Ayda 100 bin dolar kazanıyorlar… Ürdünlüler neden büyü ve sihre başvuruyor?

Ürdün’ün başkenti Amman’da büyü ve sihir faaliyetleri (AFP)
Ürdün’ün başkenti Amman’da büyü ve sihir faaliyetleri (AFP)
TT

Ayda 100 bin dolar kazanıyorlar… Ürdünlüler neden büyü ve sihre başvuruyor?

Ürdün’ün başkenti Amman’da büyü ve sihir faaliyetleri (AFP)
Ürdün’ün başkenti Amman’da büyü ve sihir faaliyetleri (AFP)

Tarık Dilavani (Gazeteci)
Başta başkent Amman olmak üzere Ürdün’ün birçok mahallesinde yer alan mezarlıklarda büyü ve sihir sayısının artmasıyla, bu durumun toplum üzerinde yarattığı olumsuz etki halkı, durumu kontrol altına almak adına cezaları sıkılaştırması için resmi makamlara müracaatta bulunmaya itiyor.
Birkaç hafta önce ölen babasının mezarını ziyaret eden Ürdünlü bir vatandaş, mezarın üstünde anlaşılması güç sözler ve kolyelerle birlikte bir kızın fotoğrafını buldu. Ürdünlüler, mezarlıklara gizli kameralar ve güvenlik görevlileri yerleştirilmesi için önlemler alınmasını talep etti.

Sosyal Miras
Kriminal Soruşturma Dairesi eski Müdürü Tuğgeneral Mervan el Hıyari, sihirle uğraşmanın ve büyü mekanlarına gitmenin eğitim ve kültür düzeyiyle hiçbir ilgisi olmayan bir olgu olduğunu teyit ederek, bu tarz fenomenlerin toplumun tüm sınıflarını kapsayan sosyal mirastan kaynaklanan bir suç olduğunu söyledi.  Hıyari açıklamasında, özellikle tütsü ve bazı araçların bilinçsiz bir atmosfer yaratmak için kullanılmasıyla, bazı kadın kurbanların şifa veya sihrin şifresini çözme bahanesiyle kolaylıkla cinsel av haline geldiğini belirtti.
Sihir ve büyünün iki ayrı dolandırıcılık suçu olduğunu söyleyen Hıyari, mezarlıkları ve hazineleri bulmakla ilgili suçların kahramanlarının genellikle erkekler olduğunu, kadınlara zarar vermek amacıyla yapılan büyülerde ise şahısların genellikle kadınlar olduğunu söyledi.
Hıyari açıklamasında eskiden güvenlik görevlisiyken, kocasının yeniden evlenmesini sihir yoluyla engelleyebileceğine ikna ettikten sonra birkaç kişi tarafından yaklaşık 50 bin dolar dolandırılan bir kadın dahil olmak üzere karşılaştığı vakalara atıfta bulundu.
İslam hukuku profesörü Dr. Muhammed El Fauri ise, yoksul ve maddi koşulları kötü olan şarlatanların büyü ve sihri bir meslek haline getirdiğini söyledi.
Fauri,  Kur'an-ı Kerim’de büyüyü yasaklayan açık hükümlere rağmen bazı Ürdünlülerin büyücülük ve sihre yönelmelerinin nedenini dini inancın zayıflığı ve kaderi kabul etmeme ile ilişkilendirildiğine dikkati çekerek, bazı hukukçuların ise başkalarına zarar vermesi sebebiyle büyüyü küfür olarak kabul ettiğini bildirdi.

Merak kurbanları
Bazı gözlemciler, büyücülük ve sihir olgusuyla yüzleşmek için mezarlıkların içine gizli kameralar yerleştirerek güvenliği sağlayabilecekleri çözümler sunuyor.
Diğer yandan Kamu Güvenliği Müdürlüğü Siber Suç Birimi, Ürdünlüleri büyü ve sihir kullanan dolandırıcıları ihbar etmeye çağırdı.
Suç Birimi, son zamanlarda çeşitli sosyal medya siteleri aracılığıyla sihir, büyücülük ve manevi şifacılar yöntemini kullanılarak çok sayıda dolandırıcılık hadisesi kaydedildiğini açıkladı.
Açıklamada ayrıca, bazı vatandaşların merak ve bilinmeyeni keşfetmeye olan bağlılıkları sebebiyle sihir ve büyünün gerçekliğine inanarak meraklarının kurbanı olduklarını ve bu suçları uygulayan tarafından sömürüldüğü belirtildi.

Dini suç
Avukat Aric el Ramahi ise sihir ve büyüyü sosyallikten önce dini bir suç olarak gördüğünü belirterek, büyü ile uğraşanları kurban değil suç ortağı olarak sınıflandırdı.
Ramahi açıklamasında, büyünün İslam dininde yasak olduğu için kanunun da bu eylemi suç saydığını, ancak özellikle suçun para cezasına döndürüldüğü için var olan kanunun caydırıcı olmadığını söyledi.
Kamu güvenliği verilerine göre büyü yapanlardan bazıları ise, misilleme korkusuyla kendi ellerinde tutsak edildikten sonra hayatlarının cehenneme döndüğünü, bu yüzden merakın müdahaleye dönüştüğünü aktardı.
Büyücülük ve sihre başvurmanın maliyetinin yüksek olduğu kaydedilirken, sihirbazın ihtiyaç duyduğu malzemeleri satın alma maliyetine ek olarak, büyünün türüne göre büyü yaptıran kişinin sahip olduğu her şeye mal olabileceğine dikkat çekildi.

Sosyal medyada hokkabazlık
Sosyal medyada ve bazı uydu kanallarında sevgili yapma, ayrılık, boşanma, hastalık, kısırlık tedavisi ve benzeri birçok başlık altında açık reklamlar yapılmakta.
Sihir yapmanın cezasından bahseden açık bir yasal metin bulunmuyor. Ancak Ürdün Ceza Kanunu'nun 471. Maddesi, kâr, kendi kendine konuşma, hipnoz, astroloji veya avuç içi okuma amacıyla uğraşanları üç ila altı ay arasında hapis ve para cezasına çarptırıyor. Mağdurların şikayetçi olmaması ise sihir ve büyücülükle mücadele önünde engel teşkil ediyor.
25 yıldır bu alanda çalışan büyücülerden biri yaptığı şeyin sihir değil manevi bir şey olduğunu belirterek, maneviyatçıların, görünmeyen meseleleri öğrenmede aracılık rolü oynayan cinlerle ilgilenerek, aile sorunları gibi psikolojik ve sosyal durumları tedavi etme konusunda özel yetenekleri olduğunu bildirdi.
Uzmanlar, büyü ve sihirle ilgilenen kişilerin ayda yaklaşık 100 bin dolar kazandığını söylüyor. Bunlardan en ünlüsü ise Ürdün'de el Magribi olarak bilinen bir isim. Magribi’nin, birkaç uydu kanalı ve binlerce öğrencisi olduğu tahmin ediliyor.

 


Polis şiddeti iddiası Tunus sokaklarını karıştırdı

Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)
Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)
TT

Polis şiddeti iddiası Tunus sokaklarını karıştırdı

Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)
Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)

Tunus’ta bir adamın polis kovalamacasının ardından ailesinin ifadesine göre kendisine uygulanan şiddet sonucu hayatını kaybetmişti. Reuters'a konuşan görgü tanıkları, Tunus polisi ile bir kişinin uğradığı şiddet sonucu hayatını kaybetmesini protesto eden öfkeli gençler arasında dün gece üst üste ikinci kez çatışmaların çıktığını söylediler.

Tunus’taki bu tür şiddetin karıştığı protesto gösterileri, ülkede 2011 yılındaki Arap Baharı ayaklanmalarını tetikleyen devrimin yıl dönümü yaklaşırken yetkililer arasında protestoların diğer bölgelere de sıçrayabileceği endişesini artırıyor.

Tunus, çeşitli alanlarda artan protestolar ve grevlerin yanı sıra Tunus Genel İşçi Sendikası'nın gelecek ay ülke çapında grev çağrısı yapmasıyla birlikte, siyasi ve sosyal gerilimin tırmandığı bir dönemden geçiyor.

Son haftalarda, binlerce protestocu, ülkenin güneydeki Gabes kentinde hava kirliliğinin başlıca kaynağı olduğunu söyledikleri bir kimya fabrikasının kapatılması talebiyle protesto gösterisi düzenledi.

Öte yandan polis şiddeti sonucu öldüğü iddia edilen adamın yakınları, şahsın ehliyetsiz motosiklet sürerken polis tarafından takibe alındığı, dövüldüğü ve hastaneye kaldırıldığını, ancak daha sonra hastaneden kaçtığını, ancak dün kafasındaki bir kanama nedeniyle hayatını kaybettiğini söyledi.

Olayla ilgili henüz resmi bir açıklama yapılmadı.

Yerel kaynaklar ve basın, Kayravan Valisi’nin durumu yatıştırmak amacıyla, dün hayatını kaybeden kişinin ailesini ziyaret ettiğini ve hangi şartlarda öldüğünü belirlemek ve sorumluları tespit etmek için soruşturma açma sözü verdiğini bildirdi.

İnsan hakları örgütleri, Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'i muhaliflerini bastırmak için yargı ve polisi kullandığını iddia ediyor. Ancak Cumhurbaşkanı Said, hakkındaki bu suçlamaları kategorik olarak reddediyor.


(Video haber) Avustralya'da Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında silahlı saldırı: En az 10 ölü

Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
TT

(Video haber) Avustralya'da Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında silahlı saldırı: En az 10 ölü

Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.

Avustralya'nın Sidney kentinde bir plajda Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında meydana gelen silahlı saldırıda en az 10 kişi öldü, çok sayıda  kişi yaralandı. İsrail gazetesi Yedioth Ahronoth'a göre olay sırasında yaklaşık 2 bin kişi panik içinde tahliye edildi ve birçoğu sığınaklara sığındı.

Öte yandan Avustralya polisi tarafından bugün yapılan açıklamada, olay nedeniyle Bondi Plajı'ndan uzak durulması çağrısı yapıldı. Polis daha sonra, silahlı saldırının ardından iki kişinin gözaltına alındığını duyurdu.

Şarku’l Avsat’ın Fransız Haber Ajansı AFP’den aktardığı  habere göre bir görgü tanığı, ‘siyah giysili iki kişinin’ plajda ateş açtığını söyledi.

dfgthy
Avustralya medyasında yayınlanan, saldırganlardan birine ait bir fotoğraf.

Avustralya medyası tarafından yayınlanan saldırganlardan birinin fotoğrafı

Öte yandan İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, saldırıyı ‘Yahudilere yönelik acımasız bir saldırı’ olarak nitelendirerek kınadı.

uı89o
Kurtarma ekipleri, Sidney sahilinde meydana gelen silahlı saldırının ardından yaralı bir kişiyi taşıyor (AP)

Herzog, açıklamasında şunları söyledi:

“Sidney'deki kardeşlerimiz, Bondi Plajı'nda Hanuka'nın ilk mumunu yakmaya giden Yahudilere yönelik acımasız bir saldırıda kötü niyetli teröristler tarafından saldırıya uğradı.”

Görgü tanıkları, kutlamaya katılanların saldırı mahallinden panik halinde kaçtıklarını söylerken yerel medya, silahlı saldırganların olay yerinden kaçtığını ve yetkililerin yoğun bir arama çalışması yürüttüğünü bildirdi.


Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
TT

Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)

Hamas, bugün (pazar) yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi üzerinde her türlü vesayet ve manda uygulamasını reddettiğini duyurdu. Hareket, yayımladığı bildiride, “Gazze’ye yönelik her türlü vesayet ve mandayı reddediyoruz. İşgal altındaki topraklarımızın herhangi bir karışı üzerinde de vesayeti kabul etmiyoruz; zorla yerinden etme girişimleri ve Gazze’nin yeniden mühendisliğine yönelik çabalarla uyumlu adımlara karşı uyarıyoruz” ifadelerini kullandı.

Açıklamada, “Ulusal birliğin sağlanması ve ulusal uzlaşı inşa edilmesi için seferber olunması, işgalin ve onu destekleyenlerin planlarıyla yüzleşmenin tek yoludur” denildi.

Hamas, arabuluculara ve ABD yönetimine de çağrıda bulunarak, İsrail’e baskı yapılmasını, anlaşmanın maddelerini uygulamaya zorlanmasını ve anlaşmaya yönelik süregelen ve sistematik ihlallerinin kınanmasını talep etti.

gth
Trump'ın planına göre Gazze'den çekilmenin aşamalarını gösteren harita (Beyaz Saray)

Öte yandan dün İsrailli yetkililer, ABD yönetiminin Gazze’de savaşı sona erdirmeyi hedefleyen planın ikinci aşamasını şekillendirmek üzere çalıştığını ve çok uluslu uluslararası bir gücün gelecek aydan itibaren Gazze’de göreve başlamasının planlandığını açıkladı.

Şarku’l Avsat’ın İsrail Kamu Yayın Kurumu’ndan (Kan 11) aktardığı habere göre Amerikalı yetkililer bu bilgileri son günlerde yapılan görüşmelerde İsrailli muhataplarına iletti.

ABD planına göre, barış komitesinin başkanlığını Birleşmiş Milletler’in eski Orta Doğu Özel Temsilcisi Nikolay Mladenov’un üstlenmesi, Gazze’de konuşlandırılması öngörülen uluslararası gücün komutasının ise bir ABD’li general tarafından yürütülmesi öngörülüyor.

Amerikalı yetkililere göre söz konusu gücün; güvenlik istikrarının korunması, geçiş sürecinin güvence altına alınması ve askeri operasyonların durmasının ardından Gazze’de yeni siyasi ve idari düzenlemelere zemin hazırlanması gibi görevler üstlenmesi planlanıyor.