de Filistin meselesinin ülkesi için yüksek öncelik taşıdığını belirterek Gazze’ye yönelik sürdürülen saldırıların sonlandırılması için çabalarının süreceğini ifade etti.

Filistin’deki durumu zor ve karmaşık” olarak nitelendiren Safedi, Ürdün'ün, Filistinlilerin komşu ülkelere yerleştirilmesine yönelik her türlü girişime kesin olarak karşı olduğunu kaydetti.

Abdullahiyan ile Safedi, bazı ikili ve bölgesel konuları da ele aldı.


Hizbullah top mermileriyle İsrail askerlerini hedef alıyor

Lübnan sınırına yakındaki İsrail askerleri (AFP)
Lübnan sınırına yakındaki İsrail askerleri (AFP)
TT

Hizbullah top mermileriyle İsrail askerlerini hedef alıyor

Lübnan sınırına yakındaki İsrail askerleri (AFP)
Lübnan sınırına yakındaki İsrail askerleri (AFP)

Lübnan Hizbullah grubu dün (Perşembe) yaptığı açıklamada, Raheb bölgesi yakınlarında toplanan İsrail askerlerini top mermileriyle hedef aldığını duyurdu.

Hizbullahın açıklamasında saldırının tam yeri veya sonuçları belirtilmedi. İsrail'den ise  saldırı ile ilgili henüz bir açıklama yapılmadı.


Erdoğan'ın Irak ziyaretinde ilişkilerde sıçrama bekleniyor

Kuzey Irak'ta PKK operasyonlarına katılan iki Türk helikopteri (arşiv - Türkiye Savunma Bakanlığı)
Kuzey Irak'ta PKK operasyonlarına katılan iki Türk helikopteri (arşiv - Türkiye Savunma Bakanlığı)
TT

Erdoğan'ın Irak ziyaretinde ilişkilerde sıçrama bekleniyor

Kuzey Irak'ta PKK operasyonlarına katılan iki Türk helikopteri (arşiv - Türkiye Savunma Bakanlığı)
Kuzey Irak'ta PKK operasyonlarına katılan iki Türk helikopteri (arşiv - Türkiye Savunma Bakanlığı)

Türkiye ve Irak, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın önümüzdeki Pazartesi günü Bağdat'a yapacağı ziyarette ilişkilerinde bir sıçrama bekliyor. Ankara ve Bağdat'ta yapılan duyuruya göre ziyarette güvenlik, ekonomi ve kalkınma konularının yanı sıra, su ve enerji dosyalarını da içeren stratejik çerçeve anlaşmasının imzalanması öngörülüyor.

Irak hükümetinden bir kaynak, Türkiye Savunma Bakanı Yaşar Güler'in çarşamba günü açıkladığı, PKK’nın faaliyetleriyle mücadelede iki komşu ülke arasında iş birliğine ilişkin stratejik bir anlaşmanın imzalanması hakkındaki açıklamasını dün (Perşembe) doğruladı.

Milli Savunma Bakanlığı Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri Zeki Aktürk dünkü (Perşembe) haftalık basın toplantısında, Türkiye ‘nin “Pençe Kilit’te” operasyonunu hızlandıracağını ve kilitin bu yaz kapanacağını, kilit kapanırken, Bakanımız açıkladığı gibi: Öngörülemez, alışılmadık, PKK’nin reaksiyon gösteremeyeceği şekilde kapanacağını belirtti.

Buna karşılık Iraklı kaynak, "konunun aynı zamanda iki ülke arasındaki güvenlik iş birliğiyle, güvenlik ve ekonomik yönlerle ilgili birçok ortak çıkar konusuyla da ilintili olduğunu" ifade etti. Kaynak Şarku’l Avsat’a Türk tarafının Irak'a su paylaşımının sağlanması ve bir mekanizma kurulması konusunda iş birliği gösterdiğini, dosyanın Erdoğan'ın ziyareti sırasında görüşüleceğini belirtti.

 Erdoğan, salı günü yaptığı açıklamada, gündeminin en önemli maddelerinden birinin su meselesi olacağını, ayrıca Irak'ın doğalgaz ve petrolün Türkiye üzerinden taşınmasına ilişkin taleplerinin de bulunduğunu, her iki konunun da çözümü için çalışılacağını söyledi.

Irak'ın geçen yıl lansmanını duyurduğu "Kalkınma Yolu" projesi, Erdoğan'ın ziyaretinin gündeminde önemli bir madde oluşturuyor. Türkiye Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdülkadir Uraloğlu geçtiğimiz cuma günü yaptığı açıklamada, geçtiğimiz aylarda bakanlar düzeyinde ve teknik görüşmelerde bulunularak, Türkiye ile Irak arasında, projenin takibi için "Bakanlar Kurulu" benzeri bir ortak mekanizmanın kurulması yönünde karara varıldığını söyledi. Projeye aynı zamanda BAE ve Katar’ın da katılması bekleniyor.

Türkiye-Irak meclisinden heyetler arasında, çarşamba ve perşembe günleri Ankara'da görüşmeler yapıldı. Terörle mücadele konusunda ortak hareket etmenin, ekonomi ve kalkınma alanlarında iş birliğini geliştirmenin iki ülkenin çıkarına olduğunu, Erdoğan'ın ziyaretinin çok önemli bir dönüm noktası oluşturacağı ifade edildi.


SOHR: İsrail saldırıları Suriye'nin güneyindeki bir askeri bölgeyi hedef aldı

İsrail'in Suriye'ye önceki baskınlarından (Arşiv- Reuters)
İsrail'in Suriye'ye önceki baskınlarından (Arşiv- Reuters)
TT

SOHR: İsrail saldırıları Suriye'nin güneyindeki bir askeri bölgeyi hedef aldı

İsrail'in Suriye'ye önceki baskınlarından (Arşiv- Reuters)
İsrail'in Suriye'ye önceki baskınlarından (Arşiv- Reuters)

Suriye İnsan Hakları Gözlemevi'nin (SOHR) açıklamasına göre İsrail saldırıları bugün (Cuma) şafak vakti Suriye'nin güneyindeki bir Suriye ordusu mevzisini hedef aldı.

Gözlemevi, "saldırıların As-Suveyda ile Deraa arasındaki bölgede meydana geldiğini ve İsrail uçaklarının herhangi bir hava savunması olmaksızın yoğun uçuş gerçekleştirdiğini bildirdi. SOHR, "Bölge, radar taburunun bulunduğu Zara ile Karfa arasında yer alıyor" bilgisini paylaştı.

SOHR, "İsrail savaş uçaklarının baskınlarında hava savunmasının karşı koymasını veya izlemesini engellemek için Daraa'daki bir radar taburunun hedef alındığını" doğruladı.

Suriyeli aktivistler daha önce cuma günü saldırılarının ülkenin güneyinde Suveyda'daki Suriye ordusunun mevzilerini hedef aldığını bildirmişti.

Suveyda haberlerinin yer aldığı Suveyda24 sitesinin Genel Yayın Yönetmeni Rayan Maruf, "Suriye ordusuna ait bir radar taburunun bombalandığını" doğruladı.

İran resmi medyası bugün (Cuma) şafak vakti İsfahan'ın merkezinde patlamalar duyulduğunu bildirirken, Amerikan medyası yetkililerin, İsrail'in ezeli rakibine karşı misilleme saldırıları düzenlediğini söylediğini aktardı.


Darfur ve Kordofan'da askeri gerilim

Hartum eyaletinin Omdurman şehrinde savaşta hasar gören evlerin arasında bir Sudan ordusu mensubu (Reuters)
Hartum eyaletinin Omdurman şehrinde savaşta hasar gören evlerin arasında bir Sudan ordusu mensubu (Reuters)
TT

Darfur ve Kordofan'da askeri gerilim

Hartum eyaletinin Omdurman şehrinde savaşta hasar gören evlerin arasında bir Sudan ordusu mensubu (Reuters)
Hartum eyaletinin Omdurman şehrinde savaşta hasar gören evlerin arasında bir Sudan ordusu mensubu (Reuters)

Sudan'daki savaşın iki tarafı arasındaki askeri gerilimin seviyesi dün (perşembe) yeniden arttı. Orduya ait savaş uçakları ülkenin batısındaki Darfur bölgesinde Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) mevzilerine hava saldırıları düzenlerken, HDK kaynakları güneydeki Kordofan bölgesini ordunun elinden kurtarmak için ilerlemekten söz etti.

Günlerdir Darfur ve Kordofan bölgelerinde yoğun çatışmalar yaşanıyor. Bu durum insani acıları ve yerinden edilmeleri arttırıyor.

Ordu jetleri, Kuzey Darfur eyaletinin başkenti el-Faşir ve Güney Darfur eyaletinin başkenti Nyala’daki HDK mevzilerini bombalarken, görgü tanıkları şehrin pazarlarında ‘yakıt fiyatlarındaki artışla birlikte genel fiyatlarda da önemli artış yaşandığını’ bildirdi.

Sudan'ın orta kesimindeki El Cezire eyaletinde Sivil Direniş Komiteleri, ‘ordunun dört ay önce eyaletten çekilmesinden beri HDK'nin en iğrenç ihlal türlerini; öldürme, yağmalama, tecavüz ve sindirme eylemlerini gerçekleştirmeden hiçbir yeri terk etmediğini’ söyledi. Komiteler, HDK'yi ‘eyalette 800'den fazla kişiyi öldürmekle’ suçladı.

Konuyla ilgili olarak Dünya Sağlık Örgütü (WHO), Sudan'daki hastanelerin çöküşün eşiğinde olduğu uyarısında bulundu. WHO Doğu Akdeniz Bölge Direktörü Hanan Hasan Balkhy de yaptığı açıklamada, salgın hastalıkların halk arasında yayıldığı dönemde ülkeyi bir ‘ilaç açığının’ kuşattığını söyledi. Balkhy, “Çatışmalardan etkilenen ülkelerdeki hastanelerin yaklaşık yüzde 70 ila 80'i ya kendilerine yönelik saldırılar ya da tıbbi malzeme ve işgücü eksikliği nedeniyle çalışmıyor” ifadesini kullandı.


BAE Dışişleri Bakanı, İranlı mevkidaşıyla bölgedeki gelişmeleri görüştü

BAE Dışişleri Bakanı Şeyh Abdullah bin Zayed Al Nahyan
BAE Dışişleri Bakanı Şeyh Abdullah bin Zayed Al Nahyan
TT

BAE Dışişleri Bakanı, İranlı mevkidaşıyla bölgedeki gelişmeleri görüştü

BAE Dışişleri Bakanı Şeyh Abdullah bin Zayed Al Nahyan
BAE Dışişleri Bakanı Şeyh Abdullah bin Zayed Al Nahyan

BAE Dışişleri Bakanı Şeyh Abdullah bin Zayed Al Nahyan, İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Amir Abdullahian ile yaptığı telefon görüşmesinde bölgedeki mevcut tehlikeli gelişmeleri ve bunların bölgesel ve uluslararası güvenlik ve barışa yansımalarını ele aldı.

BAE Dışişleri Bakanı, Ortadoğu bölgesindeki gerilim çemberinin genişlemesini önlemek ve mevcut gerilimi düşürmek için çalışmanın önemini vurguladı. Al Nahyan, farklılıkları çözmenin, bölgenin ve halkın güvenliğini sağlamanın yolunun diplomasi ve diyaloğa öncelik vermek olduğuna dikkat çekti.

Şeyh Abdullah bin Zayed, bölge ülkelerinin faydalanması ve hak ettiği şeyin barış, refah ve kalkınma olduğunu vurguladı.

Görüşmede, iki komşu ülke arasındaki ilişkiler ve bu ilişkileri iki ülkenin ve bölgenin ortak çıkarlarına hizmet edecek şekilde geliştirmenin yolları ele alındı.